-HaKiKaT-
Altın Üye
- Katılım
- 22 Haz 2007
- Mesajlar
- 10,386
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Başbakan Erdoğan, Şimon Peres'in ithamları ve ağır eleştirileri karşısında sessiz kalsa ne olurdu? Başbakan koltuğunda Erdoğan değil de Deniz Baykal oturuyor olsaydı hiçbir şey olmamış gibi yutkunacak mıydı?
Başbakan Erdoğan, Davos'ta en doğrusunu ve kendisine yakışanı yaptı. Ondan beklenen buydu. Ancak Erdoğan'ın çıkışı tek başına değerlendirilmemeli, Peres'in el kol hareketleri eşliğinde sesini yükselterek söylediği sözlerle birlikte yorumlanmalı. Erdoğan'ın rest çekerek toplantıyı terk etmesini, olayın sıcaklığıyla ekranlarda tek yönlü kritik edenler bu yanlışa düştü. Nitekim ilerleyen saatlerde Peres de hatasını kabul etti ve Erdoğan'a telefon açarak 'üzüntüsünü' aktardı. Bazılarının söylediği gibi Erdoğan durup dururken çileden çıkmadı. Ayrıca meydan okumuş falan da değil. Yaptığı sadece meydanı boş bırakmamak... Ve Peres'in sözlerine aynı tonda cevap vermekten ibaret. Bu bile büyük ses getirdi. Nedeni basit.
Bugüne kadar hiç kimse bir İsrail cumhurbaşkanına itiraz edemediği, söylediklerine karşı çıkamadığı için Erdoğan'ın tavrı dünyada şok etkisi yaptı. 'Türk Başbakanı gezegende herkesin isteyip de söyleyemediğini söyledi' yorumu yapanlar oldu. Haksız değillerdi. İsrail'in saldırıları sonucu çocuk ve kadınların parçalanan bedenleri hangi vicdanda yankı bulmaz ki. Gazze dramı insanlığın yüreklerini sızlattı.
Öyle, söylendiği gibi Erdoğan'ın Peres'e tavrı sadece Arap İslam dünyasında takdir toplamadı, bütün yeryüzü coğrafyasında yankılandı. Gazze'de yaşananlara isyan eden yalnızca Arap alemi değildi çünkü, vicdan sahibi herkes okulların bombalanmasına isyan etti. İsrail insanlık trajedisini Hamas'la örtmeye kalktı ama başaramadı. Erdoğan insanlığın hislerine tercüman, vicdanlarının sesi oldu.
Erdoğan'ın 'meydanı boş bırakmayan' tavrı, Türk toplumunda da takdirle karşılandı. Siyasi çizgisi ne olursa olsun, farklı dünya görüşüne sahip olanlar da Erdoğan'ın doğru yaptığını düşünüyor. Bir arkadaş, 'Toplumda Milli Takım'ın Dünya Kupası'nda üçüncü olduğu günkü gibi olumlu hava var' dedi. Doğru, benzer gözlemi ben de çevremde yaptım. Adeta bir milli coşku dalgası oluşturdu. Erdoğan'ın restinden dünyaya nizamat veren şanlı imparatorluk yıllarını hatırlayanlar oldu. 'Osmanlı'nın dönüşü' diyenlere rastlandı.
Anketlere de yansıdı. Metropoll Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi'nin araştırmasında Erdoğan'ın Davos'taki davranışına yüzde 78 destek çıktı. Yanlış bulduğunu söyleyenlerin oranı ise sadece yüzde 10. Bugün seçim yapılsa AK Parti'ye oy veririm diyenler ise yüzde 49.
Erdoğan'ın tavrını iç politik hesaplara bağlamak kesinlikle doğru değil. İç siyaset ve seçimler açısından yorumlayanlar oldu. Bir gazeteci dostum 'Benim için seçimler bitti. Sonuç bugünden belli oldu. Davos'un rüzgârıyla AK Parti yine kazanacak.' dedi. Muhalefet partilerinde de benzer endişe var. 'İç politikaya alet edilmemesi' gerektiğini söylüyorlar. CHP'nin tutumu manidar. Genel Başkan Deniz Baykal ses vermedi. Parti yöneticisi Onur Öymen ise ilk dakikadan itibaren Erdoğan'ın tutumunu sert sözlerle eleştirdi. MHP lideri Devlet Bahçeli ise suskunluğunu dün bozdu ve Erdoğan'a destek çıktı. Bahçeli, Peres'in sözlerini ise 'küstahlık' olarak niteledi.
Yazının başındaki sorulara dönersek... Erdoğan Peres'in ithamları karşısında yutkunsaydı, bugün ağır eleştirilerin hedefi olacaktı. Hiç şüpheniz olmasın en çok tepkiyi de çıkışını doğru bulmayanlardan görecekti. CHP'li Onur Öymen başta olmak üzere ekranlarda arzı endam edenlerin birçoğu 'Sağda solda esip gürlerken Peres'in karşısında süt dökmüş kediye döndü' diyeceklerdi. Erdoğan'ın yerinde Baykal olsaydı Peres'in saldırıları karşısında farklı davranır mıydı? sorusuna CHP'li Onur Öymen'in sözlerine bakınca 'hayır' cevabı vermekte zorlanıyorum.
