Bahçeli'nin Müthiş Apo İddiası!!

bereketim

New member
Katılım
5 Kas 2007
Mesajlar
947
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Bezge UNİTED...
Geçtiğimiz hafta başlayan Erdoğan-Bahçeli gerginliği, MHP'deki son grup toplantısına da damga vurdu. Erdoğan'ın "şimdi muhatap olmam, arkadaşlar cevap veriyor" sözlerine Bahçeli'nin, yanıtı ağır oldu.

Partisinin Kızılcıhamam toplantısının yorgunluğunu henüz atamadığı her halinden belli olan Bahçeli'nin grupta sesi kısıktı; ancak söylemleri sertti! Cumhurbaşkanı Gül'ü eleştiren Erdoğan'a çok ağır ithamlarda bulunan Bahçeli, hükümetin Öcalan'ın affı için kapı araladığını iddia etti.

MHP liderinin, zaman zaman dilinin sürçtüğü, bazı kelimelerin karıştığı; ancak sertliğinden hiçbirşey kaybetmeyen o grup toplantısından bazı satır başları;

İmralı'daki Öcalan'a af kapısı: PKK, Başbakan'ın söylemiyle "adi bir suçlu" olmadığı gibi masum bir sivil toplum örgütü de değildir.

Hedefinde Türkiye'yi alan kanlı bir terör örgütüdür. Başbakan'ın ABD ile görüşmesinde ortaya konulan, "ortak düşman" anlamı budur. Bugüne kadar defalarca, "ortak düşman tanımının" dile getirilmesine rağmen, "PKK düşman değil" açıklaması tam bir kafa karışıklığını ve irade eksikliğini ortaya koymuştur.

Erdoğan ve hükümeti, bu kanlı sürecin sorumluluğunu tek başına yüklenmesi gerekmektedir.

Kaygılarımız ve beklentilerimiz şunlardır;

1- Irak'ın Kuzey'inde oluşan fedaral yapının, bu zorlama yapının yöneticileri ile görüşmeleri bunların güçlerini artıratacaktır

2- Irak'a yapılan kürsel müdahale önce Türkiye'nin üzerinde durduğu kırmızı çizgiler konusundaki kararlılık gevşeyecektir

3- Irak'ın toprak bütünlüğünün bozulması ve üçe bölünmesi için belirlenen strateji, Türkiye yeni bir türbülansa itecektir.

4- Bu süreç İmralı'daki Öcalan'ın affına kadar gidecek, gelişmeler Türkiye'nin üniter yapısı sorgulanmasına neden olacaktır.

5- Aşiret reisinin Türkmenlere karşı olan niyetlerinin gerçekleşkmesine zemin hazırlayacaktır.

6- Iraklı peşmerge temsilcisi, istediğini alana kadar PKK'yı kandilde tutacak ve masaya oturana kadar örgüte olan desteğini sürdürecektir.

Başbakan'ın sicili lekelidir: Erdoğan'ın yapacağı şey milliyetçilere saldırmayı bırakıp, terör konusunda namuslu bir vicdan muhasebesi yapmaktır.

Başbakan'ın lekeli sicilini buradan sıralamak gerekmektedir: Alt-üst kimliği oluşturan, PKK'nın siyasi taleplerini demokrasi kılıfı içinde şirin gösteren, etnik bölücülere vadeli çözüm önerisi önü süren ve Türkiye'nin bölünme senaryolarını takip eden bizzat Türkiye Cumhuriyeti Başbakan'ı olmuştur.

Hükümetin, Irak'ın Kuzey'inden kaynaklanan terör konusundaki acziyeti de işte bu lekeli geçmişine aittir.

AKP yaşanılanlardan ders almamıştır: Son iki hafta içinde yaşanılan gelişmeler, AKP'nin bugüne kadar yaşanılanlardan ders almadığını ortaya koymuştur. Baştan beri girdiği karanlık yolda; "ezber bozuyorum, tabuları yıkıyorum, dostluk çemberi" oluşturuyorum adı altında sürdürdüğü yanlış politikalar bugün hezimet olarak karşımıza çıkmaktadır.

Stratejik derinliği gireceğiz diye çıkılan yolda, bizi meçhul bir yola sürüklemektedir.

