ifrit
RuHaNi WaRliK
Bıyık süs değil delikanlı adamın sancağıdır..
Yılların İbrahim Tatlıses'ini de tuzağa düşürdüler.. Sen kadınlı, kızlı programına toplaş.. Bıyık muhabbeti aç.. Sonra "İbrahim Bey de bıyığını kesse nasıl olur.." diye orta yere zarf at..
Adamcağız daha ne olduğunu anlamadan elini şaplatarak, onu alkışla.. Tezahüratla gaza getir.. Olay plânlı olduğundan berberi de tedarik etmişler..
Sahnenin orta yerinde; Türk kızına âşık olmuş Alman damadı sünnet eder gibi bıyıklarını kesiverdiler..
***
İş işten geçtikten sonra o da anladı hatasını.. Eline aldığı aynadan sıfatına baktıktan sonra "Anama benzedim.." demesi bundandır..
Ondan sonra da ortadan kayboldu.. Medya leşkerleri daha İbrahim Bey'in yeni sıfatını bir kare görüntüleyemediler..
Belli ki kendini bir yerlere kapattı.. İnsan arasına karışmak için bıyıkların yeniden çıkmasını bekliyor.. Varsın olsun.
Biz iki ay daha İbrahim Tatlıses aramızda olmadan yaşamaya katlanırız.. Yeter ki bıyıklarını alıp da gelsin..
Teklif geldi..
Bıyıkları aklımda kaldığı kadarıyla 31 Mart günü kesilmişti.. Bu yüzden de yakın tarihimizi anlatanlar bu olayı "İkinci 31 Mart Vak'ası" olarak anacak..
Kadın cephesinden yükselen sevinç çığlıklarına bakılırsa gelecek yıl "Dünya Bayanlar Günü" mart ayının sekizinde değil, otuz birinde kutlanacak..
Erkeklik kalesinin "Tatlıses Burcu" bu şekilde yaralandı ya! İkinci hamle gecikmedi..
Bizim gazetenin "saçı uzun, sütunu kısa" yazarı Tuğçe Baran hanım oturduğu yerden meseleye bulaştı..
"Madem İbrahim ağabeyimiz kesti SD ile KY de kessin.." mealinde bir yazı neşretti..
Risalesinde (SD) olarak şifrelediği muhterem zat, özüm oluyor.. (KY) kod adlı şahıs da yakın silah arkadaşım Kemal Yıldırım..
Medya dünyasının iki demode ismi olarak sadece biz kalmışız..
Bizim de bıyıklarımızı iki vakte kadar kesmemiz icap edermiş.. İnsanlık bizden bunu beklermiş..
***
İnsanlık daha çok bekler.. Vatan Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı ve Oynarbaşlı Ombudsman Extra Large'ı olarak hemen Kemal Yıldırım'ı toplantıya çağırdım..
Gündemin tek maddesini tartışmadık bile..
Kaşımızla gözümüzle anlaştık.. Feminizm tanrıçası kurban istiyor diye bıyıkları kesmemeye karar verdik..
Bıyık yarışı..
Bıyık kesmek bizde, ata sporumuz güreşten daha önce popüler olmuş bir spordur..
Osmanlı'nın tabiatında zaten erkek bıyıklıydı lakin Birinci Dünya Savaşı öncesi bu iş daha da önem kazandı..
Bizim ümmeti bıyık konusunda iyice azdıran Alman İmparatoru Wilhelm oldu.. (Onlar imparatora Kayzer diyor..)
Allah toprağını bol etsin, kendisi gayet azim bir vücuda sahip iri yarı bir adamdı.. Müttefikimiz olduğundan arada bir bizim padişah ile yan yana gelirdi..
O vakitler bizde de Sultan Reşat tahta çıkmıştı.. Allah ona da rahmet etsin kısa boylu bir adamdı..
Kısa boyundan başka şişmandı.. Şişmanlık da şurada dursun, bacakları gövdesine oranla kısaydı..
Kısalığını da bir yana koyun, o bacaklar birer parantez gibi eğri dururdu..
O yüzden bizim padişah ne zaman Kayzer Wilhelm ile yan yana gelse "Elif" yanında nokta gibi kalırdı.. Bu da Abdülhamid Han'ı devirmiş olan Jöntürkçü ve de İttihatçı subaylarımızı kahrederdi..
***
İşte boy yüzünden erkek olarak bunalıma girdiğimiz o günlerde bayrağı Enver Paşa kaptı.. (O da kısaydı.. Çizme ile birlikte bir elli dokuz ya vardı ya yoktu..)
"Bir Osmanlı zabiti, her şeyiyle kısa kalamaz.. Bizim de uzun bir şeylerimiz olmalı.." deyip bıyığa kuvvet verdi..
Model olarak da bıyıklarının ucunu yukarıya doğru sivrilten Kayzer Wilhelm'i seçti..
Enver Bey bıyıklarını sivriltip yukarı salar da diğer zabitler durur mu? Hepsi aynı yoldan gitti..
Bir de baktık ki bizim zabitlerin bıyıkları hem sivrilikte hem uzunlukta Alman zabitlerini bırakın, Kayzer'i bile geçmiş..
