emrah1607
Banned
Bilişim teknolojisinin başta siyasi kavram ve siyaset yapma tarzlarını değiştirdiği günümüzde, tüm yaşam alanları bu yeniden yapılanma sürecinin getirdiği sancıları yaşıyor. Gelişen teknoloji bundan sonraki süreçte siyaset arenasında rol alacak aktörlerin geçmiştekilerden son derece farklı olacağının mesajlarını da veriyor.
Ne demek istediğimi kısaca anlatabilmek için dikkatlerinizi bir süredir gündemin zirvesini işgal eden ERGENEKON soruşturmasına çekmek istiyorum. Bu soruşturmanın küresel boyutu olan siyasi bir hesaplaşma için kurgulandığını ifade eden çok insan var. Gelişmelerin ve sonucun nasıl tezahür edeceğine dair varsayımlar da çok çeşitli. Ancak yaşanan bu süreçten kazanılması gereken en önemli deneyim, bundan sonraki siyasi yaşamda hiçbir şeyin gizli kalmayacağı ve bu nedenle de geçmişi ile ilgili defektleri olan bireylerin hızla bu sahneden silineceklerinin bilincine varılmasıdır. Bir başka gerçekte gelecekteki siyasi mücadelelerde geçmişte ki alışılagelmiş yöntemlerin artık hiçbir işe yaramayacağıdır. Bir de bir süre sonra yaşamın tamamını kontrolü altına alacak olan NANO TEKNOLOJİK gelişmeler de dikkate alınırsa bu durum bir kat daha önem kazanmaktadır.
Bu teknolojik bazlı küresel dünyada Milliyetçiliğin ve bunun gerektirdiği donanımlarında hızla bir değişim ve gelişim içerisinde olması kaçınılmazdır. Bundan sonra ki süreçte Milliyetçiler attıkları her adımın tüm dünya tarafından büyüteç altında izlendiğini ve ortaya çıkacak en küçük bir yanlışlarının bırakın Türkiye'yi bir anda tüm dünyanın gündemine taşınacağını unutmamaları gerekiyor.
Önümüzde ki süreçte dünya gündemine hakim, onun gerektirdiği bilgi ile deneyimlerle donanmış ve son derece sorumluluk sahibi olan yeni kuşak milliyetçilere ihtiyaç vardır. Küreselleşme karşısındaki milli kimliği korumanın yolu ancak ve ancak onun dilini iyi bilmekten geçecektir. Kulağa hoş gelen sloganlarla Küreselleşmeye karşı görünmek yel değirmenleri ile savaşmaya kalkışmak gibi bir şeydir. Küreselleşme gelişen teknolojinin üretim, pazarlama, tüketim ve insan ilişkilerini değiştirmesi sonucu ortaya çıkan komplike bir sonuçtur. Bu değişim gün geçtikçe daha da yoğunlaşmış bir şekilde yeni mecralara doğru da evrilecektir. Doğrusu bu gelişme ve değişimler engellenemez süreçler olacaktır.
Bu gün için gelinen noktada Türk milliyetçilerine düşen görev bu yeni dünya düzeninde Türk milletinin milli kimliğini söz konusu bu güç karşısında korumanın etkin yollarını bularak, onu ilelebet yücelterek var etmek olacaktır. Günümüzde bunun yolunun Türk milliyetçilerinin Demokrasiye daha çok sahip çıkmalarından geçeceği de açıktır. Bu şekildeki bir yaklaşım Milliyetçilerin Türk milletinin her ferdini ne kadarda önemsediklerinin bir kanıtı olacaktır. Üstelikte Küresel güçlerin milliyetçilere karşı sıklıkla kullandıkları önemli saldırı silahlarından biriside ellerinden alınmış olacaktır.
İşte böylesi büyük bir değişimin yaşandığı günümüzde, MHP lideri Devlet Bahçelinin sergilemiş olduğu siyaset tarzının bu açıdan son derece ümit verici olduğu göze çarpmaktadır. Onun liderliğindeki MHP her şart ve koşul altında ülkenin sorunlarının çözümünün mutlaka ve mutlaka Parlamento çatısı altında aranması gerektiğini, gerek Cumhurbaşkanlığı gerekse de Türban sorununun çözümündeki yaklaşımlarıyla göstermiştir. Diğer taraftan gerek vakıflarla ilgili gerekse de Yabancıların mülk edinmeleri ile ilgili kanunlara karşı parlamento çatısı altında verdiği mücadelelerle de demokratik işleyişi ne kadarda önemsediğini ortaya koymuştur.
Sayın Bahçeli'nin kendine has yaklaşımıyla demokrasiyi herkesten daha çok önemsemesi Toplumun bütün kesimleri tarafından takdirle karşılanmakta ve de MHP'yi yeniden ümit haline getirmektedir. Bu meyanda Hürriyet gazetesinden Ertuğrul Özkök'ün 1 Ağustos tarihli yazısında dile getirdiği " Devlet Bey genel başkan seçildiği günden beri kendine özgü siyasi bir kültür oluşturdu. Türkiye de bir liderin böylesi siyasi nezaket ve ihtimam göstermesi pek rastlanan bir davranış değildir. Umarım TÜSİAD ve TOBB gibi kurumlar Bahçeliyi dinleyecek fırsatları yaratırlar." Sözleri ise son derece anlamlıdır.