Hükümet, terörle mücadelede imtina etmektedir.

Cumhurbaşkan'ı Gül'e terör eleştirisi: Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı tarafından, yabancı bir dergiye verilen mülakat, "Kürtlere geçmişte ayrımcılık yaptığını söylemesi" asla kabul edilen bir yaklaşım değildir.

Biz Cumhurbaşkanı'nından geçmişten şikayet etmek yerine alt katta sergilenen bölücü propagandanın yapıldığı haritaya müdahale etmesini beklerdik.

Erdoğan'a milliyetçilik dersi: Başbakan'ın bir taraftan MHP'ye yaptığı saldırılarla öfke tazelerken diğer taraftan milliyetçi gibi davranması bu konudaki açmazını göstermektedir.

Sizin tabela diye bahsettiğiniz "üç hilal", Türk'ün şanlı geçmişini göstermektedir.

Aziz hatıralarında Adriyatik'ten Çin'e yaşanmış muhteşem destanların göstergesidir. Bugün ise kutlu bir sancaktır. Ancak hak edenin elinde değer kazanır. Bunlardan Başbakan'ın anlam çıkarmasını beklemek nafile bir çaba olacaktır.

Milliyetçi Hareket, kimsenin etnik kökeniyle dini ve mezhebiyle ilgilenmeyen, bunları sorgulamayan; millet olgusuna birlikte vücut veren herkesi kuçaklayan bir milliyetçilik anlayışının sahibidir.

Erdoğan'ın Güneydoğu raporu: 1991 yılındaki Güneydoğu raporunun altında bir isim vardır o da Refah partisi İstanbul İl Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır. Başbakan'a şimdi soruyorum bu raporun size ait olmadığını söyleyebiliyor musunuz.

Silahlı ve bombalı bir güce karşı devletinde bu yöntemlerle cevap vermesi doğaldır. Silahlı kuvvetlerini, emniyet güçlerini teröristin üstüne sürmektir.

Başbuğ'un Aktütün açıklaması: Geçtiğimiz hafta içinde kamu adına en önemli sorumluluğu üstlenmiş olan Genelkurmay Başkan'ın bu açıklamalarını bu çerçevede değerlendirmek gerekir. Kendilerine ulaşan askeri bilgilerle şantaj yapan medyanın tavrını, önceki konuşmalarımızda değinmiştir. Bu anlamda Genelkurmay Başkanı'nın açıklamalarını bizim için malumun yüksek sesle ve yerinde bir ilanıdır.

Erdoğan'ın aile fotoğrafı: Sayın Başbakan'a aile fotoğrafında mehmetçik olmadığını mecburen söylemek zorundayız. Onlarla birlikte olmayı siz tercih ettiniz. Sağınızda kardeşim dediğiniz Barzani ve Talabani, solunuzda konutlarda ağırladığınız bölücüler ve pazarlık yaptığınız Kandilciler; arkanızda ise boyun eğdiğiniz çuvalcılar yer almaktır. Bulunduğunuz yer burası, oturduğunuz gizli masaların katrajıının anlamı budur.

Ne zaman kanlı bir eylemle, şehitlerimiz vatan toprağına emanet edilse hükümet, sinsi bir savunma mekanizmasını işletmiş öte yandan sabrımız taştı sözün bittiği yerdeyiz gibi boş laflarla milletimiz avutulmaya çalışılmıştır.

Mehmetçik kerhen harekete geçirilmeye çalışılırken bazen el altında bazen açıkça diplomatik dillerle Kuzey Irak'taki aşiret reisleriyle pazarlık yapılmaktadır.

Türkiye'nin gidemedeği Barzani'nin haberim yok dediği, Talabani'nin temizlendi dediği ABD'nin ise izlediği gazetecilerin açıkça gittiği bir yerden yönetilmektedir.

Başbakan, "silahı bırakır, gelir masada konuşursun" denilerek bu alçaklığa çanak tutulmuştur.

Hükümet ile Kandil temsilcileriyle aynı masada oturuncaya kadar devam edeceğini göstermektedir.

Kaynak:http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=161951
 
Bahçelinin apokonusunda konuşmaya hakkı yok.Eline geçmişken asmalıydı!
 
apo şerefsizini ülkeye getirip bela eden hükümette sanki bu yoktu...:(
 
eLEŞTİRMEK İYİDİR AMA HAKARET OLMAMALIDIR.HERKES HATA YAPMIŞTIR YAPACAKTIR ...
 
