Junior - Kacan
Forumun Küçük Kaçanı
Başbakan Erdoğan'ın tüm ikazlarına rağmen sivil katliamını sürdüren Beşar Esad, kendisini ziyarete gelen CHP'li heyete dert yandı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Loğoğlu başkanlığındaki heyetle görüşen Suriye Devlet Başkanı Esadın Türkiye-Suriye dostluğunu ABD istemedi. Dertleri demokrasi değil. Asıl mesele kaynaklarımızı kontrol etmek dediği öğrenildi.
Cumhuriyet gazetesinden Utku Çakırözerin yazısına göre, Ankaranın, Obamanın sözcüsü gibi davrandığını söyleyen Esadın Polisim, askerim maalesef toplumsal olaylara karşı eğitimli değil. O yüzden çok kan aktı ifadelerini kullandığı belirtildi.
Müslüman Kardeşlerin hamisi Samimi reform isteyenlerin dediklerini yapacağını vurgulayan Suriye lideri, CHP heyetine Ama bir de El Kaide ve Müslüman Kardeşler var. Türkiyenin Müslüman Kardeşlerin hamisi gibi davranması bizi üzüyor dedi.
Kılıçdaroğlu ile görüşen Davutoğluna da Suriye izlenimleri ile Esadın mezhep tartışması ve muhaliflerin elinde olan silahlar konusundaki rahatsızlığı aktarıldı.
Utku Çakırözerin yazısı şöyle:
ESAD: BEN DEĞİL, ERDOĞAN DEĞİŞTİ
BM Güvenlik Konseyinde önceki gün yapılan oylamada Suriyeye yaptırım kararı, Rusya ve Çinin vetosuyla engellendi. Uluslararası toplumun bölünmüşlüğü ortadayken Başbakan Tayyip Erdoğan Türkiyenin Suriyeye karşı tek taraflı yaptırımlar uygulayacağını duyurdu.
Başbakan Erdoğan altı ay öncesine kadar ortak Bakanlar kurulu toplayacak kadar samimi olduğu Suriye lideri Beşşar Esadı, neredeyse her gün eleştirmekle kalmıyor, Esad muhaliflerinin Türkiyede örgütlenmesine de göz yumuyor.
Acaba Esadın penceresinden Erdoğanın ve AKPnin yeni Suriye politikası nasıl görünüyor?
Sorunun yanıtı Suriye liderinin eylül başında CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu başkanlığındaki CHP heyetiyle yaptığı bir buçuk saatlik görüşmede saklı. Bu görüşmenin kamuoyunun bilmediği çarpıcı detayları ilk kez Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlunun CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunu ziyaretinde ortaya çıktı.
LAİK ÜLKE MEZHEPLE UĞRAŞMAZ
Görüşmede, Esadın CHP heyetiyle görüşmesinden iki önemli unsur Davutoğluna aktarıldı. Bunlardan ilki, Erdoğan ve AKP sözcülerinin Suriyede yaşananları mezhep çatışması olarak sunmasından Esadın duyduğu büyük rahatsızlık.
Esadın bu konuda CHP heyetine, Suriye laik olan tek Müslüman Arap devleti. Laik ülkede mezheple uğraşılmaz. Çıkın sokakta istediğinizle görüşün, halkımın gündeminde böyle bir şey yok. Suriyeyi karıştırmak için olayı mezhep boyutuna indiriyorlar görüşünü aktarmış.
EYLEMCİLERİN ELİNDE TÜRK SİLAHI
Davutoğlu-Kılıçdaroğlu görüşmesinde Esadın son derece kritik iddiası da gündeme gelmiş. Esadın CHPlilere anlattığı Silahlı eylemcilerin elinde bol miktarda Türkiye menşeili silah bulduk iddiası görüşmede Davutoğluna aktarılmış. Ancak Davutoğlu görüşmede bu iddiaları kesinlikle yalanlamış.
