Bir Fenerbahçeli Beşiktaş maçında

PİRR

New member
Katılım
25 Ara 2007
Mesajlar
190
Reaction score
0
Puanları
0
UZUN yıllardan beri İnönü Stadı’na ilk defa adım atıyordum.

Yayın koordinatörümüz Fikret Ercan, fanatik bir Beşiktaş taraftarıdır.


Ayrıca iki dönem Beşiktaş Yönetim Kurulu üyeliği de yaptı.

Yazı işleri toplantılarında sık sık tartışırız.

Geçenlerde futbol konusundaki hiyerarşisini şöyle açıkladı:

“Ben önce Fenerbahçe karşıtıyım. Sonra Beşiktaş taraftarıyım. En sonda da Galatasaray sempatizanıyım.”

Fanatik bir Beşiktaşlı da olsa, ilginç bir sıralama değil mi?

Önceki akşam Fikret’e, “Ben kara gün dostuyum. Bugün İnönü Stadı’nda bir felaket olabilir. Böyle kötü bir gününde seni yalnız bırakmam. Ben de maça geliyorum” dedim.

Sonra birlikte Ülker’in locasından maçı izledik.

Buraya kadar işin şakasıydı.

Şimdi, bir Fenerbahçe taraftarı olarak, Beşiktaş maçı ve stadı ile ilgili gözlemlerimi yazacağım.

* * *

İnönü Stadı’nı, eskiden beri nostaljik bir duyguyla beğenirim.

Çocukluğumun bütün futbol nostaljisini İnönü Stadı ve onun çamurlu zemini temsil eder.

Stadın VIP tarafına girerken ister istemez Şükrü Saracoğlu’nun girişi ile karşılaştırdım.

Tabii ki Saracoğlu epey ilerde.

Epey yıl, epey estetik yılı ilerde.

Localar da öyle.

Saracoğlu’nun localarındaki plazma televizyonlarla, İnönü’nün 37 ekran televizyonları da bu çağ farkını çarpıcı şekilde yansıtıyor.

Stadın üzerindeki mono blok gölgelikler beni korkuttu.

Her an çöküp bir tehlike yaratabilir duygusuna kapıldım.

Stat Türk futbolunun geldiği yerin çok gerisinde.

Kayseri ve Şanlıurfa statlarını düşününce, Beşiktaş’ın artık bu stadı yenilemesinin şart olduğu sonucuna vardım.

İnönü Stadı’nın tarihi özelliği korunarak onun yerine çok güzel bir butik stat yapılabilir.

Buraya kadar anlattıklarım, pek olumlu şeyler değildi.

Fakaaat...

* * *

Beşiktaş seyircisi hakkında epey yazı okudum.

Maç nakilleri sırasında televizyondan izledim.

Şunu söyleyeyim, bu seyirciyi, bu statta böyle büyük bir maç seyretmeden anlamak mümkün değil.

Ben hayatımda böyle bir şey görmedim.

90 değil 120 dakika takımını motive eden, hiç durmadan, hiç ara vermeden olağanüstü ambiyans yaratan bir seyirci, herhalde dünyanın hiçbir yerinde yoktur.

Bu seyirci hakkında eleştirel yazılar da okudum.

Ama önceki akşam seyrettiğim Beşiktaş seyircisinin bana göre, o yazılanlarla hiç alakası yoktu..

Mesela Alex Ferguson ikinci yarıda yedek kulübesine biraz geç geldiğinde, Beşiktaş seyircisi onu ayakta alkışladı.

Bir İngiliz futbol dehasına gösterilen küresel saygının bundan güzel örneği olamazdı.

Nitekim Ferguson da maçtan sonra Star TV’de, bu seyirciyi övdü ve o alkışlardan duyduğu keyfi anlattı.

Diyeceğim, sırf bu seyirciyi seyretmek için Beşiktaş maçlarına gidilebilir.

* * *

Maçtan sonra Mustafa Denizli ile Sir Alex Ferguson’un birlikte çektirdiği sıcak fotoğraflar da çok hoşuma gitti.

Beşiktaş, dünyanın bir numaralı futbol kulübü ile yaptığı maçtan, bana göre çok iyi puan alarak çıktı.

Maça gelince...

Karşıdaki takım Manchester United.

Beşiktaş iyi futbol oynadı.

Zevkli bir maç seyrettim.

Giderken Fikret Ercan’a, “Senin kara gününde yanında olmak istiyorum” demiştim.

Ama güzel ve aydınlık bir futbol gecesinde ona arkadaşlık ettim.

Bundan dolayı da memnunum.

Bütün Beşiktaş yönetimini ve taraftarını sevgiyle selamlıyorum.



Şortlar çok uzun değil mi



Bu yıl Galatasaray’ın mor formalarını çok beğendim.

Önceki akşam Beşiktaş’ın forması da çok güzeldi.

Ayrıca uzun şortlar, bu formaya bir NBA estetiği verecek kadar güzeldi.

Ancak dizin altına kadar inen şortların uzunluğu kafama bir soruyu taktı.

Acaba bu kadar uzun şort futbolcunun ayaklarının hareketini olumsuz etkilemez mi? Tabii bunu sadece görüntüden hareketle soruyorum.

Bugünün tekstil teknolojisi bir yandan estetiği alabildiğine geliştirirken, bir yandan sporcunun hareket kabiliyetini artırabiliyor.

Neyse, ben formaları çok beğendim.





Ertuğrul ÖZKÖK-Hürriyet
 
Stat bizim takım bizim, artizliğin lüzumu yok. O stat o haliyle Dünyanın 4ncü en güzel maç izlenen statdı seçildiyse şapkanızı önünüze koyup bi düşünün.
 
Valla biz locada falan maç seyretmiyoruz. Çıkıyoruz tübüne maç bitene kadar da susmuyoruz. Zaten gözümüz de maçtan başka bişey görmüyo_O stad bu haliyle bizim için dünyanın en güzel stadı. İsteyen beğenir istemeyen beğenmez...
 
Geri
Üst