Serdengeçti
Banned
- Katılım
- 8 May 2007
- Mesajlar
- 1,808
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Biliyorsunuz, 29 Mart yerel seçimleri öncesinde, MHP Maltepe belediye başkan adayı Ahmet Baykan, CHP adayı Mustafa Zengin lehine seçimlerden çekilmişti.
Nerden bileceksiniz?
Ben bilmiyordum. Daha doğrusu unutmuşum.
Küçük bir arşiv taraması yapınca haber önüme düşüverdi.
Sonucu biliyorsunuz: Seçimi CHP adayı kazanıyor, MHPli adayı da Teftiş Kurulu Müdürlüğüne getiriyor.
Hoş bir dayanışma...
Daha da hoşuna iki yıl kadar önce CHP lideri Deniz Baykalda tanık olmuştuk.
Bir kısım basının yazdığına göre, Baykal Tokat mitinginde konuşurken, bir grup partili Şehitler ölmez, vatan bölünmez sloganı atıyor. Baykal bu işten çok hoşlanıyor. Hatta, slogan atılırken, saygıdan konuşmasına uzunca bir süre ara veriyor. Bu sloganın Baykal tarafından sevilmesi bazı kişileri çok sevindirmişti.
Beni de çok sevindirmişti,
Bu sevincimi bu köşede dile getirmiştim. Zaten böyleydi.
Baykalın liderliğini yaptığı partinin, bu sloganla özdeşleşmiş partiden hiçbir farkı yoktu. Daha doğrusu, çoğunluğun sosyal demokrat zannettiği Baykal, amcaoğlu pozisyonundaki bir partinin (yani CHPnin) liderliğini yapıyordu ve
hem CHP, hem mahut sloganla özdeşleştirilmiş parti İttihat ve Terakkinin devamıydı; bir diğer ifadeyle İttihat ve Terakkinin sülbünden gelmişti.
Bunun böyle olduğunu, vaktiyle TBMMde başkanlık yapmış bulunan Ömer İzgi isimli MHPli şahıs da itiraf etmişti: CHPnin baraj altında kalması mühim değil, parlamentoda biz varız ya...
İzginin dikkat çektiği benzerliğin konjonktürel bir duruma işaret ettiği düşünülebilirdi.
Başlangıçta ben de böyle düşünüyordum.
Fakat İzgi, sıradan bir benzerlik ve konjonktürel beraberlikten değil, düpedüz akrabalıktan, daha doğrusu genetik ortaklıktan söz ediyordu. Sözünü sakınmadan Biz aynıyız demeye getiriyordu.
Bu aynılığa Sosyalist Enternasyonal de sık sık vurgu yapıyor. Hatta, birliğin Alman temsilcileri, muhterem Onur Öymeni kızdırmak pahasına, özgürlükçü olması beklenen CHPnin bazı konularda MHPden daha tutucu bir görüntü verdiğini, bu gidişle üyelik anlaşmasının askıya alınabileceğini söylüyorlar.
Haksız da sayılmazlar.
Bize sosyal demokratmış gibi yapan CHPnin, gerçekten de MHPden hiçbir farkı yok. İki parti de özgürlüklere karşı gardını almış durumda...
İkisi de demokratikleşmeye kuşkuyla bakıyor...
İkisi de statükonun muhafazasından yana...
İkisi de AB karşıtı...
Demokrasiye yönelik tehditler ikisinin de umurunda değil.
Mahut sloganı Baykala çok görüyor değilim. Elbette şehitler ölmemeli, elbette vatan bölünmemeli de, vatan için kaygılanmak neden sadece iki partinin inhisarında oluyormuş ki? İşin Baykal açısından dramatik tarafı şu:
Eskiden aş, iş, emek, devrim, özgürlük sloganlarının atıldığı meydanlarda bugün şehitler ölmez, vatan bölünmez sloganları atılıyor.
Bir mecra kayması yok, hayır. Sadece geç intikal söz konusu. Baykal, görülen lüzum üzerine, biraz da tarihin zorlamasıyla, aslına rücu etmiş ve önümüze bir geçmiş resmi koymuştur.
Biz CHPyi bu geçmiş resminden teşhis ediyoruz.
Murat Belgenin de altını çizdiği gibi, İttihatçısıyla, Cumhuriyet inkılapçısıyla, darbecisiyle, sivil bürokratıyla, altı okuyla, okların gölgesinde büyümüş sosyalistiyle, son derece öğretici bir geçmiş bu.
