BüyükAda

KaRma

Moderatör
Moderatör
Katılım
6 Kas 2005
Mesajlar
20,169
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Yedi TepeLi $ehirden..
Günbatımı faytonlar bisikletler kır kahveleri balık lokantaları köşkler ıhlamur ağaçları ya da mimoza bahçeleri… En tatlı kelimelerin birleştiği yer: Büyükada.

IstanbulOstrovBuyukada01_res.jpg




buyukada.jpg


Engin maviliğin üzerinde köpük şeritlerini bırakarak ilerlerken vapurun güvertesinde İstanbul giderek küçülür. Kentin gürültü ve koşuşturmacası çok gerilerde kalır. İskeleye adım attığınız andaysa adanın hükmü geçerlidir artık. Renkler mevsimler sesler herşey daha kendi gibidir. Martıların sesi mimozaların rengi denizin kokusu her solukta ruhunuzu yeniler. İşte tam olarak bu yüzden vazgeçilmezdir Büyükada. Yazarlara ilham veren kuytu köşeleri gösterişli köşkleri manastırları salaş kır kahveleri denizin kucağındaki balık lokantaları dillere destan günbatımları ve mimoza bahçeleriyle ilkyazı İstanbul'da karşılamak için en güzel adreslerden biridir Büyükada…

38_860DSC_7682.jpg


PENCERELERİNDE GÜNEŞ BATAN İSKELE


Büyükada İskelesi özgün halini koruyabilmiş nadir örneklerden biri olarak zarif mimarisiyle sizi ilk karşılayan olur. 1920'li yıllarda ünlü Prinkipo Gazinosu 50'lerdeyse adanın ilk kışlık sineması olarak kullanılan iskele; kubbeli çatısı çini süslemeleri ve vitraylı terasıyla hayli etkileyicidir. Dümenler pusulalar kampanalar haritalar Şirket-i Hayriye belgeleri ve gemi maketleriyle süslenen iskelenin üst katı zaman zaman adanın eski fotoğraf ve tablolarının süslediği bir sergi mekânı olarak da kullanılır. Büyükada aşığı pek çok kitabını adada kaleme alan Buket Uzuner'e göre dünyanın en güzel iskelesidir burası. Nedeniyse iskele pencerelerine yansıyan güneşin batışıdır…

ruzgarlisokak_buyukada.JPG




38_860DSC_7688.jpg


İKİ MAHALLELİ BÜYÜK BİR ADA


Çelik Gülersoy tarafından restore ettirilen iskeleden çıkışta tam karşınızdaki yol sizi saat kulesinin bulunduğu çarşı meydanına ulaştırır. Faytonlar bisikletçiler dondurmacılar ve küçük dükkânların çevrelediği bu alanın sağında Nizam solunda Maden Mahallesi uzanır. Hepi topu iki mahalleden oluşan Büyükada'yı iskele çevresindeki dükkânlardan kiralayacağınız bir bisiklet ile gezmek iyi bir tercih olabilir. Rıhtımın sağında sahil boyunca uzanan 23 Nisan Caddesi'nden Dil Burnu'na doğru ilerlediğinizde önce adanın en büyük ve en eski oteli olan çift kubbeli bir otel binası görürsünüz. Ahşap aksamlı görkemli binası ve denize hâkim konumuyla bu yapı eski İstanbul otellerinin havasını taşır. Çaprazdaki geniş bahçede bulunan zarif yapının adı Anadolu Kulübü. Klasik İngiliz mimarisi çizgileri taşıyan koyu renkli ahşap çatısıyla çevredeki yapılardan ayrılan bu köşk 1907 yılında İngilizler tarafından yat kulübü olarak yaptırılmış. Uzun yıllar devlet erkânı milletvekili ve partililerin buluşma merkezi olarak kullanılan köşkü Atatürk de pek çok kez ziyaret etmiştir.

