cliper1907
forum elektro gitaristi
Bir çok annede, anne sütü 6. aydan sonra bebeğin beslenme ihtiyaçını karşılamaya yetmez. Bu nedenle adım adım ek gıdalara başlanması önerilir.
Anadolu Sağlık Merkezi’nden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Direktörü Pediatrik Endokrinoloji Uzmanı Dr. Neslihan Güngör, bebek beslenmesi için bilinmesi gerekenlerle ilgili bilgi verdi.
Yenidoğan bebek: Yenidoğan bir bebek için en iyi gıda anne sütüdür. Öyle ki, yaşamın ilk 4 ile 6 ayı boyunca, başka hiçbir ek gıda gerekmeksizin, anne sütü bebeğin tüm ihtiyaçlarını karşılamak için yeter. Bu dönemde bebeğe ek olarak verilmesi gereken tek destek D vitaminidir.
NEDEN ANNE SÜTÜ?
Anne sütünün üstünlükleri aşağıdaki gibi özetlenebilir:
1. Her annenin sütü kendi bebeği için özel olarak yapılır. Anne sütünde inek sütünde bulunmayan ve laboratuarda üretilmesi mümkün olmayan 100’den fazla bileşen vardır. Buna ek olarak formüle mamalardan (kutu veya şişe mamalar) farklı olarak, anne sütünün içeriği, bebeğin sürekli değişen ihtiyaçlarını karşılamak için sürekli değişir ve yenilenir. Örneğin anne sütünün sabah saatlerindeki bileşimi akşamüzeri bileşiminden, bebeğin birinci ayındaki bileşimi yedinci ayınkinden, farklıdır. Ayrıca prematüre bir bebek için olan anne sütü bileşimi, zamanında doğan bir bebek için olandan farklılıklar gösterir.
2. Daha iyi sindirilebilirlik, daha az kabızlık veya ishal: Anne sütü bebeğin hassas ve halen gelişmekte olan sindirim sistemi için hazırlanmıştır. Anne sütündeki protein (çoğunlukla lactalbumin) ve yağ, inek sütündeki protein (çoğunlukla kazeinojen) ve yağa göre daha rahat sindirilebilir. Genel olarak anne sütü ile beslenen bebeklerde ishal veya kabızlık gibi problemler hemen hemen hiç görülmez.
3. Daha az sodyum (tuz) ve protein: Anne sütünün tuz ve protein içeriği inek sütüne göre daha az olduğu için, yenidoğanın gelişmekte olan böbreğine daha az yük bindirir.
4. Daha az alerji riski: Anne sütüne alerji geliştirme durumu hemen hiç görülmez, bebekler nadiren annenin yediği ve süte geçen bir gıdaya hassas ise buna reaksiyon verebilir. Oysa ki inek sütü bazlı formüle mamalara her 10 bebekten birinde alerji geliştirebilir.
5. Daha iyi kalsiyum emilimi: Anne sütündeki kalsiyum, inek sütü bazlı mamalara göre daha iyi emilerek bebeğin kan dolaşımına katılır. Bu anne sütündeki fosfor miktarının da göreceli olarak az olmasına bağlı olabilir.
6. Anne sütü ile beslenen bebeklerde daha az pişik görülür.
7. Anne sütü bebeği çeşitli hastalıklardan koruyan bağışıklık maddelerini (antikorlar) bebeğe vererek bağışıklık sistemini güçlendirir. Anne sütü ile beslenen bebeklerde kulak iltihabı, soğuk algınlığı gibi hastalıklar daha az görüldüğü gibi, hastaneye yatmayı gerektirecek mikrobik hastalıklar da bu bebeklerde daha az görülür.
8. Anne sütünün bebeği obeziteden koruduğuna ilişkin bilimsel araştırma verileri mevcuttır.
9. Psikolojik kazançlar: Daha kuvvetli anne-bebek ilişkisi. Anne sütü verilmesi sırasında anne ile bebek arasında çok özel bir bağ kurulur. Bu bebeğin psikolojik gelişimine de olumlu katkıda bulunur.
