Aydınlanma Şehitlerimizin Yolundayız

Vtnsvr

New member
Altan Arısoy

Türkiye Cumhuriyeti 86 yıl önce, emperyalizme karşı verilen ve yıllarca süren topyekun bir var oluş savaşından sonra kuruldu.
Temel harcında su yerine şehit kanları vardır..
Bu kan Atatürk ilkeleriyle karıldı. Türkiye Cumhuriyeti’nin temel harcı oluşturuldu. Ve bu yeni devlet aydınlanma savaşçılarımızın öncülüğüyle, ulusumuzun özverisiyle yapılandırıldı. Eğitim, tarım, sanayi, ticaret, madencilik, siyaset ve hukuk alanlarında dünyanın imrenerek baktığı büyük atılımlar yapıldı.
Cumhuriyetimizin öncüleri bir daha başka devletlere yem olmamak için, huzur için, güven için, Yokluktan-yoksulluktan- çaresizlikten kurtulmak için, çağdaş uluslar düzeyine ulaşmak için aklın ve bilimin yolunu seçtiler.
Emperyalizme de, gericiliğe de ödün vermediler !..

Ama 1946 yılında çok partili düzene geçer geçmez siyaset dediğimiz yönetme sanatı aydınlanmadan, doğruluktan, dürüstlükten, akıl ve bilimin yol göstericiğinden uzaklaşarak çıkar sağlamaya, halkı kandırmaya, tuzağa düşürmeye ve oy avcılığına dönüştürüldü…
Başta tarikatlar ve cemaatler olmak üzere ilkel ve batıl olan bütün zararlı oluşumlar beslendi. Ödün üstüne ödün verilerek Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkeleri hedef haline getirildi.
O günden bu güne kadar siyaset erbabı demokrasi sözcüğünü bir kılıf gibi kullanarak demokrasiyi ve hukuku katletmeye devam etmektedir. Bu kılıf altında cumhuriyetimize kastedilmektedir..
Bugün, kökenleri yüzlerce yıl öncesine dayanan iç ve dış düşmanlar sahneye çıkmış, cumhuriyetimizi yok etmek için işbirliği yapmaktadırlar…

Bütün bunlara karşın cumhuriyetimizi inşa etmeye çalışan, ona kol kanat olmaya çalışan aydınlarımız asla yollarından dönmediler.
Mustafa Fehmi Kubilay’dan bugüne kadar şehit edilen devrim ve demokrasi şehitlerimiz Doğan ÖZ, Bedri KARAFAKİOĞLU, Bedrettin CÖMERT, Cavit Orhan TÜTENGİL, Abdi İPEKÇİ, Ümit KAFTANCIOĞLU, Bahriye ÜÇOK,Muammer AKSOY, Turan DURSUN, Uğur MUMCU, Ahmet Taner KIŞLALI, Eşref BİTLİS, Necip HABLEMİTOĞLU, Mustafa Yücel ÖZBİLGİN….
Ve daha adını sayamayacağımız öğretmeninden askerine; hukukçusundan öğrencisine binlerce aydınlık savaşçısını saygıyla anıyor ve huzurlarında eğiliyoruz..
Onların bize şöyle seslendiklerini duyar gibiyiz:
“Hangi gece vardır ki güneş doğmasın. Hangi karanlık vardır ki aydınlığa boyun eğmesin…
Bizi öldürerek yok edemezler. Ölüm ancak bedenlerimizi alır. Fakat düşüncelerimiz sonsuza kadar yaşayacaktır.
Bize ölüm yok!..”

Bedenleri aramızdan alınanları ister meczuplar, ister İran şeriat ihracatçıları, ister mafya çeteleri, ister başka devletlerin istihbarat örgütleri veya yerli maşaları öldürsün, hiç fark etmez…
Hepsinin ortak katili emperyalizmdir!...
Siyasal dinciliği Türkiye’nin başına bela eden, Türkiye’yi akıl ve bilim yolundan ayıran, PKK’yı besleyip büyüten, bütün ayrımcılıkları körükleyen, Ermeni isteklerini dayatan, Kıbrıs’ Türkiye’den koparmak isteyen ve Türkiye’yi ekonomik bunalımlara sürükleyen emperyalizmdir!..
Emperyalizm her zaman içimizdeki çıkar ve ihanet çevrelerini kullanmasını bilmiştir.
Ulusal savaşımın doruğa çıktığı dönemlerde gerilemiş, kısa sürede destek verdiği çevreleri iktidara getirerek egemenliğini yeniden kurmuştur.
Bu arada aydınlanma savaşçılarımız hapsedilmiş, kıyılmış, sürülmüş, öldürülmüştür.
Ama öldürülerek yok edildiği düşünülen o yürekler hiç susmamışlardır.
Onların aydınlık düşünceleri zafere kadar daha da güçlenecek ve zaferden sonra da Atatürk Türkiye’sine rehberlik edeceklerdir…
Çünkü; aydınlıkla karanlığın savaşını her zaman aydınlık kazanmıştır..

İşte bu nedenle Türkiye’de ve Türklerin yaşadığı ülkelerde demokratik kitle örgütlerince Uğur Mumcu’nun öldürüldüğü 24 Ocak ile Muammer Aksoy’un öldürüldüğü 31 ocak arasındaki hafta 16 yıldır Adalet ve Demokrasi Haftası olarak anılmaktadır.
Biz sözde değil, özde Atatürkçüler, Türk devrimine, gerçek adalete ve gerçek demokrasiye inananlar öldürülen aydınlanma savaşçılarımızın yolundayız...
Başta Atatürk’ün aydınlattığı bu yolda yılmadan savaşacağımıza, gecenin karanlığına karşı, mistik ve doğmatik cehaletin karanlığına karşı, cumhuriyet devrimi ve demokrasi şehitlerimizin ışığını alnımızda; fikirlerini aklımızda ve cesaretlerini yüreklerimizde taşıyarak Türk ulusuna hizmet etmeye devam edeceğimize söz veriyoruz !…
Biliyoruz ki; uygarlık insan toplumları için tıpkı güneş gibi bir yaşam kaynağıdır. Ona uzak kalanlar uzun süre yaşayamazlar…
İnanıyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti bugünkü tuzaklardan da kurtulacak; sonsuza kadar özgür ve bağımsız olacaktır. Yurttaşlarımız barış içinde, kardeşlik içinde; mutluluk içinde yaşayacaktır…
Biz bu yolda baş koyduk..
Ne Atatürk’ün ne de aydınlanma şehitlerimizin yolundan asla dönmeyeceğiz…

Bugün birlik olma günüdür.
Bugün Atatürk’e ve Türkiye Cumhuriyetine her zamankinden daha güçlü bir şekilde sahip çıkma ve savunma günüdür !...
Kurtuluş bütün Atatürkçülerin bir vücut olarak birleşmelerinden geçmektedir…
Yaşasın Türk devrimi !..
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!...

Altan ARISOY

(NOT: Adalet ve Demokrasi Haftası nedeniyle 27.01.2009 günü yaptığım konuşma ve açıklamadır. Hitap sözleri çıkarılmıştır. )

http://www.hakimiyetimilliye.org/index.php?news=3445
 

p432

New member
Bugün birlik olma günüdür.
Bugün Atatürk’e ve Türkiye Cumhuriyetine her zamankinden daha güçlü bir şekilde sahip çıkma ve savunma günüdür !...
Kurtuluş bütün Atatürkçülerin bir vücut olarak birleşmelerinden geçmektedir…
Yaşasın Türk devrimi !..
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!...

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
 

HTML

Üst