Devletlu bıraksın yok hükmündeki DYPyle Anavatanı birbirine yamamayı, CHPyle MHPyi birleştirsin...
Burada daha çok ekmek var!
Ahmet KEKEÇ /STAR
Nerden bileceksiniz?
Ben bilmiyordum. Daha doğrusu unutmuşum.
Küçük bir arşiv taraması yapınca haber önüme düşüverdi.
Sonucu biliyorsunuz: Seçimi CHP adayı kazanıyor, MHPli adayı da Teftiş Kurulu Müdürlüğüne getiriyor.
Hoş bir dayanışma...
Daha da hoşuna iki yıl kadar önce CHP lideri Deniz Baykalda tanık olmuştuk.
Bir kısım basının yazdığına göre, Baykal Tokat mitinginde konuşurken, bir grup partili Şehitler ölmez, vatan bölünmez sloganı atıyor. Baykal bu işten çok hoşlanıyor. Hatta, slogan atılırken, saygıdan konuşmasına uzunca bir süre ara veriyor. Bu sloganın Baykal tarafından sevilmesi bazı kişileri çok sevindirmişti.
Beni de çok sevindirmişti,
Bu sevincimi bu köşede dile getirmiştim. Zaten böyleydi.
Baykalın liderliğini yaptığı partinin, bu sloganla özdeşleşmiş partiden hiçbir farkı yoktu. Daha doğrusu, çoğunluğun sosyal demokrat zannettiği Baykal, amcaoğlu pozisyonundaki bir partinin (yani CHPnin) liderliğini yapıyordu ve
hem CHP, hem mahut sloganla özdeşleştirilmiş parti İttihat ve Terakkinin devamıydı; bir diğer ifadeyle İttihat ve Terakkinin sülbünden gelmişti.
Bunun böyle olduğunu, vaktiyle TBMMde başkanlık yapmış bulunan Ömer İzgi isimli MHPli şahıs da itiraf etmişti: CHPnin baraj altında kalması mühim değil, parlamentoda biz varız ya...
İzginin dikkat çektiği benzerliğin konjonktürel bir duruma işaret ettiği düşünülebilirdi.
Başlangıçta ben de böyle düşünüyordum.
Fakat İzgi, sıradan bir benzerlik ve konjonktürel beraberlikten değil, düpedüz akrabalıktan, daha doğrusu genetik ortaklıktan söz ediyordu. Sözünü sakınmadan Biz aynıyız demeye getiriyordu.
Bu aynılığa Sosyalist Enternasyonal de sık sık vurgu yapıyor. Hatta, birliğin Alman temsilcileri, muhterem Onur Öymeni kızdırmak pahasına, özgürlükçü olması beklenen CHPnin bazı konularda MHPden daha tutucu bir görüntü verdiğini, bu gidişle üyelik anlaşmasının askıya alınabileceğini söylüyorlar.
Haksız da sayılmazlar.
Bize sosyal demokratmış gibi yapan CHPnin, gerçekten de MHPden hiçbir farkı yok. İki parti de özgürlüklere karşı gardını almış durumda...
İkisi de demokratikleşmeye kuşkuyla bakıyor...
İkisi de statükonun muhafazasından yana...
İkisi de AB karşıtı...
Demokrasiye yönelik tehditler ikisinin de umurunda değil.
Mahut sloganı Baykala çok görüyor değilim. Elbette şehitler ölmemeli, elbette vatan bölünmemeli de, vatan için kaygılanmak neden sadece iki partinin inhisarında oluyormuş ki? İşin Baykal açısından dramatik tarafı şu:
Eskiden aş, iş, emek, devrim, özgürlük sloganlarının atıldığı meydanlarda bugün şehitler ölmez, vatan bölünmez sloganları atılıyor.
Bir mecra kayması yok, hayır. Sadece geç intikal söz konusu. Baykal, görülen lüzum üzerine, biraz da tarihin zorlamasıyla, aslına rücu etmiş ve önümüze bir geçmiş resmi koymuştur.
Biz CHPyi bu geçmiş resminden teşhis ediyoruz.
Murat Belgenin de altını çizdiği gibi, İttihatçısıyla, Cumhuriyet inkılapçısıyla, darbecisiyle, sivil bürokratıyla, altı okuyla, okların gölgesinde büyümüş sosyalistiyle, son derece öğretici bir geçmiş bu.
Devletlu bıraksın yok hükmündeki DYPyle Anavatanı birbirine yamamayı, CHPyle MHPyi birleştirsin...
Burada daha çok ekmek var!
Ahmet KEKEÇ /STAR