64general1
New member
- Katılım
- 14 Haz 2007
- Mesajlar
- 1,720
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Yazan: Rıza ZELYUT
Yazımın başlığı şöyle de olabilirdi: Türk basınının var olma yok olma kavgası...
Geldiğimiz süreç ancak böyle özetlenebilir.
Düşünün ki 83 yaşındaki İlhan Selçuk; iki korumanın gözetiminde bu isim; evi basılarak gözaltına alınıyor.
İlhan Selçuk; silahlı terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyormuş.
Onunla birlikte İşçi Partisi Başkanı Doğu Perinçek, Ulusal Kanal yayın Yönetmeni Ferit İlsever, Aydınlık Dergisi Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk; eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu da göz altına alınmış.
Savcı Zekeriya Öz'ü tebrik ediyorum.
Bunlar; bombalar; havanlar, Kaleşnikofla katliam yapacaklar, halkı ayaklandıracaklar.
İlhan Selçuk'un gözaltına alındığı saatlerde Türkiye'nin belli başlı şehirlerine PKK yandaşları, kendi bayraklarını asıyorlardı...
Polisin, askerin, sivil halkın kanını akıtüanlara dokunamayan terörle mücadele ekipleri; Türkiye'nin en saygın isimlerini silahlı terör üyesi göstererek tutukluyor.
Sebebi ne?
AKP'YE KARŞI ÇIKAMAZSINIZ
Gözaltına alınanlara bakınız.
Bunlar; AKP'ye muhalefet eden aydınlardır.
Sadece AKP'ye değil; bunlar ABD emperyalizmine de karşı çıkarlar. Bunlar yine en açık biçimde Fethullah Gülen'e ve onun siyasette, poliste yer alan etkisine, kadrolaşmasına da karşı çıkarlar.
İlhan Selçuk, Cumhuriyet Gazetesi ile birlikte, tarikatçiliğin Türkiye'yi teslim aldığını en çarpıcı biçimde halka duyurur.
Aydınlık Dergisi; hükümet içinde odaklanan tarikatçi kadroları deşifre eder. Hükümetin ABD tarafından kontrol edildiğine ilişkin belgeler yayımlar. Hrant Dink cinayetinin izlerinin hükümete kadar uzandığını ortaya koyan şemalar yayımlar. Ve polis içindeki Fethullahçı polis şeflerinin isimlerini yayımlar.
Ulusal Kanal; AKP'ye muhalefet eden yayınları ile halkı bilinçlendirir. Fethullahçı kadroların içyüzünü ortaya koyan programlar yapar.
İşte böyle etkili muhalefet odağı olan yayın kuruluşlarının susturulması gerekmektedir.
Başka bir sebep bulunamaz...
Türk siyaset tarihinin bilinen isimleri ve saygın aydınları, terör örgütü üyesi gösterilerek içeri tıkılır.
CHP Lideri bu operasyonu; 'AKP kendi derin devletini yaratıyor!' diye özetledi. Bu sözlerden çıkan sonuça göre, operasyonu yapanlar, AKP derin devletinin parçası sayılabilir.
DİK DURMA ZAMANI
AKP'ye ve tarikatçilere karşı çıkmak terör örgütü üyesi olmak sayılıyorsa; ben de aynı çizgideyim...
Bu hükümetin başımızdan gitmesi için bütün demokratik yolları kullanmaya kararlı bir vatandaşım.
Dün SKY Türk kanalında aynı şeyleri bastıra bastıra söyledim.
Sayın Başbakan!
Emir ver adamlarına; beni de tutuklasınlar...
İlhan Selçuk içeride iken dışarıda kalmayı kendim için onursuzluk sayıyorum.
Hayatını Türkiye'nin bağımsızlığını savunmaya adamış Doğu Perinçek içeride iken dışarıda kalmayı kendim için bir eksiklik görüyorum.
Bundan sonra da dayanışma olarak Ulusal Kanal'da program yapacağım.
Gün, namuslu basına sahip çıkma günüdür...
Vatandaş olanları şimdi göreceğiz...
***
Gerçek ortadadır. 1950'den beri başımıza böyle bir hükümet gelmemiştir. Demokrat Parti'nin Tahkikat Komisyonları, şimdi 'terörle mücadele' şeklinde polis birimine çevrilmiş gözüküyor. Bu uygulamalar, ancak darbe ortamında görülen uygulamalardır.
Seçimlerden önce yazmıştım. Yaşadığımız süreç bir sivil darbe sürecidir.Hükümeti eleştiren basın ya ekonomik güç ya da polis gücü kullanılarak susturulmak isteniyor.
Gittiğimiz yön bellidir:
Türk demokrasisi büyük bir tehditle karşı karşıyadır.
Çağdaş yaşam biçimini yok edecek bu gelişmeler; sadece gazetecileri ve aydınları değil; uygar bir ülkede özgürce yaşamak isteyen herkesi ilgilendirir. Çünkü bu mücadele çağdaş yaşam modelini yok etmek isteyenlerle uygar insanların mücadelesidir.
Türk basını bu darbeler karşısında dik duracaktır. Bu kara günleri de el birliği ile atlatacağız ve Türkiye'yi işbirlikçi gericilere bırakmayacağız..
