zerkli
New member
- Katılım
- 7 Eyl 2008
- Mesajlar
- 2,738
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Uzun süreden sonra grup toplantısında konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan, sermaye çıkarlarını savunmaktan, ülke gerçekliğiyle iyice bağını kopardığını ortaya koydu.
AKP grup toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sermaye ve emperyalizmin çıkarlarını savunmaktan, ülke halkının gerçeklerine vakit ayıramadığını ortaya koydu.
Krizin teğet geçtiği konusunda hâlâ ısrar edebilen Erdoğan, milyonlarca işsize sırtını çevirerek “banka batmadı, enflasyon yükselmedi, o zaman kriz yok” mesajı verdi.
Kara parayla krizi aşınca…
“ ‘Kriz bizi teğet geçecek’ dedim aylarca bu sözüm hafife alındı, bu ifadeler üzerinden olumsuz yorumlar yapıldı” diyerek sözünün arkasında duran Erdoğan, “Türkiye’nin krizden en hızlı çıkan ülke” olduğunu da savundu. DSP-MHP-ANAP koalisyonuna atfen “21 banka batarken kim vardı” diyen Erdoğan, bu krizde banka batmamasını krizin olmadığına yönelik bir argüman olarak kullandı.
Oysa, bankaların batmamasının, kriz olmadığı anlamına gelmediği biliniyor. Bütçe ve borç yapısı gün geçtikçe bozulan Türkiye, Ortadoğu’da emperyalizme vaatleri yüzü suyu hürmetine rahatça borçlanabiliyor. Türkiye’yi “Varlık Barışı” uygulamalarıyla tanıştıran AKP hükümeti, 50 milyar TL’lik kara paranın desteğini arkasına almış durumda.
Devleti haraca bağlayan bankaların batmamasını ve Türkiye’nin rahatça borçlanmasını “kriz yok” diye sunmaya çalışan Başbakan'ın, işsizliğin yüzde 20’lere dayanmasına, ücretsiz izin uygulamalarının yaygınlaşmasına ve krizin işverenler tarafından toplu iş sözleşmesi masasında işçilerin haklarını budamak için bir "bahane" haline getirilmesine gözlerini kapadığı anlaşılıyor.
Enflasyon ve faiz düşmüş…
Başbakan’ın dünkü ve daha önceki konuşmalarında öne sürdüğü “faizi ve enflasyonu düşürdük” iddiasıysa, ülkenin ekonomik yapısı ve halkın yaşam koşulları açısından hiçbir anlam ifade etmiyor.
15 yıldır sıfır faiz ve hatta negatif enflasyonun olduğu Japonya, tüm dünyaca kriz ülkesi olarak adlandırılırken, Türkiye’nin faiz ve enflasyonda kaydettiği bir arpa boyu yol, Türkiye’yi krizden çıkarmış olmuyor. Faiz ve enflasyondaki bu “olumlu” gelişmelere rağmen, Türkiye halen dünyada en yüksek faizle borçlanan ülkeler arasında.
Enflasyon düşüyor, ama işsizlik artıyor, çalışanların ücretlerine de zam yapılmıyor. Düşen enflasyon ortamında en temel ihtiyaç kalemlerine yüzde 50’ler, 60’lar, 70’ler düzeyinde yapılan zamlar halkın belini büküyor. Faiz düşüyor; ama kimi geliri azaldığı için, kimi de hükümetin yaydığı hayallere kapılarak ev-araba sahibi olmaya kalkıştığı için, bankaların kredi oyununa gelen halk daha çok borç batağına saplanıyor.
Başbakan Ziraat Bankası’nı hatırladı, ama yanlış hatırladı
Türkiye’de tarıma öldürücü darbeyi vuran bir hükümetin başbakanı olan Erdoğan, dünkü konuşmasında çiftçiye yönelik Ziraat Bankası kredilerinden de söz etti.
Hükümetin politikası sayesinde tarımda üretilecek ürünün kalmadığı ülkemizde, Ziraat Bankası tarımı destek için değil, Ortadoğu’da iş yapan müteahhit takımını desteklemek için kredi sunuyor. Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren tarafından önceki gün “Başbakan’a teşekkür” mahiyetindeki bir konuşmada değinilen bu durum, Başbakan’ın Ziraat Bankası’nın çiftçiye destek verdiği iddiasını iki kez düşünmesi gerektiğini gösteriyor.
Mazota zam yapılırken, en yüksek zammın çiftçinin kullandığı mazota yapılması da, hükümetin “samimiyetini” gösteren bir başka durum olarak öne çıkıyor.
“Emeğe saygılı” hükümet
Başbakan konuşmasında, muhalefet partilerinin direnişteki TEKEL işçilerine yönelik tutumunu da eleştirerek, “madem emeğe saygılıydınız, 1 Mayıs’ı siz tatil etseydiniz” dedi.
AKP döneminde en büyük saldırılara uğrayan işçi sınıfı, hükümet tarafından çıkarılan İş Yasası ile birçok hakkını kaybetti. AKP döneminde en büyük sendikasızlaşma sürecini yaşayan, İşsizlik Sigorta Fonu’nun her daim yutulmak istendiği, son olarak kıdem tazminatına göz dikilen işçi sınıfı, hükümetin sözde jesti 1 Mayıs tatilini de fiilen “cop ve biber gazı” tatili olarak “kutluyor”.
Fethullah Gülen’in örgütlenme alanı haline gelen polis teşkilatının, en küçük emekçi eylemine yoğun şiddet ve biber gazıyla müdahale ettiği ülkemizde, emekçiler hükümetin “emeğe yönelik saygısı”ndan fazlasıyla nasibini alıyor.
