Beşikt[Aşk] ... (Anı)

PePeSanceS

Çǿκ کε√díκ طę ∂طí
Katılım
1 Mar 2009
Mesajlar
4,720
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Beşiktaş'ın KaLbi KAPALI'dan...
BJK FOREVER




Gencecik bedeni hastaydı şimdilerde… Durup dururken bayılmalar, nefes darlığı…
Ailesine söyleyemiyordu bu yaşamında kendiliğinden oluşan olumsuz gelişmeleri.
Çok üzüleceklerini tahmin etmek çok da zor değildi Burak için. Ama bir şekilde
söylemesi gerektiği de aşikardı.Burak Beşiktaşın Çocuğudur. Köyiçinin o güzel
suyunu içmiş özel insanlardan biridir yani… Hiç kız arkadaşı olmamıştır hayatında… Yaşamını dolduran birkaç günlük kaçamakların da sosyete meraklısı diye kıçına tekmeyi basmıştır. Her haftasonu İnönü Kapalısındadır genç Burak. Zaten yaşamında en büyük korkusunun Beşiktaşından ayrılık olduğunu da her fırsatta dile getirmekten çekinmemiştir.
Ama şimdi bu ne olduğu belirsiz hastalık yakasına yapışmıştır birkere. Bu konuyu üzülseler de Anne ve babasına açmaya karar verir. Anne ve babası sandığının aksine olgunlukla karşılarlar bu durumu yalnızca niye daha önce söylemediği yönünde sitem ederler evlatlarına. Hemen ertesi günü doktora götürmeye karar verirler genç Burağı nitekim beklemenin bir manası da yoktur.
Bir dizi tahlil yapılır… Şimdi sonuçları almak üzere hastahane koridorunda sıranın kendisine gelmesini beklemektedir genç Burak.Anne ve babasının gerginliğine karşı inanılmaz bir rahatlık içindedir… Doktor Bey’in kapısının önünden çıkan hemşirenin adını söylemesiye irkilir… Sıranın kendisine geldiğini anladığında hemen kalkar annesi ve babası eşliğinde doktor bey’in yanına giderler. Doktor’un surat ifadesi hiç de olumlu değildir.
Doktor—Gel bakalım Burak seninle konuşacaklarım var… Bak oğlum hastalığın pek de olumlu değil. Hastalığının adı ürkütücü de olsa bunu yenmek yine senin elinde…
Burak biraz olsun anlamıştı olanları Doktorun sözünü bitirmesini bekledi.
Doktor devam etti; Hastalığının adı; İlik Kanseri
Burak’ın anne ve babası artık göz yaşlarını tutamaz olmuşlardı…
Burak ikisinin aksine bir Kartal mağrurluğu ile Doktoru süzüyordur…
Burağın babası; Ne gerekiyor doktor. Yani oğlumuzun yaşaması için ne gerekiyor.
Doktor; İlik nakli gerekiyor fakat bulunması çok zor…
Evet ‘’İlik nakli’’ gerekiyordu genç Burak için. Fakat nereden bulunacağı konusunda hiç kimsenin bir fikri yoktu.
Genç Burak gün geçtikçe eriyor, eriyordu…Hastalığın seyri gün geçtikçe olumsuz bir hal alıyordu… Burak ise hastalığa isyan edercesine Beşiktaşının hiçbir maçını kaçırmıyor hasta bedeniyle inatlaşırcasına kapalıda haykırıyordu aşkını… Ancak Burak’ın durumu hiç de iyi değildir artık. Doktor Burak’ın maçlara gitmesini kendi vicudu açısından yorucu bulduğu için bu durumu Burak’a açık açık söylemeye karar verir… Burak’ın Doktoru ‘’Atıf Ercan’’ Kapıyı çaldığında onu Burak’ın babası karşılar
---Buyrun Doktor bey Burak içerde sizi bekliyor.
Doktor Atıf, Burak’ın odasının önüne geldiğinde Burak’ın Beşiktaş formasına sarılıp ağladığını görünce bir an duraksar… Burak’a belli etmeden ona bakar… Burak Beşiktaş formasına sarılmış ağlıyor,aynı zamanda bir şeyler fısıldıyordur. Doktor Atıf daha iyi duyabilmek için yaklaşır fakat odaya girmez. Şimdi Burak’ı gayet net duyabiliyordur.
Burak Doktorun onu dinlediğini fark etmeden ibadet edercesine Beşiktaş formasına sarılmış ağlıyor, aynı zamanda şunlar dökülüyordur dudakların arasından ;’’nasıl ayrılacağız biz seninle be Kartalım, göçüp gitmek koymuyor bu dünyadan da… seni yalnız bırakmak var ya… Sana gelmediğim gün öldüğüm gündür benim be kartalım… Bu dünyada kimim var ki senden başka…ÖLÜNCE SEVEMEZSEM SENİ KARASEVDAM… Doktor Atıf bile artık dayanamamıştır duydukları karşısında o da ağlıyordur bu aşk karşısında… Burak artık Doktorunun kapıda olduğunu fark etmiştir…
Burak--- özür dilerim Doktor Bey geldiğinizi görmemişim
Doktor—Bak Burak buraya asıl geliş sebebim maçlara gitmenin bedenin açısından tehlikeli olduğunu söylemekti fakat ben bunu yapamayacağım… Ben böyle bir aşk görmedim Sevenleri ayıramam…
