Babannemin Anısına Bir Yazım..

smart_painter

New member
Bu gün babannem vefaat etti... Annemin demesi gibi bu gün babannen bitirdi... neyi Anne ..HAYATI OĞLUM...

Alışmadığım bi cvp tı açıkcası bitirmek.. ; ilişkiyi bitirelim, bu işi bitirelim,yemeği bitirmeden kalkma,yedin bitirdin beni ... vb...gbi devşirimlere alıştığım için bu bitirmek tuhafıma gitti..

gelçi babannemin bana göre yitip gitmesi daha tuhafıma gitmişti..hükümet gibi kadındı o koskoca FATTALA"ydı köyde herkez bi lakap takılırdı bizim oraların geleneklerindenmi yoksa içiçe yaşamanın samimiyetindenmi olsa gerek herkezi lakabıylan bilirdik; Tilki Fadime , Labla , Fattala, İmamuun mustafa , Sırtların Ayşesi , Yan ayşe ,Gavur emine . vb.. seslenmelerde genelde hep huuuuuuuu Lablaaaaaaaaa huuuuuuuuuu diye olurdu huuuu Fattala huuu ... babannemin kıcıma vurduğu meşinin kızarıklığı hala tenimdedir...rahmetli dedemin acısı ve Avusturalyada öldürülen çocuğunun yani Temelinin 40 yıl hasretiyle yandığı ve cenazesini bile göremediği bu aşşağıdaki resimdeki yola ellerini göğsüne koyup ağıtlarla beklediğini annem hep anlatırdı