GÜNÜN SÖZÜ : BİLGELİK NE YAPILACAĞINI, BECERİ NASIL YAPILACAĞINI BİLMEKTİR. ERDEM İSE GEREKENİ YAPMAKTIR.
DAVID STAR JORDAN
http://www.ulkuhaber.com/yazar.asp?yaziID=405
Ne demek istediğimi kısaca anlatabilmek için dikkatlerinizi bir süredir gündemin zirvesini işgal eden ERGENEKON soruşturmasına çekmek istiyorum. Bu soruşturmanın küresel boyutu olan siyasi bir hesaplaşma için kurgulandığını ifade eden çok insan var. Gelişmelerin ve sonucun nasıl tezahür edeceğine dair varsayımlar da çok çeşitli. Ancak yaşanan bu süreçten kazanılması gereken en önemli deneyim, bundan sonraki siyasi yaşamda hiçbir şeyin gizli kalmayacağı ve bu nedenle de geçmişi ile ilgili defektleri olan bireylerin hızla bu sahneden silineceklerinin bilincine varılmasıdır. Bir başka gerçekte gelecekteki siyasi mücadelelerde geçmişte ki alışılagelmiş yöntemlerin artık hiçbir işe yaramayacağıdır. Bir de bir süre sonra yaşamın tamamını kontrolü altına alacak olan NANO TEKNOLOJİK gelişmeler de dikkate alınırsa bu durum bir kat daha önem kazanmaktadır.
Bu teknolojik bazlı küresel dünyada Milliyetçiliğin ve bunun gerektirdiği donanımlarında hızla bir değişim ve gelişim içerisinde olması kaçınılmazdır. Bundan sonra ki süreçte Milliyetçiler attıkları her adımın tüm dünya tarafından büyüteç altında izlendiğini ve ortaya çıkacak en küçük bir yanlışlarının bırakın Türkiye'yi bir anda tüm dünyanın gündemine taşınacağını unutmamaları gerekiyor.
Önümüzde ki süreçte dünya gündemine hakim, onun gerektirdiği bilgi ile deneyimlerle donanmış ve son derece sorumluluk sahibi olan yeni kuşak milliyetçilere ihtiyaç vardır. Küreselleşme karşısındaki milli kimliği korumanın yolu ancak ve ancak onun dilini iyi bilmekten geçecektir. Kulağa hoş gelen sloganlarla Küreselleşmeye karşı görünmek yel değirmenleri ile savaşmaya kalkışmak gibi bir şeydir. Küreselleşme gelişen teknolojinin üretim, pazarlama, tüketim ve insan ilişkilerini değiştirmesi sonucu ortaya çıkan komplike bir sonuçtur. Bu değişim gün geçtikçe daha da yoğunlaşmış bir şekilde yeni mecralara doğru da evrilecektir. Doğrusu bu gelişme ve değişimler engellenemez süreçler olacaktır.
Bu gün için gelinen noktada Türk milliyetçilerine düşen görev bu yeni dünya düzeninde Türk milletinin milli kimliğini söz konusu bu güç karşısında korumanın etkin yollarını bularak, onu ilelebet yücelterek var etmek olacaktır. Günümüzde bunun yolunun Türk milliyetçilerinin Demokrasiye daha çok sahip çıkmalarından geçeceği de açıktır. Bu şekildeki bir yaklaşım Milliyetçilerin Türk milletinin her ferdini ne kadarda önemsediklerinin bir kanıtı olacaktır. Üstelikte Küresel güçlerin milliyetçilere karşı sıklıkla kullandıkları önemli saldırı silahlarından biriside ellerinden alınmış olacaktır.
İşte böylesi büyük bir değişimin yaşandığı günümüzde, MHP lideri Devlet Bahçelinin sergilemiş olduğu siyaset tarzının bu açıdan son derece ümit verici olduğu göze çarpmaktadır. Onun liderliğindeki MHP her şart ve koşul altında ülkenin sorunlarının çözümünün mutlaka ve mutlaka Parlamento çatısı altında aranması gerektiğini, gerek Cumhurbaşkanlığı gerekse de Türban sorununun çözümündeki yaklaşımlarıyla göstermiştir. Diğer taraftan gerek vakıflarla ilgili gerekse de Yabancıların mülk edinmeleri ile ilgili kanunlara karşı parlamento çatısı altında verdiği mücadelelerle de demokratik işleyişi ne kadarda önemsediğini ortaya koymuştur.
Sayın Bahçeli'nin kendine has yaklaşımıyla demokrasiyi herkesten daha çok önemsemesi Toplumun bütün kesimleri tarafından takdirle karşılanmakta ve de MHP'yi yeniden ümit haline getirmektedir. Bu meyanda Hürriyet gazetesinden Ertuğrul Özkök'ün 1 Ağustos tarihli yazısında dile getirdiği " Devlet Bey genel başkan seçildiği günden beri kendine özgü siyasi bir kültür oluşturdu. Türkiye de bir liderin böylesi siyasi nezaket ve ihtimam göstermesi pek rastlanan bir davranış değildir. Umarım TÜSİAD ve TOBB gibi kurumlar Bahçeliyi dinleyecek fırsatları yaratırlar." Sözleri ise son derece anlamlıdır.
GÜNÜN SÖZÜ : BİLGELİK NE YAPILACAĞINI, BECERİ NASIL YAPILACAĞINI BİLMEKTİR. ERDEM İSE GEREKENİ YAPMAKTIR.
DAVID STAR JORDAN
http://www.ulkuhaber.com/yazar.asp?yaziID=405