(Eski sağlık ve devlet bakanı)
Sayın Rifat Serdaroğlundan bir yazı........
BASININ YAPISI ve TSK:
İletişim Sektörünün inanılmaz bir hızla geliştiği çağımızda, Türkiye’de
yayımlanan yazılı ve görsel medya ürünlerini yayın politikaları ve sahiplikleri
ile açık bir şekilde bilmemiz gerek.
Genel bir gruplama yapmak gerekirse;
BİRİNCİ GRUP,
1) Fethullah Gülen Tarikatına mensup yayın organları;
Zaman Gazetesi, Bugün Gazetesi, Aksiyon Dergisi, Sızıntı Dergisi,
Samanyolu TV
2) Taraf Gazetesi; Çetin Altan’ın büyük oğlanı ve eşi CIA çalışanı olan
Yasemin Çongar’ın müştereken çıkardıkları gazete. En önemli işleri, dış
istihbarat teşkilâtlarının bu ikiliye verdikleri çoğu yönlendirilmiş belgeleri
yayınlamak. Maddi destek almadan yaşaması mümkün değil. Aldıkları
para desteğinin kaynağı belli değil.
3) Akraba Basını; Sabah Gazetesi (Damat), Yeni Şafak Gazetesi (Dünür),
Star Gazetesi (Emine Hn. Akrabası), ATV (Damat), Kanal 7 (Oğlandan Bacanak),
Ülke TV, Kanal 24,
4) Devlet Basını, TRT’nin tüm kanalları. Devlet Televizyonu olan TRT, tam bir
AKP yayın organı gibi kullanılmaktadır.
5) Tetikçi Basın; Vakit Gazetesi (Başbakan’ın Gazetesi)
6) Med TV, ROJ TV; Bölücü yayın yapan TV ve Gazete- Dergiler,
Bu grubun gerçek hedefleri, “Lâik Cumhuriyeti” öncelikle yıkmak, TSK’ni yıpratarak
felç haline getirmek ve sonunda İslam- Kürt Cumhuriyetini kurmaktır.
Başbakanın
“ Demokrasi benim için amaç değil, araçtır, tren gibidir.
Gideceğim yere kadar biner, istediğim yere gelince inerim”
demesinin gerçeği budur. Anayasa Mahkemesi’nin
“ AKP Lâiklik karşıtı eylemlerin odağıdır”
kararı bunun en önemli işaretidir. Bunlardan tarikat basınının davranışlarını
belirleyen eylem planları şudur. “
NİHAİ HEDEFE ULAŞANA KADAR, HER YÖNTEM VE YOL MÜBAHTIR.
BUNUN İÇİNE YALAN SÖYLEMEK VE İNSANLARI ALDATMAK DA GİRER..
YETER Kİ HİZMET KESİNTİYE UĞRAMASIN. HİZMET DENİLEN ÇALIŞMANIN
EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ, SESSİZ VE DERİNDEN OLMASIDIR.
BU GİZLİLİK DE GÜÇLÜ OLUNCAYA KADAR DEVAM EDECEKTİR.
CEMAATIN TEMEL FELSEFESİ BUDUR”
İKİNCİ GRUP;
1) Doğan Medya Grubu; AKP Hükümetinin uyguladığı baskılar sayesinde,
diz çökmüş durumdalar. Hükümetin uygulamalarına sessiz kalarak bu
sıkıntıdan çıkabileceklerini sanıyorlar, yanılıyorlar. Hedefi gerçek demokrasi
olamayan bir yönetimle uzlaştığınızı düşünürseniz, en önce varlığınızın sebebi
demokrasiye ihanet edersiniz. Sonra sizin işinizi bitirirler.
2) Ciner Medya Grubu; Başta Nükleer Santral ihalesi olmak üzere, enerji
santralleri ve madencilik işleri sebebiyle, Hükümetle işleri devamlı ve çok olan
grubun, “ gücü özgürlüğünde” sloganı lafta kalmıştır. Genç yaşında fırıldak
gibi dönmeye başlayan Yiğit Bulut ve Atatürkçü olduğu için gruptan kovulan
Prof. Yaşar Nuri Öztürk bunun en önemli kanıtıdır.
3) Karamehmet Medya Grubu; TMSF canı sıkıldıkça bu gruba vurmakta ve
doğrulmasına imkân vermemektedir
Bu gruptaki medya organları, baskı altındadırlar. Dünyanın hiçbir demokratik
ülkesinde bir hükümet, devletin güvenlik güçlerini ve vergi sistemini kullanarak,
basına yok etme operasyonu yapmaz, yapamaz.
