Şimdi tüm gözler Galatasaray'ın bu sezonki bomba transferi Milan Baros'ta! İşte hem sarı kırmızılı taraftarlar hem de futbol otoritelerinin performansını merak ettiği, son dönemi durgun geçirmesine rağmen en olgun çağında olan ve yükselişe geçmek için sabırsızlanan Baros'un analizi..
Son 2 sezon baz alındığında Galatarasay tarihinin en ses getiren transfer dönemi yaşanıyor. Geçtiğimiz sezondan bu yana kadroya Lineroth, Nonda ve Lincoln gibi yıldızların yanı sıra bu sezonda Kewell, Meira, De Sanctis gibi uluslararası çapta üne ve kaliteye sahip yıldızları kadrosuna katarak Avrupa transfer borsasında adından oldukça söz ettiren Galatasaray son bir transfer bombası daha patlatarak Çek futbolunun Planicka, Pluskal, Masopust, Panenka, Nedved, Berger, Kadlec, Kuka, Koller, Poborsky, Rosicky ve Smicer gibi Çek futbol tarihinin en iyi isimlerinin yanında anılan, Milan Baros'u kadrosuna katarak transferin bitimine günler kala büyük ses getirdi.
Milan Baros birkaç yıl önce kendisine vatandaşı ve yakın arkadaşı Marek Heinz'i soran Türk muhabirlere ''Galatasaray'ın çok iyi bir transfer yaptığını'' anlatırken aklından bu kulübe bir gün transfer olacağı geçti mi bilinmez ancak Heinz'den sonra gelen ikinci Çek futbolcu oldu.
Galatasaray kulübü tarihi boyunca Balkan ülkelerinden yaptığı transferlerde genellikle olumlu randıman almasına karşın Marek Heinz'dan beklediği performansı alamamıştı. Buna karşın Prekazi, Tarık Hodzic, Rotariu, Kosecki, Hagi, Popescu, İlie, Filipescu, İliç ve Tomas gibi balkan kökenli yıldızlar sayesinde başarıyı yakalamıştı.
Şimdi yine bir balkan kökenli futbolcu Baros Galatasaray forması altında mücadele edecek. Hazırlık maçlarında göze çarpan gol sıkıntısını ortadan kaldırabilecek tecrübe ve kaliteyi barındıran Baros'un kendini tekrardan Avrupa futboluna kanıtlamak adına gollerine Galatasaray'da devam etmesi gerekecek.
Çek futbolunun önemli kulüplerinden Banik Ostrava'da parladığı dönemde ,bu yaz Galatasaray'ın gündemine gelen Sionko ve Jankuloski ile beraber takımın en göze çarpan yıldızlarından biri olan Baros, o dönem özellikle Patrick Berger'in Liverpool menajeri Gerrard Houiller'e tavsiyesi üzerine Liverpool gündemine geldi. Çek futbolcular Berger ve Smicer'in takım içindeki vizyonlarının yüksek oluşu sebepiyle Gerrard Houiller, onların Baros hakkında ki tavsiyelerine güvenerek 20 yaşında Liverpool'a 7 milyon avroya transfer etti.
Çek futbolunun yeni yıldızı olarak gösterilen Baros için bu transfer Avrupa serüveninin esas başlangıcı oldu. Premier Lig bazında çok gol atan bir görüntüsü yoktu ancak milli takımda Koller ile beraber Çek milli takımında iyi bir ikili oluşturmayı başarmıştı.
2004 Avrupa Futbol şampiyonasında gösterdiği olağanüstü performans ile Çek milli takımının yarı finale yükselmesinde büyük pay sahibi oldu ve 5 golle turnuvanın gol kralı olarak Altın Ayakkabı ödülü aldı.
Houiller ile Liverpool ilk 11'inde bir çok maçta şans bulan Baros, takımın başına Rafa Benitez'in geçmesinin ardından forvetler Owen ve Heskey'i takımdan göndererek Djibril Cisse, Peter Crouch, Pongolle ve Morientes'i transfer etmesinden sonra birde ağır sakatlık geçirince yedek kalmaya başladı. Bununla beraber zaman zaman tek forvet oynayan Liverpool'da forma şansı bulması zor görünüyordu.
