Bırakın Islansın Kelebekler

Ata Kızı

Angel Of Revenge
Moderatör
Katılım
23 May 2010
Mesajlar
10,583
Reaction score
0
Puanları
0
791nh1.gif

Küçükken yağmur yağardı bahar aylarına.. Islak kıyafetlerimizle ayağımızda çamurumuzla birden evimizde bulurduk kendimizi.. ve pencereler buğulanırdı nefeslerimizle.. daha kendimiz kurumadan diğer ıslananlar gelirdi aklımıza.. Kelebekler ıslanırdı yağmurda..
Oysa biz korumalıydık onları bir çocuk kahramanlığıyla..
Küçükken yağmur yağardı ve kelebekler ıslanırdı yağmurlarda… tek kanadından özenle tuttuğumuz kelebekleri cam önlerine getirir ve kuruturduk yarın bırakmak için. Güneşli ve güzel günlere saklardık yani onları. Yağmurdan sakınırdık.. Bayramlıklarımızı bayrama saklar gibi güneşe saklardık onları..
Fakat bilmezdik ki yarını görmeyeceklerini…Bilmezdik ki bir gün olduğunu ömürlerinin. Sorsaydık onlara nasıl da anlatırlardı ıslanmak istediklerini kim bilir.
Doya doya yaşamak istediklerini hayatlarını. Islanma hatta çamura saplanma pahasına bile olsa uçmak istediklerini çünkü hayatlarının ilk ve son günü olduğunu bilemezdik ki.. çünkü öldüklerini görmezdik. Annemiz sabah kelebeğin uçtuğunu ve bize selam söylediğini anlatırdı ve kabarırdı koltuklarımız.. vay be.. vay be.. biz neymişiz be….
Başka hayatların kahramanlığını üstlenmek o zamanlardan kalmış olsa gerek insanoğluna.Bırakmıyoruz ki herkes kendi hayatının kahramanı olsun..
Küçükken yağmur yağardı oyunların tam ortasına. Hem de bahar aylarında. Islanmış bebeklerimizi kuruturduk burnumuzu çeke çeke.. Nasıl olsa güneş doğunca tekrar çıkacaktık sahneye. Sonra da sıra kelebeklere gelirdi… Bahçeden tutar ve getirirdik camın önüne. Ama nankör oluyorlar işte.. sabah daha biz uyanmadan çekip gidiyorlar diye içlenirdik.. Olsun biz kahramandık ya.. kahramanlar karşılık beklemezler.
Küçükken yağmur yağardı ya hani..Hani kelebekler ıslanırdı..hani tutardık onları korurduk. Güneşli günlere saklardık.Şimdi de yağıyor yağmur… Bahar aylarında sevdaların,hayallerin tam ortasına yağıyor. Ve biz onları kurutuyoruz sardunya kokan cam önlerinde.. güneşli günlere saklıyoruz sevdalarımızı.. Hatta yalnızca kendimizin değil. Çocuklarımızında umutlarını yaşamlarını saklıyoruz güneşli günlere. Sırf korumak için. Sırf onların hayatlarının kahramanları olmak için.
Oysa nasıl da uçmak isteği vardır içimizde. Anne! Baba! Bırakın beni uçayım ıslansamda uçayım.. hayatı öğreneyim. Nolur bırakın… Bir damla suyun aşkına,Güneşin hatrına,Bir serçenin kanat çırpışının hatrına bırakın beni nolurrrrr.!!! diye haykırırız hep içimizden. Ama ne onlar anlar dilimizden ne de biz o dermanı buluruz nefesimizde. Cam önlerinde saklanmış kelebekler gibi durur hayatlarımız. Ve bir sardunya kokusu sarar içimizi.
Küçükken yağan yağmurlar şimdi de yağıyor.. Şimdi daha iyi anlıyorum onların çırpınışlarını… Kafesteki kuşları… hepsini daha iyi anlıyorum. Nasıl bir sızıdır bu cam önünde bekleyiş.. Gözünün önünde dağ uçları… Kırlar bayırlar… Gökyüzünü özlemek nasıl bir sızıymış Tanrım… Baharda ıslanamamak,güneşi beklemek… çok acı… hayatımın kahramanlarına söz geçirememek yorulmak ve yenilmek çok acıymış…
Küçükken yağmur yağardı oyunun tam ortasına ve de bahar aylarında…. Ve sardunya kokardı güneşi bekleyen kelebekler… Ertesi gün bir selam bırakır ve giderlerdi sonsuzluğa..
Kelebeğin ömrü bir günmüş öğrendim sonradan… Peki insan oğlununki kaç yıl… Kim garanti verebilir..
Bırakın ıslansın bütün kelebekler…
Güneşi bekletmeyin onlara….




alıntı
 
Geri
Üst