SİZ 30 YILDA DEĞİŞTİREMEDİNİZ
Davutoğluna ne kadarının aktarıldığını bilemiyoruz ama Esadın, ülkesindeki gelişmeler ve Erdoğanın yaklaşımına ilişkin eylül ayı başında Şamda yapılan görüşmede CHP heyetiyle paylaştığını öğrendiğimiz bazı diğer çarpıcı değerlendirmeleri şöyle:
Türkiye, anayasasını 30 yıldır değiştiremedi, benden üç ayda demokrasiyi yerleştirmemi bekliyorlar. Halkımın ihtiyacı olan reformları biliyorum. Tek tek yapacağım. Batı istiyor diye değil, halkım istiyor diye yapacağım. Bazısını yaptım. BAAS partisinin etkinliğini azaltmak için anayasayı değiştirdim. Basın yasasının önündeki engelleri kaldırdım. Gençleri internetle tanıştırdım. Kalanları da yapacağım. Ama bu zaman alacak. Bunları söylememe rağmen, geç kaldınız denmesinde art niyet var.
MÜSLÜMAN KARDEŞLERİN HAMİSİ GİBİLER
Her adımı atarım ama din eksenli, şeriat partilerine izin vermem. Laikliğe zarar verecek örgütlenmeye izin vermem. Bana baskı yapan devlet adamları aynaya bakıp kendi laikliklerini sorgulasın. Olayların arkasında farklı gruplar var. Samimi reform isteyenlerin dediklerini yapacağım. Ama bir de şeriatçılar var: El Kaide ve Müslüman Kardeşler. PKK Türkiye için neyse, Müslüman Kardeşler de bizim için o. Türkiyenin Müslüman Kardeşlerin hamisi gibi davranması bizi üzüyor
DEĞİŞİMİN NEDENİNİ ERDOĞANA SORUN
Bana Türkiye ile ne oldu da böyle oldunuz? diye soruyorlar. Ben değişmedim, Başbakanınız değişti. Bunu Başbakana sorun. Benim kanaatim Türkiye-Suriye dostluğunu ABD istemedi. Ne Tunus, ne Libya, ne de Suriyede dertleri demokrasi. Asıl mesele kaynaklarımızı kontrol etmek. Türkiyeden gelenler Obamanın sözcüsü gibi davranıyor. Obama şöyle istiyor, böyle istiyor diye geliyorlar bana. Oysaki, ABDnin Şamda büyükelçisi var, gelip söylüyor zaten bize. Türk kardeşlerimizin aynı sözleri tekrarlaması bizi üzüyor.
YARDIM BEKLERKEN, GİT DENİYOR
Türk halkı benim ve Suriye halkının dostudur. Bu dostluğun sürmesinden yanayım. Reform sürecinde de Türkiyeyi örnek almak istiyorum. Biz yardım beklerken tehditle karşımıza çıkılıyor, bırak git deniyor. Genel seçimleri yapacağım ve sonucuna saygı göstereceğim. Göreceksiniz en yüksek oyu ben kazanacağım. Olayları çıkaranların arkasında halk desteği olmadığı görülecek. Ben halkımla barışığım.
ÖLÜMLERİN NEDENİ TECRÜBESİZLİK
Suriyede bu tür olaylar benim dönemimde ilk defa cereyan ediyor. Polisim, askerim maalesef toplumsal olaylara karşı eğitimli değil. O yüzden çok kanlı geçti ve kayıplar verildi. Sadece sivillerden değil polis ve asklerlerden de çok kayıp var. Türkiye yıllardan beri hem sosyal olaylar ve terörle mücadele ettiği için bu alanda çok deneyimli. Biz ise deneyimsiziz. Ama masum göstericiyle elinde silah olanı ayırmak zorundayız.
MÜLTECİ GELMEDEN KAMP KURDUNUZ
Türkiye sınırında kurulan kamplara giden vatandaşlarım dönüyor. Niye gittiler? Korkutuldular ve kandırıldılar. Sonra çağrı yaptım, dönenler döndü. Ancak burada dikkat çekici bir unsur var: Daha mülteciler gelmeden Türkiye Hatayda çadır kent kurdu. Merak ediyorum, nasıl oldu da bildiler mülteci geleceğini?..