''Başbakan'ın sicili lekelidir: Erdoğan'ın yapacağı şey milliyetçilere saldırmayı bırakıp, terör konusunda namuslu bir vicdan muhasebesi yapmaktır''.

Güzel tespit...........
 
eline gecmisken neden asmadin ey bahceli..
kusura bakma ama ne miliyetciligin kaldi ne ulkuculugun.dimdik durmayi beceremedin sende digerleri gibi siyasetin oyuncagi oldun.
 
bahçeli amcama geçmişler olsun. artık apo nun üzerinden politika yaparak oy kapma zamanı geçti..
meydanlarda elinde iple dolaşarak ulaşabileceği yere kadar ulaştı. bundan sonra yapması gereken iki şey var. ya adam gibi bir ekonomik program sunacak, ya da millete doğalgaz tesisatı vaad edecek ki; kömür ve sobanın ötesine geçsin. bu millet oyunu değil, ruhunu bile rüşvete satmaya hazırken bu fırsatı değerlendirmeli ..
 
Aktuğ;3890531' Alıntı:
eline gecmisken neden asmadin ey bahceli..
kusura bakma ama ne miliyetciligin kaldi ne ulkuculugun.dimdik durmayi beceremedin sende digerleri gibi siyasetin oyuncagi oldun.


Öyle deme yaaaa En azından asıyormuş gibi yaptılardı.
bardağın dolu tarafından bakalım lütfen!

kendi dönemlerinde imza topladılardıda sayıları yetmemişti!

Meydanlarda da İp attılar

Daha ne olsun Daha ne yapsın
 
Öyle deme yaaaa En azından asıyormuş gibi yaptılardı.
bardağın dolu tarafından bakalım lütfen!

kendi dönemlerinde imza topladılardıda sayıları yetmemişti!

Meydanlarda da İp attılar

Daha ne olsun Daha ne yapsın

meydanlarda attıkları ipleri kız çocukları kapmışlar. mahallede ip atlama oynamak için..

o çocuklar büyüdüklerinde bahçeli amcalarının bu kıyaklarını unutmayacaklar hehehe :D
 
Bahçelinin apokonusunda konuşmaya hakkı yok.Eline geçmişken asmalıydı!

tabi başbakandı ya . ırak gibi totaliter rejimdeyiz ya veya krallık . tabi hersey elindeydi de neden asmadı acaba . :vur


idamın kalkması için oy verende bahçeli ve mhp idi değilmi . yada mhp hariç hepsimiydi bi düşün bakalım




bahçeliye apo yüzünden yüklenecek olan kişi kendi adına namus muhabesi yapsın .şunu sorsun kendine .


bahçeli asılsın diye oy verdi ama diğerleri vermediği için asılmadı . şuan benim partimde asılmaması yönünde oy veren varmı ? var ise ben neden bu hainlere oy veriyorum sorularını önce kendinize sorun . eğer oy verdiğiniz partinin içindeki insanlar o dönemde de mecliste ise hiç birinizin konuşma hakkı yok .

şimdi koyarım buraya apo olayının aslını bütün akp ciler bütün bahçeliye yüklenenler höt gibi kalırsınız . burda haksız yere bi hoktan habersiz konuşmasın kimse .



şuan ki liderlerin çoğu bahçelinin t..şş..ğı olamaz . cahilller öğrendikten sonra yorum yazsınlar


eline gecmisken neden asmadin ey bahceli..
kusura bakma ama ne miliyetciligin kaldi ne ulkuculugun.dimdik durmayi beceremedin sende digerleri gibi siyasetin oyuncagi oldun.



dik duranların tırnaklarını söküyorlar hocamm

tırnağı söküldü dik durdula bu millet iktidara layık görmedi hocamm .

siyasetin oyuncağı falan yok . az güçle meclise girmenin zararlarıdır bunlar . mhp işini bilir. kafa kadrosu sağlam insanlardan oluşuyor meraklanma

bu millet oyunu değil, ruhunu bile rüşvete satmaya hazırken bu fırsatı değerlendirmeli ..



