Bahçeli - TÜSİAD kavgası büyüyor

memcos

New member
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile TÜSİAD arasındaki tartışma büyüyor. TÜSİAD'ı "PKK'nın siyasal taleplerinin pazarlamacılığını yapmakla suçlayan Bahçeli'ye dün yazılı açıklamayla yanıt gelmişti. Bahçeli bugün üslubunu da daha da sertleştirdi ve TÜSİAD'ın vicdanını temizleme telaşında olduğunu, milli değerlerinin cüzdanlarıyla sınırlı olduğunu söyledi.

Devlet Bahçeli TÜSİAD için “Avrupa Birliği’nin dayatmalarının haklılığını Türk kamuoyuna anlatmayı kendisine misyon edinen bu kuruluş” olarak söz ederken, “TÜSİAD’ın Kıbrıs, Rum Patrikhanesi’nin statüsü, Heybeliada papaz okulu, cemaat vakıfları, Türk milli kimliği, Türkiye’de azınlık hakları, Kürtçe eğitim ve Türklük değerlerine hakaret edilmesinin önünü açacak yasal düzenlemeler konularında nerede durduğu kamuoyu sicilinde kayıtlıdır” dedi.

TÜSİAD’ı AKP’nin izlediği ekonomik politikaların “en hararetli destekçisi olmakla suçlayan Bahçeli şöyle dedi:


“Bölünme modelleri ve parçalanma reçetelerinin çağdaşlaşma adına misyonerliğini yaptığı; Avrupa Birliği hayal yolculuğunda AKP’ye koltuk değneği olmayı içine sindirebildiği ve 22 Temmuz seçimlerinden önce, şimdi şikayet ettiği sözde ekonomik ve siyasi istikrarın sürmesi gerekçesiyle AKP’yi desteklediğini açıkça ilan ederek taraf olduğu da bilinen bir gerçektir. Bu gerçekler karşısında, bu kuruluşun ‘Türkiye’nin Atatürk’ün çağdaş medeniyet seviyesine erişme hedefinin gereği olan, batı normlarını esas alan demokratikleşme sürecinden’ dem vurması, sadece tebessümle karşılanabilecektir. Ülkenin ve milletin bekasını şahsi ve kurumsal çıkar hesaplarının üstünde ve önünde tutmak erdemini gösterebilen herkes için Türkiye’nin ortak milli ve manevi değerleri etrafında birleşmek bir vatanseverlik borcudur. Bu alandaki sicili bilinenlerin, bu bir anlam ifade etmeyecektir."



"TÜSİAD'IN DÜNÜ VE BUGÜNÜNÜ GÖZLER ÖNÜNE SERECEĞİZ"

Bahçeli TÜSİAD’ın açıklamasındaki “TÜSİAD bugüne kadar ülke çıkarlarını öne çıkaran, laiklik ve demokrasiyi ayrılmaz bir bütün olarak gören, Türkiye’yi çağdaşlaşma yolundan ayırmaya çalışanlara karşı duran tutumunu açık sözlülükle ve kararlılıkla sürdürmüştür” şeklindeki sözleri de hatırlatarak, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Milliyetçi Hareket Partisi, bu sözler karşısında, TÜSİAD’ın dünü ve bugününün her yönüyle gözler önüne serilmesinin ve gelecekteki tutumunun da yakından izlenmesinin önemli ve gerekli olduğunu düşünmektedir. TÜSİAD gerçeği kamuoyumuz tarafından ancak bu şekilde daha iyi anlaşılacaktır. Bu konuda başlatılan geçmişe ve bugüne ayna tutma ve geleceği izleme çalışmamızın sonuçları aziz milletimizle paylaşılacaktır.”


BAHÇELİ DAHA ÖNCE DE "PKK'NIN SİYASAL PAZARLAMACILARI" DEMİŞTİ

"Kanuni bir düzenlemeye dayanmadan, zorlama yorumlarla ve fiili uygulamayla sürdürülen bu sorun kangren halin gelirken, pratik bütün çözüm yolları bir bir tıkanırken siz neredeydiniz? İstanbul sermayesinin siyasi konularda fetva makamı olarak görev yapan bir çatı kuruluşu da ’Başörtüsü sorunu, şu anda en büyük sorunmuş gibi ortamı germenin, gündem yaratmanın alemi olmadığını’ buyurmuş ve ekonomik krizin Türkiye’ye etkileri üzerine yoğunlaşılması gerektiğini açıklamıştır.