ağıtları köyü bir duman gbi sararmış oyyyy temelim gurbetlerdemi yatarsın yanağını öpüp koklayamadığım sarı saçlarını avcuma alıp yeşil gözlerine bakamadığım şimdi gavur topraklarındamı gömülüsün oyy garibimm oyyy temelim.....dedemin saçları bembeyazdı o hep içine atardı kimselere demezdi ve gösteremezdi acısını bi tütün sarıp bi fındık ocağının gölgesine yaslanıp dumanına iliştirirdi acısını...ara söver sayar sonra sarıkızı ağırdan alıp fındıklıkları dolanırdı ....Akşamları odun ateşinin sarhoşluğunda hikayeler anlatırdılar büyüklerimiz ve hasır altından dedikodu yapılırdı evin meydanında ve evin ortasındaki yer ocağında asılı gügümün kaynaması ninni gibi gelirdi bana uyuya kalırdım annemin kucağında yüzümde ateşin sıcaklığı .. yüreğimde huzurun.. tenimde o günlerim tadı....sabahları tahta pencerenin kanatının arasından sızıp yüzüme vuran güneş uyandırırdı ve içerde babannemin gelinlerine ocağa çayı koyun kahvaltıyı hazır edin nerdeyse öğle oldu ey gdi eyy ben zamanında sabah ezanında kalkıp çayır odun toplar sonra kahvaltıyı hazır ederdim ineğin yalını bile yapardım sizden karı olacakta heriflere faydanız dokunacak diye iğnelemelerini dinlerdim ... şaşkın ve yarı uyur vaziyetde tahta kapının çengelini açıp odasının önündeki düzlüğü oturmuş babanneme bakardım o bana bakıp oooo oğlum uyandınmı bakın uyandırdınız çocuğu yat oğlum sen kahvaltı olunca uyandırırım seni ben demesi hala kulağımda... gidip kucağına otururdum nasırlı ellerinin sertliğiyle okşardı saçımı elime daha ateşi üstünde taş fırın ekmeği denen kete verip içine tereyağı ve minzi koyup popoma bi şaplak atıp ye oğlum ye derdi.. bi yandanda gelinleri süzerdi...yazları hep köye götürürdü babam bizi okul tatilinde hep köydeydik bu yüzden köyde büyüdük çoğunluklan ben köyde doğmuştum belki bu yüzde çok seviyorum köyü şu anda kaldığımız ev 1,5 asırlığın yorgunluğu ve tahta kurtlarının kemirmekten usandığı o tahtalara ve her yerde anıların kol gezdiği eve girince anlıyo insan zamanın nasıl geçtiğini ve geçen zamanın geçti diye deil gelçekten doya doya yaşandığı için özlendiğine.. bazı köy göçlerimize denk gelirdi osman dayının kara tosununa ortak olunur ve osman dayının nezaretinde ve hayde galip bismillah de ve kes kurbanı derdi galip babamdı... osman dayı babannemin ve hanemizin abisiydi namı diğer kuyrukcu osmandı osmanın kadını hikmetti namı Hükümet di hükümet bi çığırdığında sokak kedileri amuda kalkardı gelçi hala kalkıyor çoğu olimpiyatlara katıldı hele hükümetin sırtdaki mecbureyi yani lablaya bi seslenişi vardır bütün karikatürüze sözleri elage eder huuuuuu labla huuuuuuuu kız labla sayitin aldındamı kaldın götü büyük aklı ufak karı ...hükümet bize çok kızardı en çokta bana ve bana koto derdi bi salaklık yaptığımda_ki çocukluk salaklık getiriyordu hep bana şaldırışup derdi ey gdi hükümet kulağın çınlasın emi..enbüyük abime muhammet gaddafi derdi levent abime kara tavuk ortanca abime sarı fisfuk derdi ..lablanın doktor çıkacak oğlunu kankanserinden kaybetmesiylen sustu hanemiz ve sırt"dan başladı ağıtlar ve fındık bahçelerinden hükümet ve fattalaya indi ağıtların dili çoğaldı ve deredeki sular taştı taştıda dert oldu ve ardından aziz abi aynı hastalıktan aynı yere aydın abinin yanına gömüldü ve uzunca bi süre susmadı ağıtlar ve kulaklrımı tırmalayanbi nakarattır o ağıtlar.. hükümetin seranderinde sigara içip alamanya dan gelen yeşil pantolonlu kızları seyrederken abimin kıkırdayıp hükümetin eline kobalı alıp SİZİ GİDİ POK GUDİKLİNİN UŞAKLARI demesi hala kulağımda ve bi kulağım arada az duyuyorsa sebebi hükümettir emin olun .... bazen kadınlar toplanır ve bizim dutun altına bi tenta gerip hadi silkeleyin derdiler dutu ve ağaç azmanı ben hemen çıkıp silkelerdim ve ve aşşağıya inip tentadan herkez dutunu yer muhabbet ederdi ... akşam olunca sırt daki yandaki ötedeki çocuklar bizim harmanda buluşur GUGGU oynardık yani saklambaç sonra ateş böceklerini yakalamaya çalışır yakaladıkalrımıza avuçlarımızın içinde bakardık kimi ölürdü kimini havaya bırakır seyride dalardık... televizyon herkezde yoktu ozamanlar sabahları 34 fındığıa VOLTRAN akşamları uslu durmak şartıylan Türk Flimi setrederdik sırtdaki ayşede...sırtdan aşşağıya inerken gazete yakardık korkmamak için cinlerden...aşşağıya inerken hükümetin evinin önünden geçerdik ve lahananın