CUMHURİYET
CHP Genel Başkan Yardımcısı Loğoğlu başkanlığındaki heyetle görüşen Suriye Devlet Başkanı Esadın Türkiye-Suriye dostluğunu ABD istemedi. Dertleri demokrasi değil. Asıl mesele kaynaklarımızı kontrol etmek dediği öğrenildi.
Cumhuriyet gazetesinden Utku Çakırözerin yazısına göre, Ankaranın, Obamanın sözcüsü gibi davrandığını söyleyen Esadın Polisim, askerim maalesef toplumsal olaylara karşı eğitimli değil. O yüzden çok kan aktı ifadelerini kullandığı belirtildi.
Müslüman Kardeşlerin hamisi Samimi reform isteyenlerin dediklerini yapacağını vurgulayan Suriye lideri, CHP heyetine Ama bir de El Kaide ve Müslüman Kardeşler var. Türkiyenin Müslüman Kardeşlerin hamisi gibi davranması bizi üzüyor dedi.
Kılıçdaroğlu ile görüşen Davutoğluna da Suriye izlenimleri ile Esadın mezhep tartışması ve muhaliflerin elinde olan silahlar konusundaki rahatsızlığı aktarıldı.
Utku Çakırözerin yazısı şöyle:
ESAD: BEN DEĞİL, ERDOĞAN DEĞİŞTİ
BM Güvenlik Konseyinde önceki gün yapılan oylamada Suriyeye yaptırım kararı, Rusya ve Çinin vetosuyla engellendi. Uluslararası toplumun bölünmüşlüğü ortadayken Başbakan Tayyip Erdoğan Türkiyenin Suriyeye karşı tek taraflı yaptırımlar uygulayacağını duyurdu.
Başbakan Erdoğan altı ay öncesine kadar ortak Bakanlar kurulu toplayacak kadar samimi olduğu Suriye lideri Beşşar Esadı, neredeyse her gün eleştirmekle kalmıyor, Esad muhaliflerinin Türkiyede örgütlenmesine de göz yumuyor.
Acaba Esadın penceresinden Erdoğanın ve AKPnin yeni Suriye politikası nasıl görünüyor?
Sorunun yanıtı Suriye liderinin eylül başında CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu başkanlığındaki CHP heyetiyle yaptığı bir buçuk saatlik görüşmede saklı. Bu görüşmenin kamuoyunun bilmediği çarpıcı detayları ilk kez Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlunun CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunu ziyaretinde ortaya çıktı.
LAİK ÜLKE MEZHEPLE UĞRAŞMAZ
Görüşmede, Esadın CHP heyetiyle görüşmesinden iki önemli unsur Davutoğluna aktarıldı. Bunlardan ilki, Erdoğan ve AKP sözcülerinin Suriyede yaşananları mezhep çatışması olarak sunmasından Esadın duyduğu büyük rahatsızlık.
Esadın bu konuda CHP heyetine, Suriye laik olan tek Müslüman Arap devleti. Laik ülkede mezheple uğraşılmaz. Çıkın sokakta istediğinizle görüşün, halkımın gündeminde böyle bir şey yok. Suriyeyi karıştırmak için olayı mezhep boyutuna indiriyorlar görüşünü aktarmış.
EYLEMCİLERİN ELİNDE TÜRK SİLAHI
Davutoğlu-Kılıçdaroğlu görüşmesinde Esadın son derece kritik iddiası da gündeme gelmiş. Esadın CHPlilere anlattığı Silahlı eylemcilerin elinde bol miktarda Türkiye menşeili silah bulduk iddiası görüşmede Davutoğluna aktarılmış. Ancak Davutoğlu görüşmede bu iddiaları kesinlikle yalanlamış.
