ByGoogle
New member
- Katılım
- 4 May 2009
- Mesajlar
- 41
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
ATATÜRK, SOLCU MUYDU?
Solcu, Sosyalist- Sosyalizmi savunanlar kimliklerini o zamanki ortama göre saklama çabasında olan Solcular, gün geldi Atatürk’ün Kocatepe’ye çıkış rozetini birden bire çıkarıp attılar ve hatta bu rozetin takılması örgütler arasında yasaklandı.
Sebebi ise şu idi;
Atatürk’ün dinlenme saatlerinin birinde, kendisine çizilip getirilen Kocatepe’ye çıkış portresi çok beğenisini kazanmıştı.
Gazi Mustafa Kemal beğendiği bu portrenin altına el yazısı ile şu ifadeyi eklemişti.
“Türk Âleminin En Büyük Düşmanı Komünizmdir. Görüldüğü Yerde, Başı Ezilmelidir”
Eee tabi milli ve manevi duygularına sıkı sıkıya bağlı olan Türk milletini çok iyi tanıyan ‘Devrimbazlar’ hemen kimselere çaktırmadan Atanın bu rozetini sessiz sedasız çıkarıp attılar.
Sonraları ise kendilerine şekil işareti olarak Favorilerini ‘Lenin’i andıracak şekilde ‘ L’ biçiminde kazdırmaya başladılar.
Sol kesim yani Komünizmin geçiş köprüsü olan Sosyalizmi savunanlar, çıkışlarından bugüne dek hep ‘Atatürk’ şemsiyesinin altında kendilerini gizlemeyi tercih etmişlerdir. Hep ‘ Sosyal demokratlık’ edebiyatı yapıp alttan-alttan ‘Marksist ve Leninist’ ideolojisini gençliğe şırınga etmişlerdir.
Onlarda biliyorlardı ki, Atatürk’ün rozeti ile ‘Biz solcuyuz-biz Marksist-Leninist’iz dediklerinde gizli emellerini Türk milletine yutturamayacaklardı.
Çünkü, Atatürk hiç bir zaman Sosyalizmi ve Komünizmi savunmadığı gibi, ömrü bu ideolojilerle mücadele ile geçmişti.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, CHP’yi kurdu ama hiçbir zaman bu partinin solcu yapıya sahip olduğunu ifade etmedi.
Bu ifadeleri Bülent Ecevit- İsmet İnönü CHP’ye yapıştırmış Deniz Baykallar ise sürdürmüştür.
Atatürk, tam bir Türkçüdür ve Türk Milliyetçisidir.
‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ vecizesi bunun en büyük delilidir.
ŞİMDİKİ SOLCULAR, NEDEN ULUSALCI OLDULAR
Özellikle son yıllarda Türkiye'deki ‘Solcuların’, artık ‘Solcuyuz’ kelimesini kullanmaktan kaçındıkları ve kendilerine ayrı bir görüntü vermeye çalıştıkları gözlenmekte.
Çünkü; Sol-Sosyalizm-Komünizm sistemlerinin, dünyada İnsan unsurunu yerle bir ettiğine artık onlarda inanmaktalar.
Ama, onlara göre ‘Sistem’ doğru olarak işleve konulmadığından bu hale gelinmiş. İşte, bugünkü çabaları, sistemi yeniden canlandırmak ve bir kez daha denemek.
Bunun içinde kendilerini saklayacak yeni bir şemsiyeye ihtiyaç duydular. Tabi bu şemsiye Atatürklü şemsiye olacaktı.
Ve şimdi ki saklandıkları şemsiyenin adı ise ‘ Ulusalcılar’ oldu.
Yani, bizim eski solcuların adı şimdi ‘Ulusalcılar’ oldu.
Buların ağızlarından Türk milliyetçiliği çıkmadığı gibi İslami düşüncelere ise taktıkları adlar şunlar, “ Yobaz-İrticacı”
ATAÜRK’ÜN KÜRDİSTAN YORUMU
Şimdi birileri çıkıp Atatürk’ün Kürtleri ayrı bir millet olarak tanımladığını ve kendi kimliklerinin için ‘Özerklikler’ verilmesi öğüdünde bulunduğu safsatalarını yutturma çabası içine girdiklerini görmekteyiz.
