babam ve oğlum film tahlili ve özeti

haktanir

New member
BABAM VE OĞLUM

Filmin özeti kısaca şöyledir:
Kahramanlar Sadık, oğlu Deniz, Sadık’ın babası Hüseyin, annesi Nuran, abisi Salim, teyzesi, yengesi ve Deniz’in sütannesi olan Fatma Hanım’dır.
Olay yıllar önce Sadık’ın üniversite okuması için başka şehre gitmesiyle başlar. Babası çiftlikteki işleri sürdürmesi için Sadık’ın ziraat mühendisliğinde okuması isterken Sadık gazetecilik okur. Dönemin siyasal olaylarına da ilgi duyar. Hüseyin Efendi okumaya diye gönderdiği oğlunun politik olaylara karıştığını öğrenince onu evlatlıktan reddetmiştir. Bu yüzden Sadık evden ayrılmaya karar verir. Kendi hayatını kurar. Evlenir. Çocuğunun doğumunda karısını kaybeder. Çünkü 1980 darbesi olduğu için herhangi bir araç bulamaz ve karısını hastaneye yetiştiremez. Deniz’in doğumuyla o da hapse girer ve bir takım işkencelere maruz kalır. Bu işkenceler sebebiyle hasta olur. Sonunun ölüm olduğu gerçeğini anladığında oğlunun kendisinden sonra ne yapacağını düşünür. Sütannesi Fatma Hanım’ın yanında kalmasının imkânsız olduğunu bildiği için çareyi oğlunu baba evine götürmekte bulur. Ancak yıllar önce babasının sözünü çiğneyerek çıktığı eve dönmek kolay değildir. Hüseyin Bey torununu çok sevse de Sadık ile aralarındaki buzları eritme taraftarı değildir. Oğlunun tekrar yanına gelmesine bir anlam verememektedir. İşten ayrılmasının bu konuda etkili olduğunu düşünür. Sonunda Sadık babasını karşısına alıp her şeyi anlatmaya karar verir. Hasta olduğunu, yakında öleceğini ve tek kaygısının oğlunu bırakabileceği bir yer olması olduğunu söyler. Bunu anlattığı sırada da hastalığının etkisiyle yere yığılır. Hastanede olayları ayrıntılarıyla öğrenen Hüseyin Bey pişmandır. Yaptıklarını gözden geçirme imkânı bulur. Oğlunun hayatının her noktasına müdahale etmeye çalıştığının farkına varır. Ama artık çok geçtir. Çünkü Sadık ölür. Hüseyin Bey artık kendini daha da suçlu hisseder. Yıllar önce gitmesine izin vermemiş olsaydı olayların bu şekilde olmayacağını düşünür. Fakat Hüseyin Bey’in çevresindekiler durumun böyle olmadığını bilirler. Sadık’ın kafasına bir şey koyduktan sonra babasını dinlemeden bunu yapacağını bilirler ve bunu bir şekilde abisi aracılığı ile temsili olarak göstermeye çalışırlar ve bunda da etkili olurlar.
Hüseyin Bey tüm bu yaşananların üzerine ilgisini torununa yönlendirmişti ve torununun bu yaşanan olaydan daha az etkilenmesi için tüm aileyi seferber etmiştir. Deniz her şeyin farkındadır. Babasının ölümünden sonra uzun bir süre mecbur kalmadıkça konuşmaz. Duygusal olarak yaşadığı sorunlar içine kapanmasına sebep olmuştur. Okul’un başladığı ilk gün okula gidecek iken Deniz babasını çok özlediğini söyleyerek ağlamaya başlar. Nuran Hanım ve Hüseyin Bey aslında babasının aslında ölmediğini göklerde uçtuğunu ve hepimizin bir gün oraya gideceğiz şeklinde sözlerle onu bulunduğu bu zor durumdan biraz olsun rahatlatmak istemiştir. Dedesi ona babasının küçüklüğünde çekilen filmlerini izletir. Ve yıllar önce bu görüntüleri çektiği kamerayı ona hediye eder. Filmin sonunda Deniz zaman zaman babasının hayaliyle sohbet eder. Ancak babası bunlarının sonunun gelmesi gerektiğinin çünkü deniz’in artık büyüdüğü ve daha az hayal kuracağını söyler. Deniz’de büyüdüğünün farkına varmaya başlar.




