doğru söylüyorsun . millet menfaat derdine düşmüş çokda umrunda vatan satılmış aponun serbest kalma zemini hazırlanıyor çokda umrunda milletin .

bu millete beter olsun diyesim geliyor nankörlüğünden dolayı ama nede olsa benim milletim .. diyemiyorum
 
tabi başbakandı ya . ırak gibi totaliter rejimdeyiz ya veya krallık . tabi hersey elindeydi de neden asmadı acaba . :vur




bahçeliye apo yüzünden yüklenecek olan kişi kendi adına namus muhabesi yapsın .şunu sorsun kendine .


bahçeli asılsın diye oy verdi ama diğerleri vermediği için asılmadı . şuan benim partimde asılmaması yönünde oy veren varmı ? var ise ben neden bu hainlere oy veriyorum sorularını önce kendinize sorun . eğer oy verdiğiniz partinin içindeki insanlar o dönemde de mecliste ise hiç birinizin konuşma hakkı yok .

şimdi koyarım buraya apo olayının aslını bütün akp ciler bütün bahçeliye yüklenenler höt gibi kalırsınız . burda haksız yere bi hoktan habersiz konuşmasın kimse .



şuan ki liderlerin çoğu bahçelinin t..şş..ğı olamaz . cahilller öğrendikten sonra yorum yazsınlar






dik duranların tırnaklarını söküyorlar hocamm

tırnağı söküldü dik durdula bu millet iktidara layık görmedi hocamm .

siyasetin oyuncağı falan yok . az güçle meclise girmenin zararlarıdır bunlar . mhp işini bilir. kafa kadrosu sağlam insanlardan oluşuyor meraklanma


ampulu falan savundugumuz yok sadeec BURAYI bir okurmusun arkadasim
 
ampulu falan savundugumuz yok sadeec BURAYI bir okurmusun arkadasim

hepinize ampülü savunuyorsunuz demedim . ampulu savunanlara dedim .


o belgede ne yazıyor arkadaşım önce sen bi okurmusun


tansu çiller ve erbekan döneminde avrupa birliği ile imzalanan bir yasa gereği aponunda aihme başvurma hakkı vardı .apo o zaman bu hakkını kullandı ve aihme başvurdu . aihmde davayı incelemek için idamın ertelenmesini istedi .türk yargısı aihmin yetkisini o anlaşma ile kabul etmişti. aihm beklemen gerekir apo başvurduğu için incelicem dedi . bunuda türkiye yapmak zorunda . o göstermiş olduğun belge onun belgesidir . iyi bakın lütfen .




sadece aihm davayı incelicekti .türk yargısının aldığı kararı değiştirmesi hiç bir şekilde söz konusu değildir zaten o gösterdiğin belgede de yazılmış bu .




belgenin en altında da ne yazıyor iyi oku. aihm nin dava sürecini inceleme aşamasında terör örgütü rahat durmazsa yada ülke çıkarları tehlikeye düştüğü anda idamın infazı yapılır diyor .



tabi bu süreç içinde nemi oldu . işte bu süreç içinde mhp harici tüm parti ve bağımsızlızlar idamı kaldıran yasa değişikliğini gündeme soktu ve bu süreç içinde ülke çıkarına aykırı bir durum olmadığı için aihm beklendi . aihm beklenirken diğer partiler idamı kaldırmasaydı aihm asılmasın dese bile apo idam edilecekti .


bu belge türk yargısının yetkisini tanıdığı aihm kararını beklemenin imzasıdır . apoyu kurtaran imza değildir . bu belgeyi apoyu tanıtan imza diye takdim ediyorlar .



o belgeyi okuyun ve olayların gelişimine bakın aynen anlattığım gibidir . aksi bisey bulursan tartışalım .
 
Sen en iyisi tamamen safayi oku

BAHÇELİ, bu kararın ardından Hürriyet Gazetesi'ne 25 Haziran 2002 tarihinde verdiği beyanatta Öcalan'ın idam edilmemesi yönündeki sözüne sadık olacağını belirtti. Bahçeli beyanatında 'Biz ölüm cezalarının uygulanmayacağı yolunda bir moratoryum ilan ettik. Buna sadığız. İdam cezasının kaldırılmasını orta vadeli bir karar olarak ilan ettik. Buna da sadığız' açıklamasını yaptı.
 
