Az bilinen kaynaklar, günümüzün bilgi çağında artık birer birer ortaya çıkıyorlar. Şimdi de, dünyanın uzak geçmişte dünyadışı canlılar veya antik astronotlar tarafından ziyaret edildiğini anlatan antik şiirler bulunduğu açıklandı. Bu şiirler bir ziyaretten çok bir yerlerden sürülmüş veya kaçmış ya da terkedilmiş bir insanlığın dramını daha çok anlatıyor gibiler. Alttaki şiir, "Canti Aztechi-Aztek Şarkıları" ndan alınma; çeviren ve derleyenler
Şafağın ilk hafif aydınlığında İspanyol komutanı kıtasını düzenlemeye girişmişti.Borular çoşturucu seslerini , ta dağların uzak yakınlarına karışıp sönünceye dek suların ve ormanın üzerinde çınlattıkları zaman , yüreklerini çarpa çarpa bayraklarının altında topladılar.Yalnız sayısız Teocalli’lerin basamaklı piramit tapınakların sunakları üzerindeki kül renkli sabah sisi içinde belli belirsiz seçilen kutsal ateşler , başkentin yerini belli ediyordu.Sonta ta, doğudaki sıradağlardan yükselen güneşin güzel vadiye döküldüğü görkemli ışıkla tapınaklar, kuleler ve saraylar göründü.Bu gün 8 Kasım 1519 idi.
Avrupalıların batıdaki dünyaya ayak bastıkları, tarihin en ayrıcalıklı günleriyden biriydi bu.Geçen yüzyılın tarihçilerinden W.H Prescott, İspanyol Serüvenci Hernando Cortez’in yanındaki dörtyüz İspanyol ile Aztek İmparatorluğunun başkenti Tenochtitlan ‘ı ilk gördüğü anı böyle anlatıyor.Hernando Cortez Azteklerin başkenti Tenochtitlan dünyanın en güzel kentlerinden biri olarak nitelemiş ve şunları eklemişti , ” İnsanların davranışları ve gösterdikleri faaliyet İspanyadaki insanların düzeyinde idi.Bu insanlar barbar oldukları , Tanrıdan habersiz ve öteki uygar toplumlarla temas halinde olmadıkları göz önünde tutulursa, sahip oldukları her şey olağan üstü şaşırtıcı geliyor ”
Bu sözleri yazdıktan iki sene sonra Cortez , Tenochtitlan ‘ı ve Aztek uygarlığına ait ne varsa yerle bir etti ; bu terihin en görkemli küllerinden biriydi.
Aztekler insanlık tarihinde kurumları ve yaşam biçimleri hakkında çok az şey bilinen uluslardan biridir.Uygarlığa ait kalıntılar o kadar göz kamaştırıcıdır ki , coğu araştırmacı bunların çekiciliğine kapılarak tarihsel değerlendirme yapmayı arka plana atmışlardır.Yinede eldeki bazı kaynakların toplanmasıyla Aztek tarihi hakkında fikir sahibi olunmuştur.
Aztekler kuzeyden göçüp Mexico vadisi ve yakınlarına yerleşen yedi akraba kabilenin en sonuncusu olup bugün Mexico City’nin bulunduğu yerleri ele geçirmişlerdir.Ünlü Tenochtitlan , Texcoco gölündeki adacıklar üzerine kurmuşlardır.
Ugo Liberatore ve Jorge Hernandez-Campos (Guanda, Perma, 1966).
Birisi gerçekten dünyada yaşadı mı?
Tüm zamanlarda değil, sadece bir an için,
Biz sadece uyku için geldik,
Sadece rüya görmek için,
Bu gerçek değil, gerçek değil,
Biz dünyaya yaşamak için geldik,
Fakat, kalbim ne yapabilir? Eğer nafileyse,
Biz dünyaya yaşamak için geldik,
Boş yere mi çiçekler?
Nerede kalbim? Yaşamın merkezi?
Nerede benim gerçek evim? Nerede benim gerçek yaşadığım yer?
Dünyada yaşamaya tahammül ediyorum,
Burada gösterişli ölüm doğmuş,
Tlapalla´dan alınan,
Atalarımız, dünyada ulaştılar,
Hangi sarkıyı söyleyeceğiz, dostlar?
Ve neye sevineceğiz?
Burada yanlız, şarkılarımızda yaşıyoruz,
Atalarımız orada doğdu, dünyada yaşadılar,
Ben dünyada yaşamaya tahammül ediyorum,
O, yaşamı gizledi,
Küçük bir sandıkta ve değerli bir kutuda,
Ama ben onları görecek miyim? Gözlerim görecek mi?
Babamım ve annemin yüzleri,
Bana şarkılarını sunabilirler,
Onların sözleri, neyi arayacağım?
Burada kimse yok;
Bizi dünyada bir yetim gibi terkettiler,
Nereye gideceğim dostlar, nereye?
Korkular tüm ağırlığı ile üzerimde,
Belki, Tanrı´nın evine,
Hangi yerden indik, göğün merkezindeki?
Ya da, dünyanın kalbindeki o torunlar?
Işığın yeşil yılanı,
Sen göksel kuşsun, ateşin renginde,
Ovaları baştanbaşa uçuyorsun,
Ölümün krallığında,
Savaşçı Huitzilopochtli,
Onun işi yükseklerdeydi,
Onun yolunu izleyenler,
Bulutların arasındaki görkemli yer,
Dondurucu rüzgarlar yerindeki o yer,
O, ateş duvarlarını yıktı,
Tüyleri topladığı yerde savaştı,
Fethettiği halklarla,
Savaşa istekli, Alevlenen geldi,
Kızgındı, dönen tozların arasından yükseldi,
Bize yardıma geldi, bu bir savaş, yakıcı,
Düşmanımız Pipitlan´da,
Dostlar bu iş, bizi dünyaya sürdü.
Bu bir gerçek, biz dost olacağız,
Bu bir gerçek, biz dünyada yaşayacağız,
Fakat zaman geldiğinde,
Siz dostluğumuzdan bıkacaksınız,
Ölümden nefret ediyor ve katlanıyorum,
Önemli değil, kıymetli taşlar gibi,
Yıpranmış birlikte olduğu gibi,
Önemli değil, biz bütünüz,
Bir gerdanlıktaki yanyana taşlar gibi,
Dostum, benim gerçek dostum,
Birbirimizi sevelim, Tanrı´nın aşkı için,
Bildiğin gibi, bu yüzden bende biliyorum,
Biz bir zamanlarda yaşadık,
Bir gün, buradan gideceğiz,
Buraya sadece birbirimizi tanımaya geldik,
Dünyaya geldik ama biz ödünç geldik,
Burada, kederli ve mahzunuz hala,
Burada, uzaklarda görülmeyi gözlüyor ve bekliyoruz.
Açıklamalar: Tlapalla: Aztek sembolizmasında kırmızı ve siyahın buluştuğu yer; Güneşin Zenith´den yani sıfır noktasından batış noktasına olan yolu. Pipitlan: Deniz göğünün güney kısmının görünümü.