Bahama'nın KöpekbaLıkLarı

Rien

Banned
Katılım
13 Tem 2007
Mesajlar
4,381
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
119
Konum
Diler bu kızlar susmamı, iyi kötü bi markayım
wk62dj.jpg


Dünya genelinde sayıları düşüş gösteren köpekbalıkları, Bahamalar'ın mavi sularında cirit atıyor.


Kimse köpekbalıklarının bir imaj problemi olduğunu yadsıyamaz. Bir seri katil bakışı, çarpık dişlerle edepsiz bir tebessüm, vahşi beslenme tarzı —köpekbalıklarını bildik bileli sevmekte zorlanmamıza şaşmamalı. Tabii hakkında yazılanların da her zaman hoş olduğu söylenemez.

Herman Melville köpekbalıkları için "soluk leş yiyiciler" diye yazmış. Balina gemilerinde yıllar süren yolculuklar yapan 19. yüzyılın bu ünlü deniz öyküleri yazarının, köpekbalıklarının, katledilen balinaların atıklarını parçalayıp yutmasına tanık olması, acımasız yaklaşımını büyük oranda açıklıyor.

Belki de Bahama Adaları Melville'in fikrini değiştirebilirdi. 1930'ların ortalarında daktilosu ve oltalarıyla bu adalarda huzur arayan

Ernest Hemingway, burada balıklar, balıkçılık ve rüzgârın şişirdiği yelkenler hakkında yazmak için esin bulmuştu. O, daha oltasına yakalanmış avı yukarı çekemeden, tuttuğu balıkları mideye indiren köpekbalıklarına sövüp saydığı doğru. Ama genelde köpekbalıklarını kötülemesine rağmen, onlardan saygıyla söz ettiği de oluyor. Yaşlı Adam ve Deniz'deki Santiago, yüzeye çıkan bir dikburun için şöyle der: "Çenesinden başka her yanı güzel, müthiş bir köpekbalığıydı... Güzel, soylu ve hiçbir şeyden korkmayan, gözü pek bir hayvan."

Bahama Adaları hâlâ aşağı yukarı Hemingway'in dönemindeki gibi; denizi tertemiz, masmavi ve içi canlı kaynıyor. Florida'nın güneydoğusunda 800 kilometrelik bir alana yayılmış 700 kadar ada ve adacıktan oluşan takımadanın büyük kesiminde hâlâ endüstriyel gelişimden eser yok. Yerli halk hâlâ geçimini ıstakoz, kapanlevrek ile büyük deniz minarelerinden sağlıyor. Sportif balıkçılar hâlâ kum düzlüklerinde kemikbalığı; Okyanus Dili adı verilen soğuk, 1800 metre derinliğindeki çukur bölgede de kılıç ve yelkenbalığı avlıyor.

Köpekbalıkları da hâlâ burada. Tiger Beach adı verilen tek bir dalış noktasında bir düzine kadar kaplan köpekbalığı daireler çiziyor; akbaba edasıyla değil de, daha çok çocuk yataklarının üstüne asılan dönenceler gibi. Dikkatli kara gözleri yumruk büyüklüğünde. Bu türün –büyük beyazdan sonra– yeryüzündeki en tehlikeli ikinci köpekbalığı olduğu düşünülüyor. Her şeyi yiyebiliyorlar –diğer köpekbalıklarını, araç plakaları ya da lastiklerini. Gruptan ayrılıp bana doğru gelen büyük dişi o kadar yakınımdan geçiyor ki, burnunun üstünde karabiber taneleri gibi görünen ve canlı av etinin elektromanyetik enerjisini algılamasını sağlayan gözenekleri bile görebiliyorum. Yanımdan süzülürken, bedenine dokunuyorum. İnce zımpara kağıdı gibi. Daire çizen köpekbalıklarının arasına dönerken, hareketleri gayet sakin. Bıraktığı ilk izlenim, saldırganlığıyla ün salmış bir balık için oldukça dost canlısı.

Ama burada yaşayan tek köpekbalıkları kaplanlar değil. Bahama sularında limon köpekbalıkları, çekiç balıkları, boğalar, siyahyüzgeç köpekbalıkları, dikburunlar, ipek harharyaslar, hemşire köpekbalıkları gibi kırktan fazla tür köpekbalığı var; hatta göç yolundaki pamuk balıkları ile devasa balina köpekbalıkları bile buraya uğruyor. Diğerleri ise yıl boyunca burada yaşayıp, kendi doğdukları sessiz sakin lagünlerde yavruluyor...


 
Geri
Üst