Ruslar İstanbul'a nasıl gelir?

tıesto

New member
Katılım
13 Ocak 2006
Mesajlar
12,015
Reaction score
0
Puanları
0
Ruslar İstanbul'a nasıl gelir?


i32746_anit.jpg



İstanbul'un tam göbeğinde, Taksim Meydanı'ndaki heykelde, Atatürk'ün omuz başında iki Sovyet generali durur. Bunu bilmeyen çoktur.
Moskova'daki en eski Türklerden, turizm sektörünün duayenlerinden Refet Kayakıran, bu heykelden yola çıkarak "Ruslar İstanbul'a nasıl gelir?" sorusuna cevap arıyor. :

TurizmGazetesi.Com'da yayınlanan yazıyı sizlerle paylaşıyoruz:

RUSLAR İSTANBUL’A NASIL GELİR?

Mustafa Kemal, Çanakkale’de Ingiliz donanmasını durdurarak Osmanlıyı bir süre de olsa kurtarırken,
aslında, İngilizlerin Rus Çarlığına yardıma gitmelerini engellediğini ve bir gün Lenin in de ona vefa borcunu ödeyeceğini düşünmüş müydü acaba?
Nitekim, çok geçmeden başlayan Kurtuluş Savaşıyla, Mustafa Kemal’e silah ve altınla destek veren Lenin, belki de 1917 deki borcunu, 1922 de ödemiş oldu.
Ama Atatürk, bu desteğe karşılık öyle bir jest yapmıştı ki, Rusların ve Türklerin pek azı bu inanılmaz jesti bilirler... Maalesef.

1920 li tarihlerin çok kısa bir döneminde , 300 yılı savaşlarla dolu iki ülkenin barış ve destek dolu bir dönemi var.
Aslında başlı başına bir film malzemesi olacak bu dönemin abidesi İstanbul’un göbeğinde durduğu halde, bu dönem iki ülkenin de tarih kitaplarında okutulmaz.
Abidenin altında hikayesi dahi yazmaz.

Sovyet ülkeleri dışında hiç bir ülkede, henhangi bir Rus veya Sovyet ünlüsünün heykeli yoktur herhalde... Ama Türkiye hariç.

İstanbul’un Taksim meydanındaki Cumhuriyet heykelinde Atatürk’ün omuzunun sol ve sağ arkasında 2 Rus generalinin bulunduğunu bizler de yeni yeni okumaktayız son yıllarda.
Biri, daha sonra Sovyet Cumhurbaşkanlığı sayılacak makama kadar yükselen Mareşal Varaşilov, diğeri de onun kadar ünlü General Frunze.
Bu 2 asker, Kurtuluş Savaşına destek sağlamak üzere 1922 Ankara Meclisine kadar gelen Lenin’in 2 Generali.
1928 yılında Atatürk bu 2 askeri, sağında İsmet İnönü, solunda Mareşal Fevzi Çakmak olan Taksim heykelinde omuzunun arkasına koyacak kadar asil bir vefaya sahipmiş.

Sovyetlerin yayılmacı politikasına tek bir taviz vermeden, desteklerini alarak, tam bağımsızlık yolunda ilerleyen bu deha,
Dünya kültür tarihi başkentlerinden belki de birincisi olan İstanbul‘un göbeğine heykellerini dikecek kadar da ileri görüşlüymüş.

Tarihimizde komunizm öcüsüyle üstü örtülen bu bilgi, bugün gelinen Rus-Türk dostluğunda ortaya çıkarılıp, bir tanıtım unsuru olarak zirveye çıkartılacak değerde değil midir?

Son 15 yılda İstanbul’a gelmiş milyonlarca Rus, bunu bilse, o heykel çiçek bahçesine dönmez miydi?
Bu konuyu içeren bir tanıtım filmi İstanbul’a daha fazla milyonlarca Rusu çekmez miydi, çekmez mi?

Türk-Rus dayanışmasının en önemli göstergesi olan bu dönem, bugün 2 ülkenin ortak yapacağı bir filmle gişe rekorlar kırmaz mı Rusya ve Türkiye’de?

Geçen ay, yıllarca saklandığı yerden çıkartılarak Cumhurbaşkanlığı web sitesinde yayınlanan, Atatürk’ün emriyle çekilmiş Sovyet yapımı filmden başlayarak bugünkü Antalya sahillerindeki belki bir Türk-Rus aşkıyla sonuçlanacak bir film, herhalde Bakanlığın Rusya fuarlarından da, Moskova sokaklarına asacağı afişlerden de çok daha fazla ilgi çekerek 10 milyonlarca Rus tarafından sinemalarda izlenecek ve merakla bu heykel gelip görülecektir.

Türkiye’ye artık büyük çaplı, senaryolu Hollywood tarzı filmler gerekmez mi tanıtım için?

Mısır, mumyalarını evire çevire onlarca filmle dünya sahnelerinde, kitaplarında milyonlara sunarken, biz 7000 yıllık, yüzlerce uygarlık dolu tarihimizle daha ne bekleriz acaba?
 
Geri
Üst