**ayrıldıktan 1 gün sonra...**

maybe_

New member
...Bugün çocuklar yok su da yalnız balıklar ve deniz anaları...Kitaptaki adam “Sen benim düşündüğümsün “ diyor.”Keşke gerçek olabilseydin” Tuhaf dimi..Sana ne kadar gerçeksin deyişim geliyor aklıma ..yazıyorum...

“Ne kadar gerçeksin “dedim sana
indirdin gözlerini
“Yokum” dedin “aslında”
“bir hayalim ben yalnızca”
dudaklarından dökülen iki martı havalandı istinye sırtlarına
elim hayaline dokundu yokluğunun
yüreğime yerleşti gözlerin
...
gibi birşeyler....

....
Birkaç saat dakika hızıyla geçti sanki burada...belki sözcüklere aptal manalar yüklediğim anlar..seninle iş konuştuk...beni ..biraz bizi...ne kadar çok şey demek vardı içimde..diyemedim hiçbirini...sonra koşarak götürdün beni adeta şehre..senden yavaşlamanı istedim...yapmadın...kaseti ittin teybe...”Gülüm “ dedi bir ses..”Gülüm..Bu gece birdenbire yüreğime sıcak bir mermi gibi hissettim yokluğunu...” Gözlerimde biriken yaşları görmedin..ya da belki bu gerekiyordu...
Neden ben yokmuşum gibi davranıyorsun dedim..deli gibi kullanıyordun arabayı (ve bazen ben hakikaten kötü kurgulanmış bir türk filminde gibi hissediyorum kendimi) belki dedin benim için o kadar önemlisin ki....canımı ne kadar yaktığını beni nasıl parçalara böldüğünü bilmeden akıyordu kelimeler benimse canım yanıyordu...sadece.. ben seni sevdiğumu sana bile diyemeyrum.............

...

Seni bunca inatla sevmekle aslında çokmu hata yapıyorum diyorum...Çünkü yüreğime gömülü kalıp yeşeren bu tomurcuk asla sana sarılamayacak...Ben seni sevdiğumu dünyalara bildirdum diyor şarkı ben sana bile dememeliyim....

....

Kendimi iki istasyon arasında kaybolmuş bir tren gibi hissediyorum.Çıktığım nokta ve varmam gereken nokta bu kadar belirli ve yolumda çizilmişken hala yeşil bir çayırın özlemiyle yoldan çıkmaya çalışıyorum sanki...
Beni sevmediğinden korkmaya başladım artık.. Çünkü tüm bu imkansızlıkların katlanılası noktasıydı beni seviyor... Gözlerinde gördüğüm o özlemdi... sevdaydı...şimdi beni dokunamayacak kadar çok sevdiğini söylüyorsun.. ne yalan... yüreğime dokunuyorsun hep ...

......

Dokunmak...Bu da yarı bir sorun..Gözlerim gözlerini özlemle kucakladı ama ben sana sarılamadım..Hatırlıyorum ilk beraber olduğumuzda da birkaç saat böyle dokunamama tribine girmiştin.Şimdi bayağı uzun sürdü.Hem geçerli mazeretin var.(O sözcüğü hayallerimde kullanmayacağım kusura bakma) Ama sana dokunmayı hayal etmekten bıktımmmmmmmmmmmmmmmmm...

...
Aynı Gece...

Bunları neden yazıyorum...Saat gecenin biri.İçimdeki zehri akıtmak içinmi..yoksa asıl amacım senin okumanmı..Aslında amaç başta birincisiydi...Ama ikincisi galip geldi..Yani kaç gündür söyleyemediklerimi yazıyorum...Sonra bunları okursun..gerisi...hayal etmek elimizdeki tek şey....

....
“Her insan bir uçurumdur.Başını döndürür kişinin,gidip aşağı bakınca...”

....
Seni görmek ne kadar heyecan verici ..ve aynı derecede korkutucu...Sensiz kalmak kadar..Bana bundan 3 yıl önce olsaydı benim için herşeyi bırakıp gelebileceğini söyledin..üç yıl..kısa bir zaman ..yine timing problemi ha...takvim tutmazlık bizim kaderimiz ...Fakat şimdi gelemezsin..Çünkü elindekileri bırakamazsın..Nasıl bir sevgi ki bu...Daha baştan ölüyor hemde 6 senedir onu içinde yaşattığını söyleyen senin ellerinde...Ama benim hayatından çıkmamıda istemiyorsun çünkü bana da ihtiyacın var...Oysa...benden şu an hayatımı istesen veririm biliyormusun..gözümü kırpmadan..bak bakalım kim ufaklık..ben mi?

....

