QriminaL
'' Like a Shining Star ''
- Katılım
- 16 Ocak 2007
- Mesajlar
- 3,233
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 40
Bu da Baykal’ın din istismarı!
Ana muhalefet partisi son zamanlarda biraz doğrulduysa bu içindeki Kemal Kılıçdaroğlu, Atilla Kart, Mustafa Özyürek, Hakkı Süha Okay gibi akıllı, sağduyulu, çalışkan milletvekillerinin (ki kadın milletvekilleri arasında da var böyle isimler) sayesindedir.
Şimdi ise ne görüyoruz zaten tepki çeken bir genel başkan olması yetmiyormuş gibi üç günde bir “çarşaflı kadınlara parti rozeti takarken” basını çağırıp fotoğraflar çektiren ve bunun reklamını yapan Deniz Baykal haberleri...
Hani ‘ilişmeyeyim, özel alanında herkes istediğini giyer, istediği partiye girer’ diyorum ama arkası kesilmiyor. Sanki birisi “Bugüne kadar türban istismarına en ağır tepkiyi veren partiye çarşaflıları gönderelim de görelim bakalım” demiş gibi Bay Baykal çarşaflı kadın rozetlemeyi bir numaralı işi haline getirdi.
Fevzi Mutlu isimli okurumuz “Başörtüsüne karşı alerjisi olan sizler gibi yazarlar acaba ne düşünüyorsunuz” diye sormuş. Yanlış efendim, hem de okkalı bir yanlış “başörtüsüne alerji” diye bir şey söz konusu değil, biz önce “kadınlar üzerinden, onların tesettürü üzerinden din istismarına”, “türbanın siyasi bir partinin simgesi halinde yaygınlaştırılmasına, buna bakarak ‘dindar kadın’ ayırımcılığı” yapılmasına karşı çıkıyoruz. (Ki zaten artık türban devletin zirvesindedir, bu da meselenin alerji olmadığını göstermektedir.)
Sonra da dini simge ve kıyafetlere, ibadetlere “okul, üniversite ve devlet dairelerinde izin verilmesinin laik rejime olan etkilerini” tartışıyoruz.
Şeriat rejimine geçen bütün ülkelerde “kadının özgürlüğü” diye başlatılarak aynı yolun izlendiğini söylüyoruz. Bununla alerji arasında hiçbir ilgi yoktur.
Baykal’ın bugün yarattığı tablonun da aynı istismardan farkı yoktur. Çektirdiği bu fotoğraflarla yaptığı reklam onun din istismarı karşısında çaresiz kaldığını ve aynı yöntemi kullandığını gösterirken bir yandan da İran, Suudi Arabistan, Afganistan gibi köktendinci yönetime sahip ülkelerde “siyasi İslâm’ın kadın giysisi” olan çarşafı meşrulaştırmaktadır.
İstediği seçmeni, istediği kıyafetle partisine kaydedebilir ama bunun reklamını yaptığı anda olayın anlamı değişir ve “dini siyaseten kullanma” söz konusu olur. Baykal’ı, partisini bu yönteme “muhtaç ettiği” veya “muhtaç gördüğü” için kutlamak lazım!

İLGİLENENLER İÇİN DEVAMI
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?tarih=11.11.2007&Newsid=209268&Categoryid=4&wid=4
Ana muhalefet partisi son zamanlarda biraz doğrulduysa bu içindeki Kemal Kılıçdaroğlu, Atilla Kart, Mustafa Özyürek, Hakkı Süha Okay gibi akıllı, sağduyulu, çalışkan milletvekillerinin (ki kadın milletvekilleri arasında da var böyle isimler) sayesindedir.
Şimdi ise ne görüyoruz zaten tepki çeken bir genel başkan olması yetmiyormuş gibi üç günde bir “çarşaflı kadınlara parti rozeti takarken” basını çağırıp fotoğraflar çektiren ve bunun reklamını yapan Deniz Baykal haberleri...
Hani ‘ilişmeyeyim, özel alanında herkes istediğini giyer, istediği partiye girer’ diyorum ama arkası kesilmiyor. Sanki birisi “Bugüne kadar türban istismarına en ağır tepkiyi veren partiye çarşaflıları gönderelim de görelim bakalım” demiş gibi Bay Baykal çarşaflı kadın rozetlemeyi bir numaralı işi haline getirdi.
Fevzi Mutlu isimli okurumuz “Başörtüsüne karşı alerjisi olan sizler gibi yazarlar acaba ne düşünüyorsunuz” diye sormuş. Yanlış efendim, hem de okkalı bir yanlış “başörtüsüne alerji” diye bir şey söz konusu değil, biz önce “kadınlar üzerinden, onların tesettürü üzerinden din istismarına”, “türbanın siyasi bir partinin simgesi halinde yaygınlaştırılmasına, buna bakarak ‘dindar kadın’ ayırımcılığı” yapılmasına karşı çıkıyoruz. (Ki zaten artık türban devletin zirvesindedir, bu da meselenin alerji olmadığını göstermektedir.)
Sonra da dini simge ve kıyafetlere, ibadetlere “okul, üniversite ve devlet dairelerinde izin verilmesinin laik rejime olan etkilerini” tartışıyoruz.
Şeriat rejimine geçen bütün ülkelerde “kadının özgürlüğü” diye başlatılarak aynı yolun izlendiğini söylüyoruz. Bununla alerji arasında hiçbir ilgi yoktur.
Baykal’ın bugün yarattığı tablonun da aynı istismardan farkı yoktur. Çektirdiği bu fotoğraflarla yaptığı reklam onun din istismarı karşısında çaresiz kaldığını ve aynı yöntemi kullandığını gösterirken bir yandan da İran, Suudi Arabistan, Afganistan gibi köktendinci yönetime sahip ülkelerde “siyasi İslâm’ın kadın giysisi” olan çarşafı meşrulaştırmaktadır.
İstediği seçmeni, istediği kıyafetle partisine kaydedebilir ama bunun reklamını yaptığı anda olayın anlamı değişir ve “dini siyaseten kullanma” söz konusu olur. Baykal’ı, partisini bu yönteme “muhtaç ettiği” veya “muhtaç gördüğü” için kutlamak lazım!

İLGİLENENLER İÇİN DEVAMI
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?tarih=11.11.2007&Newsid=209268&Categoryid=4&wid=4