ςคﻮคtคא_кђคภร khans
New member
Bilim adamlarına göre alkolün azı da zararlı
Tıp dergisi Lancetin son sayısında yer alan bir araştırma, zannedildiğinin aksine az alkolün yararının olmadığını ortaya koydu. Alkolün kalp ve damarları koruyucu bir etkisi bulunmadığı gibi büyük zararı var.
Almanyanın saygın gazetelerinden Sueddeutsche Zeitungun 2 Aralık 2005 tarihli nüshasında yayınlanan bir makalede alkolün azının da zararlı olduğu belirtildi. İddialarını akademik kaynaklara dayandıran ve böylece yaygın görüşün yanlışlığını gözler önüne seren yazıda, Rod Jackson ve Auckland Üniversitesinden çalışma arkadaşları alkolün sık sık telaffuz edilenlerin aksine kalp ve damarlar üzerinde koruyucu etkisinin olmadığını söylüyorlar. Yazıya kaynaklık eden bilimsel ihtisas dergisi Lancetin (cilt 366, s. 1911, 2005) tarihli geçen hafta çıkan sayısında az ila orta miktarda alkollü içecek tüketiminin de sağlığı destekleyici etkisinin olmadığı vurgulanıyor. Araştırma sonuçlarını özet bir ifadeyle net olarak vurgulayan Rod Jackson, Alkolün en küçük dozunun bile zararı, ileri sürülen yararından daha fazla. diyerek alkol meraklılarını ve şarap tutkunlarını uyarıyor.
Alkolün kalp okşayıcı özelliklerinin olduğu hipotezi 1979dan beri yaygın. O zamanlar alkolün hayatı uzatıcı vasıflarını ispatlar gibi görünen bir makale -yine Lancette- yayınlanmıştı. Daha az kalp krizi ile alkol tüketimi arasında doğru orantı var. diye yazmıştı araştırmacılar. Koruyucu madde en kısa zamanda izole edilecektir.
Bundan sonra göze çarpacak kadar bariz bir şekilde Bordeaux çevresinde, Chiantide ve Napa-Valleyden pek uzak olmayan yerlerde araştırma yapan ve çeşitli alkollerin olumlu etkilerini tasvir eden yüzlerce bilim adamının makaleleri yayınlandı. Güya sadece kırmızı şarap değil, beyaz şarap, bira ve hatta sert içkiler de damarları yumuşak tutuyorlarmış. İhtisas dergilerinin yazı başlıkları Cheers! (Şerefe!) ile başlıyor ve tıpçılar günlük hayata dair olumlu haberler verebilmenin mutluluğunu yaşıyorlardı. Erkeklerin günde iki yarım bira, iki çeyrek kırmızı şarap veya bir başka içkiden yararlanabileceği, standart tavsiye niteliği taşıyordu.
Yeni Zelandalı ilim adamları şimdi araştırmaların iki sivri ucuna dikkat çekiyorlar. Araştırmaların çoğunda bilim adamları alkolün olumluluğu tezinden yola çıkmış ve ilim standartlarını savsaklamışlardı. Örneğin ölçülü alkol kullananlarla hiç kullanmayanların kıyaslanmasında yanlışlıkla, eskiden alkol kullanmış olanlar da, hiç kullanmamışlar grubuna dahil edilmiş. İlim adamları bunların çoğunun sağlık sorunlarından dolayı alkolü bıraktıklarını ve çeşitli hastalıklardan muzdarip olduklarını belirtmemişler.
Yeni Zelandalı tıpçılar aynı zamanda alkolün damarlar üzerinde iyi etkisinin olduğunu da söylüyorlar. Fakat bu faydanın görülebilmesi için çok aşırı miktarda alkol alınması gerekiyor. Fakat alınan bu yüksek dozun vücudun başka bölgelerinde sebep olduğu tahribat ise ürkütücü boyutlarda.
Atlantalı tıpçılar American Journal of Preventive Medicine dergisinde başka hata kaynaklarına da parmak basıyorlar (cilt 28, s. 369, 2005). Buna göre kalp ve kan dolaşımı için kıstas alınan 30 risk faktöründen 27si hiç içki kullanmayanlarda, ölçülü tüketenlerden daha belirgin. Jackson alkolün etkilerine bakış açısının kadınların menopoz dönemlerindeki hormon tedavisi ile kıyaslıyor. Hem doktorlar hem de halk on yıllardan bu yana iki olayda da olumlu etkilere inanmaktaydılar.