kokusunu alıp içeri dalardık hükümet gelin uşaklar yiyin derdi bi süre sonra ozamanlar şimdiki evimizi yeni almışız osman dayı gelmişti hayırlı olsuna bize ve şimdiki odam için bana burasını ayırın bu aldığınız evin parasıylan köydeki ağırı alamazsınız demiş ve babamı kutlamıştı . ertesi gün olmuş ve bizim evin tlf çalıyordu osman dayı ölmüştü .....BİTİRMİŞTİ KUYRUKCU OSMAN... ..Herkez döküldü yavaştan dere kenarında mısır ızgarası yapıp tarla sahibi tarafından dayak yiyen hasan bile ondakuz yaşında teşhisi bile konulmadan ömüştü.... Zaman çabuk geçiyor ve geçiçiyordu güzel günler .. artık pantolonlar kısa gelmeye başlamış ve köyde ne bizi kovalayan nede ardımızdan pokgudikli diyen kalmıştı ve çocuklarımız oluyor onlar büyüyordu ufalırken gençliğimiz...sokaklarında çığıltılarlan koştuğumuz asfaltsız köy yolları git gide sessizliğe gömülüyor ve yazları kimseler gelmiyordu gelenlerde fazla kalmıyordu ve artık köy yolları asfaltı ve yalnızdı... yalnızdık körkütük..bembeyaz saçlarına kalerüfer isi bulaşmış dedem..ingilizce cümleler kurup ve yabancı şarkıları ilkkez onun teyibinden dinlediğimiz aydın abi ve aziz abi , pijamasının yırtıklarına , emine teyzenin laflarına ve türk dil kurumuna inat bir türkçeylen sömesine aldırmadan ardımızdan diğnek fırlatan cemal emice..sonra emine teyze... kurban bayramında gece kaçan koçu fındıklıkta bulup sırtında getiren necati emice...kuyrukçu osman .. torunu hasan ve yiterken saçındaki kınadan taviz vermeyen ve her bakışında aç mısın oğlum deyip cebimize koynundaki keseden para koyan BABANNEM yoktu ve bitirmiştiler... çocukluğumun bitmesi gibi BİTİP....yitip gitmiştiler....banannemin cenazesinde en çok babam ağladı.. evet babam belki siz deil ama bençok şaştım.. annesi ölmüştü ve kimine göre ağlaması gayet doğaldı ama bu doğallık bize göre pek doğal deildi... Babam ... kendi babası babamdan korkardı babamki 3 kere vurulan bi kaçkere bıcaklanan 112mt den düşüp hala hayatda kalan ve gençliğinin geçtiği yere gidip orda her hangi bi kahveye girip kapıyı kitleyip içerdekilere güzel bi dayak atıp sonra çaylar benden diyen bi tip dir benim babam ve saymaya şendiğim bi çok şey ve hadise.. hala midesinde bi kurşun vardır babam vurulduğunda 3 kurşunlan hastaneye gitmiş ve acildekilere alın şı midemdeki A ...Goduklarımı dmştir ve bi tanesi alınamadığı için hala midesindedir..babamı ağlarken görmek çok etkiledi beni. Ya yaşlılık insanı duygusal yapıyor yada babam dayanamayıp orta yerde koyu veriyor yaşları ben 30 yaşındayım ve babamı ilkkez ağlarken gördüm... ve kardeşlerim...amcam odama geçip koltuğa gömdü yüzünü üstündeki montuğu yüzüne götürdü göz yaşları koltuğa damladı aktı odama hüzünü saklı saklı...gazcı alinin eşi beyyiye yenge tabuda sarıldı ve yüreğinin sazından haykırdı OHHHH FATTALA OYYYYYYYYY DAHA DÜN YÜZÜME BAKIYORDUN ŞİMDİ NEREYE BAKIYORSUN OYY FATTALA OYYY ŞİMDİ KÖYE GELİP KİM DİYECEK BİZE GEL GAYGANA YAPTIM GEL KUYMAK YAPAYIM SANA KİM DİYECEK BİZE OTUR YANIBAŞIMIZA OYYY FATTALA OYYY SELALAR ÜSTÜNEMİ OKUNACAK KARA KARA TOPRAKLAR SENİMİ SARACAK FATTALAAAAA OYY KURBAN OLAYIM YÜZÜNE .....Ardından dayanamadı herkez ağladı bi ben ağlamadım bilmiyorum ama ağlayamadım ... bir tek göz yaşı dökülmedi yüzümden alışılmıilığın yan etkileri olsa gerek ölümden beter acıları yaşamış olmamın nasırlığı dır belkide... o gece babannemin tabudunun olduğu odada kaldım İNSANLAR BU GÜN DOĞUYOR YARIN ÖLÜYORDU... ZAMAN SU GİBİ AKIYORDU AKAN SUYU NE KADAR TADARSAK O KADAR ANLIYORDUK HAYATDAN....ve ANLADIĞIMIZ HAYATI ANLATIP YADA EY GİDİİİ EYYY DEYİP HAYIFLARLAN GEÇİRİYORUZ ANIMIZI ..GÜNÜMÜZÜ ..ASILI KALIYORUZ ZORAKİ OLARAK ...ÇÜNKİ ŞİMDİ ŞU ANDA YADA YARIN YAŞAYACAĞIMIZ HER NE OLURSA OLSUN ... ASFALTSIZ KÖY YOLLARINDA YAŞANANLAR KADAR DOYURUCU OLMAYACAK..."ARTIK MUTLU OLMAYA YETMİYOR İKİMİZİN TOPLAMI...MEĞER NE KADARDA ZORMUŞ DOYURMAK İÇİMİZDEKİ HAYVANI...



YILDIRAY YILDIRIM: / 27/12/2007


KÖYÜME ..DOĞDUĞUM EVE VE ANILARIMIN YAŞANDIĞI YERLERİN KARELERİYLEN VEDA EDİYORUM SİZE ESEN VE MUTLU KALIN DAİMA..


Hükümet ve svim yenge fındık toplarken

içine saklanıp alamanyadan gelen türk kızlarını gözetlediğimiz serander

bizim harman

doğduğum oda

köy evi

MISIR KÖZ ETTİĞİMİZ VE EKMEĞİMİZİN PİŞTİİ FIRINIMIZ


köyün sırt dan görünüşü lablanın evinden

[/SIZE]
[/COLOR][/SIZE]
 

HTML

Üst