FİLMİN PSİKOLOJİK İLKE VE TEKNİKLERİ YÖNÜNDEN
ELEŞTİRİSİ

Davranışçı Terapi: Bireyin olumsuz davranışlarının nedeni yanlış öğrenmelerden kaynaklandığı, istenmeyen davranış ortadan kaldırılırsa geriye istendik davranışın kalacağı savunulur. Filmde Hüseyin Bey istendik davranışı ceza yöntemi ile Deniz’e kazandırmaya çalışmaktadır. Hüseyin Beyin büyük avluda kilitli bir odası vardır. Deniz bu odayı çok merak etmektedir. Bir gün o kapının önünde içeriye bakmaya çalışırken dedesine yakalanır. Hüseyin Bey Deniz’in oraya girmesini istemediği için onu uyarır ve ceza olarak aldığı hediyeleri akşama kadar açmasına izin vermez. Böylece Deniz’in o odaya girme davranışını ortadan kaldırmaya çalışır.

Sözel Olmayan Tepkiler: İletişimin önemli bir boyutunu oluşturan sözel olmayan tepkiler bazen sözel tepkilerden daha önemli mesajlar verirler. Filmde tren yolculuğu sırasında polis tarafından arama yapılır. Sadık hapishane günlerindeki yaşantılarının da etkisiyle polisleri görünce tedirginlik yaşar. Bu tedirginliği yüzünden kolayca okunmaktadır. Polisler soru sorduğunda bu tedirginlikten dolayı sözel olarak cevap vermesi beklenen duruma sadece başını sallayarak cevap vermiştir.

Empati: Diğerinin duygularının yoğunluğunu ve anlatımını algılama ve anlatma yeteneğidir. İlişkilerin sağlığı açısından empati önemlidir. Hüseyin Bey ve Sadık birbirlerine hiç de empatik davranmamaktadır. Bu da sürekli çatışmalarına sebep olmaktadır. Sadık olaylara kendisini babasının yerine koyarak baksa babasının da kendine göre Sadık’tan beklentileri olabileceğini kabul etse, Hüseyin Bey de oğlunun öğrendikleriyle ve olmak istediği mesleğin olumlu yanlarını görebilseydi yani ikisi de birbirine karşı empatik duygular ve davranışlar içinde olabilselerdi ilişkileri bu böyle kötü şekilde olmayabilirdi.

Saygı: Psikolojik danışma sürecinde saygı, karşımızdaki bireyi olumlu ve olumsuz yönleriyle değerli kabul etmek bireye önemli olduğunu hissettirmektir. Film genelinde gerek Sadık gerekse Hüseyin Bey ve Nuran Hanım gerekse diğer aile üyeleri Deniz’e saygı duyduklarını onun düşüncelerine önem vererek, ona gerekli açıklamalar yaparak, konuşmaya başladığında konuşmalarını dinleyerek bir şekilde göstermişlerdir.
Hüseyin Bey ve Sadık’ın ilişkileri açısından bakıldığında geçmişte yaşadıkları olaylara bağlı olarak başta saygılı bir yaklaşım içinde oldukları söylenemez. Her ikisi de kendi düşüncesinde haklı olduğunu düşünerek birbirlerinin düşüncelerini kabul etmemektedirler. Fakat filmin sonlarına doğru Sadık’ın hastanede yattığı sahnelerde geçen konuşmalara bakılarak ikisi de yaptığı yanlışın farkına varıyorlar ve birbirlerinin düşüncelerini saygıyla karşılamaya başlıyorlar.

Kendini Açma: Danışma sürecinde danışmanın kendine ilişkin bilgiler vermesi, danışanın kendini rahat hissetmesine ve kendi hakkında daha kolay bilgi vermesine yardım eder. Sadık ”Ben aslında ne gidebildim ne kalabildim…” diyerek ailesiyle bağlarının hiçbir zaman kopmadığını babasına ifade etmiştir. Bu konuşmanın geçtiği sırada Hüseyin Bey de aslında oğluyla hiçbir zaman bağlarının kopmadığını fark etmiştir. Daha sonraki hastane ortamında geçen konuşmalarında önceki konuşmalarda Sadık’ın kendisini açmasına dayanarak Hüseyin Bey, geçmişte yaşanan olaylardan duyduğu üzüntüyü pek açık bir şekilde olmasa da Sadık’ın anlayacağı bir şekilde dile getirmiştir.

