Batıya giden gemi içinde doğuya koşan adamlar. [Zülfü Livaneli]

GebzeLi

Altın Üye
Katılım
17 Haz 2006
Mesajlar
8,268
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
119
Konum
Alcohol
BATIYA GİDEN GEMİ İÇİNDE DOĞUYA KOŞAN ADAMLAR

dreamboat.jpg


Gelin de Sakallı Celal'in ünlü sözünü hatırlamayın:
Bizi batıya giden gemi içinde doğuya koşan insanlara benzetmişti ya; şimdi gemi içinde doğuya koşanların sayısı ve hızı arttı.
Onların sayısı arttıkça da geminin burnu hafifçe sapmaya başladı.
Çünkü kim ne derse desin, Türkiye iki yüz yılı aşkın süredir mücadelesini verdiği Batılılaşma iddiasından yavaş yavaş vazgeçiyor.
Doğulu ve Müslüman kimlik içinde modernleşme arıyor.
3 Kasım seçiminde halkın tercihinin bu olduğu da açıkça görüldü.
Yoksullaştıkça dini eğilimleri artan, tarikatların etki alanına giren ve büyük kentlerin çevresindeki "varoş duyarlılığına" sürüklenen kitleler, kendi yaşam biçimlerini savunan partiye oy verdiler.
Kentli ve Batılı kitleler ise kendi partilerini seçip azınlıkta kaldılar.
Türkiye iki temel eksene oturdu:
Atatürk Cumhuriyeti'nin batılılaşma reformlarını (şapka, yazı, eğitim vs.) benimseyenlerle, bunlara karşı olanlar 3 Kasım'da saflarını belirlediler.

***

Avrupa'nın liderleri de bu tercihe karşı tavırlarını netleştiriyorlar.
AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi, üstü kapalı biçimde de olsa Avrupa'nın Türkiye'yi içine alamayacağını söylüyor.
Kültür farkını hatırlatıyor.
"Mamma i Turchi" (Anneciğim Türkler Geliyor!) sözünü tarihin sandıklarından çıkarıp vitrine sürüyor.
Eski Fransa Cumhurbaşkanı ve şimdi Avrupa Konvansiyonu Başkanı Valery Giscard d'Estaing diyor ki: "Türkiye ile üyelik müzakerelerine başladığımızın ertesi günü Fas da başvurur. Fas kralı zaten uzun zamandır bunu söylüyor."

***

Eğer coğrafi olarak olarak bakarsanız Fas bizden çok daha batıdadır.
Yalnız bizden değil Fransa'nın batısındaki Bordeaux kentinden bile daha batıdadır.
Giscard'ı konuşturan ise coğrafi ayrım değil, kültür farkıdır.
Türkiye CNN'in altyazıyla duyurduğu gibi "İslami köklerine geri dönüyor"sa, ya da Fox televizyonunun belirttiği gibi "Yönünü kıbleye çeviriyor"sa Avrupa Birliği bir çöl serabı haline gelmiştir.
Şimdi biliyorum ki birçok kişi itiraz edecek ve eski Refah kadrolarından oluşan yeni iktidarın, İslam'ı refarans almadığını söyleyecek.
İyi de, bunu bana değil Avrupalılar'a anlatın.
Beni değil Prodi ve Giscard'ı ikna etmeniz gerekiyor.
Ama şimdiden söyleyeyim, işimiz çok zor.

Bu yazı taaa 9 Kasım 2002 yılında Zülfü Livaneli tarafından yazılmıs bir makaledir =)
 
Geri
Üst