4) Doğuş Medya Grubu; Sn. Ferit Şahenk, AKP ile mükemmel bir uyum
içinde çalışıyor. Zaman bulup rahmetli babasının kendisine verdiği nasihatleri
hatırlarsa, yayın organlarında karşıt seslere de yer vermesi gerektiğini hatırlar.
ÜÇÜNCÜ GRUP;
Öncelikle Batırılacak Medya ve Susturulacak Yazarlar ve Madalyalılar;
1) Batırma işlemine kaldığı yerden devam edilecek ve Biz TV’den sonra ART ve
Kanal B batırılıncaya kadar her türlü baskıya devam edilecektir.
2) Emin Çölaşan’ın işini bitirdikten sonra, sıra Bekir Coşkun’a geldi.
Onu Fatih Altaylının şefkatli kollarına bıraktık, haftanın 3 günü çiçek, böcek yazıyor.
Fakat o Yılmaz Özdil yok mu? 6- 7 satırda AKP’nin aylarca yaptığı propagandayı
yerle bir ediyor. Öncelikle susturulması gerek. Genel Yayın Yönetmeni ve İzmir’in
Kahramanlar semtinin “Kahraman” adamı ne yapacak, bekleyelim, görelim.
3)Madalya verilmesi gereken, AKP’nin çizgisini aynen takip eden yazarlarımız var.
Hasan Cemal, Cengiz Candar, Mehmet Barlas, Fehmi Koru gibi.
Sayı çok olduğu için, belirleme işini Akif Beki’ye verilmesi uygun olur.
DÖRDÜNCÜ GRUP;
Milletin Medyası,
1)Yeniçağ, Cumhuriyet, Sözcü gibi gazeteler. Kıt ekonomik olanaklarına
rağmen bu ve benzeri medya organları direnmeye, Atatürk’ü ve Lâik
Cumhuriyeti korumaya devam ediyorlar.
2) Internet Medyası; Muhteşem bir güç. Olağanüstü haberleşme ve
dayanışma sistemi. Milleti Uyarmada tarihi bir görev yapıyorlar.
3) Anadolu Medyası; Ülkenin gerçek sahipleri. Anadolu’nun riyasız,
samimi sesini tüm Türkiye’ye duyuruyorlar.
Birinci grup devamlı olarak Türk Silahlı Kuvvetlerine onun şerefli
komutanlarına hakaret etmekte, psikolojik baskı uygulamakta ve
ellerindeki medya gücünü haysiyetsizce kullanarak TSK’ni felç etmek
istemektedirler. Bunu yaparken en önemli araçları; Demokrasi ve
Demokrat olmak saptırmasını kullanmalarıdır.
Burada iddia ederek söylüyorum.
BUNLAR ASLA DEMOKRAT DEĞİLDİR:
Biat (itaat etmek- şartsız kabul etmek-tartışmadan kabul etmek)
kültürü ile yetişen insanlar demokrat olabilirler mi? Ömürleri emir
almak ve düşünmeden yerine getirmekle geçen insanlar demokrat olabilir mi?
Maddi olanakları, malvarlıkları, cemaat yapıları tamamen saklı olan insanlar
demokrat olabilirler mi?
OLAMAZLAR, OLAMAZLAR, OLAMAZLAR.
Hedeflerine giden yolda en büyük engel olarak TSK’ni görmekteler ve onu
yıpratmak için her türlü yalanı, yöntemi kullanmaktalar. Bakın, İrtica belgesini
TSK dört kez istediği halde göndermemişlerdir.
Albay Çiçek savcılığa çağırılmadığı halde, bir haftadır “ gelmedi” diye yazıyorlar.
Yazıklar olsun.
İkinci gruptakiler de yanlışın içindeler. Erzurum’da Ermenilerin Türk köyünde,
bizim saf köylüyü kandırması gibi teker teker yok edilmeyi bekliyorlar. Beklesinler.
Bizler, milletin medyasını ve yazarlarını okuyanlar, interneti kullananlar, milyonlarca kişiyiz.
Bizler Atatürk’üz, Bizler Misak-ı Milli’yiz, Bizler Lâik Cumhuriyetiz, Bizler Anadolu’yuz.
Biz ayağa kalktığımızda, irtica kaçacaktır. Biz Türkiye’mizi aydınlattığımızda bu kara
cübbeli, kara ruhlu tarikat kalıntıları kaçacak delik arayacaktır. 7 seneleri gitti, çok azı kaldı.
Bizler yani Türk Milleti demokratik seçimle bunları, çok istedikleri ortaçağa göndereceğiz.
Bu arada ordumuza ve şerefli mensuplarına sahip çıkacağız.
Sağlık ve başarı dileklerimle. 07. Kasım. 2009
Rifat Serdaroğlu Eski Sağlık ve Devlet Bakanı
[email protected]
Bozok.org - Bozok Yayın Grubu 2003-2009 - BASININ YAPISI ve TSK:
Sayın Rifat Serdaroğlundan bir yazı........