APO ASILMA HİKAYESİ


Agir ekonomik,ve dis politika sorunlari karsisinda kelimenin tam anlamiyla çuvallayan AKP hükümeti,sürekli yalanci gündemler olusturarak bu basarisizliklarini örtbas etmeye çalisiyor.Sifir noktada almis olduklari terör,hükümetin gaflet ve aymazligi sonucu cüret kazanan bölücü terör örgütü tarafından yeniden tirmandirilmis,ülke tekrar bir ates çemberi içersine sokulmus,yurdun her kösesine hergün sehit cenazeleri tasinir olmustur. Analarin yürekleri daglanirken,aymaz AKP hükümeti ve onun genel baskani milletten kaçmakta ve asli esasi olmayan bahaneler üretmektedir


Basta sn. başbakan ve AKP yöneticileri, teröre çare bulacağı yerde, yanan ateşi söndüreceği, Türk analarının gözyaşlarını dindireceği yerde, Lübnan’a niçin asker gönderdiğimizi milletimize izah edeceği yerde, bütün bu terör olaylarının sebebi adresini başka taraflarda göstermeye çalışmaktadır. Güya MHP’yi itham ederek, sona doğru yaklaşmakta olan iktidarsız iktidarını acaba biraz daha sürdürebilir miyim ve hesap vermekten kurtulabilir miyim diye panikle açıklamalar yapmakta,
gerçekleri apaçık ortaya koyuyoruz. Terörist başı niçin idam edilemedi ve terör yeniden nasıl bu
boyutlara erişti.



İste gerçekler

tarihi süreç

Kenya’da yakalanan terörist başı Türkiye’ye getirildi. 15 Şubat 1999
Teröristbaşı Ankara 2 No’lu devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından yargılanmaya başlandı. 31 Mayıs 1999

Teröristbaşının TCK’nin 125. maddesine göre ölüm cezası ile cezalandırılmasına karar verildi. 29 Haziran 1999


Yargıtay 9.Ceza Dairesi, teröristbasi hakkında verilen idam cezasını oybirliğiyle onadı. 25 Kasım 1999
Böylece teröristbasinin idamına iliksin iç hukuk süreci tamamlanmis oldu.cezası onanan teröristbasi ayni gün Avrupa Insan Haklari Mahkemesine basvurdu.Peki,teröristbasi bu hakki nereden almistir.İste cevap


O gün hükümeti olusturan Refah-doğru Yol partilerinin genel baskanlari,sn Necmettin ERBAKAN(başbakan),sn Tansu ÇILLER (başbakan Yrd.) ve aralarinda bugün disisleri bakani,58.hükümetin de basbakani olan sn.Abdullah GÜL(o zaman devlet bakani),bugün devlet bakani ve başbakan yardimcisi olan sn.Abdüllatif SENER(O zaman maliye bakani) gibi R.Tayyip ERDOGAN’in iki sag kolunun da aralarinda bulundugu kisiler tarafından,20.06.1997 tarihinde Avrupa Insan Haklari Sözlesmesinin 11 nolu protokolü imzalanmistir.Bu protokole göre AIHM’nin daimi olmasi ve bireysel basvuruda bulunulabilmesi mümkün kilinmistir.Teröristbaşı da bu protokolden dogan hakkini kullanarak AIHM’ne basvurmus ve dava sonuçlanana kadar infazin ertelenmesini istemistir.


AIHM 30 Kasim 1999 tarihi itibariyle basvuruyu incelemeye aldigini ve mahkeme iç tüzügünün 39.maddesi geregince asagida belirtilen ihtiyati tedbire karar verilmistir.

“Insan Haklari Mahkemesi,sözlesme hükümlerine basvuranin sikayetinin kabul edilebilirligini ve esasini etkin bir biçimde sonuçlandirana kadar,idam cezasinin infaz edilmemesi için gerekli bütün adimlari atmasini ister.

Avrupa Insan Haklari Mahkemesinin bu karari vermesi üzerine,hükümeti olusturan DSP-MHP-ANAP’in genel baskanlari,12 Ocak 2000 tarihinde toplanarak,MHP genel baskani sn.Dr.Devlet BAHÇELI’nin her kelimesi üzerinde defalarca müzakere istedigi ve tam yedi saatte sonuçlandirilip belirlenen asagidaki tavir benimsenmistir.

