Böcek Yiyen Böcekler

Vtnsvr

New member
Bülent Esinoğlu

Kapitalizm ve emperyalizm arasındaki farkı anlamak, yaşananları anlamayı kolaylaştırır diye düşünürüm.

Artık, çok sayıda sermayedarın aralarındaki rekabet ile var oldukları bir kapitalizm yoktur. Onların yerine, çok uluslu şirketler dediğimiz tekeller vardır.

Tekeller pazarı kendi isteklerine göre belirlemek isterler. Yani kuralları kendileri koymak ister. Bu da ulusal devletin kuralları ve kanunları ile çatışmak demektir.

Milli devlet çok büyük bir aygıttır. Siyasi, sosyal ve kültürel bir varlıktır. Yani çok büyük bir organizasyondur.

Uluslar arası tekeller bu organizasyonu kendi amaçlarına uygun hale getirmek için her yolu ve usulü kullanırlar. Bu usuller bazen ulusal devletin yetkilileri ile uzlaşmak, bazen zor kullanmak, bazen de istihbarat örgütlerinin operasyonlarından yararlanarak yürütülür.

Eğer aygıt çok büyükse, üniter bir nitelik arz ediyorsa tekellerin işi daha da zordur. Amaçlarını gerçekleştirmek için önlerinde uzun bir yol var demektir.1945-2008

Çok uluslu tekellerin üniter devleti ele geçirmesi için diğer yolları kullanmakla beraber, parçalamak en kestirme yoldur. Küçük aygıttın denetimi daha kolaydır.

Eğer emperyalizm, ulusal devletin yöneticileri ile uzlaşmış ve bu şekilde yol alamaya devam ediyorsa, emperyalizmin en nefret ettiği şey bu uzlaşmaya karşı olan halk muhalefetidir.

Gerçek muhalefeti engellemenin çok değişik yolları vardır.

-Muhalefeti küçük birimlere ayırmak,

-Halk önderleri ile halkın arasına giren sabotajlar yapmak,

-Muhalefeti küçük, küçük havuzlara ayırmak, bu havuzlardakileri birbirlerine karşı kullanmaktır.

Bu küçük birimlerin ya başkanlarını, ya ikinci adamlarını, ya da ideologlarını elde etin mi, o örgüt denetiminizde demektir. Türkiye'de derneklerin vakıfların ve sendikaların emperyalizme karşı mücadele etmemelerinin nedeni budur. Hele hele bir kısmı doğrudan yabancıdan para alarak siyaset yapar.(AB Fonları)

Yabancı vakıfların, derneklerin Türkiye'de faaliyet göstermesi Batı tekellerinin zorlaması ile varılmış bir sonuçtur. Batı böyle olmazsa Türkiye'yi sen demokrat değilsin diye suçlar.

Bu sivil toplum kuruluşları tarikat benzeri kuruluşlardır. Kendi aralarında her türlü solculuk ve özgürlük oyununu oynamalarına emperyalizm katkı verir. Ama emperyalizme karşı mücadele yasaktır.

Eğer bu küçük örgütlerden birisi halktan yana tavır almaya başlarsa, böcek yiyen böcek sistemi ile onu yok ederler. Dürüst sendikalar veya önderleri bu şekilde iğdiş edilir.

Gladyo'nun en temel işlevi, muhalefeti örgütleyen önder ile halkın arasına girecek ve önderi muhalefete kötü gösterecek sabotajlar ve operasyonlar koymasıdır.

Ergenekon Tertibi bir Gladyo operasyonudur.

Onun için Gladyo'ya karşı mücadele bir iktidar mücadelesidir.


http://anadoluhaber.blogspot.com/2009/01/anadoluhaber-fwd-bcek-yiyen-bcekler.html
 

HTML

Üst