BASININ YAPISI ve TSK:
İletişim Sektörünün inanılmaz bir hızla geliştiği çağımızda, Türkiye’de
yayımlanan yazılı ve görsel medya ürünlerini yayın politikaları ve sahiplikleri
ile açık bir şekilde bilmemiz gerek.
Genel bir gruplama yapmak gerekirse;
BİRİNCİ GRUP,
1) Fethullah Gülen Tarikatına mensup yayın organları;
Zaman Gazetesi, Bugün Gazetesi, Aksiyon Dergisi, Sızıntı Dergisi,
Samanyolu TV
2) Taraf Gazetesi; Çetin Altan’ın büyük oğlanı ve eşi CIA çalışanı olan
Yasemin Çongar’ın müştereken çıkardıkları gazete. En önemli işleri, dış
istihbarat teşkilâtlarının bu ikiliye verdikleri çoğu yönlendirilmiş belgeleri
yayınlamak. Maddi destek almadan yaşaması mümkün değil. Aldıkları
para desteğinin kaynağı belli değil.
3) Akraba Basını; Sabah Gazetesi (Damat), Yeni Şafak Gazetesi (Dünür),
Star Gazetesi (Emine Hn. Akrabası), ATV (Damat), Kanal 7 (Oğlandan Bacanak),
Ülke TV, Kanal 24,
4) Devlet Basını, TRT’nin tüm kanalları. Devlet Televizyonu olan TRT, tam bir
AKP yayın organı gibi kullanılmaktadır.
5) Tetikçi Basın; Vakit Gazetesi (Başbakan’ın Gazetesi)
6) Med TV, ROJ TV; Bölücü yayın yapan TV ve Gazete- Dergiler,
Bu grubun gerçek hedefleri, “Lâik Cumhuriyeti” öncelikle yıkmak, TSK’ni yıpratarak
felç haline getirmek ve sonunda İslam- Kürt Cumhuriyetini kurmaktır.
Başbakanın
“ Demokrasi benim için amaç değil, araçtır, tren gibidir.
Gideceğim yere kadar biner, istediğim yere gelince inerim”
demesinin gerçeği budur. Anayasa Mahkemesi’nin
“ AKP Lâiklik karşıtı eylemlerin odağıdır”
kararı bunun en önemli işaretidir. Bunlardan tarikat basınının davranışlarını
belirleyen eylem planları şudur. “
NİHAİ HEDEFE ULAŞANA KADAR, HER YÖNTEM VE YOL MÜBAHTIR.
BUNUN İÇİNE YALAN SÖYLEMEK VE İNSANLARI ALDATMAK DA GİRER..
YETER Kİ HİZMET KESİNTİYE UĞRAMASIN. HİZMET DENİLEN ÇALIŞMANIN
EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ, SESSİZ VE DERİNDEN OLMASIDIR.
BU GİZLİLİK DE GÜÇLÜ OLUNCAYA KADAR DEVAM EDECEKTİR.
CEMAATIN TEMEL FELSEFESİ BUDUR”
İKİNCİ GRUP;
1) Doğan Medya Grubu; AKP Hükümetinin uyguladığı baskılar sayesinde,
diz çökmüş durumdalar. Hükümetin uygulamalarına sessiz kalarak bu
sıkıntıdan çıkabileceklerini sanıyorlar, yanılıyorlar. Hedefi gerçek demokrasi
olamayan bir yönetimle uzlaştığınızı düşünürseniz, en önce varlığınızın sebebi
demokrasiye ihanet edersiniz. Sonra sizin işinizi bitirirler.
2) Ciner Medya Grubu; Başta Nükleer Santral ihalesi olmak üzere, enerji
santralleri ve madencilik işleri sebebiyle, Hükümetle işleri devamlı ve çok olan
grubun, “ gücü özgürlüğünde” sloganı lafta kalmıştır. Genç yaşında fırıldak
gibi dönmeye başlayan Yiğit Bulut ve Atatürkçü olduğu için gruptan kovulan
Prof. Yaşar Nuri Öztürk bunun en önemli kanıtıdır.
3) Karamehmet Medya Grubu; TMSF canı sıkıldıkça bu gruba vurmakta ve
doğrulmasına imkân vermemektedir
Bu gruptaki medya organları, baskı altındadırlar. Dünyanın hiçbir demokratik
ülkesinde bir hükümet, devletin güvenlik güçlerini ve vergi sistemini kullanarak,
basına yok etme operasyonu yapmaz, yapamaz.
4) Doğuş Medya Grubu; Sn. Ferit Şahenk, AKP ile mükemmel bir uyum
içinde çalışıyor. Zaman bulup rahmetli babasının kendisine verdiği nasihatleri
hatırlarsa, yayın organlarında karşıt seslere de yer vermesi gerektiğini hatırlar.