“Koalisyonu olusturan DSP,MHP ve ANAP’in genel baskanlari,bugün Basbakanlikta yaptiklari toplantida,AIHM’nin teröristbasi Abdullah ÖCALAN hakkindaki kesinlesmis idam cezasinin infazinin bir süre ertelenmesine iliskin ihtiyati tedbir kararini ayrintilari ile degerlendirmistir.
Bilindigi gibi Türkiye’nin de yargi yetkisini kabul etmis oldugu AIHM’nin Türk yargisinca verilmis karari degistirmesi hiçbir sekilde söz konusu değildir.Anayasamizdan ve uluslararasi taahhütlerimizden kaynaklanan süreç tamamlandiginda dosya, geregiiçin ivedilikle TBMM’ye gönderilecektir.
Genel baskanlar,hukuka saygi içinde kaldiklari bu kararin,terör örgütü ve yandasi çevrelerce milleti ve devleti ile Türkiye’nin yüksek menfaatleri aleyhinde kullanilmak istendiginin degerlendirilmesi halinde,erteleme süreci kesilerek infaz sürecine derhal geçilmesi hususunda görüs birligine varmislardir.


Özetle

IDAM CEZASININ DEGISMESI MÜMKÜN DEGILDIR. SÜREÇ TAMAMLANDIGINDA DOSYA,IDAMIN INFAZI IÇIN MECLISE GÖNDERILECEKTIR.
BU KARAR TERÖR ÖRGÜTÜ TARAFINDAN TÜRKIYE ALEYHINE KULLANILIRSA AIHM KARARI BEKLENMEDEN INFAZ SÜRECINE DERHAL GEÇILECEKTIR.


Bu karar, teröristbasinin idamdan kurtulamayacaginin en açik ifadesidir.Dahasi MHP’nin ve genel baskan sn.Dr.Devlet BAHÇELI’nin yogun israri ile anayasa degisikligine gidilmis, 3 Ekim 2002 tarih ve 4709 sayili kararla anayasaya,terör,savas ve yakin savas suçlarina da ölüm cezası verilecegi hükmü konmustur.


Bir süre sonra PKK’nin yerine kurulan KADEK örgütünün terörist eylemler hazirlgina girismesi üzerine,Çin seyahatinde bulunan Devlet BAHÇELI,bu örgün de terörist örgütler listesine alinmasi için AB’ye çagrida bulunmus ve ardindan da Türkiye’ye bomba gibi düsen APO’nun idam sürecinin baslamasi için dosyasinin TBMM genel kuruluna sevkini istemistir. (29 Mayıs 2002)


Bunun üzerine AB parlomentosu,Türkiye’den yeni talepler de bulunmustur.Buna göre, idam cezasinin Türkiye’nin AB üyeligi önünde engel teskil ettigi,ayrica,anadilde ögrenim ve televizyon yayini yapilmasina dair kanuni imkan saglanmasi talep edilmektedir.Buna MHP siddetle karsi çikmasi üzerine 7 Haziran 2002 tarihinde Cumhurbaskaninin baskanliginda liderlerin katildigi bir AB zirvesi toplanmistir.Bu zirveden çikista basin toplantisi düzenleyen MHP genel baskani sn.Dr.Devlet BAHÇELIaynen sunlari söylemistir:



“Geldigimiz bu noktada,10 ila 12 yil sürecek bir müzakere sürecinin arih ve] Ön sart olarak
dayatilan bu talepler,idam cezasinin bu safhada terör suçlarini da kapsayacak sekilde kaldirilmasi ve ana dilde egitim-ögrenim ile televizyon yayini yapilmasina imkan verilmesidir.
Bugün dayatilmak istenen bu üç konu ile Kibris konusunda karsimiza çikartilan denklemi,MHP’nin bugünkü konjonktürde kabul etmesi hiçbir sart altinda mümkün değildir.”


