Alfa Force
New member
- Katılım
- 20 Haz 2009
- Mesajlar
- 412
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Bütün Fenerbahçeliler ona çok kızıyor, hatta nefret ediyordu. Çünkü ezeli rakipleri Galatasaray’ın en iyi futbolcularından biriydi Emre. Onun başarısı, Galatasaray’ın başarısı, Fenerbahçe’nin başarısızlığı demekti. Sonra devran değişti, Emre Belözoğlu, çocukluğunun takımı Fenerbahçe’ye transfer oldu. İmza attığı günlerde taraftarların çoğu kendisine şüpheyle bakıyordu. Taraftar temkinliydi. İlk yılında pek bekleneni veremedi yıldız oyuncu. Ancak 3 yıl aradan sonra ilk kez sezon başı hazırlığı yaşadığı 2009/10 sezonuna öyle bir başladı ki, taraftarları kendisine hayran bırakmaya başladı. Fenerbahçe’ye gönül verenler, artık onsuz bir maç düşünemiyordu. Orta sahada bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjiyle çalışan, direkt kaleye yönelerek takımını hücuma kaldıran Emre’nin formu düşmek bir yana, her geçen hafta artıyordu. Taraftarın en çok hoşuna gidense, onun yenilgiyi kabullenmeyen, hırslı, agresif, savaşçı kişiliğiydi.
‘Üzmeye hakkımız yok’
“İşte Fenerbahçelilik ruhu bu” diye düşünen taraftarlar, büyük nefretin ardından Emre Belözoğlu’na büyük bir sevgiyle bağlandı. Antalyaspor karşısında yine muhteşem oynayan ve gol pasını veren Emre, “Bu taraftara acı çektirmeye hakkımız yok. Antalya çıkış maçımızdı, kazandık. Önemli olan bunu devam ettirmek. Bize düşen tek görev bu” diyerek taraftara mesaj gönderdi.
‘Üzmeye hakkımız yok’
“İşte Fenerbahçelilik ruhu bu” diye düşünen taraftarlar, büyük nefretin ardından Emre Belözoğlu’na büyük bir sevgiyle bağlandı. Antalyaspor karşısında yine muhteşem oynayan ve gol pasını veren Emre, “Bu taraftara acı çektirmeye hakkımız yok. Antalya çıkış maçımızdı, kazandık. Önemli olan bunu devam ettirmek. Bize düşen tek görev bu” diyerek taraftara mesaj gönderdi.