Tıp dergisi Lancetin son sayısında yer alan bir araştırma, zannedildiğinin aksine az alkolün yararının olmadığını ortaya koydu. Alkolün kalp ve damarları koruyucu bir etkisi bulunmadığı gibi büyük zararı var.
Almanyanın saygın gazetelerinden Sueddeutsche Zeitungun 2 Aralık 2005 tarihli nüshasında yayınlanan bir makalede alkolün azının da zararlı olduğu belirtildi. İddialarını akademik kaynaklara dayandıran ve böylece yaygın görüşün yanlışlığını gözler önüne seren yazıda, Rod Jackson ve Auckland Üniversitesinden çalışma arkadaşları alkolün sık sık telaffuz edilenlerin aksine kalp ve damarlar üzerinde koruyucu etkisinin olmadığını söylüyorlar. Yazıya kaynaklık eden bilimsel ihtisas dergisi Lancetin (cilt 366, s. 1911, 2005) tarihli geçen hafta çıkan sayısında az ila orta miktarda alkollü içecek tüketiminin de sağlığı destekleyici etkisinin olmadığı vurgulanıyor. Araştırma sonuçlarını özet bir ifadeyle net olarak vurgulayan Rod Jackson, Alkolün en küçük dozunun bile zararı, ileri sürülen yararından daha fazla. diyerek alkol meraklılarını ve şarap tutkunlarını uyarıyor.
Alkolün kalp okşayıcı özelliklerinin olduğu hipotezi 1979dan beri yaygın. O zamanlar alkolün hayatı uzatıcı vasıflarını ispatlar gibi görünen bir makale -yine Lancette- yayınlanmıştı. Daha az kalp krizi ile alkol tüketimi arasında doğru orantı var. diye yazmıştı araştırmacılar. Koruyucu madde en kısa zamanda izole edilecektir.
Bundan sonra göze çarpacak kadar bariz bir şekilde Bordeaux çevresinde, Chiantide ve Napa-Valleyden pek uzak olmayan yerlerde araştırma yapan ve çeşitli alkollerin olumlu etkilerini tasvir eden yüzlerce bilim adamının makaleleri yayınlandı. Güya sadece kırmızı şarap değil, beyaz şarap, bira ve hatta sert içkiler de damarları yumuşak tutuyorlarmış. İhtisas dergilerinin yazı başlıkları Cheers! (Şerefe!) ile başlıyor ve tıpçılar günlük hayata dair olumlu haberler verebilmenin mutluluğunu yaşıyorlardı. Erkeklerin günde iki yarım bira, iki çeyrek kırmızı şarap veya bir başka içkiden yararlanabileceği, standart tavsiye niteliği taşıyordu.
Yeni Zelandalı ilim adamları şimdi araştırmaların iki sivri ucuna dikkat çekiyorlar. Araştırmaların çoğunda bilim adamları alkolün olumluluğu tezinden yola çıkmış ve ilim standartlarını savsaklamışlardı. Örneğin ölçülü alkol kullananlarla hiç kullanmayanların kıyaslanmasında yanlışlıkla, eskiden alkol kullanmış olanlar da, hiç kullanmamışlar grubuna dahil edilmiş. İlim adamları bunların çoğunun sağlık sorunlarından dolayı alkolü bıraktıklarını ve çeşitli hastalıklardan muzdarip olduklarını belirtmemişler.
Yeni Zelandalı tıpçılar aynı zamanda alkolün damarlar üzerinde iyi etkisinin olduğunu da söylüyorlar. Fakat bu faydanın görülebilmesi için çok aşırı miktarda alkol alınması gerekiyor. Fakat alınan bu yüksek dozun vücudun başka bölgelerinde sebep olduğu tahribat ise ürkütücü boyutlarda.
Atlantalı tıpçılar American Journal of Preventive Medicine dergisinde başka hata kaynaklarına da parmak basıyorlar (cilt 28, s. 369, 2005). Buna göre kalp ve kan dolaşımı için kıstas alınan 30 risk faktöründen 27si hiç içki kullanmayanlarda, ölçülü tüketenlerden daha belirgin. Jackson alkolün etkilerine bakış açısının kadınların menopoz dönemlerindeki hormon tedavisi ile kıyaslıyor. Hem doktorlar hem de halk on yıllardan bu yana iki olayda da olumlu etkilere inanmaktaydılar.