Canım acıyor....Yok olmak en çok bu kadar yakınken acıtıyor canımı...Şu an aynı şehirde nefes alıp elimiz uzatabileceğimdeyken canımı daha bir acıtıyor yokluğun.kendime sığamıyorum.içimden dışarıya çıkıp deliler gibi yürümek ve seni düşünmemek geçiyor ...
Yapamıyorum...

.....

Bana neden gerginsin diye soruyorsun...Rahatla bak yanındaki benim...Hah...Yapamıyorum çünkü senin yanında hayatımda sadece ben olmayı başaran ben (ne çok ben olduk bak)kendim gibi davranmayı unutalı çok olmuş...Sana teşekkür ettiğimi hatırla ..çünkü bana yeniden beni veriyorsun sen.. ama...senin yanında bile kendim gibi davranamayınca dünyanın yükünü taşır gibi üzerimde geriliyorum ve en kötüsü bunu bile sana söyleyememekti...Hep seçilmiş kelimeler cümleler kullanmak zorunda olmak acı olan senin yanında bile... Dikkatli ..özenli...Çünkü öyle korkutuyorsun ki beni ben olmaya bile...

...

29/6/2001 İstanbul

Bunları eve gidince sana göndermeye karar verdim.(düşündüğümüde yapıyorum) Birkaç saat sonra artık aynı şehirde nefes almıyor olacağız..(oh be!) Keşke beni arayıp iyi yolculuklar dilesen..yapmazsın ki..(yapmadın)

..
Otobüste...

Şu an en çok emin olduğum bu şehirden giderken ruhumuda geride bıraktığım...Tuhaf ve birazda histerik...Şu senin çok sevdiğin çok güzel kötü bulduğun o şarkı gibi “kahretsin aklımdasın..ve sen bunun farkındasın...” Keşke farkındalıklarım bu denli basit olabilseydi..ruhumu bırakmak kadar basit...
İçimde bir sızı var...Senin sözlerinle biçimlenen ,kanayan bir yara...”Bizim birlikte hiçbirşeyimiz olmayacak...ben artık bunu yapamam” (O noktada doğruydu sözlerim “sen benim hiçbirşeyimsin...” Artık benimde hiçbirşeyim olmak sende bir sızı yarattı ama yalan söyledim..sen benim herşeyimsin...) bu kelimelerle değil belki ama bu özde bu anlamda içimdeki yıkıntıların depremi...
Hayır asıl kızdığım bunlarda en tuhaf zavallınında ben olmam.Sen verdiğin bir kararla bir kez daha hayatıma girdin...İçimde uyuttuğum canavarı uyandırdın ve şimdi de...”Senin hayatında olayım ama dostun arkadaşın ya da ne bileyim...”diyorsun..Ve ben seninle zaten arkadaşız deyince ben hayal görüyormuşum gibi oluyor...Ama aslında bak şimdi ben ne kadar haklıyım...Eğer senin sevdiğin olsaydım yani bana söylediğin kadar değer veriyor olsaydın şu an yanımda olurdun...
Bu kastettiğimin işinle ilgisi yok ...Ama yalvarırım beni çocuk sanmayı bırak..Yani benimle olmak için tüm hayatını silmek zorunda değilsinki...Sadece bana “gel” diyeceksin o kadar...Sonra hazır olduğunda seni yoran ,değiştiren bu hayattan istiyorsan vazgeçeceksin.Ben senden yalnızca seni istiyorum.Belki bunu düşünmek hiç hoş değil ama ya Dilek...hangi senleri kabul eder sence....Başarılı bir yuppie yarattı senden onu tebrik etmek gerekir.Ama o fiyakalı arabadan inip takım elbiseleri çıkardığında yatağa uzandığında kimsin sen?...Allahaşkına senin yüreğin nerede?Ya hayata olan inancın...Bir sahil kasabasında belediyede işçi olacağım ben(çöpçüler o ara çok kazanıyordu diye çöpçü dememiştin) diyen evimizin bahçesinde üzerine atlayan oğlan ve kız çocuklarla karşılayacağım(oğlum deniz kardeşinin adının elif olduğunu söylüyor) odasına geçip klavyeye oturunca hayranlıkla dinleyip defalarca yüreğine sarılacağım o adam nerde şimdi?Onu büsbütün öldürmüş olamazsın.

Bunları yazmak çok güç..gözlerim dolmadan hele..Seni çok özledim ben..şimdiden...
Canım acıyor..Yol boyunca yazsam içimdeki zehir bitmez gibi...Ama bunları birde sabah ekrandan sana yazmak var....


*****
...şimdilik....
Sana gülüm diyorum...bugün ayrılığımızın binkere bininci günü...galiba
(alıntı)
 

HTML

Üst