Medyaya verdiği demeçlerde oynamak için yanıp tutuştuğunu ancak bu hazır olduğu dönemde Benitez'in ona şans vermemesinden dolayı oldukça mutsuz bir ruh hali taşıdığını, futbolunun ise gerilediğinin altını çizmeye başladı.
Bir gün Liverpool'dan ayrılırsa en az Liverpool kadar büyük bir takıma gitmek istediğini söylemesi Benitez'in onun biletini kesmesi için yeterli oldu. Baros için Valencia ve Fiorentina kulüpleri ciddi şekilde ilgilendi ancak Aston Villa kulübü yine Patrick Berger'in girişimleri sonucu menajer David O'Leary'e tavsiyesi üzerine yaklaşık 9 milyon avro bedelle Villa kulübüne transfer edildi.
Fakat Baros 2004 Avrupa futbol şampiyonası ve yaşadığı ağır sakatlık sonucu eski performansına bir türlü yaklaşamadı. Yine de gollerini atmaya devam etti ancak Villa'daki 2. sezonunda forma giydiği 17 maçta sadece 1 gol atınca gösterdiği performans ile kafaları karıştırdı.
Houiller ve Berger onun hayatında çok önemli iki birey olarak yer aldı ki 2004 yılında Houiller takımın başından ayrılıp Lyon'un başına geçtikten sonra Baros'u Lyon'a transfer etmek istedi.
Lyon kulübü, Beşiktaş'tan transfer ettiği Carew'in düşük formu sebebiyle Aston Villa'ya Carew-Baros takasını önerdi. Son yıllarda birçok takımın sahip olmak istediği pivot santrafor modeline uyan John Carew'i Aston Villa kulübü kaçırmak istemeyince transferi hemen gerçekleştirdi. Baros Lyon'da; Benzema, Fred, Govuo yıldızlarla beraber hücum hattını oluşturdu. Fakat Lyon'da Houiller başarıyı getiremeyince yerine Perrin takımın başına geçti.
Baros'a fazla forma şansı tanımayınca İngiliz Portsmouth kulübü Baros'u kış transfer döneminde kiralık olarak transfer etti. İngiltere'ye tekrar giderek sürekli oynayabileceğini düşünen Baros Euro 2008 için hazır olmak adına bu teklifi kabul etti ve kiralık olarak gitti.
Portsmouth ve Euro 2008'de beklenen patlamayı yapamaması sonrası Baros'un geleceği ilgili belirsiz bir tablo oluştu. Tam böyle bir dönemde Galatasaray ortaya çıktı. Marica (Stuttgart), Zigic (Valencia), Oliveira (Zaragoza) ve Voronin (Liverpool) gibi yıldızlar için girişimlerde bulunan Galatasaray, bu isimlerden yüksek bedelleri yüzünden sonuç alamayınca Ocak ayından beri Lyon formasıyla birçok maç yedek bırakılan ve Lincoln ile çok sıkı bir dost olan Brezilya'lı Fred için öncelikli olarak Lyon kulübüyle görüşmelere başladı. Lincoln'ün bu yaz düzenlediği yardım maçında da forma giyen Fred'in, Galatasaraylı yıldızla sağlam bağları bulunan bir dostluğu oluşuda bu transferde önemli bir etkendi.
Ocak ayı transfer döneminin başlamasına günler kala Fred'in L'Equipe gazetesine verdiği ; Bir sezonda 20-25 gol atmak ve bana 9 numarayı verecek bir takımda oynamak istiyorum şeklinde ki demecinin ardından sezon sonunda Lyon'la bağlarının kopması bekleniyordu. Dolayısıyla Galatasaray kulübü Baros'tan önce Fred için teklif yaptı.
Ancak Lyon kulübünün Fred için Cruzerio'ya ödediği 15 milyon avrodan daha fazla bir bonservis ücreti talep etmesi üzerine Galatasaray, transfer süresinin azalmasının da verdiği rahatsızlıkla Çek yıldız Baros için görüşmeleri sürdürdü.
