αqqα уєкяυ
New member
Mehmet Baransu, İktidarın ömrü uzun sürmez başlıklı köşe yazısında hükümetle yollarını ayırdığını söyledi ve hükümete ömür biçti. Baransu, yazısının sonunda ise bir uyarıda bulundu.
İşte Baransunun Taraf gazetesinde yer alan köşe yazısı:
İktidarın ömrü uzun sürmez
AK Parti hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük yapanlar ve bunların kamudaki ortaklarını kurtarmak için son bir yıldır gece yarısı bir dizi düzenleme yapıyor. Önce Özel Yetkili Mahkemelerin inceleme alanına giren yolsuzluk ve usulsüzlük yapanların örgüt kurmakla suçlanıp yargılandığı çıkar amaçlı suç örgütleri yasası değiştirildi. Ardından ihaleye fesat karıştıranlara verilen cezanın süresi 12 yıldan üç yıla indirildi. Bu düzenlemeyle yolsuzluk yapanlar ve ortakları af kapsamına sokuldu. Bir sonraki adım Kamu İhale Kurumu Yasasındaki düzenleme oldu. Hırsızlarla ortaklık yapan AK Partinin kamu kurumundaki elemanları ve bakanlar bir kez daha yargıdan kaçırıldı. Zincirin son halkası ise Sayıştay Kanununda yapılması düşünülen değişiklik oldu. Sayıştay artık etkisiz bir kurum olarak, yolsuzluk ve usulsüzlükleri tek başına inceleyemeyecek.
Mecliste bu düzenlemeler yapılırken kamuoyu AK Partinin panik hâlinde son altı aydır birbiri ardına yolsuzluk ve usulsüzlük yapanları aklamasının nedenini merak ediyor. Bu paniğin nedenlerini sizlerle paylaşacağım. Öncelikle Sayıştay Yasasıyla ilgili verilen yasa teklifini kısaca anlatalım.
İktidara yakın medya, yapılacak düzenlemeyi Sayıştay yargısının denetimi güçlenecek diye yorumlasa da gerçekler hiç de öyle değil. Daha önce yapıldığı gibi bu düzenlemede de hükümet Sayıştayın görüşüne başvurmadı. Teklif yasalaşırsa, denetçiler artık bağımsız şekilde rapor yazamayacaklar. Kurumların görüşlerini ve yapılan düzenlemeyi dikkate almak zorundalar. Son sözü de kendileri söyleyemeyecek. İktidarın bürokratları ya da atadığı isimler rapora son şeklini verecek.
Sayıştay raporları da artık TBMMye gönderilmeyecek. Kamuoyunun raporlardan bilgi alması da imkânsız hâle gelecek. Yani gerçekler halktan ve Meclisten kaçırılacak. Teklifle, Sayıştayın görev alanı daraltılıp, hukuk bilgisi olmayan isimlerle keyfiliğe açık raporlar düzenlenecek. Yapılması düşünülen düzenlemeye göre idari görevlerde bulunan kişiler arasında beş yıl süre için görev yapmak üzere Sayıştay savcısı seçilecek. Böylelikle savcılar ve hâkimler by-pass edilecek. Bu kişiler yargılama görevini üstlenecek. Yürütmeden gelen savcıların uygun gördüğü olaylar Sayıştay Yargılama Daireleri tarafından yargılanabilecek. Yani, AK Partiyi ilgilendiren bir yolsuzluk ve usulsüzlüğün önü artık kesilmiş olacak. Yolsuzluklar yargıdan bu yöntemle kaçırılacak.
Gelelim son aylarda birbiri ardına yapılan bu düzenlemelerin ve AK Partideki paniğin nedenine. Uzun bir süredir yolsuzluk ve usulsüzlükleri incelemekle görevli Ankaradaki bürokratlarla görüşüyorum. Bürokratlar yolsuzlukların nasıl kapatıldığı anlatıyorlar. Öyle ki özellikle Sayıştay ve bazı maliyedeki üstatların baskı altına alınıp, raporların nasıl sumen altı edildiği anlatılıyor. Hükümetteki bakanlardan bir isim ilgili kişilerle görüşüp kendilerini ilgilendiren üç ayrı dosyayı sumen altı etmiş. Baskılara boyun eğmem diyen üstatların, son anda raporları nasıl değiştirdikleri konuşuluyor Ankarada.
Geçenlerde görüştüğüm bir isim yapılanların ileride tek tek ortaya çıkacağını söyledi. Biraz sabretmek gerektiğini belirtip, devlet arşivlerinde her şeyin kaydedilip, bir yerlere not edildiğini de vurguladı. Yazılmamak üzere anlattıklarını kendisine söz verdiğim için şimdilik sizlerle paylaşamıyorum. Ancak şunu söyleyebilirim. Yapılanlar yok edilmeyecek bir şekilde devlet arşivlerinde kaydediliyor. Sayıştaydan bir yetkilinin şu cümlesiyle yazımı noktalayayım: Gerçekler bir gün ortaya çıktığında iktidarın ömrü öğlenden ikindiye kadar sürmez. Bu söz sanırım çok şey anlatıyor.