ÜÇÜNCÜ GRUP;
Öncelikle Batırılacak Medya ve Susturulacak Yazarlar ve Madalyalılar;
1) Batırma işlemine kaldığı yerden devam edilecek ve Biz TV’den sonra ART ve
Kanal B batırılıncaya kadar her türlü baskıya devam edilecektir.
2) Emin Çölaşan’ın işini bitirdikten sonra, sıra Bekir Coşkun’a geldi.
Onu Fatih Altaylının şefkatli kollarına bıraktık, haftanın 3 günü çiçek, böcek yazıyor.
Fakat o Yılmaz Özdil yok mu? 6- 7 satırda AKP’nin aylarca yaptığı propagandayı
yerle bir ediyor. Öncelikle susturulması gerek. Genel Yayın Yönetmeni ve İzmir’in
Kahramanlar semtinin “Kahraman” adamı ne yapacak, bekleyelim, görelim.
3)Madalya verilmesi gereken, AKP’nin çizgisini aynen takip eden yazarlarımız var.
Hasan Cemal, Cengiz Candar, Mehmet Barlas, Fehmi Koru gibi.
Sayı çok olduğu için, belirleme işini Akif Beki’ye verilmesi uygun olur.
DÖRDÜNCÜ GRUP;
Milletin Medyası,
1)Yeniçağ, Cumhuriyet, Sözcü gibi gazeteler. Kıt ekonomik olanaklarına
rağmen bu ve benzeri medya organları direnmeye, Atatürk’ü ve Lâik
Cumhuriyeti korumaya devam ediyorlar.
2) Internet Medyası; Muhteşem bir güç. Olağanüstü haberleşme ve
dayanışma sistemi. Milleti Uyarmada tarihi bir görev yapıyorlar.
3) Anadolu Medyası; Ülkenin gerçek sahipleri. Anadolu’nun riyasız,
samimi sesini tüm Türkiye’ye duyuruyorlar.
Birinci grup devamlı olarak Türk Silahlı Kuvvetlerine onun şerefli
komutanlarına hakaret etmekte, psikolojik baskı uygulamakta ve
ellerindeki medya gücünü haysiyetsizce kullanarak TSK’ni felç etmek
istemektedirler. Bunu yaparken en önemli araçları; Demokrasi ve
Demokrat olmak saptırmasını kullanmalarıdır.
Burada iddia ederek söylüyorum.
BUNLAR ASLA DEMOKRAT DEĞİLDİR:
Biat (itaat etmek- şartsız kabul etmek-tartışmadan kabul etmek)
kültürü ile yetişen insanlar demokrat olabilirler mi? Ömürleri emir
almak ve düşünmeden yerine getirmekle geçen insanlar demokrat olabilir mi?
Maddi olanakları, malvarlıkları, cemaat yapıları tamamen saklı olan insanlar
demokrat olabilirler mi?
OLAMAZLAR, OLAMAZLAR, OLAMAZLAR.
Hedeflerine giden yolda en büyük engel olarak TSK’ni görmekteler ve onu
yıpratmak için her türlü yalanı, yöntemi kullanmaktalar. Bakın, İrtica belgesini
TSK dört kez istediği halde göndermemişlerdir.
Albay Çiçek savcılığa çağırılmadığı halde, bir haftadır “ gelmedi” diye yazıyorlar.
Yazıklar olsun.
İkinci gruptakiler de yanlışın içindeler. Erzurum’da Ermenilerin Türk köyünde,
bizim saf köylüyü kandırması gibi teker teker yok edilmeyi bekliyorlar. Beklesinler.
Bizler, milletin medyasını ve yazarlarını okuyanlar, interneti kullananlar, milyonlarca kişiyiz.
Bizler Atatürk’üz, Bizler Misak-ı Milli’yiz, Bizler Lâik Cumhuriyetiz, Bizler Anadolu’yuz.
Biz ayağa kalktığımızda, irtica kaçacaktır. Biz Türkiye’mizi aydınlattığımızda bu kara
cübbeli, kara ruhlu tarikat kalıntıları kaçacak delik arayacaktır. 7 seneleri gitti, çok azı kaldı.
Bizler yani Türk Milleti demokratik seçimle bunları, çok istedikleri ortaçağa göndereceğiz.
Bu arada ordumuza ve şerefli mensuplarına sahip çıkacağız.
Sağlık ve başarı dileklerimle. 07. Kasım. 2009
Rifat Serdaroğlu Eski Sağlık ve Devlet Bakanı
[email protected]
Bozok.org - Bozok Yayın Grubu 2003-2009 - BASININ YAPISI ve TSK: