akifb
New member
"Mağrur olma" yazısıyla açılan cep telefonunda torunu Ahmet Akif'in fotoğrafı var. Cebe yüklediği fasılları dinlemek en büyük zevki. Erdoğan kıyafetlerini kendisi seçiyor ve yürüme bandında her gün 5 km yürüyor. Günde 16 saat çalışan Başbakan'a 6 saat uyku yetiyor."
"Prag'dan Bakü'ye uçarken Başbakan Erdoğan'la uzun bir sohbet fırsatımız oldu.
Günlerdir terör, K. Irak konularıyla haşır neşir olan, gazetecilerin önüne çıktığında hep bu sorulara muhatap olan Erdoğan'a bu kez daha çok günlük yaşamına ilişkin sorular yönelttik.
DTP'ye açılan kapatma davası konusunda çok hoşnut olmadığını "Halk serbest iradesiyle bir parlamento oluşturmuşsa, bu parlamentoya inanacağız ama bu parlamentoda ülkenin bütünlüğü için kuşkusu olanlarla işbirliği içinde olmayacağız" sözleriyle dile getirdi.
Hepimizin ceketlerini çıkardığı, rahat bir ortamda süren sohbette, Başbakan sevdiği müzikten, torunlarına kadar her konudaki sorularımıza cevap verdi.
Cep telefonunda torunu Ahmet Akif'in fotoğrafı olan Erdoğan, bu telefona oğlu Bilal ile kızı Esra'nın düğünleri için yaptırdığı besteleri de yükletmiş.
Telefonu açılırken ekrana "Mağrur olma" yazısı geliyor.
Telefonunu getirip bu müzikleri bize dinleten Erdoğan, ayrıca cep telefonuna Enya'nın "Only Time" eserini, Ömer Faruk Tekbilek'in bestelerini, kimi nihavend, kimi rast makamında fasıllar da yükletmiş.
Kendisi hiç müzik aleti çalmamış, çocuklarını teşvik etmiş ama onlar da yarım bırakmış.
KIYAFETLERİNİ KENDİSİ SEÇİYOR
Oğlu Bilal ut, kızı Sümeyye keman dersi almış ama devam etmemişler.
Gün içinde çok yorulduğunda, bir yandan çalışıp bir yandan da bu fasılları dinleyerek biraz rahatladığını anlattı bizlere.
Başbakan giyimine özel önem gösteriyor.
Bu konuda eşinin veya bir başkasının yardımını alıp almadığını sorduğumuzda, "Kıyafetlerimi hep kendim seçerim. Programa bakarım, spor giysi imkanı varsa, ona göre hazırlık yaparım" dedi.
Kilosuna dikkat eden Başbakan, formda kalmasının sırrının, protokol yemeği dışında meyve ve tatlıyı yemekten önce yemesinde yattığını belirtti.
Meyve veya tatlıyı yemekten önce yiyince, fazla yemek yemediğini anlatan Başbakan, şu anda 93 kilo olduğunu söyledi.Erdoğan'ın boyu da 1 metre 85 santim.
Yağlı yemekten kaçındığını, kırmızı eti mümkün olduğunca az tükettiğini, favorisinin balık-tavuk olduğunu söyledi. Favori tatlısı ise kazandibi.
Daha çok sütlü tatlıları tercih ettiğini, baklavadan mümkün olduğunca kaçındığını belirten Erdoğan, bunun dışında özel bir diyeti olmadığını, vitamin almadığını, sadece kahvaltı, öğle ve akşam yemeği düzenini kaçırmadığını anlattı.
Sporu ise bant olayıyla hallettiğini, fırsat buldukça 5.5 kilometre yürüdüğünü söyledi.
Başbakan düzenli olarak günlük tutuyor ama kendi tuttuğu günlük daha çok bir ajanda düzeninde.
Detaylı günlüğünü ise siyasi danışmanı Yalçın Akdoğan tutuyor, ileride bunların kitap olarak yayınlanacağını söylüyor. Gittiği her yerde çektirdiği fotoğrafları da saklıyor Erdoğan, bugüne kadar 400 bin kadar fotoğraf biriktirdiğini, bunları dijital ortamda sakladığını belirtti.
KORUMALI HAYATTAN SIKILIYOR
Telefon numarası vatandaşlarda var.
Üstelik bu telefon 24 saat açık. Gece yarısı bile arayanlar olduğunu söylüyor. Açınca karşısındakinin bazen inanamadığını, "Hakikaten başbakan mısınız?" diye sorduğunu gülerek anlatıyor.
Peki, yıllarca İstanbul'da oturdu.
Yahya Kemal'in "Ankara'nın en güzel yanı İstanbul'a dönüşüdür" sözünden esinlenip İstanbul'u özleyip özlemediğini soruyoruz:
"Ben görev adamıyım. Şu anda Ankara'da görevim var. Türkiye'de isem, özel bir programın yoksa cuma-cumartesi- pazar, bütün Türkiye'ye yayılırım. İllere giderim, teşkilat toplantılarına katılırım, gerekirse düğün derneklere giderim. İstanbul bu noktada çok zengin bir yer. Talep daha çok oradan geliyor. Ben İstanbul'da otelde değil, evde kalırım."
Başbakanlık yaşamında sıkıldığı bir yön olup olmadığını sorduğumuzda, korumalı hayat olduğunu ifade ediyor. "Korumalardan korunmak lazım" diye espri yapıyor ardından da "Vatandaş da aşırı korumadan rahatsız oluyor. 'Biz başbakanı sizden daha iyi koruruz' diyorlar, özellikle Karadeniz'de" diye devam ediyor.
Miting yapmayı seven bir siyasetçi Erdoğan.
Siyasete atıldığı ilk yıllarda boş meydanlara konuştuğunu hatırlatıyor.
Hatta birkaç anısını anlatıyor.
Gençlik kollarında iken Kadir Topbaş'ın Artvin'den aday olduğunu, ona destek vermek için Artvin'e gittiğini söyleyip "3-5 kişiye konuşmuştum" diye gülümsüyor.
Benzer manzarayı Biga'da da yaşadığını, koca meydanda 30-40 kişiye hitap etmek zorunda kaldığını hatırlayıp "Onlar da bu adam niye bağırıp çağırıyor diye merak edip gelmişti" diyor ama sonra ekliyor, "Ama şimdi aynı Biga'da değil meydan, sokaklar bile doluyor" diyor.
AK Parti'yi kurdukları anda iktidar olacaklarını gördüğünü belirtiyor.
ROL GEREĞİ SİGARA İÇMİŞ
Akşam geç saatlere kadar çalışmayı seviyor Erdoğan.
Peki sinirlenmiyor mu?
Zaman zaman çok sinirleniyor.
"Siniri nasıl belli oluyor" dediğimizde Akif Beki'ye dönüyor; Beki de öfkesinin işaretinin sessizlik olduğunu ifade ediyor. En çok kızdığı anlar ise çocukları ve ailesine yönelik suçlamalar. "Bunu ahlak ölçüsüne sığdıramıyorum. Savaşacaksan, gel benimle savaş" diye konuşuyor.
"Bir karar aldınız bürokrasiye takıldı ne yaparsınız" diye sorulunca, "Zorluk çıkarılırsa iyi bir silkelerim" diye cevap veriyor.
Akşam üzerine kadar gününün çoğunun görüşmeler, ziyaretlerle geçtiğini, 18.00'den sonra dosyalar üzerinde çalışmaya başladığını, eve gidişinin gece yarısı 24.00, hatta 01.00'i bulduğunu belirtiyor.
Günlük mesaisi 16 saat.
Eşinin kendisi gelmeden istirahata çekilmediği söylüyor. Kısa bir sohbet, günün özetinden sonra yattığını, günde ortalama 6 saat uyuduğunu belirtiyor.
Devamlı izleyemediği için dizileri değil, haber programlarını tercih ettiğini ifade ediyor. Bir de TRT'nin klasik müzik programlarını...
Kanalları izlerken yardıma muhtaç birini görürse hemen devreye girdiğini belirtiyor ve Antalya'da mağdur olan Alman kadın hasta ile Metin Şentürk'ün programında denk geldiği kalp hastası bir gence yardım elini uzatmalarını, aklına gelen örnekler olarak sıralıyor.
Emine Hanım'ın favori dizileri ise atv'nin hemen hemen tüm dizileri ile Samanyolu ve Kanal 7'deki birkaç dizi.
Başbakan Türkiye Ligi futbol maçlarını seyrediyor, futbol programlarından hoşlanmadığını ise açık bir dille belirtiyor.
Sigaradan hiç hoşlanmıyor. Yakınındakilere sigarayı bıraktırmaya özen gösteriyor. Bu nedenle, Meclis gündemine gelen sigara yasasını yürekten destekliyor. Bu yasayı mutlaka çıkaracaklarını, lokanta, kahvehane gibi mekanların sigara içenler için ayrı bölümler yapmak zorunda olacağını, yasağa uymayan işyerlerine yasada yaptırım öngörüldüğünü anlatıyor.
Peki, kendisi sigaranın tadını biliyor mu?
Evet. Gençlik yıllarında bir tiyatro oyununda asi bir genci canlandırmış, uzun süre her gece bir sigara içmiş."
Sabah - Ergun Babahan
"Prag'dan Bakü'ye uçarken Başbakan Erdoğan'la uzun bir sohbet fırsatımız oldu.
Günlerdir terör, K. Irak konularıyla haşır neşir olan, gazetecilerin önüne çıktığında hep bu sorulara muhatap olan Erdoğan'a bu kez daha çok günlük yaşamına ilişkin sorular yönelttik.
DTP'ye açılan kapatma davası konusunda çok hoşnut olmadığını "Halk serbest iradesiyle bir parlamento oluşturmuşsa, bu parlamentoya inanacağız ama bu parlamentoda ülkenin bütünlüğü için kuşkusu olanlarla işbirliği içinde olmayacağız" sözleriyle dile getirdi.
Hepimizin ceketlerini çıkardığı, rahat bir ortamda süren sohbette, Başbakan sevdiği müzikten, torunlarına kadar her konudaki sorularımıza cevap verdi.
Cep telefonunda torunu Ahmet Akif'in fotoğrafı olan Erdoğan, bu telefona oğlu Bilal ile kızı Esra'nın düğünleri için yaptırdığı besteleri de yükletmiş.
Telefonu açılırken ekrana "Mağrur olma" yazısı geliyor.
Telefonunu getirip bu müzikleri bize dinleten Erdoğan, ayrıca cep telefonuna Enya'nın "Only Time" eserini, Ömer Faruk Tekbilek'in bestelerini, kimi nihavend, kimi rast makamında fasıllar da yükletmiş.
Kendisi hiç müzik aleti çalmamış, çocuklarını teşvik etmiş ama onlar da yarım bırakmış.
KIYAFETLERİNİ KENDİSİ SEÇİYOR
Oğlu Bilal ut, kızı Sümeyye keman dersi almış ama devam etmemişler.
Gün içinde çok yorulduğunda, bir yandan çalışıp bir yandan da bu fasılları dinleyerek biraz rahatladığını anlattı bizlere.
Başbakan giyimine özel önem gösteriyor.
Bu konuda eşinin veya bir başkasının yardımını alıp almadığını sorduğumuzda, "Kıyafetlerimi hep kendim seçerim. Programa bakarım, spor giysi imkanı varsa, ona göre hazırlık yaparım" dedi.
Kilosuna dikkat eden Başbakan, formda kalmasının sırrının, protokol yemeği dışında meyve ve tatlıyı yemekten önce yemesinde yattığını belirtti.
Meyve veya tatlıyı yemekten önce yiyince, fazla yemek yemediğini anlatan Başbakan, şu anda 93 kilo olduğunu söyledi.Erdoğan'ın boyu da 1 metre 85 santim.
Yağlı yemekten kaçındığını, kırmızı eti mümkün olduğunca az tükettiğini, favorisinin balık-tavuk olduğunu söyledi. Favori tatlısı ise kazandibi.
Daha çok sütlü tatlıları tercih ettiğini, baklavadan mümkün olduğunca kaçındığını belirten Erdoğan, bunun dışında özel bir diyeti olmadığını, vitamin almadığını, sadece kahvaltı, öğle ve akşam yemeği düzenini kaçırmadığını anlattı.
Sporu ise bant olayıyla hallettiğini, fırsat buldukça 5.5 kilometre yürüdüğünü söyledi.
Başbakan düzenli olarak günlük tutuyor ama kendi tuttuğu günlük daha çok bir ajanda düzeninde.
Detaylı günlüğünü ise siyasi danışmanı Yalçın Akdoğan tutuyor, ileride bunların kitap olarak yayınlanacağını söylüyor. Gittiği her yerde çektirdiği fotoğrafları da saklıyor Erdoğan, bugüne kadar 400 bin kadar fotoğraf biriktirdiğini, bunları dijital ortamda sakladığını belirtti.
KORUMALI HAYATTAN SIKILIYOR
Telefon numarası vatandaşlarda var.
Üstelik bu telefon 24 saat açık. Gece yarısı bile arayanlar olduğunu söylüyor. Açınca karşısındakinin bazen inanamadığını, "Hakikaten başbakan mısınız?" diye sorduğunu gülerek anlatıyor.
Peki, yıllarca İstanbul'da oturdu.
