Vamos Bien
New member
- Katılım
- 8 Eyl 2007
- Mesajlar
- 1,108
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
CHP lideri Deniz Baykal, birçok gericileşme başlığında AKP?ye sınırsız destek veren MHP'de "laik özü" aramaya devam ediyor. Baykal, MHP'nin aldatıldığını iddia ederken, MHP askerle arasına mesafe koyma çabası içinde.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, türban gündemi ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Kanunu’nun Ek 17. maddesi ile ilgili yaptığı açıklamada, MHP’nin AKP tarafından aldatıldığını öne sürdü.
Açıklamasında MHP’nin esas olarak “laikliğe bağlı bir odak” olduğunu ima eden Baykal, “MHP de aldatılmışlık duygusu içinde, acemice davrandığını anladı. Şimdi AKP'yi mutabakata uymaya çağırıyor. Başbakan ise şimdi parti toplantılarında YÖK Kanunu değişikliğini Anayasa Mahkemesi kararından sonra getirecekleri mesajını veriyor. Bu da samimi olmadıklarını, kendilerine güvenmediklerini, MHP'yi de aldattıklarını gösteriyor” diye konuştu.
Hatırlanacağı üzere, AKP ve MHP’nin vardıkları mutabakatta, Anayasa’da türbana serbesti sunan değişikliklerin yapılmasının ardından, üniversitelere çarşafla girilmesini engellemek için, YÖK Kanunu’nun Ek 17. maddesinde değişiklik yapılması öngörülüyordu. “Başörtüsünün çene altından bağlanmasını” öngören değişikliğin AKP tarafından Genel Kurul’a getirilmemesi üzerine, MHP lideri Devlet Bahçeli mutabakatı basına açıklayarak, AKP’den mutabakata uymasını istemişti.
“Erdoğan’ın güveni sarsıldı”
Açıklamasında Erdoğan’ın mutabakata uymayarak Türkiye’yi bu gerilime soktuğunu söyleyen Baykal, “Başbakan hani ‘bir cümle yeter’ diyordu, peki şimdi ne oldu? Niye kanunu getirmiyor? O zaman 411 oy niye kalkmış oldu?” diye sordu.
Baykal, “Başbakan’ın YÖK Kanunu’nda yapılacak değişikliği komisyondan geçirip Genel Kurul’a getirmemesi kendine güveninin sarsıldığını, siyasi iradesinin çöktüğünü gösteriyor” diye konuştu.
Ek 17. maddeye “Hiç kimse başının örtülü olması sebebiyle yüksek öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz ve bu yönde uygulama ve düzenleme yapılamaz. Ancak başın örtülmesi kişinin yüzü açık ve kimliğinin tanınmasına imkân verecek ve çene altından bağlanacak şekilde olması gerekir” ifadesinin eklenmesine yönelik teklif, halen TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda bekliyor.
“Operasyon partisi değiliz”
Baykal’ın “laik öz” ve “cumhuriyet ilkelerini kollayan” bir kimlik çıkarmaya çalıştığı MHP ise, kendini özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ayrı bir yere koymak için son dönemde gösterdiği çabalarla dikkat çekiyor.
Hatırlanacağı üzere MHP yönetimi, türban başlığında AKP’yle varılan mutabakatın ardından parti için türban muhalefetine sert tepki göstermişti.
Bahçeli’nin, son grup toplantısındaki konuşmasında, özellikle emekli subaylara yönelik sert eleştirileri de dikkat çekmiş; Bahçeli'nin, “emekli zevat” diye nitelendirdiği bazı isimlerle ilgili olarak, “Görevdeyken MHP'li, ülkücü gençlere hangi gözle baktıklarını biliyoruz” sözleri TSK’ya yönelik mesaj olarak yorumlanmıştı.
Bahçeli, önceki gün Milliyet yazarı Fikret Bila’ya yaptığı açıklamada, Ergenekon Operasyonu’nu kast ederek “Operasyon partisi değiliz. Bazı isimler veya organizasyonlara yakınmış veya ilgiliymiş gibi gösterilmeye çalışılmasını asla kabul etmemiz mümkün değildir” açıklamasında da bulundu.