Başbakan Erdoğan, Davos'ta en doğrusunu ve kendisine yakışanı yaptı. Ondan beklenen buydu. Ancak Erdoğan'ın çıkışı tek başına değerlendirilmemeli, Peres'in el kol hareketleri eşliğinde sesini yükselterek söylediği sözlerle birlikte yorumlanmalı. Erdoğan'ın rest çekerek toplantıyı terk etmesini, olayın sıcaklığıyla ekranlarda tek yönlü kritik edenler bu yanlışa düştü. Nitekim ilerleyen saatlerde Peres de hatasını kabul etti ve Erdoğan'a telefon açarak 'üzüntüsünü' aktardı. Bazılarının söylediği gibi Erdoğan durup dururken çileden çıkmadı. Ayrıca meydan okumuş falan da değil. Yaptığı sadece meydanı boş bırakmamak... Ve Peres'in sözlerine aynı tonda cevap vermekten ibaret. Bu bile büyük ses getirdi. Nedeni basit.
Bugüne kadar hiç kimse bir İsrail cumhurbaşkanına itiraz edemediği, söylediklerine karşı çıkamadığı için Erdoğan'ın tavrı dünyada şok etkisi yaptı. 'Türk Başbakanı gezegende herkesin isteyip de söyleyemediğini söyledi' yorumu yapanlar oldu. Haksız değillerdi. İsrail'in saldırıları sonucu çocuk ve kadınların parçalanan bedenleri hangi vicdanda yankı bulmaz ki. Gazze dramı insanlığın yüreklerini sızlattı.
Öyle, söylendiği gibi Erdoğan'ın Peres'e tavrı sadece Arap İslam dünyasında takdir toplamadı, bütün yeryüzü coğrafyasında yankılandı. Gazze'de yaşananlara isyan eden yalnızca Arap alemi değildi çünkü, vicdan sahibi herkes okulların bombalanmasına isyan etti. İsrail insanlık trajedisini Hamas'la örtmeye kalktı ama başaramadı. Erdoğan insanlığın hislerine tercüman, vicdanlarının sesi oldu.
Erdoğan'ın 'meydanı boş bırakmayan' tavrı, Türk toplumunda da takdirle karşılandı. Siyasi çizgisi ne olursa olsun, farklı dünya görüşüne sahip olanlar da Erdoğan'ın doğru yaptığını düşünüyor. Bir arkadaş, 'Toplumda Milli Takım'ın Dünya Kupası'nda üçüncü olduğu günkü gibi olumlu hava var' dedi. Doğru, benzer gözlemi ben de çevremde yaptım. Adeta bir milli coşku dalgası oluşturdu. Erdoğan'ın restinden dünyaya nizamat veren şanlı imparatorluk yıllarını hatırlayanlar oldu. 'Osmanlı'nın dönüşü' diyenlere rastlandı.
Anketlere de yansıdı. Metropoll Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi'nin araştırmasında Erdoğan'ın Davos'taki davranışına yüzde 78 destek çıktı. Yanlış bulduğunu söyleyenlerin oranı ise sadece yüzde 10. Bugün seçim yapılsa AK Parti'ye oy veririm diyenler ise yüzde 49.
Erdoğan'ın tavrını iç politik hesaplara bağlamak kesinlikle doğru değil. İç siyaset ve seçimler açısından yorumlayanlar oldu. Bir gazeteci dostum 'Benim için seçimler bitti. Sonuç bugünden belli oldu. Davos'un rüzgârıyla AK Parti yine kazanacak.' dedi. Muhalefet partilerinde de benzer endişe var. 'İç politikaya alet edilmemesi' gerektiğini söylüyorlar. CHP'nin tutumu manidar. Genel Başkan Deniz Baykal ses vermedi. Parti yöneticisi Onur Öymen ise ilk dakikadan itibaren Erdoğan'ın tutumunu sert sözlerle eleştirdi. MHP lideri Devlet Bahçeli ise suskunluğunu dün bozdu ve Erdoğan'a destek çıktı. Bahçeli, Peres'in sözlerini ise 'küstahlık' olarak niteledi.
Yazının başındaki sorulara dönersek... Erdoğan Peres'in ithamları karşısında yutkunsaydı, bugün ağır eleştirilerin hedefi olacaktı. Hiç şüpheniz olmasın en çok tepkiyi de çıkışını doğru bulmayanlardan görecekti. CHP'li Onur Öymen başta olmak üzere ekranlarda arzı endam edenlerin birçoğu 'Sağda solda esip gürlerken Peres'in karşısında süt dökmüş kediye döndü' diyeceklerdi. Erdoğan'ın yerinde Baykal olsaydı Peres'in saldırıları karşısında farklı davranır mıydı? sorusuna CHP'li Onur Öymen'in sözlerine bakınca 'hayır' cevabı vermekte zorlanıyorum.