Forvet transferi için oldukça profesyonel ve titiz bir çalışma yürüten Galatasaray, Fred konusunda istediğini alamasa da Baros'u alarak hem beklentileri boşa çıkarmamış oldu hem de transfer piyasasında adından bir kez daha övgüyle söz ettirdi.
Kariyeri açısından formsuz bir dönem geçiren Baros için Fransa'dan ayrılması en doğrusuydu, nitekim onu hakkındaki eleştirilerin boyutu o kadar çirkinleşmişti ki kişiliği ile ilgili ırkçı bir insan oluşu ve cinsel seçimi hakkında gay olduğu yönünde söylentiler çıkarıldı.
Lyon formasıyla çıktığı bir maçta rakibi olan siyahi futbolcunun moralini bozmak için yaptığı tiksinme hareketi ve barda alkollüyken erkek arkadaşının onu dudağından öptüğü bir anda çekilen fotoğrafının su yüzüne çıkması Baros'un futbola olan adaptasyonunun çok zayıfladığının göstergesiydi. Tüm bu yaşananlara sünger çeken ve heteroseksüel olduğunu kanıtlamak istercesine medya önünde bayan sevgilileriyle dolaşan bir görüntüye büründü.
Diğer yandan siyahi olan futbolcu arkadaşlarına daha sıcak davranmaya başladı.Bu tutumuyla hem gay hem de ırkçı söylentilerini boşa çıkarıp böyle bir insan olmadığını kanıtlasa da bu durumdan futbolu olumsuz etkilendi.
Milan Baros'un futbola tekrardan konsantre olması dolayısıyla tekrar kendini Avrupa futboluna kanıtlaması gerektiği için bu bağlamda Galatasaray'da ilk 11'de şans bulacak olması kendisini tekrar kanıtlaması açısından büyük bir fırsat.Çek milli takımda ki formasını da kaptıran Baros artık yaşça olgun bir çağda yer alıyor.Galatasaray'ın bu sezon oynadığı hızlı futbol görüntüsüne ayak uydurabilecek performans, tarz, pozisyon alma çeşitliliği babında verimli olabilecek kalite ve kapasitede olan Baros, arkasında Lincoln,Arda ve Kewell gibi kaliteli ayaklar tarafından beslendiği takdirde yeniden eski performansını gösterebilecek hırsı taşıyor.
Haber Analiz: Koray Düşova / Ajansspor.com
Son 2 sezon baz alındığında Galatarasay tarihinin en ses getiren transfer dönemi yaşanıyor. Geçtiğimiz sezondan bu yana kadroya Lineroth, Nonda ve Lincoln gibi yıldızların yanı sıra bu sezonda Kewell, Meira, De Sanctis gibi uluslararası çapta üne ve kaliteye sahip yıldızları kadrosuna katarak Avrupa transfer borsasında adından oldukça söz ettiren Galatasaray son bir transfer bombası daha patlatarak Çek futbolunun Planicka, Pluskal, Masopust, Panenka, Nedved, Berger, Kadlec, Kuka, Koller, Poborsky, Rosicky ve Smicer gibi Çek futbol tarihinin en iyi isimlerinin yanında anılan, Milan Baros'u kadrosuna katarak transferin bitimine günler kala büyük ses getirdi.
Milan Baros birkaç yıl önce kendisine vatandaşı ve yakın arkadaşı Marek Heinz'i soran Türk muhabirlere ''Galatasaray'ın çok iyi bir transfer yaptığını'' anlatırken aklından bu kulübe bir gün transfer olacağı geçti mi bilinmez ancak Heinz'den sonra gelen ikinci Çek futbolcu oldu.
Galatasaray kulübü tarihi boyunca Balkan ülkelerinden yaptığı transferlerde genellikle olumlu randıman almasına karşın Marek Heinz'dan beklediği performansı alamamıştı. Buna karşın Prekazi, Tarık Hodzic, Rotariu, Kosecki, Hagi, Popescu, İlie, Filipescu, İliç ve Tomas gibi balkan kökenli yıldızlar sayesinde başarıyı yakalamıştı.
Şimdi yine bir balkan kökenli futbolcu Baros Galatasaray forması altında mücadele edecek. Hazırlık maçlarında göze çarpan gol sıkıntısını ortadan kaldırabilecek tecrübe ve kaliteyi barındıran Baros'un kendini tekrardan Avrupa futboluna kanıtlamak adına gollerine Galatasaray'da devam etmesi gerekecek.
