- Katılım
- 11 Mar 2008
- Mesajlar
- 20,694
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, yöneticiler Şekip Mosturoğlu ve Deniz Tolga Aytöre, FB TVde yayınlanan 'Gündem Özel' programında açıklamalar yaptı:
"Biz Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetimi olarak, 6 aydır kamuoyunu germemek adına, spora zarar vermemek adına sessiz kaldık, mümkün olduğunca az konuşmaya çalıştık. Ben 3 Temmuzda, savcı son sözümü sorduğunda 'Darağacında olsak bile son sözümüz Fenerbahçe' dedim. Başta ben olmak üzere bizim bu süreçteki susmamızın sebebi; yöneticiler çok konuşuyor, başkanlar çok konuşuyor, kamuoyu geriliyor, taraftarlar birbirlerine giriyorlar, spor sporluktan çıkıyor şeklinde yapılan değerlendirmeler dolayısıyla bunlara mahal vermemek adına adım atmak istememizdir.Bu konuda, haklı olduğumuz konularda, örneğin Canere Eskişehirspor maçında verilen 2 maçlık cezada bile tepki vermedik. Sağduyulu olduk. Gerekli, başvurularımızı yaptık ancak bunu kamuoyu önünde tartışma konusu yapmamaya çalıştık. Tam aksine hakeme yapılanların yanlış olduğunu anlatmaya çalıştık. Ancak görüyoruz ki bu sessiz kalma, sağduyulu davranma durumu, bazı çevrelerce ve hatta taraftarlarımızca da yanlış anlaşıldı. Ben buradan şunu söylemek istiyorum; 3 Temmuzdan önce, 3 Temmuzda nasılsam şimdi de öyleyim ve hayatım boyunca öyle kalacağım. Biz Fenerbahçe için varız. Fenerbahçe için varlığımızı devam ettireceğiz. Çünkü Fenerbahçe yaşamdaki sevincimiz, üzüntümüz, her şeyimiz. Bu asla değişmeyecek."
-Taraftar yasağı-
Taraftar yasağı konusunda da konuşan Yıldırım, şöyle konuştu:
"Geçtiğimiz süreçte kulüp yöneticileri, birbirlerinin maçlarına taraftar götürmemek üzere bir mutabakata varmış, derbilerde rakip takım taraftarları maçlara gitmeyecek şeklinde karar alınmıştı. Bizim yöneticilerimiz de bu karara göre davrandılar. Ancak gördük ki sporda şiddeti önlemek adına çıkarılan 6222 sayılı yasa yalnızca Fenerbahçe üzerinde uygulandı, yasaklar hiçbir işe yaramadı. Aksine kavgalar, tartışmalar statlarda sokaklarda çoğalarak devam etti, ediyor da. Biz de yönetim kurulumuz ile bu yasağın kaldırılması adına girişimlerde bulunacağımıza dair bir karar verdik. Galatasaray Kulübüne Valiliğe, Türkiye Futbol Federasyonuna her yere başvurularda bulunduk. Ülkemizde sportif faaliyetlerde barış ortamı sağlanması adına inanarak gerekli tüm başvuruları yaptık. İyi bir şeye aracılık etmeyi hedefledik. Herkes sorumluluğunu alsın dedik, kurumsal barış adına taraftar yasağının kalkmasını istedik.
Söylemde herkes var, herkes her yerde konuşuyor ancak icraatta kimse elini taşın altına sokmuyor. Hazreti Mevlananın bir sözü var; 'Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol.' Bu olay zaten her şeyi anlatıyor. Biz her zaman olduğu gibi samimiydik, böyle davrandık. Ancak diğerleri bu samimiyeti gösteremedi; sonuç da bu şekilde oldu."
-"Galatasaray'ın bizi 6-0 yenmesi lazım"-
Psikolojik üstünlüğün Galatasaray'a geçtiği yönündeki yorumları hakkında da konuşan Yıldırım, "Psikolojik üstünlüğün Galatasaraya geçmesi için Galatasarayın bizi 6-0 yenmesi gerekiyor. Ben iddia ediyorum Mayıs ayında Galatasaray ile stadımızda oynayacağımız maç ile bir 10 yıllık süreç daha başlayacak. 10 senede bir iki maç kaybedilir. Galatasaraylılar her yere yazdıkları, gündeme getirdikleri Mayıs ayında sadece yarım puan fark ile şampiyon oldular; ki Fenerbahçeye yapılan, yaşatılan onca şeye rağmen. 2011-12 sezonunda bize tüm yaşatılanlara rağmen arkalarına aldıkları tüm destek ile son maçta bizimle 0-0 berabere kalarak şampiyon oldular. Siz sanıyor musunuz ki Fenerbahçeye 3 Temmuz yaşatılmasaydı geçen sezon o şekilde bitebilirdi? Fenerbahçeye 1 yıl boyunca yapılanlar olmasaydı Fenerbahçe kurduğu kadro ile oturmuş yapısı ile geçen sezon ve bu sezon uzak ara şampiyon olmaz mıydı? 2006 da yapıldığı gibi" diye konuştu.
-"Suskunluğumuz bitmiştir"-
Hakem atamalarını ve kararlarını da eleştiren Yıldırım, şöyle konuştu:
"Hakemler, psikolojik olarak etki altında kalıyorlar. Fenerbahçe ile ilgili kararlarını adil vermiyorlar. Hakem tayinini bile gazetelerden öğreniyoruz. Eskiden, maçlardan birkaç gün önce hakem atamaları resmi olarak açıklanmadan önce 3-4 hakem ismi sayılırdı. Şimdi 3-4 gün önceden Twitterdan hakem ismi açıklanıyor. Önceden 2-3 tane isimden biri olabileceği konuşulurdu ama şimdi 2-3 gün önceden gazeteler hakemi açıklıyor. Açıklanan hakem derbiye atanan hakem oluyor ve bu hakemi Galatasarayın istediği iddia ediliyor. Tüm bunlara rağmen çıkıp hiç kimse konuya dair bir açıklama yapmıyor, bir şey söylemiyor. Maçtan hemen sonra hakem raporu sızdırılıyor. Kamuoyu oluşturulmaya çalışılıyor. Buradan Meirelese 8-10-14 maç ceza verilecek diye yazanlara söylüyorum; futbolcumuza ömür boyu men versinler, çünkü Fenerbahçeyi başka türlü yenemezler, başka türlü bu takım ile başa çıkamazlar. Maçlarda, futbolcularımız psikolojik olarak eziliyor. Meireles, hak etmediği tavırları görüyor, hakem hiçbir müdahalede bulunmuyor. Fenerbahçeye oynanan oyunlar devam ediyor. Ancak bugün bir milattır, suskuzluğumuz bitmiştir. Bundan sonra susmayacağım, yapılan haksızlıklara karşı gerekeni yapacağım."
-"Galatasaray taraftarı stadımıza gelmeyecek"-
Galatasaray'a Saracoğlu Stadı'nda oynayacakları maçla ilgili de konuşan Yıldrım, "Sayın Abdullah Kiğılı, iyi niyetli davranmaya çalışıyor, Galatasaray taraftarı stadımıza gelebilir diyor ancak biz tüm yönetim olarak karar verdik, Galatasaray taraftarı, stadımıza gelmeyecek. Bir sorun vardı ve bu sorunu çözmek için herkes elini taşın altına koymalıydı" dedi.
-"Bütün takımlar ne kadar temizse Fenerbahçe o kadar temizdir"-
Hukuka inandıklarını belirten Yıldırım, şöyle konuştu: "Biz Fenerbahçeliler üzgünüz, kırgınız ama inançlıyız. Hukuka inanıyoruz. Biz yargıyı etkilemek istemezken, susarken; bizim dışımızda herkes yargıyı olumsuz etkilemek adına mücadele ediyor, uğraşıyor. Bugün, Akşam Gazetesinden İsmail Küçükkayanın yazısını okuyunca bunu anlarlar.
Ben açık ve net olarak şunu tekrarlıyorum; bütün takımlar ne kadar temiz ise Fenerbahçe de o kadar temizdir. Teşvik primi almayan tek takım da Fenerbahçedir. Bazı şeyler artık bizi fazlasıyla üzüyor. Biz sustukça daha da üzerimize geliyorlar. Savcı Fikret Seçen kulübümüzün üyesidir. Kendisini kulübe ben üye yaptım. Bu kulüp şike yaptıysa böyle saygın bir insanın bundan rahatsızlık duyması ve bu kurumun üyeliğinden istifa etmesi lazım. Sayın Seçen, şikeye inanıyorsa, kulübümüzün üyeliğinden istifa etsin."
-"Önümüz kesiliyor"-
Havuz ve İddaa gelir dağılımından da şikayet eden Yıldırım, "Biz, UEFA Kurallarına uymak için kendi içimizde, kulübümüzün imkanları ile bir yapı kurmaya çalışıyoruz. Biz tüm kurallara uymak için çalışırken önümüz kesilmeye çalışıyor. Fenerbahçe, yayın havuzunda olmasa, bugün 125-150 milyon doların üzerinde gelir elde eder. Ancak şimdi, naklen yayın gelirlerinden yaklaşık 40 milyon dolar elde ediyoruz. İddiada aynı şekilde. İddaa'da yüzde 93 yabancı maçlara oynanıyor. Yüzde 7'lik bölümün yüzde 1.4'ü Fenerbahçe maçlarına. Bu şekilde baktığınız zaman gelen paralarla biz zaten hiçbir şey söylemeksizin rahatlıkla tüm UEFA kriterlerini sağlamış oluruz. Ancak bu yapılmıyor bir de aksine kulübümüzün önü kesiliyor" diye konuştu.
-"Raporlar değişiyor"-
Yapılan uygulamalarda farklılıklar olduğunu savunan Yıldırım, "Futbol takımımıza yapılan cezalandırma diğer takımların futbolcularına karşı yapılmadı, yapılmıyor. İki gündür açıklamalar yapılıyor, 8 maç 9 maç cezalar. Abartılı bir şey yapmışsa alsın ama hakemin soyunma odasında yazdığı rapor sonra değişime uğruyor. Basın yoluyla baskı oluşturuyorlar. Oluşturulan algı neticesinde kulübümüze, sporcularımıza ceza veriliyor. Türkiye Futbol Federasyonunda belli kişiler var, hem kulüplerin, hem tahkimin, hem disiplinin avukatlığını yapıyorlar. Cuma günü Sayın Yıldırım Demirören ile görüştükten sonra bu kişilerin isimlerini de açıklayacağım. Bu durumda biz kendimizi nasıl savunacağız? Rahmetli Hasan Doğan zamanında bu karmaşa ortadan kaldırılmıştı. Yeniden yuvalanmaya başladılar. Türkiye Futbol Federasyonuna sesleniyorum; lütfen adaletli olsunlar" dedi.
-Transfer yapılacak mı-
Transfer hakkında da konuşan Yıldırım, şunları söyledi:
"Transfer yapacağız, şampiyon olacağız. 2 veya 3 tane. Transfer üzerinde Aykut Hoca çalışıyor. Aykut Kocaman dün geldi ve görüştük. Biliyorsunuz, Aykut Kocamanı ben kardeşim gibi severim. Saygı duyduğumuz, saygı gösterdiğimiz bir Fenerbahçelidir. Bu kelimenin altını çiziyorum; Fenerbahçeli. Kendisiyle küstük, dün geldi ve dayanamadı küs kalmaya; geldi, beraberdik. Hani diyorlar ya küsler diye. Biz de geçen gün antrenmana gittik. Kendisi de hazırlık yapıyor, çalışıyor. Transfer yapacağız ve şampiyon olacağız. Ben bunu söylediğim zaman diyorlar ki "Aziz Yıldırım neden böyle söylüyor?" Ama Galatasaray cephesine bakıyorsunuz, yazarına kadar "Çantada keklik" gibi söylüyorlar. Ben söylediğim zaman "Operasyon yapıyoruz" anlamı taşıyor ama başkaları söylediği zaman bir şey olmuyor. Ben bu takıma inanıyorum, arkadaşlarla beraber, yönetimle beraber. İkinci devrede daha başka bir Fenerbahçe olacak. Yeni gelen arkadaşlar geçiş dönemi yaşadılar. Bunu kendileri de söylüyorlar; ikinci devre Fenerbahçeye büyük katkıları olacak onların da. Büyük oyuncularımızın hiçbirini satmayacağız, bu da bilinsin, burada kalacaklar. Sürpriz transferler yapacağız. Kimsenin söylediği, bildiği isimler değil. Gazeteler yazıyor, onlar değil. Arkadaşlar çalışıyorlar. Hocanın verdiği liste dahilinde transfer yapacağız. 'Paramız yok' demeyeceğiz yani, yapacağız. Mevki söylemeye gerek yok, hocamız isimleri anlattı, arkadaşlarımız çalışmaları yapıyorlar. 2 veya 3 transfer yapacağız. Kesin yapacağız."
Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:
"Artık yeni dönemde artık futbol kulüpleri; para kazanma üzerine olan sistem için çalışmalar yapacaktır. Bugün Türkiye Kupası oynuyorsunuz, getirttim dün listeleri. Ne alacağız ne olursa diye. En çok herkesi yenersek, yanlış söylemeyeyim 12 maç, 3 milyon dolara yakın kasaya para girecek. Ben bu sisteme karşıyım. Geçen sene olmadığım için bununla ilgili yorum yapamadım ama önümüzdeki yıl için şimdiden söylüyorum. Zaten Federasyon başkanına da bunu anlatacağım Cuma günü. Fenerbahçe 11-12 maç oynuyor. 11-12 maçın karşılığı Fenerbahçe 3 milyon para alacak. Biz oyuncularımıza maç başı ödüyoruz. 18 kişilik kadronun her maç maliyeti 250 bin 300 bin eurodur. 10 maç olduğu zaman 3 milyon euro. Ben alıyorum 3 milyon dolar, harcıyorum 3 milyon euro. Yani bu sistemin Fenerbahçeye hiçbir katkısı yok. Ama ben 3 maç 4 maç oynardım, kupayı alırdım veya alamazdım o sistemde olsaydık tamam. 11-12 maç yayın oluyor, her şey dahil. Halbuki normal olsa ben hakkımı satsam, en azından 500 bine satsam 10 maç sadece 5-6 milyon naklen yayından gelir. Yani bence Beşiktaşın Galatasarayın elenmesi, prestijin dışında iyi olmuş. Bir menfaati yok. Kulübe katkısı yok artık. Önümüzdeki dönemde daha çok dikkat edilecek. UEFAda bir prestij var, UEFAda gidebildiğimiz kadar gitmemiz için hocamızın istediği takviyeleri yapacağız. UEFAda da başarılı olmak istiyoruz. Kurada çıkacak takımı yendiğimizde ondan sonrasının daha kolay olacağına inanıyorum. Bizim oyuncular, teknik heyet bunu yapacaklardır. 2.sezonda daha iyi bir Fenerbahçe, daha çok koşan ve mücadele eden, netice alan bir takım izleyeceğimize inanıyorum."
DENİZ TOLGA AYTÖRE
Programa katılan Deniz Tolga Aytöre ise şu açıklamaları yaptı:
"Biz bu söylenenlerin tam aksine biz yalnızca Galatasaray maçı için değil bu ve bundan sonraki tüm maçlar için başvuruda bulunduk. Bunun Galatasaray maçı öncesinde olması ise taraftarları takımlarının sportif faaliyetlerden uzaklaştıran bu yasağın böyle önemli bir maç vesilesi ile kaldırılmasının sağlanması idi. Galatasaray taraftarı da sezonun ikinci yarısında bizim stadımıza gelebilecekti. 12 Mayısta yaşananlar ile ilgili 6222 sayılı yasadan yargılanan taraftarlarımız, 4er 5er ay içeride kaldılar. Bizim taraftarlarımız her olayda 6222 sayılı yasadan yargılandı. Ancak bizim dışımızda hiçbir takımın taraftarları, hatta Fenerbahçeye ve Fenerbahçelilere saldıranlar bile kesinlikle 6222 sayılı yasadan yargılanmadılar."
"Biz Akşam Gazetesinde yayınlanan bu habere, röportaja hukuksal açıdan bakıyoruz. Hukuka uygun olup olmaması anlamında bakıyoruz. Burada sanki kesinleşmiş bir hüküm var gibi konuşuluyor. Kesinleşmiş hüküm üzerinden yapılmış bir yorum var. Ben şunu söyleyebilirim: "Özel yetkili mahkemeler, şike davasındaki dosya ile birlikte bitmiştir. Türkiyede algı tetikçiliği yapılıyor. Biz her şeyin farkındayız. Takip ediyoruz. Adalet salt doğruyu bulmak değil, eşit davranmaktır. Siz bazı takımların 5 maçlık cezalarını kaldırıyorsanız, bazı takımların cezalarını tam Fenerbahçe maçı gününden önce kaldırıyorsanız, bazı teknik direktörleri kurullara bile sevk etmezseniz, konu Fenerbahçe olunca algı tetikçiliği yaparsanız biz bunu kabul etmeyiz. Hakem raporlarının sızdırılması hukuk dışı bir olaydır. Sayın Başkanımız da bunu söylüyor. Türk sporunun kurtulması, bekasının sağlanması isteniyorsa konuya buradan başlamalıyız. Bizim 2 yöneticimiz sözde menfaat karşılığı Türk sporuna zarar vermekten suçlanıyor. Siz burada birbiri ile ilgili her iki tarafın da avukatlığını yaparsanız, biz bu konuyu tabi ki sorgularız."
"Psikolojik üstünlüğü 1 maçla kazanmadığımız için 1 maçla kaybetmeyiz. Bunlar çok spekülatif şeyler, bunlara girmeye gerek yok. Ama başkanımızın dediği gibi, Fenerbahçenin özellikle 2.yarı performanslarını değerlendirdiğimizde 2.yarı sonuca çok daha rahat gidiyor takımımız. Bu sene de böyle olacağını düşünüyoruz. Sonuçta başkanımız ve yönetim kurulu olarak elimizden geleni yapacağız. Fenerbahçeyi güzel ve güneşli günler beklediğine inanıyoruz."
ŞEKİP MOSTUROĞLU
Şekip Mosturoğlu ise şöyle konuştu:
"Herkes Fenerbahçe Spor Kulübü yönetiminin sessiz kalması ile ilgili yorumlar yaparken, biz sessiz kalıyor gibi görünüren arka planda kulübümüzün tüm haklarını korumak, Fenerbahçeye yapılanları engellemek adına RTÜKe, TFFye, mahkemeye, kısacası hakkımız olan her yere gerekli birçok başvuru yaptık. Gördüğümüz, bize yapılan kurumsal aksaklıkları her zaman dile getirdik. Fenerbahçe için ne gerekiyorsa yaptık. Biz 3 Temmuzdan önce de sonra da bugün de kulübümüzün haklarının korunması adına gereken her şeyi yaptık, yapıyoruz. Bana göre de Galatasaray maçı, böyle bir yasağın kalkması için çok önemli bir fırsattı. Böyle bir yasak kalkacaksa bu önemli maçtan önce kalkmalıydı."
"Futbol Federasyonunun kararlarını; Etik, Tahkim, kurulları ile ilgili kararlarından memnun olduğumuz için eleştirmediğimiz, dava ile ilgili verdikleri kararlardan memnun olduğumuz için sustuğumuz söyleniyor. Ancak böyle bir şey yok. Biz bu kararların doğru olmadığını düşünüyoruz. Konu ile ilgili Avrupa İnsan Haklarına ve gerekli birçok yere başvurduk. Galatasaray-Fenerbahçe Süper kupa maçıyla ilgili hakem raporunda 4.hakemin kafasına yabancı madde geldi diye yazıyorsa buna dair karar saha kapatma olmalı. Ancak bu cezalar verilmedi. Rakiplerimizin cezaları her zaman bizim maçlarımızdan önce kaldırıldı. Sebebi, kulüplerin olayları çıkaranlarla ilgili başvuruda bulunmaları olarak gösterildi. Bizim stadımızda çıkan olaylarla ilgili bırakın bizim kulüp olarak dava açmamızı zaten kamu davaları açıldı. Ancak bizim cezamızın kaldırılması adına bu başvurular gerekçe olarak kabul edilmedi. Eğer Federasyonun uygulaması Bursasporun cezasının iptali gibi olacaksa, biz de bizim aldığımız cezalar karşısında da aynı şekilde davranılmasını bekliyoruz. Tolga Beyin de söylediği gibi söz konusu Fenerbahçe olunca resmen bir algı tetikçiliği yapıldı."
"Galatasaraylı bir yöneticimiz, Abdürrahim Albayrak psikolojik üstünlüğün kaybedildiğini söylüyor. Aynı Abdürrahim Albayrak devre arasında fenalık geçirdi. 'Teknik ekip bana yardımcı oldu' diyor. Nasıl üstünlük kaybedilmiş, çelişki var sanki."
Transfer müjdesi verdi, olay sözler söyledi! - Futbol - Ajansspor.com
"Biz Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetimi olarak, 6 aydır kamuoyunu germemek adına, spora zarar vermemek adına sessiz kaldık, mümkün olduğunca az konuşmaya çalıştık. Ben 3 Temmuzda, savcı son sözümü sorduğunda 'Darağacında olsak bile son sözümüz Fenerbahçe' dedim. Başta ben olmak üzere bizim bu süreçteki susmamızın sebebi; yöneticiler çok konuşuyor, başkanlar çok konuşuyor, kamuoyu geriliyor, taraftarlar birbirlerine giriyorlar, spor sporluktan çıkıyor şeklinde yapılan değerlendirmeler dolayısıyla bunlara mahal vermemek adına adım atmak istememizdir.Bu konuda, haklı olduğumuz konularda, örneğin Canere Eskişehirspor maçında verilen 2 maçlık cezada bile tepki vermedik. Sağduyulu olduk. Gerekli, başvurularımızı yaptık ancak bunu kamuoyu önünde tartışma konusu yapmamaya çalıştık. Tam aksine hakeme yapılanların yanlış olduğunu anlatmaya çalıştık. Ancak görüyoruz ki bu sessiz kalma, sağduyulu davranma durumu, bazı çevrelerce ve hatta taraftarlarımızca da yanlış anlaşıldı. Ben buradan şunu söylemek istiyorum; 3 Temmuzdan önce, 3 Temmuzda nasılsam şimdi de öyleyim ve hayatım boyunca öyle kalacağım. Biz Fenerbahçe için varız. Fenerbahçe için varlığımızı devam ettireceğiz. Çünkü Fenerbahçe yaşamdaki sevincimiz, üzüntümüz, her şeyimiz. Bu asla değişmeyecek."
-Taraftar yasağı-
Taraftar yasağı konusunda da konuşan Yıldırım, şöyle konuştu:
"Geçtiğimiz süreçte kulüp yöneticileri, birbirlerinin maçlarına taraftar götürmemek üzere bir mutabakata varmış, derbilerde rakip takım taraftarları maçlara gitmeyecek şeklinde karar alınmıştı. Bizim yöneticilerimiz de bu karara göre davrandılar. Ancak gördük ki sporda şiddeti önlemek adına çıkarılan 6222 sayılı yasa yalnızca Fenerbahçe üzerinde uygulandı, yasaklar hiçbir işe yaramadı. Aksine kavgalar, tartışmalar statlarda sokaklarda çoğalarak devam etti, ediyor da. Biz de yönetim kurulumuz ile bu yasağın kaldırılması adına girişimlerde bulunacağımıza dair bir karar verdik. Galatasaray Kulübüne Valiliğe, Türkiye Futbol Federasyonuna her yere başvurularda bulunduk. Ülkemizde sportif faaliyetlerde barış ortamı sağlanması adına inanarak gerekli tüm başvuruları yaptık. İyi bir şeye aracılık etmeyi hedefledik. Herkes sorumluluğunu alsın dedik, kurumsal barış adına taraftar yasağının kalkmasını istedik.
Söylemde herkes var, herkes her yerde konuşuyor ancak icraatta kimse elini taşın altına sokmuyor. Hazreti Mevlananın bir sözü var; 'Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol.' Bu olay zaten her şeyi anlatıyor. Biz her zaman olduğu gibi samimiydik, böyle davrandık. Ancak diğerleri bu samimiyeti gösteremedi; sonuç da bu şekilde oldu."
-"Galatasaray'ın bizi 6-0 yenmesi lazım"-
Psikolojik üstünlüğün Galatasaray'a geçtiği yönündeki yorumları hakkında da konuşan Yıldırım, "Psikolojik üstünlüğün Galatasaraya geçmesi için Galatasarayın bizi 6-0 yenmesi gerekiyor. Ben iddia ediyorum Mayıs ayında Galatasaray ile stadımızda oynayacağımız maç ile bir 10 yıllık süreç daha başlayacak. 10 senede bir iki maç kaybedilir. Galatasaraylılar her yere yazdıkları, gündeme getirdikleri Mayıs ayında sadece yarım puan fark ile şampiyon oldular; ki Fenerbahçeye yapılan, yaşatılan onca şeye rağmen. 2011-12 sezonunda bize tüm yaşatılanlara rağmen arkalarına aldıkları tüm destek ile son maçta bizimle 0-0 berabere kalarak şampiyon oldular. Siz sanıyor musunuz ki Fenerbahçeye 3 Temmuz yaşatılmasaydı geçen sezon o şekilde bitebilirdi? Fenerbahçeye 1 yıl boyunca yapılanlar olmasaydı Fenerbahçe kurduğu kadro ile oturmuş yapısı ile geçen sezon ve bu sezon uzak ara şampiyon olmaz mıydı? 2006 da yapıldığı gibi" diye konuştu.
-"Suskunluğumuz bitmiştir"-
Hakem atamalarını ve kararlarını da eleştiren Yıldırım, şöyle konuştu:
"Hakemler, psikolojik olarak etki altında kalıyorlar. Fenerbahçe ile ilgili kararlarını adil vermiyorlar. Hakem tayinini bile gazetelerden öğreniyoruz. Eskiden, maçlardan birkaç gün önce hakem atamaları resmi olarak açıklanmadan önce 3-4 hakem ismi sayılırdı. Şimdi 3-4 gün önceden Twitterdan hakem ismi açıklanıyor. Önceden 2-3 tane isimden biri olabileceği konuşulurdu ama şimdi 2-3 gün önceden gazeteler hakemi açıklıyor. Açıklanan hakem derbiye atanan hakem oluyor ve bu hakemi Galatasarayın istediği iddia ediliyor. Tüm bunlara rağmen çıkıp hiç kimse konuya dair bir açıklama yapmıyor, bir şey söylemiyor. Maçtan hemen sonra hakem raporu sızdırılıyor. Kamuoyu oluşturulmaya çalışılıyor. Buradan Meirelese 8-10-14 maç ceza verilecek diye yazanlara söylüyorum; futbolcumuza ömür boyu men versinler, çünkü Fenerbahçeyi başka türlü yenemezler, başka türlü bu takım ile başa çıkamazlar. Maçlarda, futbolcularımız psikolojik olarak eziliyor. Meireles, hak etmediği tavırları görüyor, hakem hiçbir müdahalede bulunmuyor. Fenerbahçeye oynanan oyunlar devam ediyor. Ancak bugün bir milattır, suskuzluğumuz bitmiştir. Bundan sonra susmayacağım, yapılan haksızlıklara karşı gerekeni yapacağım."
-"Galatasaray taraftarı stadımıza gelmeyecek"-
Galatasaray'a Saracoğlu Stadı'nda oynayacakları maçla ilgili de konuşan Yıldrım, "Sayın Abdullah Kiğılı, iyi niyetli davranmaya çalışıyor, Galatasaray taraftarı stadımıza gelebilir diyor ancak biz tüm yönetim olarak karar verdik, Galatasaray taraftarı, stadımıza gelmeyecek. Bir sorun vardı ve bu sorunu çözmek için herkes elini taşın altına koymalıydı" dedi.
-"Bütün takımlar ne kadar temizse Fenerbahçe o kadar temizdir"-
Hukuka inandıklarını belirten Yıldırım, şöyle konuştu: "Biz Fenerbahçeliler üzgünüz, kırgınız ama inançlıyız. Hukuka inanıyoruz. Biz yargıyı etkilemek istemezken, susarken; bizim dışımızda herkes yargıyı olumsuz etkilemek adına mücadele ediyor, uğraşıyor. Bugün, Akşam Gazetesinden İsmail Küçükkayanın yazısını okuyunca bunu anlarlar.
Ben açık ve net olarak şunu tekrarlıyorum; bütün takımlar ne kadar temiz ise Fenerbahçe de o kadar temizdir. Teşvik primi almayan tek takım da Fenerbahçedir. Bazı şeyler artık bizi fazlasıyla üzüyor. Biz sustukça daha da üzerimize geliyorlar. Savcı Fikret Seçen kulübümüzün üyesidir. Kendisini kulübe ben üye yaptım. Bu kulüp şike yaptıysa böyle saygın bir insanın bundan rahatsızlık duyması ve bu kurumun üyeliğinden istifa etmesi lazım. Sayın Seçen, şikeye inanıyorsa, kulübümüzün üyeliğinden istifa etsin."
-"Önümüz kesiliyor"-
Havuz ve İddaa gelir dağılımından da şikayet eden Yıldırım, "Biz, UEFA Kurallarına uymak için kendi içimizde, kulübümüzün imkanları ile bir yapı kurmaya çalışıyoruz. Biz tüm kurallara uymak için çalışırken önümüz kesilmeye çalışıyor. Fenerbahçe, yayın havuzunda olmasa, bugün 125-150 milyon doların üzerinde gelir elde eder. Ancak şimdi, naklen yayın gelirlerinden yaklaşık 40 milyon dolar elde ediyoruz. İddiada aynı şekilde. İddaa'da yüzde 93 yabancı maçlara oynanıyor. Yüzde 7'lik bölümün yüzde 1.4'ü Fenerbahçe maçlarına. Bu şekilde baktığınız zaman gelen paralarla biz zaten hiçbir şey söylemeksizin rahatlıkla tüm UEFA kriterlerini sağlamış oluruz. Ancak bu yapılmıyor bir de aksine kulübümüzün önü kesiliyor" diye konuştu.
-"Raporlar değişiyor"-
Yapılan uygulamalarda farklılıklar olduğunu savunan Yıldırım, "Futbol takımımıza yapılan cezalandırma diğer takımların futbolcularına karşı yapılmadı, yapılmıyor. İki gündür açıklamalar yapılıyor, 8 maç 9 maç cezalar. Abartılı bir şey yapmışsa alsın ama hakemin soyunma odasında yazdığı rapor sonra değişime uğruyor. Basın yoluyla baskı oluşturuyorlar. Oluşturulan algı neticesinde kulübümüze, sporcularımıza ceza veriliyor. Türkiye Futbol Federasyonunda belli kişiler var, hem kulüplerin, hem tahkimin, hem disiplinin avukatlığını yapıyorlar. Cuma günü Sayın Yıldırım Demirören ile görüştükten sonra bu kişilerin isimlerini de açıklayacağım. Bu durumda biz kendimizi nasıl savunacağız? Rahmetli Hasan Doğan zamanında bu karmaşa ortadan kaldırılmıştı. Yeniden yuvalanmaya başladılar. Türkiye Futbol Federasyonuna sesleniyorum; lütfen adaletli olsunlar" dedi.