Bıyık kazaları..
Atatürkümüz, cumhuriyet yıllarının bıyık düşmanı Gazi Paşamız dahi o yıllarda heves edip bıyıklarını yukarı dikmiştir..
Bıyıklar sadece yukarı sivriltiliyor, briyantin ile parlatıldıktan sonra limon suyu ile sertleştiriliyordu..
Ben diyeyim o günlerin moda deyimi ile "Wilhelm bıyık" siz deyin tohuma kaçmış bir tekenin çift boynuzu..
Avrupalı bu modadan çabuk vazgeçti..
Sebebi de yine nisa taifesi.. Bunlarda mezhep olarak kaç göç olmadığından her yere avratları ile birlikte giderler.. Bir yerde müzik varsa avratları ile karşılıklı eşleşip dansa tutuşurlar..
İşte bu dans oyunu sırasında sivriltilmiş ve uçları boynuz gibi sertleştirilmiş bıyıkların zararı ortaya çıktı..
Dans sırasında avradına reverans yapan birkaç erkek, aniden doğrulurken bıyıklarının ucu kadının yüzüne gözüne battı..
Af buyurun, bir de öpüşme sırasında..
***
Yeri gelmişken şunun da altını özenle çizeyim.. O devirde Avrupa'da erkek kısmı avratlarını ağızlarından öperdi..
Bizde böyle şeyler yoktu..
Bayramda kadın erkeğin elini öper, o da onu alnından öper, olay biterdi..
Biz ağızdan öpme olayını sinemanın gelmesinden sonra öğrendik.. Önceleri, avradına kızmış da ağzını ısırıyor sanıyorduk..
Sonra sonra kadının gözlerinin baygınlaşmasından anladık ki bu başka türlü icraattır..
Arızalı dönem..
Lafı dolandırmayalım.. Avrupa erkeğinin dans ve diğer icraat sırasında kadını zorlayan bıyıkları problem oldu.. Başladılar kesmeye..
Biz ümmet olarak aslanlar gibi direnip bugünlere kadar geldik.. Bizde bıyık olayının "arızalandığı" dönem Gazi Paşamız'ın cumhurbaşkanlığı sırasındadır..
Arkasından da işitme özürlü İsmet Paşamız'ın devri geldi.. "Tek Parti" diye bildiğimiz o demokratik dönemde erkeklik müessesesi ağır yaralar aldı..
Bunların bize neye mal olduğunu da yarın anlatacağım..
selo soyleyemediklerimizi soylemis yine
ehehe bakalım yarın neler dicek istad
Yılların İbrahim Tatlıses'ini de tuzağa düşürdüler.. Sen kadınlı, kızlı programına toplaş.. Bıyık muhabbeti aç.. Sonra "İbrahim Bey de bıyığını kesse nasıl olur.." diye orta yere zarf at..
Adamcağız daha ne olduğunu anlamadan elini şaplatarak, onu alkışla.. Tezahüratla gaza getir.. Olay plânlı olduğundan berberi de tedarik etmişler..
Sahnenin orta yerinde; Türk kızına âşık olmuş Alman damadı sünnet eder gibi bıyıklarını kesiverdiler..
***
İş işten geçtikten sonra o da anladı hatasını.. Eline aldığı aynadan sıfatına baktıktan sonra "Anama benzedim.." demesi bundandır..
Ondan sonra da ortadan kayboldu.. Medya leşkerleri daha İbrahim Bey'in yeni sıfatını bir kare görüntüleyemediler..
Belli ki kendini bir yerlere kapattı.. İnsan arasına karışmak için bıyıkların yeniden çıkmasını bekliyor.. Varsın olsun.
Biz iki ay daha İbrahim Tatlıses aramızda olmadan yaşamaya katlanırız.. Yeter ki bıyıklarını alıp da gelsin..
Teklif geldi..
Bıyıkları aklımda kaldığı kadarıyla 31 Mart günü kesilmişti.. Bu yüzden de yakın tarihimizi anlatanlar bu olayı "İkinci 31 Mart Vak'ası" olarak anacak..
Kadın cephesinden yükselen sevinç çığlıklarına bakılırsa gelecek yıl "Dünya Bayanlar Günü" mart ayının sekizinde değil, otuz birinde kutlanacak..
Erkeklik kalesinin "Tatlıses Burcu" bu şekilde yaralandı ya! İkinci hamle gecikmedi..
Bizim gazetenin "saçı uzun, sütunu kısa" yazarı Tuğçe Baran hanım oturduğu yerden meseleye bulaştı..
"Madem İbrahim ağabeyimiz kesti SD ile KY de kessin.." mealinde bir yazı neşretti..
Risalesinde (SD) olarak şifrelediği muhterem zat, özüm oluyor.. (KY) kod adlı şahıs da yakın silah arkadaşım Kemal Yıldırım..
Medya dünyasının iki demode ismi olarak sadece biz kalmışız..
Bizim de bıyıklarımızı iki vakte kadar kesmemiz icap edermiş.. İnsanlık bizden bunu beklermiş..
