Yıllar önceydi (2002) Beşiktaşımın Malatya sporla maçı vardı. Ben yataktan çıkamayacak kadar hastaydım. Dışarda Sibiryayı aratmayan kar, tipi fırtınası var. Aklım maçta, gidemediğim için kahroluyorum. Saolsun Annemin Nane limonuna burun kıvırmadım içtim biraz görümü açar gibi oldum. Annemin bi an evden ayrılmasını fırsat bilip, sıkıca giyindim Siyah-Beyaz atıkımı sardım boynuma İnönü Yollarına düştüm. Yağan kara aldırış etmiyorum tipiden gözlerim kısık rüzgara doğru yürüyorum. Hemen biletimi aldım girdim Eski Açık taki yerimi aldım. maçın başlamasına yarım saat var 11 KArtal ısınmak için yeşil (o gün için beyaz) sahaya çıktılarında benim de içim ısınmaya başladı. ellerim patlarcasına alkışlıyorum. şarkılar söylüyorum. Nihayet maç başladı, hakem 15 dk da bir maçı durdurup sahadaki karı temizletiyor oyuna en az yarım saat ilave edilecek. Eve dönünce yiyeceğim fırça hiç aklımda değil. biz gol attıkça benim gözlerim açılıyordu. İnanırmısınz maç bittiğinde bende ne öksürük kaldı, ne ağrı. Eve şen şakrak girdim annem fırça için hazır bekliyor. dedim anne bırak senin nane limonun yapamadığını Beşiktaşım yaptı turp gibiyim.
O günden sonra hiç o kadar hasta olmadım.
Daha sonraki maceralarımda Demiröreni dövme teşebbüsümü anlatıcam :melek