10. Anne sütü, verilmesi çok rahat bir besindir: Her zaman kullanıma hazır, temiz ve ideal sıcaklıktadır. Bebeğin ihtiyacı olan heryerde ve herzaman verilebilir. Anne sütü mamalar ile karşılaştırıldığında aynı zamanda çok ekonomik bir besindir.
11. Anne sütünün anne sağlığı için de pek çok faydası bulunur.
YAŞAMIN 2. - 6. AYINDA BESLENME
Bebek 6 aylık olduğunda çeşitli besinleri sindirme ve absorbe etme (sindirim sisteminden kan dolaşımına alma) ve metabolize etme (işleme), kullanma ve vücuttan atma kapasitesi, bir erişkindeki kapasiteye yakın olur. Buna ek olarak çoğu bebekte 6 aydan sonra dişler çıkmaya başlar. Dişlerin çıkması ile beraber diyetteki karbonhidratların (şekerli, nişastalı gıdalar) diş çürüğü gelişmesine etkisinin de dikkate alınması gerekir. Bu dönemden itibaren bebek daha aktif olup, çevresini keşfetmeye başlar.
Bebeklerde ek gıdalara 4-6 aydan sonra başlanması önerilir. Pek çok annede anne sütünün üretilme hacmi 6. aydan sonra bebeğin tüm beslenme ihtiyaçlarını karşılamaya yetmeyebilir. Bu özellikle “demir” için geçerlidir. Bu nedenle, sadece anne sütü ile beslenmekte olan bebekler için 4-6 aydan itibaren başlanan ek gıdalar, önemli besleyici maddeler içermelidir.
Ek gıdalar çerçevesinde anne sütünün yetersiz olduğu annelerde, formüle mamaların da bebeğe verilmeye başlanması vardır. Ayrıca anne sütü ve formüle mama dışı ek gıdalar bu kapsamdadır.
Ek gıdalara geçilirken altın kurallardan birisi de, bunlara adım adım başlayıp yavaş yavaş miktarı ve çeşitliliği arttırmaktır.
Ek gıdalara başlamak için uygun zamanın geldiğini gösteren ipuçları (Ek gıdalar için bebeğin hazır olduğunu gösteren gelişimsel işaretler):
* Bebeğin yardımsız /desteksiz oturabilmesi
* Dille itme refleksinin azalması
* Baş-boyun kontrolü olması, yiyeceği reddederse bunu rahatça yapabilmesi
Tahıllar (serealler): Demir için iyi bir kaynak olup, genellikle ilk başlanan ek gıda olmalıdırlar.
Sebzeler ve meyveler tahılların ardından beslenmeye eklenir.
Kısa süre sonra da et grubu ve en son da yumurta diyete eklenir.
Her seferinde sadece tek bir yeni gıda eklenmeli ve yeni ek gıdalara başlamak için en az 3-4 gün beklenmelidir. Bu süre, verilen herhangi yeni gıdaya karşı bir besin alerjisi gelişip gelişmediğini gözlemlemek açısından önemlidir. Bu özellikle ailede alerji öyküsü varsa önem kazanır.
Ek gıdalar evde hazırlanabilir veya hazır alınabilir. Hazır alınan ek gıdalarda genel olarak demir katkısı da bulunmaktadır. Ayrıca hazır ek gıdalar değişik kıvam ve pütürlülük derecelerinde hazırlanmış olup, bebek büyüdükçe ve geliştikçe daha pütürlü ve tanecikli gıdaları tolere edebileceği için giderek uygun çeşitler seçilebilir.