İşte bunun en bariz delili, Mustafa Kemal Atatürk’ün 4 Mart 1922 tarihide Bitlisli Şeyh Baki’ye ‘Kürdistan Meselesi üzerine’ yazmış olduğu mektup.
İşte o mektup
“T. B. M. M Riyaseti Ankara
Başkâtib Zabıt ve 4/3/ 1338
Kavanin Kalemi
Bitlis’te Küfrevizade Şeyh Baki Efendi’ye,
Harb-i Umumi esnasında temas ve münasebetimizin tahlisi için bugün devam eden mesai meyanında zatıâlilerinin de mühim bir hissesi vardır.
Hizmet-i vatan uğrunda ihtiyar-i muhaceret ederek bizimle beraber olduğu gibi bundan sonra da memleketin halas ve temin-i vahdetine müteveccih mesai aynı hararet ve arzu ile devam eyleyeceği şüphesizdir.
Müşterek mesai-i vatan iyemizin muvaffakiyetine mani olmak ve memleketi müteferrik kısımlara ayırarak hepimizi birbirimize düşürmek suretiyle millet ve memlekete felâket getirmek isteyen düşmanlar, malûm olduğu üzere ortaya bir Kürdistan meselesi çıkarmışlardı.
Düşmanların bu nam altında parlak vaatlerle devam eden zehirli teşvikât ile bazı cahil insanları iğfal için bugün dahi çalışmakta oldukları görülmektedir.
Nüfuzunuzun cari olduğu mıntıkada, bütün memleketi mahvetmek maksadıyla vukû bulan bu nev’i teşvikat ve tesirâtı iptal ile saadet-i memleket yolundaki hidemata gayretle devam buyurulmasını rica ederim.
Buradan bazı arkadaşlar da aynı maksatla çalışmak üzere o havaliye gönderilmişlerdir. Gözlerinizden öper ve muvaffakıyet temenni eylerim efendim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi – Mustafa Kemal.”
Kaynak;http://www.milliyetciler.com/haberoku1954/basbug-ataturk-solcumuydu-
Solcu, Sosyalist- Sosyalizmi savunanlar kimliklerini o zamanki ortama göre saklama çabasında olan Solcular, gün geldi Atatürk’ün Kocatepe’ye çıkış rozetini birden bire çıkarıp attılar ve hatta bu rozetin takılması örgütler arasında yasaklandı.
Sebebi ise şu idi;
Atatürk’ün dinlenme saatlerinin birinde, kendisine çizilip getirilen Kocatepe’ye çıkış portresi çok beğenisini kazanmıştı.
Gazi Mustafa Kemal beğendiği bu portrenin altına el yazısı ile şu ifadeyi eklemişti.
“Türk Âleminin En Büyük Düşmanı Komünizmdir. Görüldüğü Yerde, Başı Ezilmelidir”
Eee tabi milli ve manevi duygularına sıkı sıkıya bağlı olan Türk milletini çok iyi tanıyan ‘Devrimbazlar’ hemen kimselere çaktırmadan Atanın bu rozetini sessiz sedasız çıkarıp attılar.
Sonraları ise kendilerine şekil işareti olarak Favorilerini ‘Lenin’i andıracak şekilde ‘ L’ biçiminde kazdırmaya başladılar.
Sol kesim yani Komünizmin geçiş köprüsü olan Sosyalizmi savunanlar, çıkışlarından bugüne dek hep ‘Atatürk’ şemsiyesinin altında kendilerini gizlemeyi tercih etmişlerdir. Hep ‘ Sosyal demokratlık’ edebiyatı yapıp alttan-alttan ‘Marksist ve Leninist’ ideolojisini gençliğe şırınga etmişlerdir.
Onlarda biliyorlardı ki, Atatürk’ün rozeti ile ‘Biz solcuyuz-biz Marksist-Leninist’iz dediklerinde gizli emellerini Türk milletine yutturamayacaklardı.