38_860DSC_7729.jpg


ADALAR’IN YÖNETİM MERKEZİ


Tarih boyunca İstanbul Adaları'nın yönetim ve finans merkezi olan Büyükada komşusu olan adalardan her zaman daha fazla ilgi görmüş. Belki de bu yüzden gerek çarşısı gerek doğal güzellikleri gerekse de yapı zenginliği açısından İstanbul'daki diğer adalardan çok daha özel bir yere sahip hâlâ. Bugün bile İstanbul'un hiçbir yerinde rastlayamayacağınız göz alıcı bir mimari çeşitliliğe tanık olursunuz. 19. yüzyılın ortalarından itibaren Osmanlı bürokrat ve sosyetesinin küçük bir aydın ve sanatçı topluluğunun ikamet ettiği Büyükada kısa sürede seçkin sayfiye ve batılı yaşamın İstanbul'daki merkezlerinden biri haline gelmiş. Bu pırıltılı yaşamın sahipleri birbirinden süslü köşkler yaptırmış; bahçelerinde nadide çiçekler yetiştirmişler. Tablolarda kalmış bir zarafeti günümüze taşıyan Büyükada evleri adadaki yaşam biçimleri konusunda da önemli ipuçları sunuyor. Nizam ve Maden mahallerinin sahile yakın bölümlerinde yoğunluk kazanan ada evlerinin büyük çoğunluğu 19. yüzyılın ikinci yarısı ile 20. yüzyılın başlarına tarihleniyor. Klasik Osmanlı Baltık Akdeniz Helenistik ve Art-Nouveau çizgileri taşıyan Rum İtalyan ve Fransız köşklerinden; Malta Rus ve Osmanlı yapılarına uzanan geniş mimari yelpaze bir açıkhava müzesine dönüştürüyor sanki ada sokaklarını.

38_860DSC_7742.jpg



KÖŞKLERDE ADA TARİHİ


Benzerlerini ancak Nice Monte Carlo ve Paris gibi dünyaca ünlü turizm kentlerinde görebileceğiniz olağanüstü köşkler var adada. Birbirinden zarif elliye yakın köşk arasında en güzel örnekleri Çankaya Caddesi üzerinde görmek mümkün. Caddenin hemen başında yer alan dört katlı 22 odalı Agopyan Köşkü bir zamanların meşhur Çankaya Oteli'nin ta kendisi. Toskana estetiği taşıyan ve günümüzde Kültür Evi adıyla bir kır gazinosu olarak kullanılan Fabiato Köşkü Çelik Gülersoy'un adaya armağanı. Çapraz komşusu Hacapulos Köşkü Hükümet Konağı olarak kullanılıyor günümüzde. Kulesiyle tanınan Mizzi Köşkü Levant Herald gazetesinin merkeziymiş bir zamanlar. Ahşap süslemeleriyle ünlü Con Paşa Köşkü 78 numarada. Yanıbaşındaki Hamlacı Sokağı'nın ucunda yer alan kırmızı kuleli İlyasko Köşkü 1929 yılında Stalin yönetiminden kaçan Leon Troçki'nin iki yıl kadar yaşadığı bina ama bugün harap durumda. Kuyumcuyan ve Mahmut Esat Bozkurt köşklerinin yanı sıra adanın güneyindeki Halik koyunda bulunan Fethi Okyar Köşkü adanın zarif yapılarından bir diğeri. Adanın en eski yerleşim alanı olan ve adını 18. yüzyılda Osmanlıların işlettiği madenlerden alan Maden Mahallesi'nin en güzel yapılarından biri ise 'Gözlü Ev' olarak da anılan Sabuncakis Köşkü. Aya Nikola Kilisesi'nin biraz ilerisinde Sedef Adası'nın tam karşısındaki iki katlı bahçeli pembe pervazlı beyaz bina ise Türk edebiyatının ünlü kalemi Reşat Nuri Güntekin'in uzun yıllar yaşadığı zarif ev.

buyukada62006.jpg




38_860DSC_7769.jpg



ROMANTİK RUHLARA ÖZEL

Büyükada'nın bir başka hazinesi ise doğası. İstanbul'da yeşil alanlar gün geçtikçe azalırken Büyükada en büyük serveti olan mimozalı manolyalı bahçelerini ve çam ormanlarını koruyor. Çankaya Caddesi'nin Dil Burnu'ndan önceki son sürprizi Değirmen Plajı. Denize bir dil gibi uzanan görünümünden ötürü Dilburnu adı verilen çamlık alanın karşısındaki Heybeliada muhteşem manzarayı tamamlıyor. Adada günbatımının en iyi izlenebildiği yer olarak anılan Dilburnu'nun güzellikleri şarkılara konu olmuş: Tarihçi yazar Ahmet Refik Altınay'ın yazdığı “Yine bu yıl ada sensiz içime hiç sinmedi; Dil'de yalnız dolaştım hep gözyaşlarım hiç dinmedi” sözleriyle başlayan şarkısı buranın romantik atmosferini özetliyor.

