AntidepresaN
New member
Bir Başka Açıdan İsrail Saldırısı
İsrail mevzilerine gerçekleşen bir Filistin saldırısında Filistinli militanlar/askerler sürpriz etkisi ile İsrail askerlerini hazırlıksız yakaladılar. Baskında iki İsrail askeri öldü ve Filistinliler bir İsrail askerini geri çekilirken kaçırdılar. Bunun üzerine İsrail ordusu bütün Filistin’i kapsayan ancak Gazze’de yoğunlaşan karşı saldırılara başladılar. Filistinli eylemciler İsrailli askerin serbest bırakılması için İsrail hapishanelerinde tutulan Filistinlilerin salıverilmesini talep ettiler.
İsrail’in Filistin’e karşı düzenlediği saldırı her türlü ölçü sınırlarını ve uluslar arası hukuku aşıyor. İsrail ordusunun saldırıları İsrail Başbakanı Olmert’in emirleri çerçevesinde daha da sertleşerek devam ediyor. Her şeyden önce Gazze’de yaşayan insanların hayat hakkını ellerinden alacak ve sağlık nedenleri ile toplu ölümlerin gerçekleşmesine yol açacak şekilde altyapıyı tahrip ediyorlar. Bu eylemleri haklı çıkarmak mümkün değil. Nitekim İsrail’deki insan hakları grupları bile bu İsrail ordusunun bu eylemlerini kınıyorlar. İsrail’de Haaretz gazetesi “İsrail hükümeti hiçbir Filistinli lider görüşemeye değmez politikasını sürdürür ise sonunda görüşecek Filistinli kalmayacak diyerek bu eylemlerin Filistin halkını daha birleştireceğini söylüyor.
İsrail ordusu Filistinli bakan ve milletvekillerini tutuklayarak kabul edilmesi mümkün olmayan bir başka adım daha atıyorlar. Çünkü bu eylemin uluslar arası hukukun bilinen bütün ilkelerini ihlal ettiğini herkes biliyor. Ancak dünyadan bu eyleme karşı ciddi bir tepki yükseldiğini söylemek mümkün değil. İsrail her türlü pazarlığı reddediyor. Uyguladığı politika sadece askeri geri alma ve yıldırma değil, ayni zamanda intikam alma eylemi.
Ancak bu yazının haklı olarak amacı yeterince eleştirilen (aslında yeterince eleştirmek mümkün değil) İsrail eylemlerini bir kez daha eleştirmek değil. İsrail ordusu ve istihbaratının eylemlerine bir başka açıdan bakmak. Şu anda İsrail ordusunda, polisinde ve istihbaratında görev yapan herkes kendisi de Filistin güçlerinin eline düşer ise ülkesinin kendisini kurtarmak için her şeyi yapacağını biliyor. Bu ona güven ve inanç veriyordur. Ülkesine ve ordusuna karşı bağlılığı artıyordur.
Öte yandan Türkiye’de hemen her gün bir askerimiz PKK adlı terör örgütü tarafından şehit ediliyor. Onları şehit eden katiller sürüsü Kuzey Irak’tan geliyorlar. Kuzey Irak’ta Barzani ve Talabani tarafından destekleniyorlar. Hatta Türkiye’nin Vashington büyükelçisi KDP ve KYB’nin PKK’ya silah desteği verdiğini de ileri sürüyor. Barzani’nin PKK’lıları ileri bombalama teknikleri konusunda eğitim desteği ile güçlendirdiği biliniyor.
Bütün bunlara rağmen şehit cenazeleri gelmeye devam ediyor çünkü Kuzey Irak’tan gelip saldıran alçaklar geri Kuzey Irak’a dönüyorlar.Ve Türkiye hiçbir şey yapmıyorlar. Dış İşleri Bakanı Abdullah Gül, Kayseri’de şehit cenazesinde “ezeceğiz” diyor ama inandırıcı değil. Habur sınır kapısı Barzani ve Talabani’yi beslemeye ve Türkiye’nin altını oymaya devam ediyor.
Muhakkak ki İsrail’in yaptığını yapmaya gerek yok. Zaten Türk-İslam medeniyeti ve zihniyeti böyle bir intikam eylemini gerçekleştiremez.Ancak daha ne kadar hiçbir şey yapmadan bu alçaklığı seyretmek zorunda Türk milleti. Bu millet intikamının alınması ve başka ölümlerin olmasının engellenmesi için Yıldız Hemşire gibi 11 sene bekleyip tam intikamının alındığını düşündüğü anda yeniden mi çocuklarını terör örgütüne kurban verecek?
Türkiye’nin Suriye’yi savaşla tehdit etmesi ve Öcalan’ın-PKK’nın Suriye çıkarılması üzerine Ortadoğu’da uluslar arası ilişkiler çevrelerinde “Türkçe konuşmak” diye bir kavram doğmuştu. Anlamı, sonuç alacak iş yapmaktı. Evet, Türkiye ne zaman tekrar “Türkçe konuşacak”.
