Başlığa bu kelimeleri giydirdim diye yanlış anlamayın sakın.
Aziz Yıldırım'ın hükmündeki Fenerbahçe değil demek istediğim...
Aziz Yıldırım'ın kafasındaki Fenerbahçe logosu ve gerisi...
Bir çatışma içine girdi yine.
Luis Aragones ve Emre Belözoğlu tercihleriyle.
En keskininden ben de karşıt görüşümü sunmuştum.
Aragones ne kadar -gelecektir- diye.
Sarı-lacivertli taraftarlar da bir süre bu çatışmanın içinde yer aldı.
Tetikte bekleyen ise halen daha bazı yazarlarımız var (!)
FARKLI BİR FENERBAHÇE
Kısaca bir özetleyelim.
Aziz Yıldırım artık tecrübeli bir başkan.
Marka koruması konusunda yaptıkları ortada.
Kendi karakterini yaydı bir bakıma aslında Fenerbahçe üzerine...
Her zaman 'farklı' olmaktı istediği, bunu Fenerbahçe için gerçekleştirdi.
Fenerium tombaladan çıkmadı, bir yönetim biçimiyle büyüdü.
TARAFTARI -RAHAT- KILMAK
Yıldırım taraftar profilini değiştirmek istedi, halen daha istiyor.
Kimileri bu profilin zararlı olabileceğini düşündü.
Cebinde bol para olan insanlar ne kadar duygusal olur, diyerek.
Kulüp üzerindeki taraftar bazındaki sinerjiyi yok etmek gibi algılandı.
Ama onun kafasında -ayrı- görünmeyi hakeden bir taraftar profili vardı.
Tüm renklerden daha canlı olan ve bu canlılıkla kulübüne daha çok sarılan...
En önemli ve gözden sürekli kaçırılan ise,
Fenerbahçe taraftarını -rahat- ettirmek isteyişi oldu.
STRATEJİK ÇIKIŞLAR
Kurumsallaşma ağacının temel faktörlerinden biri tesisleşmeydi.
Aziz Yıldırım ve ekibi bu işi kimsenin yapmadığı gibi yaptı.
Evet, çok büyük bir egosu vardı.
Antipatik gözüktü bazı kesimlerce ama...
Onun bu egosunun altında strateji yatıyordu, bir derecede yine kendi yapısı.
Hiçbir şey stratejisiz yönetilemez...
Zamanı geldiğinde liderlik vasıflarını ortaya koydu.
Çıkışlarıyla, duruşuyla...
Yine koruduğu iki adet renk, bir logo ve onun sevdalılarıydı...
Kendini öne atıp, saklandığı anlarda hep yaptığı buydu.
Amacı herkes tarafından sevilmek değil.
Fenerbahçe kelimesini yine başka bir merdivene taşımaktı...
Kalabalıktan sıyrılmak...
RİSK ALMAK
Teknik anlamda riske girerek bir çok kez sorumluluk aldı...
Kastım soyunma odası değil.
Transferin ağırlığını yönetimine aktardı.
Yönetimden teknik kadroya aktarılan bir yapı oluşturdu.
Yanlışlarla başladı, doğruya doğru büyük bir çıkış içine girdi.
Bir kulüp ne kadar hızlı büyütülür ve temellerine kuvvet atılır gösterdi.
1.5 milyar doları bulan bir borsa değeri.
Sürekli -reklam- ile büyüyen bir yapı.
Kabul etmeyen yok zaten bunları.
FENERBAHÇE, FENERBAHÇELİLER AYRI BİR TABAKA
Artık Fenerbahçe denildiğinde, ülkede eğer -ayrı- bir tabaka düşünülüyorsa...
Maddi anlamda rakipleriyle arasında bir uçurum oluşmuşsa...
Ortada olan malzemeleri en verimli şekilde değerlendirilip,
Yolda yürüyen onca insan arasında farklı gözüken, ayrı yere koşan bir takım
oluşmuşsa mimar elbette Aziz Yıldırım...
Yıldırım'ın icraatleri aslında bir yazıya, bir özete girecek kadar değil.
Sadece satırbaşları ile mantık yorumu, onun profilinden bazı notlar bunlar.
GÜVENİLMELİ
Hatırlatmamın sebebi Luis Aragones, Emre Belözoğlu...
Son dönemde Aziz Yıldırım'ın düşündükleri...
Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçesi diyorum ben ona...
Düşündükleri !
Bunlar da onun içine dahil.
