Başbuğ'dan ilk açıklama!

fatihsan

New member
Genelkurmay Başkanlığı görevini Orgeneral Yaşar Büyükanıt’tan devralan Orgeneral İlker Başbuğ, Genelkurmay Başkanı olarak yaptığı ilk konuşmada "laiklik ve cemaat" uyarısı yaptı. Orgeneral Başbuğ, “Bugün toplumun bir kesimi yeni bir kültürel kimlik yaşam, tarzı konusunda dini düşüncelere büyük bir ağırlık verildiğini düşünmekte ve bu gelişmelerden büyük bir endişe duymaktadır. Bu endişe ciddiye alınmalıdır. Çoğulcu demokrasi anlayışı çerçevesinde toplumsal huzur için bu zorunludur” dedi.
-Başbuğ, “Sosyal devlet niteliğinin zayıflaması toplumların cemaatleşmeye ittiği bir gerçektir. Bu kapsamda giderek güçlenen bazı cemaatler ekonomiye yönlendirmeye, sosyo politik yaşamı yönlendirmeye ve biçimlendirmeye, dine bağlı bir yaşam tarzı olarak sosyal kimliklerini ortaya koymaya çalışmaktadırlar. Ancak bu sosyal gerçek doğru analiz edildiği takdirde bu oluşuma karşı alınacak tedbirlerin başarı şansı olur” diye konuştu.

ANKARA (ANKA)- Genelkurmay Başkanlığı görevini Orgeneral Yaşar Büyükanıt’tan devralan Orgeneral İlker Başbuğ Genelkurmay Başkanı olarak yaptığı ilk konuşmada laiklik ve cemaat uyarısı yaptı. Başbuğ, “Bugün toplumun bir kesimi yeni bir kültürel kimlik yaşam tarzı konusunda dini düşüncelere büyük bir ağırlık verildiğini düşünmekte ve bu gelişmelerden büyük bir endişe duymaktadır. Bu endişe ciddiye alınmalıdır. Çoğulcu demokrasi anlayışı çerçevesinde toplumsal huzur için bu zorunludur” dedi.

Başbuğ, Genelkurmay Karargahı’nda görevi teslim aldıktan sonra yaptığı konuşmada laiklik ilkesinin önemi üzerinde durdu. Başbuğ’un konuşmasının laiklikle ilgili bölümü şöyle:
-"LAİKLİK YORUMU ANAYASA MAHKEMESİ'NİNDİR"-
“Türkiye Cumhuriyeti demokratik laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Bu nitelikler Cumhuriyetin değiştirilemez temel niteliklerini oluşturmaktadır. Laiklik ilkesi Türkiye Cumhuriyeti kuruluş felsefesinin temel direklerinden biri olup Türkiye Cumhuriyeti’ni oluşturan tüm değerlerin de temel taşıdır. Laikliğin işlevsel tanımı Anayasanın başlangıç ile 24. ve 174. maddelerinde yer almaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa’yı resmen yorumlamaya yetkili tek organ olarak laikliğe ilişkin yapmış olduğu yorumlar laikliğin anlamının ortaya konulmasında vazgeçilmez kaynaktır.

Laikliğin ne anlama geldiğine ifade ederken çokça yapılan bir hata da laikliğin ne anlama geldiğine ilişkin düşüncelere bir bütün olarak bakılmamasıdır. TSK’nın laikliğe ilişkin vazgeçilmez duruşu Anayasa’nın 24. maddesinde açıkça ifade edilen kimse devletin sosyal ekonomik, siyasi ve hukuki temel düzenini kısmen de olsa din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne surette olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz ilkesine herkesin sıkı sıkıya bağlı kalması, dinin veya dini duyguların, dince kutsal sayılan şeylerin istismar edilmemesidir.

-"ENDİŞELER CİDDİYE ALINMALI"-
Şu konuyu da açıkça ifade etmek isterim ki askerlik mesleği moral değerlere önem veren mesleklerin başında gelmektedir. Elbette bireysel moral değerler açısından din de bir unsurdur. Atatürk 10. Yıl Nutkunda bizlere şöyle demiştir: ‘Ulusal kültürümüzün çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkaracağız. Ona göre ulusal kültürün çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkartılması Türk halkının bütün anlam ve görüşleriyle medeni bir toplum haline dönüştürülmesi demektir.'
Buna karşılık bugün toplumun bir kesimi yeni bir kültürel kimlik yaşam tarzı konusunda dini düşüncelere büyük bir ağırlık verildiğini düşünmekte ve bu gelişmelerden büyük bir endişe duymaktadır. Bu endişe ciddiye alınmalıdır. Çoğulcu demokrasi anlayışı çerçevesinde toplumsal huzun için bu zorunludur.

-“DEMOKRASİ POPÜLER AMAÇLARA YÖNLENDİRİLİRSE LAİKLİK ALEYHİNE OLUR”-
Cumhuriyetin diğer temel niteliği ise demokrasidir. TSK demokrasiye ve demokratik kurullara karşı saygılıdır. Demokrasi temel hak ve özgürlüklerin çoğunluğa karşı da güvencede olduğu bir rejimdir. Bu nedenle demokratik yaşamda çoğulculuk esas olmalıdır. Laiklik ilkesinin demokrasiyle çatıştığını iddia etmek de sağlam bir temele dayanmamaktadır. Aksine Laik düzen Türk demokrasinin gelişmesinde ana itici gücü oluşturmuştur. Bu unutulmamalıdır. Zaten etrafımızdaki bazı ülkelere bakılırsa bu gerçek de açıkça görülebilir. Profesör John Esposito’nun ifade ettiği gibi demokrasinin aşırı şekilde, popüler amaçlara yönlendirilmesi de laik düzenin aleyhine sonuçlar doğurabilir.

-"CEMAAT" UYARISI-
Cumhuriyetin diğer iki temel niteliği de sosyal ve hukuk devlet ilkeleri de çok önemlidir.

Herkesin insan onuruna yakışır bir hayat seviyesini sağlamak sosyal devletin bir görevidir. Sosyal devlet niteliğinin zayıflaması toplumların cemaatleşmeye ittiği bir gerçektir. Bu kapsamda giderek güçlenen bazı cemaatler ekonomiye yönlendirmeye, sosyo politik yaşamı yönlendirmeye ve biçimlendirmeye, dine bağlı bir yaşam tarzı olarak sosyal kimliklerini ortaya koymaya çalışmaktadırlar. Ancak bu sosyal gerçek doğru analiz edildiği takdirde bu oluşuma karşı alınacak tedbirlerin başarı şansı olur.

kaynak:vatan
 

ramo46

New member
İlker Başbuğ'a yeni görevinde başarılar diliyorum.Açıklamalarına
gönülden katılıyorum.İşallah sözüde özü gibi olur.

Bir süre önce Başbuğ gibi düşünen bunun için mücadele veren
bir kısım vatandaşlarımız terör örgütü kurmak suçundan tutuklandı
yada şüpheli duruma düştü.Artık sapla samanı ayırmanın vakti geldi
diye düşünüyorum....
 

HTML

Üst