Çek futbolunun önemli kulüplerinden Banik Ostrava'da parladığı dönemde ,bu yaz Galatasaray'ın gündemine gelen Sionko ve Jankuloski ile beraber takımın en göze çarpan yıldızlarından biri olan Baros, o dönem özellikle Patrick Berger'in Liverpool menajeri Gerrard Houiller'e tavsiyesi üzerine Liverpool gündemine geldi. Çek futbolcular Berger ve Smicer'in takım içindeki vizyonlarının yüksek oluşu sebepiyle Gerrard Houiller, onların Baros hakkında ki tavsiyelerine güvenerek 20 yaşında Liverpool'a 7 milyon avroya transfer etti.
Çek futbolunun yeni yıldızı olarak gösterilen Baros için bu transfer Avrupa serüveninin esas başlangıcı oldu. Premier Lig bazında çok gol atan bir görüntüsü yoktu ancak milli takımda Koller ile beraber Çek milli takımında iyi bir ikili oluşturmayı başarmıştı.
2004 Avrupa Futbol şampiyonasında gösterdiği olağanüstü performans ile Çek milli takımının yarı finale yükselmesinde büyük pay sahibi oldu ve 5 golle turnuvanın gol kralı olarak Altın Ayakkabı ödülü aldı.
Houiller ile Liverpool ilk 11'inde bir çok maçta şans bulan Baros, takımın başına Rafa Benitez'in geçmesinin ardından forvetler Owen ve Heskey'i takımdan göndererek Djibril Cisse, Peter Crouch, Pongolle ve Morientes'i transfer etmesinden sonra birde ağır sakatlık geçirince yedek kalmaya başladı. Bununla beraber zaman zaman tek forvet oynayan Liverpool'da forma şansı bulması zor görünüyordu.
Medyaya verdiği demeçlerde oynamak için yanıp tutuştuğunu ancak bu hazır olduğu dönemde Benitez'in ona şans vermemesinden dolayı oldukça mutsuz bir ruh hali taşıdığını, futbolunun ise gerilediğinin altını çizmeye başladı.
Bir gün Liverpool'dan ayrılırsa en az Liverpool kadar büyük bir takıma gitmek istediğini söylemesi Benitez'in onun biletini kesmesi için yeterli oldu. Baros için Valencia ve Fiorentina kulüpleri ciddi şekilde ilgilendi ancak Aston Villa kulübü yine Patrick Berger'in girişimleri sonucu menajer David O'Leary'e tavsiyesi üzerine yaklaşık 9 milyon avro bedelle Villa kulübüne transfer edildi.
Fakat Baros 2004 Avrupa futbol şampiyonası ve yaşadığı ağır sakatlık sonucu eski performansına bir türlü yaklaşamadı. Yine de gollerini atmaya devam etti ancak Villa'daki 2. sezonunda forma giydiği 17 maçta sadece 1 gol atınca gösterdiği performans ile kafaları karıştırdı.
Houiller ve Berger onun hayatında çok önemli iki birey olarak yer aldı ki 2004 yılında Houiller takımın başından ayrılıp Lyon'un başına geçtikten sonra Baros'u Lyon'a transfer etmek istedi.
Lyon kulübü, Beşiktaş'tan transfer ettiği Carew'in düşük formu sebebiyle Aston Villa'ya Carew-Baros takasını önerdi. Son yıllarda birçok takımın sahip olmak istediği pivot santrafor modeline uyan John Carew'i Aston Villa kulübü kaçırmak istemeyince transferi hemen gerçekleştirdi. Baros Lyon'da; Benzema, Fred, Govuo yıldızlarla beraber hücum hattını oluşturdu. Fakat Lyon'da Houiller başarıyı getiremeyince yerine Perrin takımın başına geçti.
Baros'a fazla forma şansı tanımayınca İngiliz Portsmouth kulübü Baros'u kış transfer döneminde kiralık olarak transfer etti. İngiltere'ye tekrar giderek sürekli oynayabileceğini düşünen Baros Euro 2008 için hazır olmak adına bu teklifi kabul etti ve kiralık olarak gitti.