SİZ 30 YILDA DEĞİŞTİREMEDİNİZ
Davutoğluna ne kadarının aktarıldığını bilemiyoruz ama Esadın, ülkesindeki gelişmeler ve Erdoğanın yaklaşımına ilişkin eylül ayı başında Şamda yapılan görüşmede CHP heyetiyle paylaştığını öğrendiğimiz bazı diğer çarpıcı değerlendirmeleri şöyle:
Türkiye, anayasasını 30 yıldır değiştiremedi, benden üç ayda demokrasiyi yerleştirmemi bekliyorlar. Halkımın ihtiyacı olan reformları biliyorum. Tek tek yapacağım. Batı istiyor diye değil, halkım istiyor diye yapacağım. Bazısını yaptım. BAAS partisinin etkinliğini azaltmak için anayasayı değiştirdim. Basın yasasının önündeki engelleri kaldırdım. Gençleri internetle tanıştırdım. Kalanları da yapacağım. Ama bu zaman alacak. Bunları söylememe rağmen, geç kaldınız denmesinde art niyet var.
MÜSLÜMAN KARDEŞLERİN HAMİSİ GİBİLER
Her adımı atarım ama din eksenli, şeriat partilerine izin vermem. Laikliğe zarar verecek örgütlenmeye izin vermem. Bana baskı yapan devlet adamları aynaya bakıp kendi laikliklerini sorgulasın. Olayların arkasında farklı gruplar var. Samimi reform isteyenlerin dediklerini yapacağım. Ama bir de şeriatçılar var: El Kaide ve Müslüman Kardeşler. PKK Türkiye için neyse, Müslüman Kardeşler de bizim için o. Türkiyenin Müslüman Kardeşlerin hamisi gibi davranması bizi üzüyor
DEĞİŞİMİN NEDENİNİ ERDOĞANA SORUN
Bana Türkiye ile ne oldu da böyle oldunuz? diye soruyorlar. Ben değişmedim, Başbakanınız değişti. Bunu Başbakana sorun. Benim kanaatim Türkiye-Suriye dostluğunu ABD istemedi. Ne Tunus, ne Libya, ne de Suriyede dertleri demokrasi. Asıl mesele kaynaklarımızı kontrol etmek. Türkiyeden gelenler Obamanın sözcüsü gibi davranıyor. Obama şöyle istiyor, böyle istiyor diye geliyorlar bana. Oysaki, ABDnin Şamda büyükelçisi var, gelip söylüyor zaten bize. Türk kardeşlerimizin aynı sözleri tekrarlaması bizi üzüyor.
YARDIM BEKLERKEN, GİT DENİYOR
Türk halkı benim ve Suriye halkının dostudur. Bu dostluğun sürmesinden yanayım. Reform sürecinde de Türkiyeyi örnek almak istiyorum. Biz yardım beklerken tehditle karşımıza çıkılıyor, bırak git deniyor. Genel seçimleri yapacağım ve sonucuna saygı göstereceğim. Göreceksiniz en yüksek oyu ben kazanacağım. Olayları çıkaranların arkasında halk desteği olmadığı görülecek. Ben halkımla barışığım.
ÖLÜMLERİN NEDENİ TECRÜBESİZLİK
Suriyede bu tür olaylar benim dönemimde ilk defa cereyan ediyor. Polisim, askerim maalesef toplumsal olaylara karşı eğitimli değil. O yüzden çok kanlı geçti ve kayıplar verildi. Sadece sivillerden değil polis ve asklerlerden de çok kayıp var. Türkiye yıllardan beri hem sosyal olaylar ve terörle mücadele ettiği için bu alanda çok deneyimli. Biz ise deneyimsiziz. Ama masum göstericiyle elinde silah olanı ayırmak zorundayız.
MÜLTECİ GELMEDEN KAMP KURDUNUZ
Türkiye sınırında kurulan kamplara giden vatandaşlarım dönüyor. Niye gittiler? Korkutuldular ve kandırıldılar. Sonra çağrı yaptım, dönenler döndü. Ancak burada dikkat çekici bir unsur var: Daha mülteciler gelmeden Türkiye Hatayda çadır kent kurdu. Merak ediyorum, nasıl oldu da bildiler mülteci geleceğini?..
CUMHURİYET