AntidepresaN
New member
Aydın Olmak İçin Hain mi Olmak Lazım?..
AKP iktidarının işbaşına gelmesiyle birlikte Türkiye’de yeni bir “Aydın” profili ortaya çıktı. Kendisini Türk hissetmeyenler, Türk kelimesinden nefret edenler, rejimi değiştirmek isteyenler, Türkiye’nin en eğitimli ve disiplinli kurumu Türk Silahlı Kuvvetlerini saf dışı etmek isteyenler ve AB’nin dayattığı Sevr benzeri bir anlaşmanın bir an önce uygulamaya girmesi için şaçlarını süpürge edenlerin hepsi bir safta toplanmış. Bu familyadan olan tipler, medyanın köşe başlarına getirildiği için kendi progamlarında ve köşe yazılarında birbirlerini övüp “Aydın” diye tanıtıyorlar. Dikkat ederseniz bu tiplere kendilerinden başka hiç kimse “Aydın” demiyor. AB’nin son ilerleme raporu yine milletten gizleniyor. Raporun İngilizce metninde, oynanan oyun o kadar açık belirtiliyor ki. PKK’nın bugünlerde sözde ateşkes ilanına hazırlanması boşu boşuna değil. Resmen AB ve ABD’nin emirlerini yerine getiriyorlar. Raporun İngilizcesinde açıkça PKK ile masaya oturulması ve Kürt sorunun çözülmesi isteniyor. Türkçesi milletten saklanan ve medyanın da tepeden emirlerle irdelemediği raporda daha da korkunç ifadeler var. AB hepimizin bildiği, Hırantaların ve Pamukyanların yanı sıra yeni türeme yazarların da isimlerini vererek “Aydın” olarak korunmasını emrediyor. Akıl alacak gibi değil. Orhan Pamuk gibi resmen başkalarında alıntı yaptığı ispat edilen biri ile “Ermeni meselesini ABD’de olduğum dönemde öğendim” diyerek yalan yanlış kitap yazan ve sadece Türk milletine hakaret ettiği için ünlü olan Elif Şafak gibi bir tipin yanı sıra TSK aleyhine yalan yanlış her hakareti yapanlar artık “Aydın” olarak anılıyor. AB’de son raporuna koyarak koruma altına alıyor. AKP hükümeti de milleti uyutmaya ve bu türetilme Aydınlara ortak amaç(!) doğrultusunda sonuna kadar destek vermeye devam ediyor. Dağdaki şerefsiz hainin yüz yüze gelmeye korktuğu için mayın döşeyerek şehit ettiği tertemiz Mehmedimizin ailesini “ ben başbakanım çok sitem ediyorlar bunları dinleyemem…” diyerek başsağlığı için bile aramak istemeyen başbakan Erdoğan, roman adı altında millete hakaret eden, iftira atan, hayatında tanımadığı Elif Şafak denilen tipi, mahkeme sonrasında arayıp “geçmiş olsun “ diyor ve doğan bebeğini kutluyor. Breh..breh..breh… Bu herkesin tanıdığı pişkin emir kulları toplanıp “Türkiye’de milleti nasıl böleriz, satarız, parçalarız, ve sahiplerimize nasıl hizmet ederiz?..” diye konuştuklarında “Aydınlar Fikir Teatisi yapıyor…” oluyor. Vatanını, milletini seven ve kollayanlar “ Memleket elden gidiyor, Atatürk düşmanları tarikatlar ve teröristler devleti ele geçirdi. Millet şerefsizce ve onursuzca yönetiliyor, bir şeyler yapalım, sözde Müslüman özde uşak ve paragöz işbirlikçiler vatanı satmaya başladılar…” diyenler ve bu amaçla toplananlar da AKP, ABD ve AB tarafından ortak bir yaklaşımla anında
“ Çeteciler faaliyette…” olarak nitelendiriliyor ve gözaltına alınıyorlar.