Portsmouth ve Euro 2008'de beklenen patlamayı yapamaması sonrası Baros'un geleceği ilgili belirsiz bir tablo oluştu. Tam böyle bir dönemde Galatasaray ortaya çıktı. Marica (Stuttgart), Zigic (Valencia), Oliveira (Zaragoza) ve Voronin (Liverpool) gibi yıldızlar için girişimlerde bulunan Galatasaray, bu isimlerden yüksek bedelleri yüzünden sonuç alamayınca Ocak ayından beri Lyon formasıyla birçok maç yedek bırakılan ve Lincoln ile çok sıkı bir dost olan Brezilya'lı Fred için öncelikli olarak Lyon kulübüyle görüşmelere başladı. Lincoln'ün bu yaz düzenlediği yardım maçında da forma giyen Fred'in, Galatasaraylı yıldızla sağlam bağları bulunan bir dostluğu oluşuda bu transferde önemli bir etkendi.
Ocak ayı transfer döneminin başlamasına günler kala Fred'in L'Equipe gazetesine verdiği ; Bir sezonda 20-25 gol atmak ve bana 9 numarayı verecek bir takımda oynamak istiyorum şeklinde ki demecinin ardından sezon sonunda Lyon'la bağlarının kopması bekleniyordu. Dolayısıyla Galatasaray kulübü Baros'tan önce Fred için teklif yaptı.
Ancak Lyon kulübünün Fred için Cruzerio'ya ödediği 15 milyon avrodan daha fazla bir bonservis ücreti talep etmesi üzerine Galatasaray, transfer süresinin azalmasının da verdiği rahatsızlıkla Çek yıldız Baros için görüşmeleri sürdürdü.
Forvet transferi için oldukça profesyonel ve titiz bir çalışma yürüten Galatasaray, Fred konusunda istediğini alamasa da Baros'u alarak hem beklentileri boşa çıkarmamış oldu hem de transfer piyasasında adından bir kez daha övgüyle söz ettirdi.
Kariyeri açısından formsuz bir dönem geçiren Baros için Fransa'dan ayrılması en doğrusuydu, nitekim onu hakkındaki eleştirilerin boyutu o kadar çirkinleşmişti ki kişiliği ile ilgili ırkçı bir insan oluşu ve cinsel seçimi hakkında gay olduğu yönünde söylentiler çıkarıldı.
Lyon formasıyla çıktığı bir maçta rakibi olan siyahi futbolcunun moralini bozmak için yaptığı tiksinme hareketi ve barda alkollüyken erkek arkadaşının onu dudağından öptüğü bir anda çekilen fotoğrafının su yüzüne çıkması Baros'un futbola olan adaptasyonunun çok zayıfladığının göstergesiydi. Tüm bu yaşananlara sünger çeken ve heteroseksüel olduğunu kanıtlamak istercesine medya önünde bayan sevgilileriyle dolaşan bir görüntüye büründü.
Diğer yandan siyahi olan futbolcu arkadaşlarına daha sıcak davranmaya başladı.Bu tutumuyla hem gay hem de ırkçı söylentilerini boşa çıkarıp böyle bir insan olmadığını kanıtlasa da bu durumdan futbolu olumsuz etkilendi.
Milan Baros'un futbola tekrardan konsantre olması dolayısıyla tekrar kendini Avrupa futboluna kanıtlaması gerektiği için bu bağlamda Galatasaray'da ilk 11'de şans bulacak olması kendisini tekrar kanıtlaması açısından büyük bir fırsat.Çek milli takımda ki formasını da kaptıran Baros artık yaşça olgun bir çağda yer alıyor.Galatasaray'ın bu sezon oynadığı hızlı futbol görüntüsüne ayak uydurabilecek performans, tarz, pozisyon alma çeşitliliği babında verimli olabilecek kalite ve kapasitede olan Baros, arkasında Lincoln,Arda ve Kewell gibi kaliteli ayaklar tarafından beslendiği takdirde yeniden eski performansını gösterebilecek hırsı taşıyor.
Haber Analiz: Koray Düşova / Ajansspor.com