-Transfer yapılacak mı-
Transfer hakkında da konuşan Yıldırım, şunları söyledi:
"Transfer yapacağız, şampiyon olacağız. 2 veya 3 tane. Transfer üzerinde Aykut Hoca çalışıyor. Aykut Kocaman dün geldi ve görüştük. Biliyorsunuz, Aykut Kocamanı ben kardeşim gibi severim. Saygı duyduğumuz, saygı gösterdiğimiz bir Fenerbahçelidir. Bu kelimenin altını çiziyorum; Fenerbahçeli. Kendisiyle küstük, dün geldi ve dayanamadı küs kalmaya; geldi, beraberdik. Hani diyorlar ya küsler diye. Biz de geçen gün antrenmana gittik. Kendisi de hazırlık yapıyor, çalışıyor. Transfer yapacağız ve şampiyon olacağız. Ben bunu söylediğim zaman diyorlar ki "Aziz Yıldırım neden böyle söylüyor?" Ama Galatasaray cephesine bakıyorsunuz, yazarına kadar "Çantada keklik" gibi söylüyorlar. Ben söylediğim zaman "Operasyon yapıyoruz" anlamı taşıyor ama başkaları söylediği zaman bir şey olmuyor. Ben bu takıma inanıyorum, arkadaşlarla beraber, yönetimle beraber. İkinci devrede daha başka bir Fenerbahçe olacak. Yeni gelen arkadaşlar geçiş dönemi yaşadılar. Bunu kendileri de söylüyorlar; ikinci devre Fenerbahçeye büyük katkıları olacak onların da. Büyük oyuncularımızın hiçbirini satmayacağız, bu da bilinsin, burada kalacaklar. Sürpriz transferler yapacağız. Kimsenin söylediği, bildiği isimler değil. Gazeteler yazıyor, onlar değil. Arkadaşlar çalışıyorlar. Hocanın verdiği liste dahilinde transfer yapacağız. 'Paramız yok' demeyeceğiz yani, yapacağız. Mevki söylemeye gerek yok, hocamız isimleri anlattı, arkadaşlarımız çalışmaları yapıyorlar. 2 veya 3 transfer yapacağız. Kesin yapacağız."
Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:
"Artık yeni dönemde artık futbol kulüpleri; para kazanma üzerine olan sistem için çalışmalar yapacaktır. Bugün Türkiye Kupası oynuyorsunuz, getirttim dün listeleri. Ne alacağız ne olursa diye. En çok herkesi yenersek, yanlış söylemeyeyim 12 maç, 3 milyon dolara yakın kasaya para girecek. Ben bu sisteme karşıyım. Geçen sene olmadığım için bununla ilgili yorum yapamadım ama önümüzdeki yıl için şimdiden söylüyorum. Zaten Federasyon başkanına da bunu anlatacağım Cuma günü. Fenerbahçe 11-12 maç oynuyor. 11-12 maçın karşılığı Fenerbahçe 3 milyon para alacak. Biz oyuncularımıza maç başı ödüyoruz. 18 kişilik kadronun her maç maliyeti 250 bin 300 bin eurodur. 10 maç olduğu zaman 3 milyon euro. Ben alıyorum 3 milyon dolar, harcıyorum 3 milyon euro. Yani bu sistemin Fenerbahçeye hiçbir katkısı yok. Ama ben 3 maç 4 maç oynardım, kupayı alırdım veya alamazdım o sistemde olsaydık tamam. 11-12 maç yayın oluyor, her şey dahil. Halbuki normal olsa ben hakkımı satsam, en azından 500 bine satsam 10 maç sadece 5-6 milyon naklen yayından gelir. Yani bence Beşiktaşın Galatasarayın elenmesi, prestijin dışında iyi olmuş. Bir menfaati yok. Kulübe katkısı yok artık. Önümüzdeki dönemde daha çok dikkat edilecek. UEFAda bir prestij var, UEFAda gidebildiğimiz kadar gitmemiz için hocamızın istediği takviyeleri yapacağız. UEFAda da başarılı olmak istiyoruz. Kurada çıkacak takımı yendiğimizde ondan sonrasının daha kolay olacağına inanıyorum. Bizim oyuncular, teknik heyet bunu yapacaklardır. 2.sezonda daha iyi bir Fenerbahçe, daha çok koşan ve mücadele eden, netice alan bir takım izleyeceğimize inanıyorum."
DENİZ TOLGA AYTÖRE
Programa katılan Deniz Tolga Aytöre ise şu açıklamaları yaptı:
"Biz bu söylenenlerin tam aksine biz yalnızca Galatasaray maçı için değil bu ve bundan sonraki tüm maçlar için başvuruda bulunduk. Bunun Galatasaray maçı öncesinde olması ise taraftarları takımlarının sportif faaliyetlerden uzaklaştıran bu yasağın böyle önemli bir maç vesilesi ile kaldırılmasının sağlanması idi. Galatasaray taraftarı da sezonun ikinci yarısında bizim stadımıza gelebilecekti. 12 Mayısta yaşananlar ile ilgili 6222 sayılı yasadan yargılanan taraftarlarımız, 4er 5er ay içeride kaldılar. Bizim taraftarlarımız her olayda 6222 sayılı yasadan yargılandı. Ancak bizim dışımızda hiçbir takımın taraftarları, hatta Fenerbahçeye ve Fenerbahçelilere saldıranlar bile kesinlikle 6222 sayılı yasadan yargılanmadılar."