Yahya Kemal'in "Ankara'nın en güzel yanı İstanbul'a dönüşüdür" sözünden esinlenip İstanbul'u özleyip özlemediğini soruyoruz:
"Ben görev adamıyım. Şu anda Ankara'da görevim var. Türkiye'de isem, özel bir programın yoksa cuma-cumartesi- pazar, bütün Türkiye'ye yayılırım. İllere giderim, teşkilat toplantılarına katılırım, gerekirse düğün derneklere giderim. İstanbul bu noktada çok zengin bir yer. Talep daha çok oradan geliyor. Ben İstanbul'da otelde değil, evde kalırım."
Başbakanlık yaşamında sıkıldığı bir yön olup olmadığını sorduğumuzda, korumalı hayat olduğunu ifade ediyor. "Korumalardan korunmak lazım" diye espri yapıyor ardından da "Vatandaş da aşırı korumadan rahatsız oluyor. 'Biz başbakanı sizden daha iyi koruruz' diyorlar, özellikle Karadeniz'de" diye devam ediyor.
Miting yapmayı seven bir siyasetçi Erdoğan.
Siyasete atıldığı ilk yıllarda boş meydanlara konuştuğunu hatırlatıyor.
Hatta birkaç anısını anlatıyor.
Gençlik kollarında iken Kadir Topbaş'ın Artvin'den aday olduğunu, ona destek vermek için Artvin'e gittiğini söyleyip "3-5 kişiye konuşmuştum" diye gülümsüyor.
Benzer manzarayı Biga'da da yaşadığını, koca meydanda 30-40 kişiye hitap etmek zorunda kaldığını hatırlayıp "Onlar da bu adam niye bağırıp çağırıyor diye merak edip gelmişti" diyor ama sonra ekliyor, "Ama şimdi aynı Biga'da değil meydan, sokaklar bile doluyor" diyor.
AK Parti'yi kurdukları anda iktidar olacaklarını gördüğünü belirtiyor.
ROL GEREĞİ SİGARA İÇMİŞ
Akşam geç saatlere kadar çalışmayı seviyor Erdoğan.
Peki sinirlenmiyor mu?
Zaman zaman çok sinirleniyor.
"Siniri nasıl belli oluyor" dediğimizde Akif Beki'ye dönüyor; Beki de öfkesinin işaretinin sessizlik olduğunu ifade ediyor. En çok kızdığı anlar ise çocukları ve ailesine yönelik suçlamalar. "Bunu ahlak ölçüsüne sığdıramıyorum. Savaşacaksan, gel benimle savaş" diye konuşuyor.
"Bir karar aldınız bürokrasiye takıldı ne yaparsınız" diye sorulunca, "Zorluk çıkarılırsa iyi bir silkelerim" diye cevap veriyor.
Akşam üzerine kadar gününün çoğunun görüşmeler, ziyaretlerle geçtiğini, 18.00'den sonra dosyalar üzerinde çalışmaya başladığını, eve gidişinin gece yarısı 24.00, hatta 01.00'i bulduğunu belirtiyor.
Günlük mesaisi 16 saat.
Eşinin kendisi gelmeden istirahata çekilmediği söylüyor. Kısa bir sohbet, günün özetinden sonra yattığını, günde ortalama 6 saat uyuduğunu belirtiyor.
Devamlı izleyemediği için dizileri değil, haber programlarını tercih ettiğini ifade ediyor. Bir de TRT'nin klasik müzik programlarını...
Kanalları izlerken yardıma muhtaç birini görürse hemen devreye girdiğini belirtiyor ve Antalya'da mağdur olan Alman kadın hasta ile Metin Şentürk'ün programında denk geldiği kalp hastası bir gence yardım elini uzatmalarını, aklına gelen örnekler olarak sıralıyor.
Emine Hanım'ın favori dizileri ise atv'nin hemen hemen tüm dizileri ile Samanyolu ve Kanal 7'deki birkaç dizi.
Başbakan Türkiye Ligi futbol maçlarını seyrediyor, futbol programlarından hoşlanmadığını ise açık bir dille belirtiyor.
Sigaradan hiç hoşlanmıyor. Yakınındakilere sigarayı bıraktırmaya özen gösteriyor. Bu nedenle, Meclis gündemine gelen sigara yasasını yürekten destekliyor. Bu yasayı mutlaka çıkaracaklarını, lokanta, kahvehane gibi mekanların sigara içenler için ayrı bölümler yapmak zorunda olacağını, yasağa uymayan işyerlerine yasada yaptırım öngörüldüğünü anlatıyor.
Peki, kendisi sigaranın tadını biliyor mu?
Evet. Gençlik yıllarında bir tiyatro oyununda asi bir genci canlandırmış, uzun süre her gece bir sigara içmiş."
Sabah - Ergun Babahan