Başbakan’a en sert muhalefeti, yardımcısı ve ekonomi yönetimi yapıyor!

MG_eVİL

New member
Katılım
20 May 2008
Mesajlar
3,623
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Sevsenizde sevmesenizde sonuna kadar Atatürk ve fi
Başbakan, çok değil doksan gün önce Eskişehir’de kredi kartı mağdurlarını çileden çıkaran bir konuşma yapmıştı:

“Kredi kartı mağduru olmaz... Kredi kartı sebebiyle borçlananlar olur. Ben bunlara dürüst gözüyle bakamam! Kredi kartı kullanıyorsan, fazlasını kullanma! Şimdi diyorlar ki, ‘Bunları bağışlayın. Affedin! Bunun üzerine çizgi çekin.’ Nasıl çekeceksin? Kart mağduru olmayıp da alın teriyle kazananın hakkını nasıl ödeyeceksiniz?”

Dediğim gibi bu sözlerin üzerinden sadece doksan gün geçti!

Ekonomi yönetimi dün Başbakan’ın bu sözlerini tekzip eden bir düzenlemenin müjdesini verdi.

“Kredi kartı mağdurlarına (demek ki oluyormuş) ödeme kolaylığı getirilecek. Böylece zamanında ödenmeyen borçlara uygulanan ceza ve faiz düşürülecek...”


***


Başbakan ne düşünürse düşünsün; ekonomi yönetiminin bu kararı son derece doğru...

Çünkü tam 874 bin 655 kişi, bankalara olan 3,1 milyar liraya yaklaşan toplam borcu ödeyemez hale gelmiş!

Bu uygulama sayesinde bankalar da borçlular da rahat bir nefes alacak...

3,1 milyar liranın en az yarısı, ödenebilir hale gelecek.

Bunun neresi kötü, neresi yanlış?

Böyle bir uygulama neden, borcunu zamanında ödeyen kredi kartı sahiplerine haksızlık olsun?

***


Bu olay bir kez daha gösteriyor ki; Başbakan ekonomi konusunda söz söylemeden önce kılı kırk yarmalı!

“Ekonomik kriz dibe vurdu” diyor; bir hafta sonra kendi yardımcısı tarafından “Krizin dibe vurduğu falan yok” diye yalanlanıyor...

Kredi kartı mağdurlarına “Dürüst değiller” diye hakaret ediyor; üç ay sonra kendi kabinesi, o “dürüst olmayan insanlara” haklı olarak kucak açıyor ve dertlerine derman bulmaya çalışıyor!

Böylece Başbakan, güvenilirliğini ve inanılırlığını yitiriyor; “boşbakan”a dönüşüyor!

Daha doğrusu, “boş konuşan başbakan” oluyor...

***


CHP, MHP; “muhalefet yapacağız” diye boşuna çırpınıyor...

Yandaş olmayan benim gibi gazeteciler de!

Bu ülkede Başbakan’a karşı asıl muhalefeti, Başbakan Yardımcısı’nın dümenine oturduğu ekonomi yönetimi yapıyor...

Ve Başbakan, onlarla birlikte çalışmaktan vazgeçemiyor...

Bütün muhaliflerine söylediği, “edepsiz”, “namert” gibi düzeyli (!) sözlerin onda birini bile onlara söyleyemiyor...

Yalanlandığıyla kalıyor; çekilip köşesine oturuyor...

Göreceksiniz yine öyle yapacak ve üç ay önce söylediği sözleri yutmak zorunda kalacak!

*****



GÜNÜN SORUSU


Soru DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız’dan, “Ben sinirli değil, dertliyim, dertli” diyen Başbakan’a:

Çoluk çocuğunuza ekmek parası bile bulamadığınız için mi dertlisiniz?


*****



BÜYÜKANIT’TAN DAVA TEHDİDİ!


Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 4 Mayıs 2007’de Başbakan Erdoğan’la Dolmabahçe Sarayı’nda 2,5 saatlik bir görüşme yapmıştı...

27 Nisan e-bildirisinden hemen sonra gerçekleştirilen bu görüşme; Başbakan’ın geçen hafta yaptığı, “Orada konuşulanlar benimle mezara kadar gidecek. Sadece Sayın Büyükanıt konuşursa o zaman ben de şeyleri söylerim” açıklamasıyla yeniden gündeme gelmişti.

Bu sözlerden sonra, aralarında benim de bulunduğum çok sayıda yazar, o görüşmede konuşulanları açıklaması için Büyükanıt’a çağrıda bulundu.

O ise, iki yıllık sessizliğini ilk kez bozdu ve Milliyet’ten Fikret Bila’ya şunları söyledi:

“Ben bulunduğum görevler itibarıyla dönemin başbakanları Ecevit ve Mesut Yılmaz’la da bu tür görüşmeler yaptım. Bunlar devlet işidir. Dolmabahçe görüşmesi de öyledir. Konu siyasete çekildi. İsmim üzerinden siyaset yapılıyor. Size yaptığım bu açıklama ilk ve sondur. Konuşmam konusundaki kampanya devam ederse, yargıya başvuracağım.”

***


Yaşar Büyükanıt benden daha iyi bilir ki; “devlet meseleleri”ne kadar “gizli” olursa olsun, tutanaklara geçer... Fiskos yaparak devlet yönetilmez! Bu bir...

Benim gibi, “Ne konuştunuz, açıklayın” diye soranları dava etmekle tehdit ediyor. Böylece olayı biz gazeteciler için çok daha çekici ve esrarengiz bir havaya getiriyor... Bu da iki...

Ve üç:

Konuşulan konu “özel” değilse ve meşru zemindeyse neden açıklayamıyor?

..::MUSTAFA MUTLU::..
 
yorum yapılmayacak kadar net ve açık.teşekkürler.
 
Geri
Üst