HAKAN
YalnıZ Kurt
- Katılım
- 12 Şub 2009
- Mesajlar
- 1,922
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Bazen Çözüm Sanılan Şey Felaketlerin Kapısını Aralar
Küçük sorunların çözüldüğü anda başlar bazen büyük felaketler. Hem kişisel yaşantımızda hem de toplumsal yaşamda çözüm olarak gördüğümüz şeyler beraberinde daha büyük sorunları, daha büyük acıları getirebilir.
Çoğu zaman da bir öncesinde yaşanan çözümler neticesinde büyük felaketlerin içine düştüğümüzü fark etmeyiz. Onun için çok yaygın bir ifade vardır. 'Çözüm, çözdüğünden büyük sorun yaratmamalıdır.'
Yaklaşık üç aydır terör ve ırkçılığa dayalı Kürtçü ayrılıkçı hareket konusunda toplumsal bilinç altımıza yapılan bombardımanın başarılı olup olmayacağını bayram sonrası hep beraber göreceğiz sevgili okurlar.
Bir tarafta sağ duyunun kaybedildiği ve ortama sarhoşluk halinin hakim olduğu Türkiye diğer tarafta olayın farkına dahi varamayan, kafası karışık saf Anadolu insanı ve bir tarafta da bir avuç sağ duyu sahibi insan.
Bazen insanlar ya da ordular zaferi kazandığını hissettiği anda en ağır mağlubiyeti yaşarlar. Bazen de sorun çözüldü diye rahatlandığı anda çıkagelir büyük bir felaket. Bunun için sağ duyu hakim olmalıdır her zaman hem insanlara hem de topluma.
Tarih bu tip coşkunlukların büyük hayal kırıklıklarına ve acılara dönüştüğü anlarla doludur.
Bin yıllık kardeşliğin lime lime parçalanmasına, küçük farklılıkların büyük nehirlerle aşılmaz hale gelmesine insanların alkış tutması tıpkı İsa'nın çarmıha götürülürken etraftaki insanların eğlenmesine benzemektedir ya da büyük felaketten önceki Sodom ve Gomore'deki fütursuzluğa.
Bir adım, bir gün sonrasını düşünmeden anlık bir biçimde niçin, neden olduğu bilinmeyen bir çözüm peşinde bir millet sürüklenmektedir. Ülke bu başıboşluğa sürüklenirken insanlara büyük yalanlarla dolu tatlı dünyalar sunulmaktadır.
Oyunlar oynanmaktadır çeşit çeşit, kırk tilkinin kuyruğu misali planlar dönmektedir medyada ve çeşitli mahfillerde.
Ancak unutulmalıdır ki büyük oyuncunun vardır bir büyük oyunu ve beklenmelidir son sahne.
Bu ülkedeki bin yıllık kardeşliğin son bulmaması için çırpınan sağ duyulu insanlara omuz vermenin vaktidir şimdi.
Uyanma vaktidir, titreyip kendine gelme vaktidir şimdi.
Küçük sorunların çözüldüğü anda başlar bazen büyük felaketler. Hem kişisel yaşantımızda hem de toplumsal yaşamda çözüm olarak gördüğümüz şeyler beraberinde daha büyük sorunları, daha büyük acıları getirebilir.
Çoğu zaman da bir öncesinde yaşanan çözümler neticesinde büyük felaketlerin içine düştüğümüzü fark etmeyiz. Onun için çok yaygın bir ifade vardır. 'Çözüm, çözdüğünden büyük sorun yaratmamalıdır.'
Yaklaşık üç aydır terör ve ırkçılığa dayalı Kürtçü ayrılıkçı hareket konusunda toplumsal bilinç altımıza yapılan bombardımanın başarılı olup olmayacağını bayram sonrası hep beraber göreceğiz sevgili okurlar.
'Kan dökülmesin', 'analar ağlamasın', 'terör bitsin', 'barış gelsin' babından sözlerle sıradan Türk halkı ciddi bir psikolojik operasyonun pençesinde kıvranırken, Kürtçü siyasetin hem PKK yönü, hem muhafazakar gözüken yanı, hem de cemaatler içindeki Kürtçü fraksiyonlar bir zafer sarhoşluğundalar.
Bu Kürtçü grupların cüretkar çıkışları ve geleceği düşünmeden fütursuzca hareketleri korkarım sıradan Kürt vatandaşlarımızın yaşantılarında geri dönülmez felaketlere yol açacak.
Bu Kürtçü grupların cüretkar çıkışları ve geleceği düşünmeden fütursuzca hareketleri korkarım sıradan Kürt vatandaşlarımızın yaşantılarında geri dönülmez felaketlere yol açacak.
Bir tarafta sağ duyunun kaybedildiği ve ortama sarhoşluk halinin hakim olduğu Türkiye diğer tarafta olayın farkına dahi varamayan, kafası karışık saf Anadolu insanı ve bir tarafta da bir avuç sağ duyu sahibi insan.
Bazen insanlar ya da ordular zaferi kazandığını hissettiği anda en ağır mağlubiyeti yaşarlar. Bazen de sorun çözüldü diye rahatlandığı anda çıkagelir büyük bir felaket. Bunun için sağ duyu hakim olmalıdır her zaman hem insanlara hem de topluma.
Tarih bu tip coşkunlukların büyük hayal kırıklıklarına ve acılara dönüştüğü anlarla doludur.
Bin yıllık kardeşliğin lime lime parçalanmasına, küçük farklılıkların büyük nehirlerle aşılmaz hale gelmesine insanların alkış tutması tıpkı İsa'nın çarmıha götürülürken etraftaki insanların eğlenmesine benzemektedir ya da büyük felaketten önceki Sodom ve Gomore'deki fütursuzluğa.
Bir adım, bir gün sonrasını düşünmeden anlık bir biçimde niçin, neden olduğu bilinmeyen bir çözüm peşinde bir millet sürüklenmektedir. Ülke bu başıboşluğa sürüklenirken insanlara büyük yalanlarla dolu tatlı dünyalar sunulmaktadır.
Oyunlar oynanmaktadır çeşit çeşit, kırk tilkinin kuyruğu misali planlar dönmektedir medyada ve çeşitli mahfillerde.
Ancak unutulmalıdır ki büyük oyuncunun vardır bir büyük oyunu ve beklenmelidir son sahne.
Bu ülkedeki bin yıllık kardeşliğin son bulmaması için çırpınan sağ duyulu insanlara omuz vermenin vaktidir şimdi.
Uyanma vaktidir, titreyip kendine gelme vaktidir şimdi.
KAYNAK