Bahçeli’nin son günlerdeki çıkışları, partinin AKP’den ve CHP-Asker hattından bağımsız bir alternatif olarak ortaya çıkma çabaları olarak yorumlanıyor. Her iki hattın hitap alanlarına da seslenme kaygısında olana MHP’nin, bağımsız bir siyasi hatta sahip olmaksızın nasıl bir alternatif kanal yakalayabileceği ise merak konusu.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, türban gündemi ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Kanunu’nun Ek 17. maddesi ile ilgili yaptığı açıklamada, MHP’nin AKP tarafından aldatıldığını öne sürdü.
Açıklamasında MHP’nin esas olarak “laikliğe bağlı bir odak” olduğunu ima eden Baykal, “MHP de aldatılmışlık duygusu içinde, acemice davrandığını anladı. Şimdi AKP'yi mutabakata uymaya çağırıyor. Başbakan ise şimdi parti toplantılarında YÖK Kanunu değişikliğini Anayasa Mahkemesi kararından sonra getirecekleri mesajını veriyor. Bu da samimi olmadıklarını, kendilerine güvenmediklerini, MHP'yi de aldattıklarını gösteriyor” diye konuştu.
Hatırlanacağı üzere, AKP ve MHP’nin vardıkları mutabakatta, Anayasa’da türbana serbesti sunan değişikliklerin yapılmasının ardından, üniversitelere çarşafla girilmesini engellemek için, YÖK Kanunu’nun Ek 17. maddesinde değişiklik yapılması öngörülüyordu. “Başörtüsünün çene altından bağlanmasını” öngören değişikliğin AKP tarafından Genel Kurul’a getirilmemesi üzerine, MHP lideri Devlet Bahçeli mutabakatı basına açıklayarak, AKP’den mutabakata uymasını istemişti.
“Erdoğan’ın güveni sarsıldı”
Açıklamasında Erdoğan’ın mutabakata uymayarak Türkiye’yi bu gerilime soktuğunu söyleyen Baykal, “Başbakan hani ‘bir cümle yeter’ diyordu, peki şimdi ne oldu? Niye kanunu getirmiyor? O zaman 411 oy niye kalkmış oldu?” diye sordu.
Baykal, “Başbakan’ın YÖK Kanunu’nda yapılacak değişikliği komisyondan geçirip Genel Kurul’a getirmemesi kendine güveninin sarsıldığını, siyasi iradesinin çöktüğünü gösteriyor” diye konuştu.
Ek 17. maddeye “Hiç kimse başının örtülü olması sebebiyle yüksek öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz ve bu yönde uygulama ve düzenleme yapılamaz. Ancak başın örtülmesi kişinin yüzü açık ve kimliğinin tanınmasına imkân verecek ve çene altından bağlanacak şekilde olması gerekir” ifadesinin eklenmesine yönelik teklif, halen TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda bekliyor.
“Operasyon partisi değiliz”
Baykal’ın “laik öz” ve “cumhuriyet ilkelerini kollayan” bir kimlik çıkarmaya çalıştığı MHP ise, kendini özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ayrı bir yere koymak için son dönemde gösterdiği çabalarla dikkat çekiyor.
Hatırlanacağı üzere MHP yönetimi, türban başlığında AKP’yle varılan mutabakatın ardından parti için türban muhalefetine sert tepki göstermişti.
Bahçeli’nin, son grup toplantısındaki konuşmasında, özellikle emekli subaylara yönelik sert eleştirileri de dikkat çekmiş; Bahçeli'nin, “emekli zevat” diye nitelendirdiği bazı isimlerle ilgili olarak, “Görevdeyken MHP'li, ülkücü gençlere hangi gözle baktıklarını biliyoruz” sözleri TSK’ya yönelik mesaj olarak yorumlanmıştı.
Bahçeli, önceki gün Milliyet yazarı Fikret Bila’ya yaptığı açıklamada, Ergenekon Operasyonu’nu kast ederek “Operasyon partisi değiliz. Bazı isimler veya organizasyonlara yakınmış veya ilgiliymiş gibi gösterilmeye çalışılmasını asla kabul etmemiz mümkün değildir” açıklamasında da bulundu.
Bahçeli’nin son günlerdeki çıkışları, partinin AKP’den ve CHP-Asker hattından bağımsız bir alternatif olarak ortaya çıkma çabaları olarak yorumlanıyor. Her iki hattın hitap alanlarına da seslenme kaygısında olana MHP’nin, bağımsız bir siyasi hatta sahip olmaksızın nasıl bir alternatif kanal yakalayabileceği ise merak konusu.