Burak gün geçtikçe kötüleşiyordu üstüne üstlük henüz uygun ilik de bulunamıyordu… Burak artık ümitsizce bekliyordu…
Sıkıldığı bir gün uzun zaman sonra sokağa çıkmış geziyordur Genç Burak… Saat gece yarısını çoktan geçmiş ama eve dönmeye hiç niyeti yoktur… Tam bunları düşünürken sokağın kenarında bir şarapçı görür. Adam kaldırıma yıkılmış kalmıştır… Burak yanına gider.
---Amca iyimisin?? ----iyiyim evlat gayet iyiyim
Adam 65-70 yaşlarında saç sakal birbirine karışmış bakımsız bir ihtiyar görünümdedir ancak bu adamda Burağı çeken bir şeyler vardır… Burak adamın yanına yaklaştığında aralarında koyu bir sohbet başlar… Burak sohbetin en sıcak yerinde adamın Beşiktaş atkısını fark eder
Burak---Amcacım sen Beşiktaşlımısın… Adam—Aşığıyım evlat yoksa sende mi?? Burak’ın bu adama iyice kanı ısınmıştır…
Burak bu adamın yanına neredeyse her gün uğrar olmuştur artık aralarında müthiş bir sevgi bağı oluşmuştur be sevgi bağının asıl nedenini ikisi de gayet iyi bilmektedirler ‘’BEŞİKTAŞ’’ Yine bir gün Genç Burak, amcanın barakasına gitmiş sohbet etmektedirler…Amcanın Beşiktaş için yaptıklarını duyduğunda Burak’ın gözünden yaşlar süzülür olmuştur…Nitekim adı Şeref olan bu yaşlı amca babasının ona ekmek alması için verdiği parayla babasından habersiz deplasmana gidebilecek kadar Beşiktaşlıdır…
Burak--- Şeref amca ben ilik kanseriyim… uygun ilik bulunmazsa öleceğim… Ama biliyo musun benim asıl derdim bu değil… Beşiktaşımı yalnız komak var ya… Beni kimse anlamıyo bunun için hergün yanına geliyorum… Sevdamı birtek sen anlıyorsun
Şeref Bey, Genç Burak’ın kanser olduğunu duyduğunda adeta şok olmuştur…---ölmeyeceksin oğlum… KARASEVDANIN maçlarını yine eskisi gibi izleyeceksin
Burak bunun imkansız olduğunu biliyordur… Kendisini kurtaracak hiçbir gücün olmadığının farkında olmasına rağmen Amcaya bir şey söylemedi elini öpüp ayrılır oradan…
Burak’ın durumu iyice ağırlaşmıştır…Kapı çalar gelen Doktor Atıf’tır---Müjde… Burak için uygun ilik bulundu hiç beklemeden ameliyata alalım…Burak’ın Anne ve babası sevinç çığlıkarı atarlar…
Burak hemen o gün ameliyata girmiştir. Ameliyat’ı gayet başarılı geçmiştir. İlik Vicuduna uyum sağlamıştır… Hemen bir haftada dikişleri bile alınmıştır… Burak hayata dönmenin mutluluğunu yaşarken aklını için için kemiren o soru yine bilinç üstüne çıkmıştır; BU İLİĞİ ONA KİM VERMİŞTİ…
Genç Burak Hastahaneden taburcu olur olmaz Şeref Amcanın barakasının yolunu tutar… ona bir de hediyesi vardır… O söylemişti hayata döneceğini peki ama nereden bilmişti?? Ona 100. yılın nostalji formalarından almıştır Burak. Barakadan içeri girdiğinde onu bulamamıştır… Tam o sırada Cep telefonu çalar arayan babasıdır…--- Burak hemen hastahaneye gel sanırım sana İliğini vereni bulduk
Burak heyecanla Hastahaneye koşar. Onu Doktor Atıf Bey karşılar…
Doktor---Sana ilik veren hiç tanımadağım yaşlı bir amcaydı… Nasıl olduysa iliği senle uyum sağladı… Ona ameliyata almamız çok riskliydi… Çünkü çok yaşlıydı masada kalma ihtimali çok yüksekti… Ama o senin çok yakının gibiydi. Ölümü göze alarak girdi ameliyata ve maalesef onu kaybettik… ama verdiği ilikle seni yaşatıyor… Hımm unutmadan sana bir de not bırakmıştı
Burak notu açıp okumaya başladı notta şunlar yazılıydı; HAYDİ KOŞ MABEDİMİZE… SANA SÖYLEMİŞTİM ÖLMEYECEKSİN… BEN YETERİ KADAR YAŞAMIŞTIM ZATEN… KOŞ KAPALIYA BENİM İÇİN DE HAYKIR AŞKIMIZI…BENİ SAKIN DÜŞÜNME BEN KARIM ÇOCUĞUMUN YANINDA ÇOK MUTLUYUM BURADAN BİR KARTAL GİBİ İZLEYECEĞİM BEŞİKTAŞIMI…PEKİ ŞUNU MERAK EDİYORSUN DEĞİL Mİ?? HİÇ TANIMADIĞIM BİRİ UĞRUNA NASIL CANIMI VERDİM…BEŞİKTAŞLI OLMAN YETERDİ BENİM İÇİN… SENDE O ATEŞİ GÖRDÜM…SANA VASİYETİM OLSUN EVLAT BEŞİKTAŞIMIZI YALNIZ BIRAKMA
Doktor atıf başta olmak üzere herkes hıçkıra hıçkıra ağlıyordur şimdi…nasıl bir aşk bu…Burak kağıdın en altına iliştirilmiş notu gördüğünde artık göz yaşlarına boğulmuştur notun hemen altında aynen şu yazıyordur; BİZDE AŞK BÖYLEDİR

__________________
Beşikt[Aşk] ...​
 
Gözlerim doldu kardeşim yaa. naptın sen. mükemmel bi yazı olmuş işte aşk budur
 
Kimsenın AnLayamıyacagı,Kimsenın Tarif Edemeyecegi ßi AŞK Yaşıyoruz...

Emegine SagLık Kardeşım..
 
Geri
Üst