Evde hazırlanan, tek et çeşidi ve bir veya birden fazla sebze içeren çorbalar çok popülerdir. Ancak bu gıdaların protein içeriği et püresi kadar fazla değildir. Puding ve tatlılar (muhallebiler) de anneler tarafından tercih edilmekle birlikte, bunlar süt ve yumurta içerdikleri dışında, çok fazla besleyiciler içermeyip sadece kalori (enerji) kaynağıdırlar. Ayrıca yumurta içeren besinlerin bebeğe verilmesi genel anlamda daha geç olmalıdır. Bu, özellikle ailede gıda veya diğer etkenlere karşı alerji öyküsü varsa, önem kazanır.
Bebek yumurtayı tolere edebildiğini kanıtlayana dek ertelenmelidir. Örneğin, katı haşlanmış bir yumurta sarısının ezilerek verilmesi sonrası bunu tolere etme.
Özellikle 4 aylıktan küçük olup yavaş büyüyen (kilo ve boy) bebekler için anne sütü alıyorsa anne sütü, formüle mama alıyorsa bu mamanın sıklık ve süresinin artırılması gerekir. Bu durumdaki bebeklerde erken olarak katı gıdalara geçilmesi uygun değildir.
Katı gıdalara başlanınca, bebekler anne sütü /formüle mama alımını azaltırlar. Oysa ki süt, püre yapılmış et ve yumurta sarısı haricindeki tüm katı gıdalara göre kalori açısından daha zengindir ki bu katı gıdalar, ek gıdalar çizelgesinde daha ileriki aylarda yer alır.
Bebeklere asla sosis, pişmemiş havuç, patlamış mısır, yuvarlak şeker ve üzüm gibi yiyecekler verilmemelidir. Bunlar solunum yollaına kaçıp boğulmaya neden olabilirler.
6. aydan sonra bardak ile meyve suyu verilmeye başlanabilir ancak günde yarım su bardağını (yaklaşık 100-120 cc) geçmemesi önerilir.
Genel anlamda sağlıklı olan bebeklere çok sıcak hava veya sıvı kaybına yolaçan ishal gibi durumlar dışında su ile takviye yapmak gerekmez.
Bebeklere 12 aydan önce bal verilmemelidir. Botulismusa yol açabilir
Anadolu Sağlık Merkezi’nden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Direktörü Pediatrik Endokrinoloji Uzmanı Dr. Neslihan Güngör, bebek beslenmesi için bilinmesi gerekenlerle ilgili bilgi verdi.
Yenidoğan bebek: Yenidoğan bir bebek için en iyi gıda anne sütüdür. Öyle ki, yaşamın ilk 4 ile 6 ayı boyunca, başka hiçbir ek gıda gerekmeksizin, anne sütü bebeğin tüm ihtiyaçlarını karşılamak için yeter. Bu dönemde bebeğe ek olarak verilmesi gereken tek destek D vitaminidir.
NEDEN ANNE SÜTÜ?
Anne sütünün üstünlükleri aşağıdaki gibi özetlenebilir:
1. Her annenin sütü kendi bebeği için özel olarak yapılır. Anne sütünde inek sütünde bulunmayan ve laboratuarda üretilmesi mümkün olmayan 100’den fazla bileşen vardır. Buna ek olarak formüle mamalardan (kutu veya şişe mamalar) farklı olarak, anne sütünün içeriği, bebeğin sürekli değişen ihtiyaçlarını karşılamak için sürekli değişir ve yenilenir. Örneğin anne sütünün sabah saatlerindeki bileşimi akşamüzeri bileşiminden, bebeğin birinci ayındaki bileşimi yedinci ayınkinden, farklıdır. Ayrıca prematüre bir bebek için olan anne sütü bileşimi, zamanında doğan bir bebek için olandan farklılıklar gösterir.
2. Daha iyi sindirilebilirlik, daha az kabızlık veya ishal: Anne sütü bebeğin hassas ve halen gelişmekte olan sindirim sistemi için hazırlanmıştır. Anne sütündeki protein (çoğunlukla lactalbumin) ve yağ, inek sütündeki protein (çoğunlukla kazeinojen) ve yağa göre daha rahat sindirilebilir. Genel olarak anne sütü ile beslenen bebeklerde ishal veya kabızlık gibi problemler hemen hemen hiç görülmez.
