S
SiR ReaLiST
Guest
Özde laik...
Genel Kurmay Başkanı neden böyle –alışılmışın dışında- bir toplantı düzenliyor? Çünkü aylardan beri medyada Silahlı Kuvvetleri eleştirmek için fırsat kollanıyor.
Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt basın toplantısı yapıyor. Silahlı Kuvvetlerin her konudaki görüşlerini büyük bir açıklıkla anlatıyor.
Genel Kurmay Başkanı neden böyle –alışılmışın dışında- bir toplantı düzenliyor? Çünkü aylardan beri medyada Silahlı Kuvvetleri eleştirmek için fırsat kollanıyor. Bunun öncülüğünü de “neo-liberaller” yapıyor. O kadar demokratlar ki bu kadar olur. Demokrasiyi tamamen ortadan kaldıracak köktendincilik Türkiye’yi ahtapot gibi sararken bu “demokratlar” ülkeyi koruyabilecek tek güç olan orduya durmadan vuruyorlar.
Bunlarda biri gecen hafta Star televizyonunda Ruhat Mengi’nin programında şöyle diyordu: “Neden Türkiye’nin bir şeriat ülkesi olmasından korkuyorsunuz? Böyle birşey mümkün değil çünkü bunu yapmak yasalarımıza göre suç. Türkiye’ye din devleti yapmak için faaliyet gösterenlerin yakasına yapışılır. Anayasa’nın değiştirilemeyecek maddeleri var. Hiç korkmayın!”
Bunları -hükümetin en büyük destekçisi olduğu için zarar ettiği halde kapatılmayan gazetenin- köşe yazarı hanımefendi gözümüzün içine baka baka söylüyor.
Bu kadar mı özgürlükçü olabilir bir yazar, bu kadar mı demokrat?
Türkiye’yi şeriat ülkesi haline getirmek için yola çıkmış olanların böyle dostları varken kendilerinin konuşmalarına ihtiyaç yok.
Medyamızı dikkatle izleyin: Türkiye’nin en önemli sorunu, özel sektör dahil her kurumda olan değerlendirme listesi taslağı ( andıç demeye bayılıyorlar) ile eski bir komutana atfedilen ve sahte olduğu anlaşılan “günlük”. Bu haberler orduyu yıpratmak amacıyla belirli kaynaklardan (ABD’deki amcalar?) üretilip yayınlanıyor, liberal uzantılar tarafından da allanıp pullanıyor.
Bu “anglo-sakson demokratı” arkadaşlar için Türkiye’nin laiklikten uzaklaşması diye bir sorun yok. Burayı Batı Avrupa ülkesi sanıyorlar.
Büyükanıt ise komşularımızın İsviçre, Lichtenstein, İtalya olmadığının farkında.
Genel Kurmay Başkanı’nın “Cumhuriyetin temel değerlerine özde inanmış bir kişinin Cumhurbaşkanı seçilmesini umuyoruz” ifadesi çok doğal bir temenni. “Atatürk’ün kurmuş olduğu Cumhuriyete” gerçekten inanmayan bir kişinin böyle bir yüce makama gelmesi gerek ülke için gerekse o kişi için hiç de olumlu sonuçlar doğurmayabilir.
Nitekim AKP hükümeti ve hükümetin başı da Büyükanıt’ın konuşmasını olumlu karşıladılar. AKP yetkilileri “tam bizim liderimizi tarif etti” dediler.
11. Cumhurbaşkanı olacak kişinin Cumhuriyetin temel değerlerine ve o temel değerlerin en önemlisi olan laikliğe “özde” inanmış bir kişi olacağını görmek sevindirici. Cumhuriyete inanmış birinin Cumartesi günü Cumhuriyet mitingine katılacaklardan “bunlar” diye bahsetmemesi de iyi olurdu.
Cumhuriyet ve laiklik derken ne kastedildiğini neo-liberallerden daha iyi algılayacaklarını ümit etmekten başka çare yok.
