türk ocağı
serdengeçti
BBP Genel Baskan Adayi,BBP Mkyk Üyesi Sn.Yavuz AGIRALIOGLU'nun Anayasa Ile Ilgili Açiklamasi
1982 Anayasası bir darbe anayasasıdır. Darbenin ardından şekillenen Türkiye’nin, bugün karşılaştığı bütün demokratik, idârî problemlerinin altında bu anayasa vardır. Bugüne kadar delik deşik olan bir anayasayı savunmak bir hamakattir, tersinden bir bakış açısıyla 12 Eylül 1980 darbesini onaylamaktır, meşrûlaştırmaktır.
1982 Anayasası bir seviyesizlik olduğu için üzerine konan her türlü olumlu yeniliği bir irtifâ kabul etmemiz gerekir. Bu yeniliği kimin yaptığına odaklanan siyaset, anayasa tartışmalarını da bir kayıkçı kavgasına dönüştürmeyi başarmıştır. Yine işin esâsını konuşamaz hâle gelmiştir Türkiye. Siyâset bu açmazdan ve kısırlıktan artık kurtulmalıdır. Türkiye bunu hak etmiyor.
Anayasanın geçici15. Maddesi’nin bile, değişmesi anayasa değişikliklerinin konuşabilir olması için kâfidir. Gönül isterdi ki bu geçici 15. Maddeyi ülkücüler değiştirsin. Fakat bugün 15. Madde’nin değişikliğiyle ilgili müspet fikir beyân eden ülkücüleri “münâsebetsizlik ve zavallılık”la suçlayan Sn. Bahçeli, devr-i iktidarında, Rahşan Hanım’ın ülkücülere yönelik hakaretlerine kulak tıkayıp bu hakaretleri yutarken, TBMM çatısı altında geçici 15. Madde’nin değişikliği nedense için vakit ayıramamıştır. Sn. Bahçeli 12 Eylül darbesinin “bizzat” mağduru değildir. 12 Eylül zulmünden hissesine bir şey düşmemiştir. Bu sebeple rahat konuşmakta ve 12 Eylül mağduru arkadaşlarımızı “münâsebetsizlikle ve zavallılıkla” suçlayabilmektedir. 12 Eylül’ü bizzat mağdurlarından dinlemek gerekir. Bir nesil harâb edilmiştir, bu neslin acıları ise anlaşıldığı kadarıyla Sn. Bahçeli’yi alâkadar etmemektedir.
Geçici 15. Maddenin değişikliği kim tarafından gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin desteklenmelidir.
Anayasa değişiklik paketinin bütünüyle değerlendirilmesi ayrı bir şeydir, geçici 15. Madde’nin desteklenmemsi ayrı bir şeydir.
Cumhurbaşkanlığı yetkilerinin arttırılması bir başkanlık sisteminin alt yapısıdır, bu da mevcut iktidar tarafından açık yüreklilikle seslendirilmelidir. Dün bir tv proğramında ağzından baklayı çıkaran Sn. Başbakan bunu açıkça ve mertçe ifâde etmelidir.
Türkiye artık problemlerini demokrasiyle çözebilen bir ülke ve bu kâbiliyetini de Anayasasından alan bir ülke olmalıdır. Demokrasi siyasetçi için bir aziz olmaktan çıkartılıp, ülkenin bütün problemlerini “çözme metodu” olarak vazgeçilmezimiz olmalıdır.
Parti içi demokrasinin Siyasi Partiler Kanunu’yla temin edilmesi, toplumun nüanslarıyla TBMM’de temsilinin yolunun açılması artık bir zârûrettir. Barajlarla toplumun nüanslarının TBMM’de temsilinin önüne geçmek problemleri ötelemekten başka bir anlam taşımaz. Bunu dafaatle tecrübe etmemize rağmen, ittifakların defaatle seçimlerin en önemli argümanı olduğunu görmemize rağmen hâlâ bu hususta ısrarcı olmak anlamsızdır.