Ama eğri oturup, biraz da sakin kafayla düz düşünmek gerekiyor...
Bu takımın kanatları bu isimle açıldı...
Yaptığı hamlelerin karşılığının bu derece iyi olacağını (kulüp) kaç kişi tahmin
etmişti? Evet teknik anlamda hata yapabilecek durumlara da girdi..
Aragones'i tanıtırken duyduğum şu söz aslında benim bütün kelimelerimi durduruyor,
"11 yıllık görevim süresinde kendi düşünceme göre en uygun hoca"
"Aragones başarılı olur? Ya da olmaz"
Sezon öncesi daha hocanın kulüp içinde nasıl bir teknik görüntü sergileyeceğini
bilmeden bunu sallamak işkembeden sallamak olur.
Kariyeri ve özellikleri belli bir hoca ama teknik direktörler geldikleri kulüplerde
kendilerini olduğu kadar o kulübün varlıklarını da sürdürürler...
Bu noktada bence herkes biraz beklemeli.
HAYAT...
Bir kez daha Aziz Yıldırım'a güvenilmeli..
Belki 'Aziz Yıldırım'ın bir bildiği var' deyip işten kaçmadan.
Ortaya fikir koyarak düşünce çatışmasını en sağlıklı şekilde yaparak.
Belki karşıdır düşünceniz.
Ama sonuna gelindiğinde...
İspanya'da Real Madrid...
Türkiye'de artık Fenerbahçe gerçeğini kabul ediyorsak.
Bir kez daha Aziz Yıldırım'a güvenilmeli.
Yazdıklarım bir Aziz Yıldırım övgüsü değil...
Gerçekler.
Aziz Yıldırım'ın 'Fenerbahçesi'
Inter'in 20 genç oyuncusu (1985-1991) dışarıda kiralık..
Bunu yazmak için başlamışken, konu yine nerelere geldi...
Son söz;
Hayat önümüzde, sağınızda, solunuzda...
Şimdi gidip daha sıkı, daha dolu sarılın...
Başkanımız Hasan Doğan son 90 dakikasında mağlup oldu...
Ellerimiz, kalplerimiz buruk...
Allah rahmet eylesin, yakınlarına sabır diliyorum.
Hepimizin başı sağolsun...
Hayat bazen buz gibisin!..
Esat DERGİ
Aziz Yıldırım'ın hükmündeki Fenerbahçe değil demek istediğim...
Aziz Yıldırım'ın kafasındaki Fenerbahçe logosu ve gerisi...
Bir çatışma içine girdi yine.
Luis Aragones ve Emre Belözoğlu tercihleriyle.
En keskininden ben de karşıt görüşümü sunmuştum.
Aragones ne kadar -gelecektir- diye.
Sarı-lacivertli taraftarlar da bir süre bu çatışmanın içinde yer aldı.
Tetikte bekleyen ise halen daha bazı yazarlarımız var (!)
FARKLI BİR FENERBAHÇE
Kısaca bir özetleyelim.
Aziz Yıldırım artık tecrübeli bir başkan.
Marka koruması konusunda yaptıkları ortada.
Kendi karakterini yaydı bir bakıma aslında Fenerbahçe üzerine...
Her zaman 'farklı' olmaktı istediği, bunu Fenerbahçe için gerçekleştirdi.
Fenerium tombaladan çıkmadı, bir yönetim biçimiyle büyüdü.
TARAFTARI -RAHAT- KILMAK
Yıldırım taraftar profilini değiştirmek istedi, halen daha istiyor.
Kimileri bu profilin zararlı olabileceğini düşündü.
Cebinde bol para olan insanlar ne kadar duygusal olur, diyerek.
Kulüp üzerindeki taraftar bazındaki sinerjiyi yok etmek gibi algılandı.
Ama onun kafasında -ayrı- görünmeyi hakeden bir taraftar profili vardı.
Tüm renklerden daha canlı olan ve bu canlılıkla kulübüne daha çok sarılan...
En önemli ve gözden sürekli kaçırılan ise,
Fenerbahçe taraftarını -rahat- ettirmek isteyişi oldu.
STRATEJİK ÇIKIŞLAR
Kurumsallaşma ağacının temel faktörlerinden biri tesisleşmeydi.
Aziz Yıldırım ve ekibi bu işi kimsenin yapmadığı gibi yaptı.
Evet, çok büyük bir egosu vardı.
Antipatik gözüktü bazı kesimlerce ama...
Onun bu egosunun altında strateji yatıyordu, bir derecede yine kendi yapısı.