Bilişsel Davranışçı Terapi (ABC Yaklaşımı): Bu kavram bireylerin olaylardan değil olaylara yüklediği anlamlardan etkilendiğini savunur. Hüseyin Bey açısından bakacak olursak Sadık’ın evi terk etmesi değil, otorite kaynağı olarak babasına karşı gelmesi onu etkilemiş olabilir. “Sözünü çiğneyip geçmesi” düşüncesiyle Sadık’a öfke duyuyor olabilir.

Kişisel Farkındalık: Hüseyin Bey oğlunun hasta olduğunu öğrendiğinde aslında kendi düşünce yapısında da hatalar olduğunu fark eder. Sadık’ın hayatına, eğitimine ve daha birçok şeye kadar her zaman söz sahibi olması gerektiği düşüncesinin yanlış olduğunu görür. Sadık’ın da kendi hayatına ilişkin algıları, istekleri, amaçları olduğunu geç de olsa fark eder. Bu açıdan bakıldığında Hüseyin Beyin hem kendine yönelik hem de çevresine yönelik farkındalık kazandığını söyleyebiliriz.

Özetleme: Psikolojik danışma sürecinde özetleme sürecin gözden geçirilmesine yardım eder. Danışanın süreci özetlemesi kendinin farkına varmasına yardım eder, kendi sorumluluğunu almasını kolaylaştırır, süreci dikkatli bir şekilde izlendiğini gösterir. Filmde tren yolculuğu sırasında Sadık oğlu Deniz’e babası ve oradaki kişiler hakkında bilgiler verir, orada nasıl davranması gerektiğini söyler. Ardından da Deniz’den anlattıklarının özetini ister. Böylece babası Deniz’in anlatılanlara dikkatini çekmeye çalışmaktadır.

Raport, İlişki kurma: Psikolojik danışma sürecinin başlaması açısından büyük öneme sahip olan ilişki kurma danışanın kendini rahat ifade edebilmesine yardım eder. Filmde Sadık’ın babasıyla konuşmaya başlamak için “İyi akşamlar baba!” demesi de babasıyla bir ilişki kurmak istediğini, babasıyla konuşmak istediğini gösterir.

Hatalı Yorumlama: Hüseyin Bey oğlunun işten ayrılmasının yanına dönmelerine sebep olduğunu düşünür. Oğlunu dinlemeden olayları hatalı yorumladığı gözlenmiştir.
Yine Hüseyin Beyin oğlunun ölümünden kendini sorumlu tutması, ona gitme diyememiş olması gibi sebeplerle kendini suçlamıştır. Bu da bize Hüseyin bey’in olayları hatalı yorumlamasından kaynaklandığını gösterebilir. Bütün olumsuz olaylardan kendini sorumlu tutması iyi bir psikolojik sağlığa sahip olmadığını gösterebilir.

Konuşmaya Açık Davet: Sadık eve geldiğinde karısı ona nerede kaldığın, gazeteyi aradığım, merak ettim gibi sorular sorarak Sadık’ı konuşmaya davet ediyor. Bu sayede kocası ile konuşmaya başlamak istiyor.
Sadık’ta aynı şekilde karısına canavar (doğacak çocukları için bu kelimeyi kullanıyor) nasıl diye sorarak karısını konuşmaya davet ediyor. Bu sayede karısı ile konuşmaya başlamak istiyor.

Ruh sağlığı ve Fiziksel Durum: Sadık karısının doğum sırasında ölmesi, darbe nedeniyle hapishaneye girmesi gibi durumlar sonucunda Sadık’ın ruh sağlığı durumunda büyük değişiklikler oluyor. Ruh sağlığı kötüye gidiyor.
Sadık hapishaneye girdikten sonra orada bir takım işkencelere (dayak atılması, üzeri çırıl çıplak soğukta bekletilmesi vs) maruz kalması onun fiziksel durumunda büyük değişikliklere yol açıyor. Genç yaşta hayatını kaybetmesinde de bu fiziksel olaylar etkili oluyor.

İlişkinin Şimdi ve Buradalığı: Psikolojik danışma sürecinde hem danışan hem de danışman açısından ilişkinin şimdi ve buradalığı önemlidir. Filmde Deniz okuduğu kitaptaki bir kahramandan Alice’den bahsederken sütannesi hangi aliş? Senin gözünün üzerine şişeyle vuran mı diye soruyor. Sütanne burada Deniz’in bahsettiği şeyden o anki konuştuğundan değil de geçmişteki bir olaydan konuşuyor. Deniz’in ihtiyacı doğrultusunda konuşmuyor.