Prof.Dr. Ümit Özdağ
İsrail mevzilerine gerçekleşen bir Filistin saldırısında Filistinli militanlar/askerler sürpriz etkisi ile İsrail askerlerini hazırlıksız yakaladılar. Baskında iki İsrail askeri öldü ve Filistinliler bir İsrail askerini geri çekilirken kaçırdılar. Bunun üzerine İsrail ordusu bütün Filistin’i kapsayan ancak Gazze’de yoğunlaşan karşı saldırılara başladılar. Filistinli eylemciler İsrailli askerin serbest bırakılması için İsrail hapishanelerinde tutulan Filistinlilerin salıverilmesini talep ettiler.
İsrail’in Filistin’e karşı düzenlediği saldırı her türlü ölçü sınırlarını ve uluslar arası hukuku aşıyor. İsrail ordusunun saldırıları İsrail Başbakanı Olmert’in emirleri çerçevesinde daha da sertleşerek devam ediyor. Her şeyden önce Gazze’de yaşayan insanların hayat hakkını ellerinden alacak ve sağlık nedenleri ile toplu ölümlerin gerçekleşmesine yol açacak şekilde altyapıyı tahrip ediyorlar. Bu eylemleri haklı çıkarmak mümkün değil. Nitekim İsrail’deki insan hakları grupları bile bu İsrail ordusunun bu eylemlerini kınıyorlar. İsrail’de Haaretz gazetesi “İsrail hükümeti hiçbir Filistinli lider görüşemeye değmez politikasını sürdürür ise sonunda görüşecek Filistinli kalmayacak diyerek bu eylemlerin Filistin halkını daha birleştireceğini söylüyor.
İsrail ordusu Filistinli bakan ve milletvekillerini tutuklayarak kabul edilmesi mümkün olmayan bir başka adım daha atıyorlar. Çünkü bu eylemin uluslar arası hukukun bilinen bütün ilkelerini ihlal ettiğini herkes biliyor. Ancak dünyadan bu eyleme karşı ciddi bir tepki yükseldiğini söylemek mümkün değil. İsrail her türlü pazarlığı reddediyor. Uyguladığı politika sadece askeri geri alma ve yıldırma değil, ayni zamanda intikam alma eylemi.
Ancak bu yazının haklı olarak amacı yeterince eleştirilen (aslında yeterince eleştirmek mümkün değil) İsrail eylemlerini bir kez daha eleştirmek değil. İsrail ordusu ve istihbaratının eylemlerine bir başka açıdan bakmak. Şu anda İsrail ordusunda, polisinde ve istihbaratında görev yapan herkes kendisi de Filistin güçlerinin eline düşer ise ülkesinin kendisini kurtarmak için her şeyi yapacağını biliyor. Bu ona güven ve inanç veriyordur. Ülkesine ve ordusuna karşı bağlılığı artıyordur.
Öte yandan Türkiye’de hemen her gün bir askerimiz PKK adlı terör örgütü tarafından şehit ediliyor. Onları şehit eden katiller sürüsü Kuzey Irak’tan geliyorlar. Kuzey Irak’ta Barzani ve Talabani tarafından destekleniyorlar. Hatta Türkiye’nin Vashington büyükelçisi KDP ve KYB’nin PKK’ya silah desteği verdiğini de ileri sürüyor. Barzani’nin PKK’lıları ileri bombalama teknikleri konusunda eğitim desteği ile güçlendirdiği biliniyor.
Bütün bunlara rağmen şehit cenazeleri gelmeye devam ediyor çünkü Kuzey Irak’tan gelip saldıran alçaklar geri Kuzey Irak’a dönüyorlar.Ve Türkiye hiçbir şey yapmıyorlar. Dış İşleri Bakanı Abdullah Gül, Kayseri’de şehit cenazesinde “ezeceğiz” diyor ama inandırıcı değil. Habur sınır kapısı Barzani ve Talabani’yi beslemeye ve Türkiye’nin altını oymaya devam ediyor.
Muhakkak ki İsrail’in yaptığını yapmaya gerek yok. Zaten Türk-İslam medeniyeti ve zihniyeti böyle bir intikam eylemini gerçekleştiremez.Ancak daha ne kadar hiçbir şey yapmadan bu alçaklığı seyretmek zorunda Türk milleti. Bu millet intikamının alınması ve başka ölümlerin olmasının engellenmesi için Yıldız Hemşire gibi 11 sene bekleyip tam intikamının alındığını düşündüğü anda yeniden mi çocuklarını terör örgütüne kurban verecek?
Türkiye’nin Suriye’yi savaşla tehdit etmesi ve Öcalan’ın-PKK’nın Suriye çıkarılması üzerine Ortadoğu’da uluslar arası ilişkiler çevrelerinde “Türkçe konuşmak” diye bir kavram doğmuştu. Anlamı, sonuç alacak iş yapmaktı. Evet, Türkiye ne zaman tekrar “Türkçe konuşacak”.
Prof.Dr. Ümit Özdağ