***
İnsanlık daha çok bekler.. Vatan Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı ve Oynarbaşlı Ombudsman Extra Large'ı olarak hemen Kemal Yıldırım'ı toplantıya çağırdım..
Gündemin tek maddesini tartışmadık bile..
Kaşımızla gözümüzle anlaştık.. Feminizm tanrıçası kurban istiyor diye bıyıkları kesmemeye karar verdik..
Bıyık yarışı..
Bıyık kesmek bizde, ata sporumuz güreşten daha önce popüler olmuş bir spordur..
Osmanlı'nın tabiatında zaten erkek bıyıklıydı lakin Birinci Dünya Savaşı öncesi bu iş daha da önem kazandı..
Bizim ümmeti bıyık konusunda iyice azdıran Alman İmparatoru Wilhelm oldu.. (Onlar imparatora Kayzer diyor..)
Allah toprağını bol etsin, kendisi gayet azim bir vücuda sahip iri yarı bir adamdı.. Müttefikimiz olduğundan arada bir bizim padişah ile yan yana gelirdi..
O vakitler bizde de Sultan Reşat tahta çıkmıştı.. Allah ona da rahmet etsin kısa boylu bir adamdı..
Kısa boyundan başka şişmandı.. Şişmanlık da şurada dursun, bacakları gövdesine oranla kısaydı..
Kısalığını da bir yana koyun, o bacaklar birer parantez gibi eğri dururdu..
O yüzden bizim padişah ne zaman Kayzer Wilhelm ile yan yana gelse "Elif" yanında nokta gibi kalırdı.. Bu da Abdülhamid Han'ı devirmiş olan Jöntürkçü ve de İttihatçı subaylarımızı kahrederdi..
***
İşte boy yüzünden erkek olarak bunalıma girdiğimiz o günlerde bayrağı Enver Paşa kaptı.. (O da kısaydı.. Çizme ile birlikte bir elli dokuz ya vardı ya yoktu..)
"Bir Osmanlı zabiti, her şeyiyle kısa kalamaz.. Bizim de uzun bir şeylerimiz olmalı.." deyip bıyığa kuvvet verdi..
Model olarak da bıyıklarının ucunu yukarıya doğru sivrilten Kayzer Wilhelm'i seçti..
Enver Bey bıyıklarını sivriltip yukarı salar da diğer zabitler durur mu? Hepsi aynı yoldan gitti..
Bir de baktık ki bizim zabitlerin bıyıkları hem sivrilikte hem uzunlukta Alman zabitlerini bırakın, Kayzer'i bile geçmiş..
Bıyık kazaları..
Atatürkümüz, cumhuriyet yıllarının bıyık düşmanı Gazi Paşamız dahi o yıllarda heves edip bıyıklarını yukarı dikmiştir..
Bıyıklar sadece yukarı sivriltiliyor, briyantin ile parlatıldıktan sonra limon suyu ile sertleştiriliyordu..
Ben diyeyim o günlerin moda deyimi ile "Wilhelm bıyık" siz deyin tohuma kaçmış bir tekenin çift boynuzu..
Avrupalı bu modadan çabuk vazgeçti..
Sebebi de yine nisa taifesi.. Bunlarda mezhep olarak kaç göç olmadığından her yere avratları ile birlikte giderler.. Bir yerde müzik varsa avratları ile karşılıklı eşleşip dansa tutuşurlar..
İşte bu dans oyunu sırasında sivriltilmiş ve uçları boynuz gibi sertleştirilmiş bıyıkların zararı ortaya çıktı..
Dans sırasında avradına reverans yapan birkaç erkek, aniden doğrulurken bıyıklarının ucu kadının yüzüne gözüne battı..
Af buyurun, bir de öpüşme sırasında..
***
Yeri gelmişken şunun da altını özenle çizeyim.. O devirde Avrupa'da erkek kısmı avratlarını ağızlarından öperdi..
Bizde böyle şeyler yoktu..
Bayramda kadın erkeğin elini öper, o da onu alnından öper, olay biterdi..
Biz ağızdan öpme olayını sinemanın gelmesinden sonra öğrendik.. Önceleri, avradına kızmış da ağzını ısırıyor sanıyorduk..
Sonra sonra kadının gözlerinin baygınlaşmasından anladık ki bu başka türlü icraattır..
Arızalı dönem..
Lafı dolandırmayalım.. Avrupa erkeğinin dans ve diğer icraat sırasında kadını zorlayan bıyıkları problem oldu.. Başladılar kesmeye..
Biz ümmet olarak aslanlar gibi direnip bugünlere kadar geldik.. Bizde bıyık olayının "arızalandığı" dönem Gazi Paşamız'ın cumhurbaşkanlığı sırasındadır..
Arkasından da işitme özürlü İsmet Paşamız'ın devri geldi.. "Tek Parti" diye bildiğimiz o demokratik dönemde erkeklik müessesesi ağır yaralar aldı..
Bunların bize neye mal olduğunu da yarın anlatacağım..
selo soyleyemediklerimizi soylemis yine
ehehe bakalım yarın neler dicek istad