Devlet BAHÇELI’nin bu keskin açiklamasiyla panikleyen her nevi AB yandaslari, siyasi ömürlerinin sonuna gelmis müflis siyasetçiler,ayrilikçi bölücü politikalar savunan marjinaller ve kendilerine dinden sonra Avrupa’yi malzeme edinen siyasi ikbal arayicilari derhal dirsek temasina geçmisler ve bir “GÖKKUSAGI KOALISYONU” olusturmuslardir. Amaçlari Devlet BAHÇELI’siz bir hükümet eger mümkün olursa da MHP’siz bir TBMM’dir. Bu dogrultuda yogun bir kampanya baslatmis olan bu
gruplar milletimizin kafasini karistirmak için her yöntemi denemislerdir.Bir gecede bir partinin (DSP) yarisini alip başka bir mecraya çekmislerdir.Kamuoyu destegi kazanmak içinde gazetelere sürekli ilanlar vermislerdir.Bahse konu uyum yasalarinin türkiye için hayati önemde oldugunu savunan bu gruplarin bu yasalari mutlaka meclisten geçirecekleri beyanini ortaklasa verdikleri ilanlarla kamuoyuna duyurmuslardir.

“AVRUPA HAREKETI” adli AB lobicisi bir kurulusun 3 Agustos 2002 tarihinde Türkiye’deki tüm gazetelerde boy boy çikan ilanina bakin kimler ayni anda imza atmislardir.Adi geçen uyum yasalarinin çikarilacagina dair deklarasyona LIDER SÖZÜ basligiyla,

Bülent ECEVIT,Mesut YILMAZ,Tansu ÇILLER,Ismail CEM,Recai KUTAN ve elbetteki Recep Tayyip ERDOGAN imza atmistir.

Yogun kampanyalar yürüten bu GÖKKUSAGI KOALIYONU Türkiye’deki siyasi dengeleri alt üst etmis,siyasi etige ve geleneksel teamüllere uymayan politik manevralarla adi geçen AB uyum yasalari meclise tasinmistir.

Bu süreç islerken TBMM tutanaklarina geçen AKP yöneticilerinin beyanatlarina bakiniz AKP Grubu Adina Bülent ARINÇ: Ölüm cezasinin kaldirilmasi konusu,geldigimiz noktada bir zaruret ifade etmektedir.(1 Agustos 2002)

AKP Grubu Adina Mehmet Ali SAHIN: ölüm cezasinin kaldirilmasini Parti olarak,Grup olarak biz de istiyoruz. (1 Agustos 2002)

AKP Grubu Adina Dengir Mir Mehmet FIRAT: Asamadiniz;bundan sonra da asamayacaksiniz.(2 Agustos 200)

Bu sartlar altinda yapilan 3 Agustos 2002 tarihindeki Meclis oturumunda, Milliyetçi Hareket Partisi’nin 125 milletvekilinin dimdik ayakta durarak HAYIR oyu verdigi oylama sonucunda maalesef GÖKKUSAGI KOALISYONU’nun EVET oylariyla teröristbasinin idam cezası kaldirilmis,anadilde ögrenim ve televizyon yayini yapilmasina iliskin 4771 nolu karar yasalasmistir.

Bu yasanin kabulünden hemen sonra Hürriyet Gazetesine (3 Agustos 2002) demeç veren AKP genel baskani R.Tayyip ERDOGAN ;


“Bu çok büyük bir basaridir.Ben, burada özellikle TBMM’yi takdir ediyorum,alkisliyorum”demistir.

