ßLu£
Banned
- Katılım
- 16 Eki 2007
- Mesajlar
- 6,839
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Bir taraftar ne ister?
Kulübünün hakkının korunmasını...
Çok normal...
Peki, kulüp başkanları neden vardır?
Kulübü iyi yönetmek ve temsil etmek için...
Aziz Yıldırım’ı da bu konuda tebrik etmek lazım...
Fenerbahçe’yi iyi yönetiyor...
Üst üstte gelen üç mağlubiyetin arkasından, hem camianın hem de taraftarların yükselen sesini bastırmak için mükemmel bir manevra ile tüm okları hakemlerin ve federasyonun üzerine çekmeyi başardı...
Ve Kulüpler Birliği Vakfı adı altında olan kuruluşu gündeme getirdi...
Başardı diyorum çünkü çok net bir gerçek var...
Medyanın büyük bölümü Fenerbahçe’ye karşı böyle bir refleks geliştirdi...
Başarılar, başkandan...
Başarısızlıklar, hakemden ve federasyondan...
Başkanı tebrik etmek lazım...
Bravo!
**
Ve gelelim üstü örtülen gerçeklere...
Taraftara sunulan ‘en kaliteli’ futbolcular yalanı patladı...
Bakın...
Fenerbahçe’nin Eskişehirspor karşısına çıktığı ilk 11’e göz atalım...
Tam kadro…
Alex, Lugano ve Gökhan Gönül dışında hiç bir futbolcu standartların üzerinde değildir...
Dos Santos, Selçuk, Baroni, Bilica, Vederson, Mehmet Topuz, Semih...
Hangisi Fenerbahçe’ye maç kazandırabilecek kapasitede?
Biraz Dos Santos o kadar...
Asıl kilit üç isimde...
Alex durduğunda veya durdurulduğunda, Lugano yan toplara kafa vurmadığında, Gökhan Gönül sağ kanattan bindirmediğinde Fenerbahçe bitiyor...
Ve haftalardır Fenerbahçe’nin düşüşünün sebebi de bu...
Anlaşılacağı gibi takke düşünce Aziz Yıldırım telaş yaptı...
Peki, sezon öncesi Başkan’ın lanse ettiği ‘ısıran futbolcu’ tarifine uyan isimler hangileri?
Emre, Gökhan Gönül ve Mehmet Topuz... Bu isimler dışında kimse yok...
Emre’ye dikkat edin aşırı motivasyon ve yorgunlukla ilerleyen dakikalarda arkadaşlarıyla mücadele etmiyorlar diye tartışıyor...
Deivid, Dos Santos, Guiza sırayla bağırıp çağırıyor...
Şimdi gelelim kaybedilen maçlara...
Beşiktaş, Kasımpaşa ve Eskişehirspor maçlarını gözünüzün önüne getirin...
Ve Fenerbahçe’nin kazanmak için ne yaptığını hatırlayın?
Hafızanızı ne kadar zorlarsanız zorlayın, hiç bir sonuç ortaya çıkmaz...
Çünkü Fenerbahçe kazanmak için hiç bir şey yapmadı. Yapmıyor...
Mücadele etmeyen bir takım hüviyetinde...
Penaltı...
Ofsayt...
Faul...
Kesinlikle bunlar bahane olabilir...
Ama mevcut Fenerbahçe’ye olmaz...
Artık futbol eskisi gibi ayağa atılacak 3-4 pastan ibaret değil...
Mücadele etmeyen takımlar kaybetmeye mahkûm...
Fenerbahçe’nin tek tek puan kaybettiği maçlara bakalım...
Gaziantepspor...
1-0 öne geçmesine rağmen 2-1 kaybetti...
Kayserispor...
1-0 öne geçmesine rağmen 1-1 berabere kaldı. Daum alınan bir puan için kazanç dedi.
Beşiktaş...
Maç boyunca pozisyon üretemedi...
Kasımpaşa...
Maça yenik başladı. Beraberliği yakalamasına rağmen 3-1 kaybetti. Kalesinde sayısız gol pozisyonu verdi...
Eskişehirspor...
Maç boyunca bu da kaçar mı? Dedirtecek pozisyonu yok...
Beş maçta 7 puan cepteyken, 1 aldı…
Aynı şekil de Fenerbahçe’nin 8’de 8 yaptığı dönemde Diyarbakırspor, Manisaspor, Antalyaspor maçlarında nasıl zorladığına şahit olduk...
**
Dönelim asıl dikkat edilmesi gereken çıkışa...
Aziz Yıldırım hakemleri ve kendi getirdiği federasyonu açık açık tehdit etti...
Hakem hatalarından hayıflandı...
Söz hatalardan açılıyorsa, Fenerbahçe adına da bu sezon hatalar oldu...
Süper Kupa Finalinde Beşiktaş lehine verilmeyen penaltı, Bilica’ya gösterilmeyen kırmızı kart...
Semih’in Diyarbakırspor maçında kendini boşluğa bıraktığı harekete penaltı verilmesi...
Manisaspor’un buz gibi golünün ofsayt diye kesilmesi, Galatasaray maçında atılan ilk golün ofsayt olması...
İlk aklıma gelenler, yapılan faullere kadar incelemeye girilirse Fenerbahçe lehine de birçok hatalı kararın olduğunu görebiliriz...
Hakemler kötü performans sergiliyor. Doğru…
Ancak sezon başında neden sessiz kalındı?
Görünen köy kılavuz istemez diye çok yaygın bir atasözü var...
Hakemlere kimse güvenmiyordu. Amaaa(!) önlem almak için hamle yapanda olmadı...
Kulüpler Birliği Başkanlığı madem bu kadar etkin bir görev. Tüm kulüpler organize edilerek çözüm üretilebilirdi...
Şimdi Aziz Yıldırım, Kulüpler Birliği Başkan’lığından istifa ederek, Fenerbahçe’nin hakları korunmuş mu oldu? Veya Fenerbahçe’nin hakları artık korunacak mı?
Bu istifa o zaman şunu gösteriyor. Bir buçuk yılı aşkın süredir Fenerbahçe’nin hakları korunmuyordu?
Şunu açık seçik biliyoruz ki, Kulüpler Birliği, yayın, iddia veya kısaca kulüplerin maddi kazançları dışında hiç bir etkinliği olmayan bir kuruluş...
Bugüne kadar hangi haksızlık için ortak hareket etti ki kulüpler?
Aziz Yıldırım istifa ederek, neyi protesto ediyor...
Geçmiş dönem de uzun süre Yıldırım, toplantıları boykot etti. Katılmadı...
Taraftar asla unutmaz. Ve Aziz Yıldırım’ın Kulüpler Birliğine Başkan’lık yapması taraftarlar için rahatsızlık vericiydi...
Ne oldu peki...
Başkan’ın istifa etmesi asla çok büyütülecek bir durum değil. Fakat çok kritik bir süreçte istifa etmesi, tepkilerinin şiddetini büyük ölçüde bastırdı...
Kulübü adına hakların korunması adına ilk hamleyi yaptı...
Çünkü aynı çıkışın benzerini 2003-2004 sezonunun ortasında yapmıştı...
Federasyon Aziz Yıldırım’ın dediği gibi “akılını başına alsın” yoksa bu lig böyle bitmeyecek...
Haberleri olsun!
Kulübünün hakkının korunmasını...
Çok normal...
Peki, kulüp başkanları neden vardır?
Kulübü iyi yönetmek ve temsil etmek için...
Aziz Yıldırım’ı da bu konuda tebrik etmek lazım...
Fenerbahçe’yi iyi yönetiyor...
Üst üstte gelen üç mağlubiyetin arkasından, hem camianın hem de taraftarların yükselen sesini bastırmak için mükemmel bir manevra ile tüm okları hakemlerin ve federasyonun üzerine çekmeyi başardı...
Ve Kulüpler Birliği Vakfı adı altında olan kuruluşu gündeme getirdi...
Başardı diyorum çünkü çok net bir gerçek var...
Medyanın büyük bölümü Fenerbahçe’ye karşı böyle bir refleks geliştirdi...
Başarılar, başkandan...
Başarısızlıklar, hakemden ve federasyondan...
Başkanı tebrik etmek lazım...
Bravo!
**
Ve gelelim üstü örtülen gerçeklere...
Taraftara sunulan ‘en kaliteli’ futbolcular yalanı patladı...
Bakın...
Fenerbahçe’nin Eskişehirspor karşısına çıktığı ilk 11’e göz atalım...
Tam kadro…
Alex, Lugano ve Gökhan Gönül dışında hiç bir futbolcu standartların üzerinde değildir...
Dos Santos, Selçuk, Baroni, Bilica, Vederson, Mehmet Topuz, Semih...
Hangisi Fenerbahçe’ye maç kazandırabilecek kapasitede?
Biraz Dos Santos o kadar...
Asıl kilit üç isimde...
Alex durduğunda veya durdurulduğunda, Lugano yan toplara kafa vurmadığında, Gökhan Gönül sağ kanattan bindirmediğinde Fenerbahçe bitiyor...
Ve haftalardır Fenerbahçe’nin düşüşünün sebebi de bu...
Anlaşılacağı gibi takke düşünce Aziz Yıldırım telaş yaptı...
Peki, sezon öncesi Başkan’ın lanse ettiği ‘ısıran futbolcu’ tarifine uyan isimler hangileri?
Emre, Gökhan Gönül ve Mehmet Topuz... Bu isimler dışında kimse yok...
Emre’ye dikkat edin aşırı motivasyon ve yorgunlukla ilerleyen dakikalarda arkadaşlarıyla mücadele etmiyorlar diye tartışıyor...