Kaynak : Habertürk
Genel Kurmay Başkanı neden böyle –alışılmışın dışında- bir toplantı düzenliyor? Çünkü aylardan beri medyada Silahlı Kuvvetleri eleştirmek için fırsat kollanıyor.
Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt basın toplantısı yapıyor. Silahlı Kuvvetlerin her konudaki görüşlerini büyük bir açıklıkla anlatıyor.
Genel Kurmay Başkanı neden böyle –alışılmışın dışında- bir toplantı düzenliyor? Çünkü aylardan beri medyada Silahlı Kuvvetleri eleştirmek için fırsat kollanıyor. Bunun öncülüğünü de “neo-liberaller” yapıyor. O kadar demokratlar ki bu kadar olur. Demokrasiyi tamamen ortadan kaldıracak köktendincilik Türkiye’yi ahtapot gibi sararken bu “demokratlar” ülkeyi koruyabilecek tek güç olan orduya durmadan vuruyorlar.
Bunlarda biri gecen hafta Star televizyonunda Ruhat Mengi’nin programında şöyle diyordu: “Neden Türkiye’nin bir şeriat ülkesi olmasından korkuyorsunuz? Böyle birşey mümkün değil çünkü bunu yapmak yasalarımıza göre suç. Türkiye’ye din devleti yapmak için faaliyet gösterenlerin yakasına yapışılır. Anayasa’nın değiştirilemeyecek maddeleri var. Hiç korkmayın!”
Bunları -hükümetin en büyük destekçisi olduğu için zarar ettiği halde kapatılmayan gazetenin- köşe yazarı hanımefendi gözümüzün içine baka baka söylüyor.
Bu kadar mı özgürlükçü olabilir bir yazar, bu kadar mı demokrat?
Türkiye’yi şeriat ülkesi haline getirmek için yola çıkmış olanların böyle dostları varken kendilerinin konuşmalarına ihtiyaç yok.
Medyamızı dikkatle izleyin: Türkiye’nin en önemli sorunu, özel sektör dahil her kurumda olan değerlendirme listesi taslağı ( andıç demeye bayılıyorlar) ile eski bir komutana atfedilen ve sahte olduğu anlaşılan “günlük”. Bu haberler orduyu yıpratmak amacıyla belirli kaynaklardan (ABD’deki amcalar?) üretilip yayınlanıyor, liberal uzantılar tarafından da allanıp pullanıyor.
Bu “anglo-sakson demokratı” arkadaşlar için Türkiye’nin laiklikten uzaklaşması diye bir sorun yok. Burayı Batı Avrupa ülkesi sanıyorlar.
Büyükanıt ise komşularımızın İsviçre, Lichtenstein, İtalya olmadığının farkında.
Genel Kurmay Başkanı’nın “Cumhuriyetin temel değerlerine özde inanmış bir kişinin Cumhurbaşkanı seçilmesini umuyoruz” ifadesi çok doğal bir temenni. “Atatürk’ün kurmuş olduğu Cumhuriyete” gerçekten inanmayan bir kişinin böyle bir yüce makama gelmesi gerek ülke için gerekse o kişi için hiç de olumlu sonuçlar doğurmayabilir.
Nitekim AKP hükümeti ve hükümetin başı da Büyükanıt’ın konuşmasını olumlu karşıladılar. AKP yetkilileri “tam bizim liderimizi tarif etti” dediler.
11. Cumhurbaşkanı olacak kişinin Cumhuriyetin temel değerlerine ve o temel değerlerin en önemlisi olan laikliğe “özde” inanmış bir kişi olacağını görmek sevindirici. Cumhuriyete inanmış birinin Cumartesi günü Cumhuriyet mitingine katılacaklardan “bunlar” diye bahsetmemesi de iyi olurdu.
Cumhuriyet ve laiklik derken ne kastedildiğini neo-liberallerden daha iyi algılayacaklarını ümit etmekten başka çare yok.
Kaynak : Habertürk