Son söz; İktidarla yollarımı neden ayırdığımı merak edenler, bu yazımı bir kez daha okuyabilir. Cemaat saçmalığına düşmeden!
KAYNAK
İşte Baransunun Taraf gazetesinde yer alan köşe yazısı:
İktidarın ömrü uzun sürmez
AK Parti hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük yapanlar ve bunların kamudaki ortaklarını kurtarmak için son bir yıldır gece yarısı bir dizi düzenleme yapıyor. Önce Özel Yetkili Mahkemelerin inceleme alanına giren yolsuzluk ve usulsüzlük yapanların örgüt kurmakla suçlanıp yargılandığı çıkar amaçlı suç örgütleri yasası değiştirildi. Ardından ihaleye fesat karıştıranlara verilen cezanın süresi 12 yıldan üç yıla indirildi. Bu düzenlemeyle yolsuzluk yapanlar ve ortakları af kapsamına sokuldu. Bir sonraki adım Kamu İhale Kurumu Yasasındaki düzenleme oldu. Hırsızlarla ortaklık yapan AK Partinin kamu kurumundaki elemanları ve bakanlar bir kez daha yargıdan kaçırıldı. Zincirin son halkası ise Sayıştay Kanununda yapılması düşünülen değişiklik oldu. Sayıştay artık etkisiz bir kurum olarak, yolsuzluk ve usulsüzlükleri tek başına inceleyemeyecek.
Mecliste bu düzenlemeler yapılırken kamuoyu AK Partinin panik hâlinde son altı aydır birbiri ardına yolsuzluk ve usulsüzlük yapanları aklamasının nedenini merak ediyor. Bu paniğin nedenlerini sizlerle paylaşacağım. Öncelikle Sayıştay Yasasıyla ilgili verilen yasa teklifini kısaca anlatalım.
İktidara yakın medya, yapılacak düzenlemeyi Sayıştay yargısının denetimi güçlenecek diye yorumlasa da gerçekler hiç de öyle değil. Daha önce yapıldığı gibi bu düzenlemede de hükümet Sayıştayın görüşüne başvurmadı. Teklif yasalaşırsa, denetçiler artık bağımsız şekilde rapor yazamayacaklar. Kurumların görüşlerini ve yapılan düzenlemeyi dikkate almak zorundalar. Son sözü de kendileri söyleyemeyecek. İktidarın bürokratları ya da atadığı isimler rapora son şeklini verecek.
Sayıştay raporları da artık TBMMye gönderilmeyecek. Kamuoyunun raporlardan bilgi alması da imkânsız hâle gelecek. Yani gerçekler halktan ve Meclisten kaçırılacak. Teklifle, Sayıştayın görev alanı daraltılıp, hukuk bilgisi olmayan isimlerle keyfiliğe açık raporlar düzenlenecek. Yapılması düşünülen düzenlemeye göre idari görevlerde bulunan kişiler arasında beş yıl süre için görev yapmak üzere Sayıştay savcısı seçilecek. Böylelikle savcılar ve hâkimler by-pass edilecek. Bu kişiler yargılama görevini üstlenecek. Yürütmeden gelen savcıların uygun gördüğü olaylar Sayıştay Yargılama Daireleri tarafından yargılanabilecek. Yani, AK Partiyi ilgilendiren bir yolsuzluk ve usulsüzlüğün önü artık kesilmiş olacak. Yolsuzluklar yargıdan bu yöntemle kaçırılacak.
Gelelim son aylarda birbiri ardına yapılan bu düzenlemelerin ve AK Partideki paniğin nedenine. Uzun bir süredir yolsuzluk ve usulsüzlükleri incelemekle görevli Ankaradaki bürokratlarla görüşüyorum. Bürokratlar yolsuzlukların nasıl kapatıldığı anlatıyorlar. Öyle ki özellikle Sayıştay ve bazı maliyedeki üstatların baskı altına alınıp, raporların nasıl sumen altı edildiği anlatılıyor. Hükümetteki bakanlardan bir isim ilgili kişilerle görüşüp kendilerini ilgilendiren üç ayrı dosyayı sumen altı etmiş. Baskılara boyun eğmem diyen üstatların, son anda raporları nasıl değiştirdikleri konuşuluyor Ankarada.
Geçenlerde görüştüğüm bir isim yapılanların ileride tek tek ortaya çıkacağını söyledi. Biraz sabretmek gerektiğini belirtip, devlet arşivlerinde her şeyin kaydedilip, bir yerlere not edildiğini de vurguladı. Yazılmamak üzere anlattıklarını kendisine söz verdiğim için şimdilik sizlerle paylaşamıyorum. Ancak şunu söyleyebilirim. Yapılanlar yok edilmeyecek bir şekilde devlet arşivlerinde kaydediliyor. Sayıştaydan bir yetkilinin şu cümlesiyle yazımı noktalayayım: Gerçekler bir gün ortaya çıktığında iktidarın ömrü öğlenden ikindiye kadar sürmez. Bu söz sanırım çok şey anlatıyor.
Son söz; İktidarla yollarımı neden ayırdığımı merak edenler, bu yazımı bir kez daha okuyabilir. Cemaat saçmalığına düşmeden!
KAYNAK