Bin yıldır bir arada yaşamanın en güzel tarihini yazan bu topraklar ve bu aziz millet, Demokratik ve güçlü bir Türkiye’yi hak ediyor…
Saygılarımla
BBP Genel Başkan Adayı ve BBP MKYK Üyesi Yavuz Ağıralioğlu
k.Ebedî Nizâm-ı Âlemciler Alperen Ocaklılar :: www.Nizâmialem.org
1982 Anayasası bir darbe anayasasıdır. Darbenin ardından şekillenen Türkiye’nin, bugün karşılaştığı bütün demokratik, idârî problemlerinin altında bu anayasa vardır. Bugüne kadar delik deşik olan bir anayasayı savunmak bir hamakattir, tersinden bir bakış açısıyla 12 Eylül 1980 darbesini onaylamaktır, meşrûlaştırmaktır.
1982 Anayasası bir seviyesizlik olduğu için üzerine konan her türlü olumlu yeniliği bir irtifâ kabul etmemiz gerekir. Bu yeniliği kimin yaptığına odaklanan siyaset, anayasa tartışmalarını da bir kayıkçı kavgasına dönüştürmeyi başarmıştır. Yine işin esâsını konuşamaz hâle gelmiştir Türkiye. Siyâset bu açmazdan ve kısırlıktan artık kurtulmalıdır. Türkiye bunu hak etmiyor.
Anayasanın geçici15. Maddesi’nin bile, değişmesi anayasa değişikliklerinin konuşabilir olması için kâfidir. Gönül isterdi ki bu geçici 15. Maddeyi ülkücüler değiştirsin. Fakat bugün 15. Madde’nin değişikliğiyle ilgili müspet fikir beyân eden ülkücüleri “münâsebetsizlik ve zavallılık”la suçlayan Sn. Bahçeli, devr-i iktidarında, Rahşan Hanım’ın ülkücülere yönelik hakaretlerine kulak tıkayıp bu hakaretleri yutarken, TBMM çatısı altında geçici 15. Madde’nin değişikliği nedense için vakit ayıramamıştır. Sn. Bahçeli 12 Eylül darbesinin “bizzat” mağduru değildir. 12 Eylül zulmünden hissesine bir şey düşmemiştir. Bu sebeple rahat konuşmakta ve 12 Eylül mağduru arkadaşlarımızı “münâsebetsizlikle ve zavallılıkla” suçlayabilmektedir. 12 Eylül’ü bizzat mağdurlarından dinlemek gerekir. Bir nesil harâb edilmiştir, bu neslin acıları ise anlaşıldığı kadarıyla Sn. Bahçeli’yi alâkadar etmemektedir.
Geçici 15. Maddenin değişikliği kim tarafından gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin desteklenmelidir.
Anayasa değişiklik paketinin bütünüyle değerlendirilmesi ayrı bir şeydir, geçici 15. Madde’nin desteklenmemsi ayrı bir şeydir.
Cumhurbaşkanlığı yetkilerinin arttırılması bir başkanlık sisteminin alt yapısıdır, bu da mevcut iktidar tarafından açık yüreklilikle seslendirilmelidir. Dün bir tv proğramında ağzından baklayı çıkaran Sn. Başbakan bunu açıkça ve mertçe ifâde etmelidir.
Türkiye artık problemlerini demokrasiyle çözebilen bir ülke ve bu kâbiliyetini de Anayasasından alan bir ülke olmalıdır. Demokrasi siyasetçi için bir aziz olmaktan çıkartılıp, ülkenin bütün problemlerini “çözme metodu” olarak vazgeçilmezimiz olmalıdır.
Parti içi demokrasinin Siyasi Partiler Kanunu’yla temin edilmesi, toplumun nüanslarıyla TBMM’de temsilinin yolunun açılması artık bir zârûrettir. Barajlarla toplumun nüanslarının TBMM’de temsilinin önüne geçmek problemleri ötelemekten başka bir anlam taşımaz. Bunu dafaatle tecrübe etmemize rağmen, ittifakların defaatle seçimlerin en önemli argümanı olduğunu görmemize rağmen hâlâ bu hususta ısrarcı olmak anlamsızdır.
Bin yıldır bir arada yaşamanın en güzel tarihini yazan bu topraklar ve bu aziz millet, Demokratik ve güçlü bir Türkiye’yi hak ediyor…
Saygılarımla
BBP Genel Başkan Adayı ve BBP MKYK Üyesi Yavuz Ağıralioğlu
k.Ebedî Nizâm-ı Âlemciler Alperen Ocaklılar :: www.Nizâmialem.org