3. Daha az sodyum (tuz) ve protein: Anne sütünün tuz ve protein içeriği inek sütüne göre daha az olduğu için, yenidoğanın gelişmekte olan böbreğine daha az yük bindirir.
4. Daha az alerji riski: Anne sütüne alerji geliştirme durumu hemen hiç görülmez, bebekler nadiren annenin yediği ve süte geçen bir gıdaya hassas ise buna reaksiyon verebilir. Oysa ki inek sütü bazlı formüle mamalara her 10 bebekten birinde alerji geliştirebilir.
5. Daha iyi kalsiyum emilimi: Anne sütündeki kalsiyum, inek sütü bazlı mamalara göre daha iyi emilerek bebeğin kan dolaşımına katılır. Bu anne sütündeki fosfor miktarının da göreceli olarak az olmasına bağlı olabilir.
6. Anne sütü ile beslenen bebeklerde daha az pişik görülür.
7. Anne sütü bebeği çeşitli hastalıklardan koruyan bağışıklık maddelerini (antikorlar) bebeğe vererek bağışıklık sistemini güçlendirir. Anne sütü ile beslenen bebeklerde kulak iltihabı, soğuk algınlığı gibi hastalıklar daha az görüldüğü gibi, hastaneye yatmayı gerektirecek mikrobik hastalıklar da bu bebeklerde daha az görülür.
8. Anne sütünün bebeği obeziteden koruduğuna ilişkin bilimsel araştırma verileri mevcuttır.
9. Psikolojik kazançlar: Daha kuvvetli anne-bebek ilişkisi. Anne sütü verilmesi sırasında anne ile bebek arasında çok özel bir bağ kurulur. Bu bebeğin psikolojik gelişimine de olumlu katkıda bulunur.
10. Anne sütü, verilmesi çok rahat bir besindir: Her zaman kullanıma hazır, temiz ve ideal sıcaklıktadır. Bebeğin ihtiyacı olan heryerde ve herzaman verilebilir. Anne sütü mamalar ile karşılaştırıldığında aynı zamanda çok ekonomik bir besindir.
11. Anne sütünün anne sağlığı için de pek çok faydası bulunur.
YAŞAMIN 2. - 6. AYINDA BESLENME
Bebek 6 aylık olduğunda çeşitli besinleri sindirme ve absorbe etme (sindirim sisteminden kan dolaşımına alma) ve metabolize etme (işleme), kullanma ve vücuttan atma kapasitesi, bir erişkindeki kapasiteye yakın olur. Buna ek olarak çoğu bebekte 6 aydan sonra dişler çıkmaya başlar. Dişlerin çıkması ile beraber diyetteki karbonhidratların (şekerli, nişastalı gıdalar) diş çürüğü gelişmesine etkisinin de dikkate alınması gerekir. Bu dönemden itibaren bebek daha aktif olup, çevresini keşfetmeye başlar.
Bebeklerde ek gıdalara 4-6 aydan sonra başlanması önerilir. Pek çok annede anne sütünün üretilme hacmi 6. aydan sonra bebeğin tüm beslenme ihtiyaçlarını karşılamaya yetmeyebilir. Bu özellikle “demir” için geçerlidir. Bu nedenle, sadece anne sütü ile beslenmekte olan bebekler için 4-6 aydan itibaren başlanan ek gıdalar, önemli besleyici maddeler içermelidir.
Ek gıdalar çerçevesinde anne sütünün yetersiz olduğu annelerde, formüle mamaların da bebeğe verilmeye başlanması vardır. Ayrıca anne sütü ve formüle mama dışı ek gıdalar bu kapsamdadır.