Hiçbir şey stratejisiz yönetilemez...
Zamanı geldiğinde liderlik vasıflarını ortaya koydu.
Çıkışlarıyla, duruşuyla...
Yine koruduğu iki adet renk, bir logo ve onun sevdalılarıydı...
Kendini öne atıp, saklandığı anlarda hep yaptığı buydu.
Amacı herkes tarafından sevilmek değil.
Fenerbahçe kelimesini yine başka bir merdivene taşımaktı...
Kalabalıktan sıyrılmak...
RİSK ALMAK
Teknik anlamda riske girerek bir çok kez sorumluluk aldı...
Kastım soyunma odası değil.
Transferin ağırlığını yönetimine aktardı.
Yönetimden teknik kadroya aktarılan bir yapı oluşturdu.
Yanlışlarla başladı, doğruya doğru büyük bir çıkış içine girdi.
Bir kulüp ne kadar hızlı büyütülür ve temellerine kuvvet atılır gösterdi.
1.5 milyar doları bulan bir borsa değeri.
Sürekli -reklam- ile büyüyen bir yapı.
Kabul etmeyen yok zaten bunları.
FENERBAHÇE, FENERBAHÇELİLER AYRI BİR TABAKA
Artık Fenerbahçe denildiğinde, ülkede eğer -ayrı- bir tabaka düşünülüyorsa...
Maddi anlamda rakipleriyle arasında bir uçurum oluşmuşsa...
Ortada olan malzemeleri en verimli şekilde değerlendirilip,
Yolda yürüyen onca insan arasında farklı gözüken, ayrı yere koşan bir takım
oluşmuşsa mimar elbette Aziz Yıldırım...
Yıldırım'ın icraatleri aslında bir yazıya, bir özete girecek kadar değil.
Sadece satırbaşları ile mantık yorumu, onun profilinden bazı notlar bunlar.
GÜVENİLMELİ
Hatırlatmamın sebebi Luis Aragones, Emre Belözoğlu...
Son dönemde Aziz Yıldırım'ın düşündükleri...
Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçesi diyorum ben ona...
Düşündükleri !
Bunlar da onun içine dahil.
Ama eğri oturup, biraz da sakin kafayla düz düşünmek gerekiyor...
Bu takımın kanatları bu isimle açıldı...
Yaptığı hamlelerin karşılığının bu derece iyi olacağını (kulüp) kaç kişi tahmin
etmişti? Evet teknik anlamda hata yapabilecek durumlara da girdi..
Aragones'i tanıtırken duyduğum şu söz aslında benim bütün kelimelerimi durduruyor,
"11 yıllık görevim süresinde kendi düşünceme göre en uygun hoca"
"Aragones başarılı olur? Ya da olmaz"
Sezon öncesi daha hocanın kulüp içinde nasıl bir teknik görüntü sergileyeceğini
bilmeden bunu sallamak işkembeden sallamak olur.
Kariyeri ve özellikleri belli bir hoca ama teknik direktörler geldikleri kulüplerde
kendilerini olduğu kadar o kulübün varlıklarını da sürdürürler...
Bu noktada bence herkes biraz beklemeli.
HAYAT...
Bir kez daha Aziz Yıldırım'a güvenilmeli..
Belki 'Aziz Yıldırım'ın bir bildiği var' deyip işten kaçmadan.
Ortaya fikir koyarak düşünce çatışmasını en sağlıklı şekilde yaparak.
Belki karşıdır düşünceniz.
Ama sonuna gelindiğinde...
İspanya'da Real Madrid...
Türkiye'de artık Fenerbahçe gerçeğini kabul ediyorsak.
Bir kez daha Aziz Yıldırım'a güvenilmeli.
Yazdıklarım bir Aziz Yıldırım övgüsü değil...
Gerçekler.
Aziz Yıldırım'ın 'Fenerbahçesi'
Inter'in 20 genç oyuncusu (1985-1991) dışarıda kiralık..
Bunu yazmak için başlamışken, konu yine nerelere geldi...
Son söz;
Hayat önümüzde, sağınızda, solunuzda...
Şimdi gidip daha sıkı, daha dolu sarılın...
Başkanımız Hasan Doğan son 90 dakikasında mağlup oldu...
Ellerimiz, kalplerimiz buruk...
Allah rahmet eylesin, yakınlarına sabır diliyorum.
Hepimizin başı sağolsun...
Hayat bazen buz gibisin!..
Esat DERGİ