38_860DSC_7872.jpg


EN YÜKSEK NOKTA


Burnun güney kıyısındaki Yorgoli Plajı'nın ormanlık yamacı Âşıklar Tepesi. Adını Abdülhak Şinasi Hisar'ın ‘Ali Nizami Bey'in alafrangalığı ve şeyhliği’ romanının kahramanından alan Nizam Caddesi'nden adanın ikinci büyük tepesi olan 164 metrelik Hristo Tepesi'ne uzanan yolun her iki yanı çam defne ve ıhlamur ağaçlarıyla kaplı. Halid Ziya Uşaklıgil'in Aşk-ı Memnu romanında Nihal ve Behlul'u kavuşturduğu Âşıklar Tepesi çam ve reçine kokuları eşliğinde uzun yürüyüşler yapmayı ıssız patikalarda kozalaklar toplamayı çam iğnelerinden kolyeler papatyalardan taçlar yapmayı özleyen romantik ruhlar için ideal. Tepenin en yüksek noktasında yükselen Eski Rum Yetimhanesi terk edilmiş ahşap bir saray. 1898 yılında tiyatro ve dans salonlarıyla dönemin görkemli otellerinden biri olarak tasarlanan yapının açılmasına izin alınamayınca bir Rum banker tarafından satın alınmış ve Rum Patrikanesi'ne yetimhane olarak bağışlanmış.

1903 yılında Rum Yetimhanesi olarak açılan bina 1956'da kapatılana kadar binlerce kimsesiz çocuğa yuva olmuş.

800px-Buyukada_1.jpg




38_860DSC_7882.jpg



FESTİVALLER ADASI


Birlik Meydanı'ndaki kır kahvelerinde bir çay içimlik soluklandıktan sonra adanın en yüksek tepesi olan Aya Yorgi'ye tırmanma vakti. Dilek Yolu da denilen ve her inançtan insanın taşlık yolun iki yanındaki makiliklere küçük bezler bağladığı yokuşun ucu Agios Georgios Kilisesi ve manastırına varıyor. Rivayete göre; Bizans İmparatoru Fokas MS 963 yılında çevresine şifalar dağıtan Kapadokyalı Aziz Georgios adına bu manastırı yaptırmış. Bizans döneminde hayattan elini eteğini çekip inzivaya çekilmek isteyen keşişler bu kutsal tepeye gelirmiş. Aya Yorgi Tepesi özellikle Aziz Georgios'u anma günleri olan 23 Nisan ve 24 Eylül'de ziyaretçi akınına uğruyor. Her dinden her inançtan insanın dua edip dilekte bulunduğu bu özel günler dışında bir de festivali var adanın. Her yıl Büyükada başta olmak üzere İstanbul Adaları'nda konser müzik film dans tiyatro sergi ve su sporları etkinliklerinin düzenlendiği Adalar Kültür-Sanat Festivali temmuz ayının ikinci haftası başlıyor ve bir hafta boyunca ada yaşamını renklendiriyor. Aya Yorgi Tepesi'ndeki manastırın hemen yanı başında bulunan tahta çitlerin çevrelediği kır kahvesi uzun bir ada gezisinin finali için doğru seçim. Adanın en yüksek noktasına konumlanan mekân panoramik bir İstanbul manzarası sunmakla kalmıyor Büyükada'ya da âşık ediyor konuklarını.

Tıpkı adanın sayısız köşesi gibi…

38_860DSC_7934.jpg



38_860DSC_7977.jpg


Büyükada, yabancılar tarafından Prens Adaları olarak da bilinen İstanbul açıklarındaki adaların en büyüğüdür. Eski adı Prinkipo'dur."Prinkipo" Rumca'da "Prens" anlamına gelmektedir.