Bu kuruluş 1997-2007 yılları arasında demokratikleşme adı altında hazırladığı raporlarda; ’Kürt kimliğinin tanınmasını, Türkçe dışındaki dillerde devlet okullarında anadil eğitimi verilmesini’ savunmuştur. Bu kuruluşun, konu yükseköğrenimde başörtüsü olunca, ’Şimdi sırası mı?’ demesi, demokrasi ve insan haklarına ne kadar inandıklarını ve bu konularda nasıl bir çifte standardın esiri olduklarını göstermiştir. Siz Türkiye’nin milli birliğini ve üniter yapısını hedef alan bölünme modellerine, demokratikleşme reçetesi olarak sahip çıkacaksınız, ancak konu üniversitede başörtüsü olunca bunu sudan bahanelerle geçiştireceksiniz.

Türk milletini ve değerlerine hakaretin serbest bırakılmasını çağdaşlık adına savunacaksınız, terör örgütü PKK’nın siyasi taleplerinden olan anadilde eğitimin, ’Demokratik reform’ adı altında pazarlamacılığını yapacaksınız, sonra da başörtüsü sorununun çözümü için siyaset kurumunun sarf ettiği iyi niyetli çabaları, ’Gereksiz gündem yaratmak’ diye mahkum etmeye çalışacaksınız. Bütün bunlardan sonra demokrasi ve insan hakları havarisi rolüyle ortaya çıkacaksınız ve Türk milletinin buna inanmasını bekleyeceksiniz.".

TÜSİAD NE SÖYLEMİŞTİ?

TÜSİAD'dan yapılan yazılı açıklamada, derneğin türban konusundaki açıklamalarının, 'isim verilmeden eleştirildiği' hatırlatıldı. Açıklamada, şu görüşlere yer verildi:

''Üniversitelerimizde türban sorununu çözme düşüncesiyle Anayasa ve yasa değişikliği başlatanlar içinde yer alan bir siyasi parti; eşitliği ve öğrenim hakkını savunma görüntüsü altında, gerçek amacının, Türkiye'nin, Atatürk'ün çağdaş medeniyet seviyesine erişme hedefinin gereği olan, Batı normlarını esas alan demokratikleşme süreci ile ilişkisini kesmek olduğunu açıkça ortaya koymuştur.

Daha önce fikir özgürlükleri konusunda çeşitli örneklerini vermiş oldukları gibi, bu kez de, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını, Anayasa Mahkemesi içtihatlarını, Kopenhag kriterlerini hiçe saydıklarını fütursuzca ifade eden bu kesimin, kimseye demokrasi ve samimiyet dersi vermesi mümkün değildir.''

''LAİKLİĞE, DEMOKRASİYE VE ÇAĞDAŞLIĞA AYKIRI DÜŞÜLDÜĞÜNÜ GÖRDÜĞÜMÜZ HER KONUDA GÖRÜŞ AÇIKLAMAYA DEVAM EDECEĞİZ''

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), ''Milliyetçiliği kendinden başka kimseye layık görmeyenler, milletini gerçekte ne kadar düşünmektedir ki, işsizliğin had safhada seyrettiği ve ekonomisi yavaşlayan bir ülkede, ekonominin gündemin birinci maddesi olması gerektiğini söyleyenlere bu kadar tepki gösterebilmektedirler'' değerlendirmesinde bulundu.

TÜSİAD, ''Türkiye'yi AB üyeliği sürecinden koparmaya çalışanlar, demokrasi dersi veremez'' başlığıyla yazılı bir açıklama yaptı.

Açıklamada, TÜSİAD'ın, yüksek öğrenimde türban konusunun acele ve özensiz biçimde ele alınmasının, Türkiye'yi, AB üyeliğinde ifadesini bulan çağdaş medeniyet seviyesine erişme sürecinden koparmaya çalışan bir kesim için fırsat yarattığını ve bu kesimin gizli gündemini açığa vurduğunu belirttiği aktarıldı.




Tusiad'ın acıklamasından dikkatimi ceken en klişe yer:''Milliyetçiliği kendinden başka kimseye layık görmeyenler, milletini gerçekte ne kadar düşünmektedirler ki, işsizliğin had safhada seyrettiği ve ekonomisi yavaşlayan bir ülkede, ekonominin gündemin birinci maddesi olması gerektiğini söyleyenlere bu kadar tepki gösterebilmektedirler'' bu kadar mı guzel yazılır:D
 

fatich

New member
pee...avrupa geleneklerimizden goreneklerimizde inaçlarımızdan wazgeçmekse istemem o avrupayı...
 

HTML

Üst