"Biz Akşam Gazetesinde yayınlanan bu habere, röportaja hukuksal açıdan bakıyoruz. Hukuka uygun olup olmaması anlamında bakıyoruz. Burada sanki kesinleşmiş bir hüküm var gibi konuşuluyor. Kesinleşmiş hüküm üzerinden yapılmış bir yorum var. Ben şunu söyleyebilirim: "Özel yetkili mahkemeler, şike davasındaki dosya ile birlikte bitmiştir. Türkiyede algı tetikçiliği yapılıyor. Biz her şeyin farkındayız. Takip ediyoruz. Adalet salt doğruyu bulmak değil, eşit davranmaktır. Siz bazı takımların 5 maçlık cezalarını kaldırıyorsanız, bazı takımların cezalarını tam Fenerbahçe maçı gününden önce kaldırıyorsanız, bazı teknik direktörleri kurullara bile sevk etmezseniz, konu Fenerbahçe olunca algı tetikçiliği yaparsanız biz bunu kabul etmeyiz. Hakem raporlarının sızdırılması hukuk dışı bir olaydır. Sayın Başkanımız da bunu söylüyor. Türk sporunun kurtulması, bekasının sağlanması isteniyorsa konuya buradan başlamalıyız. Bizim 2 yöneticimiz sözde menfaat karşılığı Türk sporuna zarar vermekten suçlanıyor. Siz burada birbiri ile ilgili her iki tarafın da avukatlığını yaparsanız, biz bu konuyu tabi ki sorgularız."
"Psikolojik üstünlüğü 1 maçla kazanmadığımız için 1 maçla kaybetmeyiz. Bunlar çok spekülatif şeyler, bunlara girmeye gerek yok. Ama başkanımızın dediği gibi, Fenerbahçenin özellikle 2.yarı performanslarını değerlendirdiğimizde 2.yarı sonuca çok daha rahat gidiyor takımımız. Bu sene de böyle olacağını düşünüyoruz. Sonuçta başkanımız ve yönetim kurulu olarak elimizden geleni yapacağız. Fenerbahçeyi güzel ve güneşli günler beklediğine inanıyoruz."
ŞEKİP MOSTUROĞLU
Şekip Mosturoğlu ise şöyle konuştu:
"Herkes Fenerbahçe Spor Kulübü yönetiminin sessiz kalması ile ilgili yorumlar yaparken, biz sessiz kalıyor gibi görünüren arka planda kulübümüzün tüm haklarını korumak, Fenerbahçeye yapılanları engellemek adına RTÜKe, TFFye, mahkemeye, kısacası hakkımız olan her yere gerekli birçok başvuru yaptık. Gördüğümüz, bize yapılan kurumsal aksaklıkları her zaman dile getirdik. Fenerbahçe için ne gerekiyorsa yaptık. Biz 3 Temmuzdan önce de sonra da bugün de kulübümüzün haklarının korunması adına gereken her şeyi yaptık, yapıyoruz. Bana göre de Galatasaray maçı, böyle bir yasağın kalkması için çok önemli bir fırsattı. Böyle bir yasak kalkacaksa bu önemli maçtan önce kalkmalıydı."
"Futbol Federasyonunun kararlarını; Etik, Tahkim, kurulları ile ilgili kararlarından memnun olduğumuz için eleştirmediğimiz, dava ile ilgili verdikleri kararlardan memnun olduğumuz için sustuğumuz söyleniyor. Ancak böyle bir şey yok. Biz bu kararların doğru olmadığını düşünüyoruz. Konu ile ilgili Avrupa İnsan Haklarına ve gerekli birçok yere başvurduk. Galatasaray-Fenerbahçe Süper kupa maçıyla ilgili hakem raporunda 4.hakemin kafasına yabancı madde geldi diye yazıyorsa buna dair karar saha kapatma olmalı. Ancak bu cezalar verilmedi. Rakiplerimizin cezaları her zaman bizim maçlarımızdan önce kaldırıldı. Sebebi, kulüplerin olayları çıkaranlarla ilgili başvuruda bulunmaları olarak gösterildi. Bizim stadımızda çıkan olaylarla ilgili bırakın bizim kulüp olarak dava açmamızı zaten kamu davaları açıldı. Ancak bizim cezamızın kaldırılması adına bu başvurular gerekçe olarak kabul edilmedi. Eğer Federasyonun uygulaması Bursasporun cezasının iptali gibi olacaksa, biz de bizim aldığımız cezalar karşısında da aynı şekilde davranılmasını bekliyoruz. Tolga Beyin de söylediği gibi söz konusu Fenerbahçe olunca resmen bir algı tetikçiliği yapıldı."
"Galatasaraylı bir yöneticimiz, Abdürrahim Albayrak psikolojik üstünlüğün kaybedildiğini söylüyor. Aynı Abdürrahim Albayrak devre arasında fenalık geçirdi. 'Teknik ekip bana yardımcı oldu' diyor. Nasıl üstünlük kaybedilmiş, çelişki var sanki."
Transfer müjdesi verdi, olay sözler söyledi! - Futbol - Ajansspor.com