Çünkü, Atatürk hiç bir zaman Sosyalizmi ve Komünizmi savunmadığı gibi, ömrü bu ideolojilerle mücadele ile geçmişti.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, CHP’yi kurdu ama hiçbir zaman bu partinin solcu yapıya sahip olduğunu ifade etmedi.
Bu ifadeleri Bülent Ecevit- İsmet İnönü CHP’ye yapıştırmış Deniz Baykallar ise sürdürmüştür.
Atatürk, tam bir Türkçüdür ve Türk Milliyetçisidir.
‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ vecizesi bunun en büyük delilidir.
ŞİMDİKİ SOLCULAR, NEDEN ULUSALCI OLDULAR
Özellikle son yıllarda Türkiye'deki ‘Solcuların’, artık ‘Solcuyuz’ kelimesini kullanmaktan kaçındıkları ve kendilerine ayrı bir görüntü vermeye çalıştıkları gözlenmekte.
Çünkü; Sol-Sosyalizm-Komünizm sistemlerinin, dünyada İnsan unsurunu yerle bir ettiğine artık onlarda inanmaktalar.
Ama, onlara göre ‘Sistem’ doğru olarak işleve konulmadığından bu hale gelinmiş. İşte, bugünkü çabaları, sistemi yeniden canlandırmak ve bir kez daha denemek.
Bunun içinde kendilerini saklayacak yeni bir şemsiyeye ihtiyaç duydular. Tabi bu şemsiye Atatürklü şemsiye olacaktı.
Ve şimdi ki saklandıkları şemsiyenin adı ise ‘ Ulusalcılar’ oldu.
Yani, bizim eski solcuların adı şimdi ‘Ulusalcılar’ oldu.
Buların ağızlarından Türk milliyetçiliği çıkmadığı gibi İslami düşüncelere ise taktıkları adlar şunlar, “ Yobaz-İrticacı”
ATAÜRK’ÜN KÜRDİSTAN YORUMU
Şimdi birileri çıkıp Atatürk’ün Kürtleri ayrı bir millet olarak tanımladığını ve kendi kimliklerinin için ‘Özerklikler’ verilmesi öğüdünde bulunduğu safsatalarını yutturma çabası içine girdiklerini görmekteyiz.
İşte bunun en bariz delili, Mustafa Kemal Atatürk’ün 4 Mart 1922 tarihide Bitlisli Şeyh Baki’ye ‘Kürdistan Meselesi üzerine’ yazmış olduğu mektup.
İşte o mektup
“T. B. M. M Riyaseti Ankara
Başkâtib Zabıt ve 4/3/ 1338
Kavanin Kalemi
Bitlis’te Küfrevizade Şeyh Baki Efendi’ye,
Harb-i Umumi esnasında temas ve münasebetimizin tahlisi için bugün devam eden mesai meyanında zatıâlilerinin de mühim bir hissesi vardır.
Hizmet-i vatan uğrunda ihtiyar-i muhaceret ederek bizimle beraber olduğu gibi bundan sonra da memleketin halas ve temin-i vahdetine müteveccih mesai aynı hararet ve arzu ile devam eyleyeceği şüphesizdir.
Müşterek mesai-i vatan iyemizin muvaffakiyetine mani olmak ve memleketi müteferrik kısımlara ayırarak hepimizi birbirimize düşürmek suretiyle millet ve memlekete felâket getirmek isteyen düşmanlar, malûm olduğu üzere ortaya bir Kürdistan meselesi çıkarmışlardı.
Düşmanların bu nam altında parlak vaatlerle devam eden zehirli teşvikât ile bazı cahil insanları iğfal için bugün dahi çalışmakta oldukları görülmektedir.
Nüfuzunuzun cari olduğu mıntıkada, bütün memleketi mahvetmek maksadıyla vukû bulan bu nev’i teşvikat ve tesirâtı iptal ile saadet-i memleket yolundaki hidemata gayretle devam buyurulmasını rica ederim.
Buradan bazı arkadaşlar da aynı maksatla çalışmak üzere o havaliye gönderilmişlerdir. Gözlerinizden öper ve muvaffakıyet temenni eylerim efendim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi – Mustafa Kemal.”
Kaynak;http://www.milliyetciler.com/haberoku1954/basbug-ataturk-solcumuydu-