(soL-Haber Merkezi)
AKP grup toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sermaye ve emperyalizmin çıkarlarını savunmaktan, ülke halkının gerçeklerine vakit ayıramadığını ortaya koydu.
Krizin teğet geçtiği konusunda hâlâ ısrar edebilen Erdoğan, milyonlarca işsize sırtını çevirerek “banka batmadı, enflasyon yükselmedi, o zaman kriz yok” mesajı verdi.
Kara parayla krizi aşınca…
“ ‘Kriz bizi teğet geçecek’ dedim aylarca bu sözüm hafife alındı, bu ifadeler üzerinden olumsuz yorumlar yapıldı” diyerek sözünün arkasında duran Erdoğan, “Türkiye’nin krizden en hızlı çıkan ülke” olduğunu da savundu. DSP-MHP-ANAP koalisyonuna atfen “21 banka batarken kim vardı” diyen Erdoğan, bu krizde banka batmamasını krizin olmadığına yönelik bir argüman olarak kullandı.
Oysa, bankaların batmamasının, kriz olmadığı anlamına gelmediği biliniyor. Bütçe ve borç yapısı gün geçtikçe bozulan Türkiye, Ortadoğu’da emperyalizme vaatleri yüzü suyu hürmetine rahatça borçlanabiliyor. Türkiye’yi “Varlık Barışı” uygulamalarıyla tanıştıran AKP hükümeti, 50 milyar TL’lik kara paranın desteğini arkasına almış durumda.
Devleti haraca bağlayan bankaların batmamasını ve Türkiye’nin rahatça borçlanmasını “kriz yok” diye sunmaya çalışan Başbakan'ın, işsizliğin yüzde 20’lere dayanmasına, ücretsiz izin uygulamalarının yaygınlaşmasına ve krizin işverenler tarafından toplu iş sözleşmesi masasında işçilerin haklarını budamak için bir "bahane" haline getirilmesine gözlerini kapadığı anlaşılıyor.
Enflasyon ve faiz düşmüş…
Başbakan’ın dünkü ve daha önceki konuşmalarında öne sürdüğü “faizi ve enflasyonu düşürdük” iddiasıysa, ülkenin ekonomik yapısı ve halkın yaşam koşulları açısından hiçbir anlam ifade etmiyor.
15 yıldır sıfır faiz ve hatta negatif enflasyonun olduğu Japonya, tüm dünyaca kriz ülkesi olarak adlandırılırken, Türkiye’nin faiz ve enflasyonda kaydettiği bir arpa boyu yol, Türkiye’yi krizden çıkarmış olmuyor. Faiz ve enflasyondaki bu “olumlu” gelişmelere rağmen, Türkiye halen dünyada en yüksek faizle borçlanan ülkeler arasında.
Enflasyon düşüyor, ama işsizlik artıyor, çalışanların ücretlerine de zam yapılmıyor. Düşen enflasyon ortamında en temel ihtiyaç kalemlerine yüzde 50’ler, 60’lar, 70’ler düzeyinde yapılan zamlar halkın belini büküyor. Faiz düşüyor; ama kimi geliri azaldığı için, kimi de hükümetin yaydığı hayallere kapılarak ev-araba sahibi olmaya kalkıştığı için, bankaların kredi oyununa gelen halk daha çok borç batağına saplanıyor.
Başbakan Ziraat Bankası’nı hatırladı, ama yanlış hatırladı
Türkiye’de tarıma öldürücü darbeyi vuran bir hükümetin başbakanı olan Erdoğan, dünkü konuşmasında çiftçiye yönelik Ziraat Bankası kredilerinden de söz etti.
Hükümetin politikası sayesinde tarımda üretilecek ürünün kalmadığı ülkemizde, Ziraat Bankası tarımı destek için değil, Ortadoğu’da iş yapan müteahhit takımını desteklemek için kredi sunuyor. Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren tarafından önceki gün “Başbakan’a teşekkür” mahiyetindeki bir konuşmada değinilen bu durum, Başbakan’ın Ziraat Bankası’nın çiftçiye destek verdiği iddiasını iki kez düşünmesi gerektiğini gösteriyor.
Mazota zam yapılırken, en yüksek zammın çiftçinin kullandığı mazota yapılması da, hükümetin “samimiyetini” gösteren bir başka durum olarak öne çıkıyor.
“Emeğe saygılı” hükümet
Başbakan konuşmasında, muhalefet partilerinin direnişteki TEKEL işçilerine yönelik tutumunu da eleştirerek, “madem emeğe saygılıydınız, 1 Mayıs’ı siz tatil etseydiniz” dedi.
AKP döneminde en büyük saldırılara uğrayan işçi sınıfı, hükümet tarafından çıkarılan İş Yasası ile birçok hakkını kaybetti. AKP döneminde en büyük sendikasızlaşma sürecini yaşayan, İşsizlik Sigorta Fonu’nun her daim yutulmak istendiği, son olarak kıdem tazminatına göz dikilen işçi sınıfı, hükümetin sözde jesti 1 Mayıs tatilini de fiilen “cop ve biber gazı” tatili olarak “kutluyor”.
Fethullah Gülen’in örgütlenme alanı haline gelen polis teşkilatının, en küçük emekçi eylemine yoğun şiddet ve biber gazıyla müdahale ettiği ülkemizde, emekçiler hükümetin “emeğe yönelik saygısı”ndan fazlasıyla nasibini alıyor.
(soL-Haber Merkezi)
Başbakan rüya aleminde | soL Haber Portalı