Deivid, Dos Santos, Guiza sırayla bağırıp çağırıyor...
Şimdi gelelim kaybedilen maçlara...
Beşiktaş, Kasımpaşa ve Eskişehirspor maçlarını gözünüzün önüne getirin...
Ve Fenerbahçe’nin kazanmak için ne yaptığını hatırlayın?
Hafızanızı ne kadar zorlarsanız zorlayın, hiç bir sonuç ortaya çıkmaz...
Çünkü Fenerbahçe kazanmak için hiç bir şey yapmadı. Yapmıyor...
Mücadele etmeyen bir takım hüviyetinde...
Penaltı...
Ofsayt...
Faul...
Kesinlikle bunlar bahane olabilir...
Ama mevcut Fenerbahçe’ye olmaz...
Artık futbol eskisi gibi ayağa atılacak 3-4 pastan ibaret değil...
Mücadele etmeyen takımlar kaybetmeye mahkûm...
Fenerbahçe’nin tek tek puan kaybettiği maçlara bakalım...
Gaziantepspor...
1-0 öne geçmesine rağmen 2-1 kaybetti...
Kayserispor...
1-0 öne geçmesine rağmen 1-1 berabere kaldı. Daum alınan bir puan için kazanç dedi.
Beşiktaş...
Maç boyunca pozisyon üretemedi...
Kasımpaşa...
Maça yenik başladı. Beraberliği yakalamasına rağmen 3-1 kaybetti. Kalesinde sayısız gol pozisyonu verdi...
Eskişehirspor...
Maç boyunca bu da kaçar mı? Dedirtecek pozisyonu yok...
Beş maçta 7 puan cepteyken, 1 aldı…
Aynı şekil de Fenerbahçe’nin 8’de 8 yaptığı dönemde Diyarbakırspor, Manisaspor, Antalyaspor maçlarında nasıl zorladığına şahit olduk...
**
Dönelim asıl dikkat edilmesi gereken çıkışa...
Aziz Yıldırım hakemleri ve kendi getirdiği federasyonu açık açık tehdit etti...
Hakem hatalarından hayıflandı...
Söz hatalardan açılıyorsa, Fenerbahçe adına da bu sezon hatalar oldu...
Süper Kupa Finalinde Beşiktaş lehine verilmeyen penaltı, Bilica’ya gösterilmeyen kırmızı kart...
Semih’in Diyarbakırspor maçında kendini boşluğa bıraktığı harekete penaltı verilmesi...
Manisaspor’un buz gibi golünün ofsayt diye kesilmesi, Galatasaray maçında atılan ilk golün ofsayt olması...
İlk aklıma gelenler, yapılan faullere kadar incelemeye girilirse Fenerbahçe lehine de birçok hatalı kararın olduğunu görebiliriz...
Hakemler kötü performans sergiliyor. Doğru…
Ancak sezon başında neden sessiz kalındı?
Görünen köy kılavuz istemez diye çok yaygın bir atasözü var...
Hakemlere kimse güvenmiyordu. Amaaa(!) önlem almak için hamle yapanda olmadı...
Kulüpler Birliği Başkanlığı madem bu kadar etkin bir görev. Tüm kulüpler organize edilerek çözüm üretilebilirdi...
Şimdi Aziz Yıldırım, Kulüpler Birliği Başkan’lığından istifa ederek, Fenerbahçe’nin hakları korunmuş mu oldu? Veya Fenerbahçe’nin hakları artık korunacak mı?
Bu istifa o zaman şunu gösteriyor. Bir buçuk yılı aşkın süredir Fenerbahçe’nin hakları korunmuyordu?
Şunu açık seçik biliyoruz ki, Kulüpler Birliği, yayın, iddia veya kısaca kulüplerin maddi kazançları dışında hiç bir etkinliği olmayan bir kuruluş...
Bugüne kadar hangi haksızlık için ortak hareket etti ki kulüpler?
Aziz Yıldırım istifa ederek, neyi protesto ediyor...
Geçmiş dönem de uzun süre Yıldırım, toplantıları boykot etti. Katılmadı...
Taraftar asla unutmaz. Ve Aziz Yıldırım’ın Kulüpler Birliğine Başkan’lık yapması taraftarlar için rahatsızlık vericiydi...
Ne oldu peki...
Başkan’ın istifa etmesi asla çok büyütülecek bir durum değil. Fakat çok kritik bir süreçte istifa etmesi, tepkilerinin şiddetini büyük ölçüde bastırdı...
Kulübü adına hakların korunması adına ilk hamleyi yaptı...
Çünkü aynı çıkışın benzerini 2003-2004 sezonunun ortasında yapmıştı...
Federasyon Aziz Yıldırım’ın dediği gibi “akılını başına alsın” yoksa bu lig böyle bitmeyecek...
Haberleri olsun!