Transferans: Psikolojik danışma sürecinde danışanın danışmanı birine benzetmesi, bir yakınının yerine koymasıdır. Filmde Deniz’i ziyarete geldiği söylenen ananesi Deniz’i gördüğünde kızının aklına gelmesini söylemesi Deniz’i kızına benzettiği, kızı gibi gördüğü söylenebilir.

İçeriğin Yansıtılması: Filmde Sadık ile Deniz köye geldiklerinde yolda giderken Sadık oğluna amca niye böylesin diye soru sormamasını söylüyor. Deniz’de ona soru sormayacağını, amcasının herkes gibi olmadığını, her şeyi biraz yavaş anladığını söyleyerek içeriği yansıtıyor.

Psikoanalitik Yaklaşım: Bireyin ilk yaşantıları özellikle 0–5 yaş arası kişilik gelişiminde önemli rol oynar ve yetişkinlik döneminde yaşanan çatışmaların temelini oluşturabilir. Film de Deniz’in doğar doğmaz annesini kaybetmesi bir takım problemler oluşturmuş olabilir. Bunun üzerine 5–6 yaşlarda babasını kaybetmesi eklenince Deniz’de içine kapanma, insanlarla daha az konuşma gibi durumlar gözleniyor. Deniz’in yaşı ilerledikçe bu anne-baba yoksunlu onda kalıcı problemlere yol açabilir.

Varoluşçu Yaklaşım: Bireyin kendi geleceğini şekillendirme gücüne güvenerek tercihlerde bulunabilmesi, kendi özgürlüğünü ve sorumluluğunu alabilmesi ön plandadır. Film de Sadık kendi geleceğini belirlemek amacıyla babasıyla çatışma yaşamıştır. Babası Sadık’ın ziraat mühendisi olup çiftliğin başına geçmesini isterken Sadık kendi geleceğini kendi belirlemek istemiştir ve gazetecilik okumaya karar vermiştir. Kendi geleceğini kendisini belirlemek isteğine bağlı olarak da evden ayrılmıştır.

Birey Merkezli Yaklaşım: İnsanın yaşantılarını temel alır, danışanın kendi problemlerini kendi başına çözeceğine inanılır ve sorumluluk danışana aittir. Film de Sadık ile babası arasında yaşanan meslek seçimi tartışmasından sonra babası İstanbul’da para göndermezse nasıl okuyacaksın der. Sadık ise babasından para istemediğini kendi kendine yeteceğini söyler. Bu açıdan bakıldığında Sadık kendi hayatına ilişkin çözümleri ve sorumlulukları kendi başına almak istemiş olabilir.
Gerçeklik Terapisi Yaklaşımı: Problemler, diğer insanlardan gelen kontrole direnmemizin ya da diğer insanları kontrol etme gayretimizin bir sonucu olarak görülür. Filmde Hüseyin Bey Sadık hastaneye yattıktan sonra geçmişte yaptığı şeylerin farkına varıyor Sadık’ın hayatına gereğinden fazla müdahale ettiği gerçeğinin farkına varıyor. Sadık’a pek fazla seçme şansı tanımadığını düşünüyor.

Aile Sistemleri Yaklaşımı: Bu yaklaşımda aile bireylerinin işe yaramayan ilişki kalıplarının farkına varmalarını ve rahatsızlıklarını hafifletmek amacıyla yeni etkileşim yolları yaratmasını sağlamak vardır. Filme bu açıdan bakıldığında ne Sadık ne de Hüseyin Bey işe yaramayan ilişki kalıplarının farkına varmıştır. Bu farkına varmayış ikisi arasındaki çatışmaların, problemlerin temelini oluşturmaktadır.
Postmodern Yaklaşımlar: Bu yaklaşımda tek bir doğrunun olmadığı gerçeğin insanlar arası etkileşime bağlı olarak oluşturulduğu görüşü ileri sürülür. Film de bu sözü edilen yaklaşımın tersi uygulanmaktadır. Hüseyin Bey doğru görüş olarak kendi görüşünü görmesi Sadık’ın görüşünün yanlış olduğunu düşünmesi, kendi görüşü doğrultusunda onu yönlendirmeye çalışmıştır.


hazırlayan EMRAH YAREN
tanımıom ama emeğği için teşekkürler
 

HeLLSPoRT

нα¢кнєℓℓ ѕρσя ѕσяυмℓυѕυ
tesekkürLEr. . .
 

HTML

Üst