Baskını da Darbeyi de Bay Arınç’tan Öğrenin! -Cüneyt Arcayürek

harbikiz

New member
Katılım
23 Haz 2007
Mesajlar
1,473
Reaction score
0
Puanları
0
Tutuklu Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’in makam odasında yapılan aramayı muhalefetin, kimi gazetelerin baskın diye nitelemeleri; başbakan yardımcılığına geldiğinden beri sağa sola, medyaya, kendileri gibi düşünmeyen herkeseher kesime günübirlik saldıran konuşmalarıyla ünlenen Bay Bülent Arınç’ın fena halde sinirini bozmuş…
…olacak ki; “Hayır” diyor, “makam odasında yapılan aramaya baskın denilemez!”
Bay Arınç, böyle baskın olur mu, diye sormakta haklı…
Zira makam odalarına baskının nasıl yapılacağını siyaset dünyasında Bay Arınç’tan daha iyi bilen ve uygulayan yoktur.
Baskının nasıl yapılacağını Arınç’tan öğrenelim:
Makam odasına kapıyı vurmadan pür hiddet gireceksin.
Karşısındaki kişinin kadın-erkek olduğuna, üstlendiği görevin önemine ve değerine bakmadan ağzına geleni söyleyeceksin.
Hatta, Güldal Mumcu gibi, karşındaki hükümet üyesinin sinirleri öylesine gergin, neredeyse saldırgan, bir eylem yapmaya hazır olduğunu hayretle gözleyeceksin.
Üstelik -baskın sırasında üst devlet görevlisi olduğunu unutarak- parlamentoda oturumlarını, TBMM Başkanlığı adına yöneten Güldal Mumcu’ya söylediğin yakışıksız sözleri… partizanlık kokan bir demeçle kamuoyuna duyurarak savunacaksın.
Baskın dediğin öyle değil, böyle olur!
***
Bay Arınç’ın pazar saldırılarından medya da nasibine düşen payı aldı.
Sözcü gazetesinin konuyla ilgili habere koyduğu başlığı hiçbir gazetede göremedik:
“…Arınç’tan medyaya ‘tükürük açılımı!’”
Başlık Arınç’ı yüzde yüz doğru yansıtıyor, çünkü:
Bay Arınç medyada başsavcının odasında yapılan aramayı manşetlerde “baskın” diye veren gazetelere, bu vesile medyaya duygularını şöyle özetledi: “ ‘Adliye basıldı’ diyorlar. Böyle baskın mı olur? Tuuuu size” dedi.
Savcılarımız şimdi ellerini vicdanlarına koysunlar.
Herhangi bir yazar, bir muhabir “Bay Arınç’ın medyayla ilgili sözlerine benzer ifadeleri Başbakan Yardımcısı’na yakışıyor mu? Tuuu ona!” diye yazacak olsa…
…ertesi günü adliye koridorlarında soluğu alır ve savcılar Bay Arınç’a hakaret etmenin hesabını o yazardan, muhabirden sorarlardı.
Bay Arınç, medyaya, yazarlarına, muhabirlerine, baskın başlığını koyan gazetelerin yüzüne tükürüyor.
Acaba savcılarımız bir gazeteciye reva görecekleri işlemi Bay Arınç’a uygulamayı düşünüyorlar mı?
Yoksa hakaret iktidardakilere bir ayrıcalık mı?
Başbakan yardımcısıdır, siyasetçidir, hakaret de eder. Ama gazeteciler en ufak hakaret imasında bulundu mu, savcıların karşısında!
Meslek kuruluşları Bay Arınç’ın hakaretini sineye çektiler, çekiyorlar demek istemiyorum ama…
Milyonlarca insan izledi medyaya tüküren Bay Arınç’ı.
Bay Arınç’a hakaret davası açmak için acaba ne bekliyorlar?
***
Bay Arınç darbe sözcüğünü duyar duymaz… ne gelirse aklına ağzına, geçmişteki askeri müdahaleleri karalamak için kullanıyor.
TBMM albümüne baktım. Beyefendi 1948 doğumlu. Bugün 62 yaşında.
Lakin 12 Eylül 1980’de yaşı 32.
Hukuk öğrenimi görmüş. Ola ki o tarihte Manisa’da avukatlık yapıyor.
Bugün ortam darbelere karşı çıkmaya elverişli… TV’lerde medyada söylemediğini bırakmayan, bir numaralı darbe karşıtı olmanın kıvancını yaşayan Bay Arınç, lütfen söyler misiniz:
12 Eylül 1980 darbesini eleştiren veya karşı çıkan tek bir demeç verdiniz mi, tek satır karşı bir yazı yayımladınız mı, ufacık tefecik bir eylem gerçekleştirdiniz mi?
O gün suspus ama bugün… ortam, sıfat elverişli Bay Arınç’a, darbe dediniz mi bülbül!
***
Diyeceksiniz ki medyamız zaten bir âlem. Bu soruları sormaz Bay Arınç’a.
Örneğin logosunda basında güven yazan gazetemiz Milliyet’e bakıyorsunuz.
Kocaman puntolarla “Gül’ün süresi 7 yıldır” yazan bir manşet.
Birden ne değişti; anayasa mı, Türk hukuk adamları mı görüş değiştirdi acaba, diye haberi okumaya başlıyorsunuz.
Meğer Çankaya’dakine hiç değilse bir gün rahat nefes aldıran saptamayı yapan ne bizim onursal başsavcılarımız, ne anayasa hukukçularımız ne de Anayasa Mahkemesi’nin eski üyeleri!
Türk siyaseti ve anayasal sistemi üzerinde çalıştığı öne sürülen hukukçu bir Fransız.
Çankaya’daki 7 yıl kalmalı diyor. Neden? “Çünkü 7 yıllığına seçilen eski Fransa Cumhurbaşkanı Chirac da değişen yasaya karşın 5 değil 7 yıl görevde kaldı.”
Bundan böyle cumhurbaşkanlığı görev süresiyle veya herhangi önemli bir konuda tartışmalara, araştırmalara… yasa masa yorum morum yapmaya gerek yok artık.
Bak Fransa’ya. Uygulama ne ise Fransa’da, Türkiye’de de öyle olmalı!


kaynak
 
Geri
Üst