Yazımın başlığı şöyle de olabilirdi: Türk basınının var olma yok olma kavgası...
Geldiğimiz süreç ancak böyle özetlenebilir.
Düşünün ki 83 yaşındaki İlhan Selçuk; iki korumanın gözetiminde bu isim; evi basılarak gözaltına alınıyor.
İlhan Selçuk; silahlı terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyormuş.
Onunla birlikte İşçi Partisi Başkanı Doğu Perinçek, Ulusal Kanal yayın Yönetmeni Ferit İlsever, Aydınlık Dergisi Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk; eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu da göz altına alınmış.
Savcı Zekeriya Öz'ü tebrik ediyorum.
Bunlar; bombalar; havanlar, Kaleşnikofla katliam yapacaklar, halkı ayaklandıracaklar.
İlhan Selçuk'un gözaltına alındığı saatlerde Türkiye'nin belli başlı şehirlerine PKK yandaşları, kendi bayraklarını asıyorlardı...
Polisin, askerin, sivil halkın kanını akıtüanlara dokunamayan terörle mücadele ekipleri; Türkiye'nin en saygın isimlerini silahlı terör üyesi göstererek tutukluyor.
Sebebi ne?
AKP'YE KARŞI ÇIKAMAZSINIZ
Gözaltına alınanlara bakınız.
Bunlar; AKP'ye muhalefet eden aydınlardır.
Sadece AKP'ye değil; bunlar ABD emperyalizmine de karşı çıkarlar. Bunlar yine en açık biçimde Fethullah Gülen'e ve onun siyasette, poliste yer alan etkisine, kadrolaşmasına da karşı çıkarlar.
İlhan Selçuk, Cumhuriyet Gazetesi ile birlikte, tarikatçiliğin Türkiye'yi teslim aldığını en çarpıcı biçimde halka duyurur.
Aydınlık Dergisi; hükümet içinde odaklanan tarikatçi kadroları deşifre eder. Hükümetin ABD tarafından kontrol edildiğine ilişkin belgeler yayımlar. Hrant Dink cinayetinin izlerinin hükümete kadar uzandığını ortaya koyan şemalar yayımlar. Ve polis içindeki Fethullahçı polis şeflerinin isimlerini yayımlar.
Ulusal Kanal; AKP'ye muhalefet eden yayınları ile halkı bilinçlendirir. Fethullahçı kadroların içyüzünü ortaya koyan programlar yapar.
İşte böyle etkili muhalefet odağı olan yayın kuruluşlarının susturulması gerekmektedir.
Başka bir sebep bulunamaz...
Türk siyaset tarihinin bilinen isimleri ve saygın aydınları, terör örgütü üyesi gösterilerek içeri tıkılır.
CHP Lideri bu operasyonu; 'AKP kendi derin devletini yaratıyor!' diye özetledi. Bu sözlerden çıkan sonuça göre, operasyonu yapanlar, AKP derin devletinin parçası sayılabilir.
DİK DURMA ZAMANI
AKP'ye ve tarikatçilere karşı çıkmak terör örgütü üyesi olmak sayılıyorsa; ben de aynı çizgideyim...
Bu hükümetin başımızdan gitmesi için bütün demokratik yolları kullanmaya kararlı bir vatandaşım.
Dün SKY Türk kanalında aynı şeyleri bastıra bastıra söyledim.
Sayın Başbakan!
Emir ver adamlarına; beni de tutuklasınlar...
İlhan Selçuk içeride iken dışarıda kalmayı kendim için onursuzluk sayıyorum.
Hayatını Türkiye'nin bağımsızlığını savunmaya adamış Doğu Perinçek içeride iken dışarıda kalmayı kendim için bir eksiklik görüyorum.
Bundan sonra da dayanışma olarak Ulusal Kanal'da program yapacağım.
Gün, namuslu basına sahip çıkma günüdür...
Vatandaş olanları şimdi göreceğiz...
***
Gerçek ortadadır. 1950'den beri başımıza böyle bir hükümet gelmemiştir. Demokrat Parti'nin Tahkikat Komisyonları, şimdi 'terörle mücadele' şeklinde polis birimine çevrilmiş gözüküyor. Bu uygulamalar, ancak darbe ortamında görülen uygulamalardır.
Seçimlerden önce yazmıştım. Yaşadığımız süreç bir sivil darbe sürecidir.Hükümeti eleştiren basın ya ekonomik güç ya da polis gücü kullanılarak susturulmak isteniyor.
Gittiğimiz yön bellidir:
Türk demokrasisi büyük bir tehditle karşı karşıyadır.
Çağdaş yaşam biçimini yok edecek bu gelişmeler; sadece gazetecileri ve aydınları değil; uygar bir ülkede özgürce yaşamak isteyen herkesi ilgilendirir. Çünkü bu mücadele çağdaş yaşam modelini yok etmek isteyenlerle uygar insanların mücadelesidir.
Türk basını bu darbeler karşısında dik duracaktır. Bu kara günleri de el birliği ile atlatacağız ve Türkiye'yi işbirlikçi gericilere bırakmayacağız..