Bu sonuçlardan sonra,milletimiz aleyhine dogabilecek,daha büyük felaketlerin önlenebilmesi ve yapilan tahribatlarin onarilabilmesi için,ve Türkiye’nin yeni geleceginin belirlenmesi için MHP genel baskani sn.Dr.Devlet BAHÇELI Türk siyasi hayatinda görülmeyen bir erdemlilikle,Bursa Kocayayla Türkmen senliklerinde bir çagrida bulunmus, yetkinin asil sahibi olan millete gidilmesini istemistir.Çagri sonuç vermis ve 3 Kasim 2002 de genel seçimler yapilmistir.Yapilan seçimler
neticesinde,milletin yüksek teveccühüyle AKP tek basina hükümet olmustur.Ancak milletimizin bu tercihi gelinen bugünkü noktada kendisi için asil FELAKET olmustur.
Ekonomide Sat-Kurtul,dis politikada Ver-Kurtul,iç politikada da Ye-Kurtul siyasetini benimseyen AKP iktidari,geçen dört yila yakin zaman içersinde acze düsmüs,millete izah edemedigi sorunlarin vebalini başka adreslere havale etmeye eltenmeye baslamistir.Ancak günes balçikla sivanmamaktadir.
Teröristbasini idamdan kurtarmakla yetinmeyip,MHP zamaninda anayasaya konan, terör,savas ve yakin savas suçlarina verilen ölüm cezasini bile, 7 Mayıs 2004 tarih ve 5170 nolu yasayla kaldirmistir.Bütün bunlardan cüret kazanan bölücü terör örgütünün artirdigi eylemler sonunda sehit olan vatan evlatlarinin hesabini veremeyen,akan kani durduramayan, ülkenin bir bölgesinin yangin yerine dönmesine mani olamayan,bütün bunlarin sorumlusu MHP imis gibi millet kandirmaya
çalisan sn.basbakan R.Tayyip ERDOGAN’a, buradan
[FSESLENIYORUM….!

Neden teröristbasinin idamiyla ilgili attiginiz bu adimlari milletimize anlatmiyorsunuz
Neden idam cezasinin kaldirilmasina MHP’nin karsi çiktigini ifade etmekten kaçiniyorsunuz ?
Neden teröristbasinin idam cezasinin kaldirilmasi için söz verdiniz ?
Neden savas,yakin savas ve terör suçlarinda idam cezası verilmesini engellediniz ?
Neden savas zamaninda bile idam cezasinin tamamen kaldirilmasi için protokolü imzaladiniz ?


Neden anayasayi degistirerek imzaladiginiz bu uluslar arasi anlasmalari kanunlarin üstüne tasidiniz ?
Neden teröristbasinin yeniden yargilanmasinin önünü açtiniz ?


Neden AIHM’nin kararlari dogrultusunda yeniden yargilamayi mümkün kildiniz ?
İste apaçık gerçekler bunlar.Ve bütün bunlarin altinda sizin imzaniz var.




bu bilgileri okumadan mhp ye ve bahçeliye laf edenin alnını karışlarım




Aktuğ;3890684' Alıntı:
Sen en iyisi tamamen safayi oku

BAHÇELİ, bu kararın ardından Hürriyet Gazetesi'ne 25 Haziran 2002 tarihinde verdiği beyanatta Öcalan'ın idam edilmemesi yönündeki sözüne sadık olacağını belirtti. Bahçeli beyanatında 'Biz ölüm cezalarının uygulanmayacağı yolunda bir moratoryum ilan ettik. Buna sadığız. İdam cezasının kaldırılmasını orta vadeli bir karar olarak ilan ettik. Buna da sadığız' açıklamasını yaptı.


ben sayfayı okudum . maşşalllah alıntı yaptığın sitede her türlü belge var ama hürriyetin haberine dair bi tane link bile yok .veya bi görüntü ... ben kendim aradım şimdi google da gene bulamadım .


hürriyetin ve zamanın yalan haberlerine ve helede gazetelerin kendi sitesinde görmeden abuk subuk forumlarda gördüğüm haberlere veya o gazetelere ithafen hazırlanan haberlere hiç inanmam . senin okuduğun yazının aynısı bir sürü forumlarda var ve ben hepsini çok eskilerden beri okumuştum .







kardeşim biraz mantıklı ol yaw

idamların uygulanmaması için moratoryum ilan eden adam neden mecliste idamın kalkmasına firesiz bütün vekilleri ile hayır desin . bu saçma kaynaksız dayanaksız şeyler ile burayı meşgul ediyorsun .ayriyeten aihm yüzünden moratoryum (yasal geciktirme ) ilan edilmiş ve buna sadığız demiş ancak ordam gelecek karar idamı bozmaya yetmeyecekti . işte burda da hainler işbirlikçiler devreye girdi idam kaldırıldı .

o gösterdiğin belge de yine tekrarlıyorum . aponun asılmaması için değil aihmin kararının beklenmesi içindir . yani aihm kararı ne olursa olsun apo asılacaktı diğer hainler idamı kaldırmasaydı .


yada şimdi idamı geri getirseler apo yine asılabilir . yeterki idam geri gelsin
 
Geri
Üst