Ek gıdalara geçilirken altın kurallardan birisi de, bunlara adım adım başlayıp yavaş yavaş miktarı ve çeşitliliği arttırmaktır.
Ek gıdalara başlamak için uygun zamanın geldiğini gösteren ipuçları (Ek gıdalar için bebeğin hazır olduğunu gösteren gelişimsel işaretler):
* Bebeğin yardımsız /desteksiz oturabilmesi
* Dille itme refleksinin azalması
* Baş-boyun kontrolü olması, yiyeceği reddederse bunu rahatça yapabilmesi
Tahıllar (serealler): Demir için iyi bir kaynak olup, genellikle ilk başlanan ek gıda olmalıdırlar.
Sebzeler ve meyveler tahılların ardından beslenmeye eklenir.
Kısa süre sonra da et grubu ve en son da yumurta diyete eklenir.
Her seferinde sadece tek bir yeni gıda eklenmeli ve yeni ek gıdalara başlamak için en az 3-4 gün beklenmelidir. Bu süre, verilen herhangi yeni gıdaya karşı bir besin alerjisi gelişip gelişmediğini gözlemlemek açısından önemlidir. Bu özellikle ailede alerji öyküsü varsa önem kazanır.
Ek gıdalar evde hazırlanabilir veya hazır alınabilir. Hazır alınan ek gıdalarda genel olarak demir katkısı da bulunmaktadır. Ayrıca hazır ek gıdalar değişik kıvam ve pütürlülük derecelerinde hazırlanmış olup, bebek büyüdükçe ve geliştikçe daha pütürlü ve tanecikli gıdaları tolere edebileceği için giderek uygun çeşitler seçilebilir.
Evde hazırlanan, tek et çeşidi ve bir veya birden fazla sebze içeren çorbalar çok popülerdir. Ancak bu gıdaların protein içeriği et püresi kadar fazla değildir. Puding ve tatlılar (muhallebiler) de anneler tarafından tercih edilmekle birlikte, bunlar süt ve yumurta içerdikleri dışında, çok fazla besleyiciler içermeyip sadece kalori (enerji) kaynağıdırlar. Ayrıca yumurta içeren besinlerin bebeğe verilmesi genel anlamda daha geç olmalıdır. Bu, özellikle ailede gıda veya diğer etkenlere karşı alerji öyküsü varsa, önem kazanır.
Bebek yumurtayı tolere edebildiğini kanıtlayana dek ertelenmelidir. Örneğin, katı haşlanmış bir yumurta sarısının ezilerek verilmesi sonrası bunu tolere etme.
Özellikle 4 aylıktan küçük olup yavaş büyüyen (kilo ve boy) bebekler için anne sütü alıyorsa anne sütü, formüle mama alıyorsa bu mamanın sıklık ve süresinin artırılması gerekir. Bu durumdaki bebeklerde erken olarak katı gıdalara geçilmesi uygun değildir.
Katı gıdalara başlanınca, bebekler anne sütü /formüle mama alımını azaltırlar. Oysa ki süt, püre yapılmış et ve yumurta sarısı haricindeki tüm katı gıdalara göre kalori açısından daha zengindir ki bu katı gıdalar, ek gıdalar çizelgesinde daha ileriki aylarda yer alır.
Bebeklere asla sosis, pişmemiş havuç, patlamış mısır, yuvarlak şeker ve üzüm gibi yiyecekler verilmemelidir. Bunlar solunum yollaına kaçıp boğulmaya neden olabilirler.
6. aydan sonra bardak ile meyve suyu verilmeye başlanabilir ancak günde yarım su bardağını (yaklaşık 100-120 cc) geçmemesi önerilir.
Genel anlamda sağlıklı olan bebeklere çok sıcak hava veya sıvı kaybına yolaçan ishal gibi durumlar dışında su ile takviye yapmak gerekmez.
Bebeklere 12 aydan önce bal verilmemelidir. Botulismusa yol açabilir