Coğrafya
Yüzölçümü 5,4 kilometrekaredir. Kış nüfusu 2000 yılı verilerine göre 7.320 kişidir. Evlerin çoğunun yazlık mahiyetinde olması sebebiyle yaz nüfusu kış nüfusundan çok daha fazladır. Maltepe sahiline uzaklığı 2.300 metredir. Büyükada'da biri güney, diğeri kuzeyde olmak üzere iki tepe bulunur. Güneydeki tepe, 203 metre yükseklikteki Yücetepe'dir. Kuzeydeki tepe ise 164 metre yükseklikteki İsa Tepesi'dir.

Tarihçe
1930 yılında Karacabey mevkiindeki Rum Ortodoks mezarlığı yakınında bulunan ve Büyük İskender'in babası Makedonya kralı II. Filip'e ait altın sikkeleri ihtiva eden Büyükada Definesi, adanın tarihine ilişkin en eski bulgudur. Hepsi 207 altın sikkeden ibaret olan define şu anda İstanbul Arkeoloji Müzesi'ndedir. Diğer Prens Adaları gibi Büyükada da Bizans döneminde sürgün yeri olarak kullanılmıştır. Adalar, Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul'un fethi'nden bir ay önce zaptedilmiştir.

Tarihi Yapılar
Aya Yorgi Manastırı
800pxayayorgimonastery.jpg


Adanın en yüksek tepesinde Aya Yorgi Kilisesi ve Aya Yorgi Manastırı bulunmaktadır. Buradaki ilk yapı, M.S. 6. yüzyıl'da inşa edilmiştir. Bu mevkide, bir çok kilise ve manastırın kalıntıları da vardır. Bunlardan bazıları günümüze kadar ulaşmış, bazıları yıkıntı olarak kalmıştır.
İsa Tepesi'nde ise Hristos kilise ve manastırı ile Rum Yetimhanesi bulunmaktadır. Rum Yetimhanesi'nin binası dünyanın en büyük ahşap monoblok yapılarındandır.
Kumsal semtindeki Ayios Dimitrios kilisesi de Büyükada'nın önemli dini yapılarındandır. Adadaki Ortodoks cemaat, büyük ayinlerini burada yapar.
Büyükada'da bulunan 4 camiden mimari bakımdan en dikkat çekeni 2. Abdülhamid tarafından yaptırılan Hamidiye Camii'dir. Mimari açıdan Batı etkisinde inşa edilmiş bulunan mekan, Ada Cami Sokağı'nda bulunmaktadır.

Turizm
Tarihi ve doğal güzellikleriyle yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktalarından biridir. Motorlu taşıtların yasak olduğu (resmi araçlar hariç) adada ulaşım bisiklet ve faytonlarla sağlanır.
Denize girmek isteyenler için dört plajı mevcuttur:

  • Yörükali Plajı
  • Prenses Plajı
  • Nakibey Plajı
  • Kumsal Plajı

Lev Troçki'nin Büyükada'da 1929 ile 1933 yılları arasında yaşadığı evi
800pxtrotskyhouseistanb.jpg


Lev Troçki'nin, Gürcü asıllı Sovyet lideri Stalin tarafından sürgün edildikten sonra 1929-1933 yılları arasında yaşadığı Nizam Mahallesi'ndeki ev ve ünlü yazar Reşat Nuri Güntekin'in Maden Mahallesi'ndeki evi adayı ziyaret edenlerin ilgisini çekmektedir.
Aya Yorgi manastır ve kilisesinin özel bir yeri vardır: Her yıl 23 Nisan ve 24 Eylül günlerinde sayısız insanın 200 metrelik bu tepeyi tırmanıp kiliseye ulaşınca, inancı doğrultusunda dua ettiği, niyet tuttuğu ya da şifa umuduyla siyah cüppeli bir Ortodoks papazdan dua dilediği görülebilir.

Büyükada'daki Splendid Hoteli

800pxsplendidhotel.jpg
 
şu yalan dünyanın cenneti memleketim ya her yeri.
 
buyukada62006.jpg


Kardesim ve anneanem :)

Süper bi yer herkese tavsiye ederim...
 
Geri
Üst