Değerli okurlar AB’nin son raporu ile resmen koruma altına alınan bu tırışkadan aydınların hepsini toplasanız 30’u geçmez. Bunlar Türkiye’nin ve Türk milletinin aleyhine her olayda yırtık dondan çıkar gibi ortaya çıkıp ön saflarda yer alırlar. Her konunun uzmanıdırlar. İşin ilginç tarafı, ( gerekirse tek tek sayarım ) bunların yarısı liseyi zor bitirmiş. Bazıları bitirememiş bile. Üniversite kazanacak zeka yapısına sahip değil. Çoğu “ Adam olamadı gazeteci olsun” diye gazetelere babası ya da akrabaları tarafından getirilmiş tipler. Türkiye coğrafyasında İstanbul’un barlarından ve meyhanelerinden başka yer bilmezler. En iğrenç olanı da AB’den Sevr dayatmacısı tipler geldiği zaman onların yanına yalakalık olsun diye giderler. Yarısı şorolo ya da lezbiyen olan bu zevatın Beyoğlu batakhanelerinde zil zurna sarhoş olup, bir gecelik partner ararken, gecenin ilerleyen saatlerine kadar bunların yanında yılışık yılışık konu mankenliği yaparlar. Çoğunun yabancı dili olmadığı için “Hıı hııı… Yess.. Gud gud.. Yaaa…Şön… Hah hah hah…” şeklinde pişmiş kelle gibi sırıtarak yağcılıklarına pek çok kez göz tanığı olan bir gazeteciyim. Tekrar ediyorum hem yerlileri hem de yabancıları isim isim sayarım... Kimseyi kandıramazlar! Şimdi soruyorum: Eğitimli, donanımlı, bilgili, vizyon sahibi, aile terbiyesi almış, satılmamış ve vatansever, akademisyenlerimiz, sanatçılarımız, dünya çapında bilim adamlarımız, araştırmacılarımız neden bu ülkede “Aydın” olarak anılmazlar ve medya patronları bunlara neden gitmez? Türkiye’de “Aydın” olmak için “vatan haini” mi olmak lazım?
Vedat Yenerer
AKP iktidarının işbaşına gelmesiyle birlikte Türkiye’de yeni bir “Aydın” profili ortaya çıktı. Kendisini Türk hissetmeyenler, Türk kelimesinden nefret edenler, rejimi değiştirmek isteyenler, Türkiye’nin en eğitimli ve disiplinli kurumu Türk Silahlı Kuvvetlerini saf dışı etmek isteyenler ve AB’nin dayattığı Sevr benzeri bir anlaşmanın bir an önce uygulamaya girmesi için şaçlarını süpürge edenlerin hepsi bir safta toplanmış. Bu familyadan olan tipler, medyanın köşe başlarına getirildiği için kendi progamlarında ve köşe yazılarında birbirlerini övüp “Aydın” diye tanıtıyorlar. Dikkat ederseniz bu tiplere kendilerinden başka hiç kimse “Aydın” demiyor. AB’nin son ilerleme raporu yine milletten gizleniyor. Raporun İngilizce metninde, oynanan oyun o kadar açık belirtiliyor ki. PKK’nın bugünlerde sözde ateşkes ilanına hazırlanması boşu boşuna değil. Resmen AB ve ABD’nin emirlerini yerine getiriyorlar. Raporun İngilizcesinde açıkça PKK ile masaya oturulması ve Kürt sorunun çözülmesi isteniyor. Türkçesi milletten saklanan ve medyanın da tepeden emirlerle irdelemediği raporda daha da korkunç ifadeler var. AB hepimizin bildiği, Hırantaların ve Pamukyanların yanı sıra yeni türeme yazarların da isimlerini vererek “Aydın” olarak korunmasını emrediyor. Akıl alacak gibi değil. Orhan Pamuk gibi resmen başkalarında alıntı yaptığı ispat edilen biri ile “Ermeni meselesini ABD’de olduğum dönemde öğendim” diyerek yalan yanlış kitap yazan ve sadece Türk milletine hakaret ettiği için ünlü olan Elif Şafak gibi bir tipin yanı sıra TSK aleyhine yalan yanlış her hakareti yapanlar artık “Aydın” olarak anılıyor. AB’de son raporuna koyarak koruma altına alıyor. AKP hükümeti de milleti uyutmaya ve bu türetilme Aydınlara ortak amaç(!) doğrultusunda sonuna kadar destek vermeye devam ediyor. Dağdaki şerefsiz hainin yüz yüze gelmeye korktuğu için mayın döşeyerek şehit ettiği tertemiz Mehmedimizin ailesini “ ben başbakanım çok sitem ediyorlar bunları dinleyemem…” diyerek başsağlığı için bile aramak istemeyen başbakan Erdoğan, roman adı altında millete hakaret eden, iftira atan, hayatında tanımadığı Elif Şafak denilen tipi, mahkeme sonrasında arayıp “geçmiş olsun “ diyor ve doğan bebeğini kutluyor. Breh..breh..breh… Bu herkesin tanıdığı pişkin emir kulları toplanıp “Türkiye’de milleti nasıl böleriz, satarız, parçalarız, ve sahiplerimize nasıl hizmet ederiz?..” diye konuştuklarında “Aydınlar Fikir Teatisi yapıyor…” oluyor. Vatanını, milletini seven ve kollayanlar “ Memleket elden gidiyor, Atatürk düşmanları tarikatlar ve teröristler devleti ele geçirdi. Millet şerefsizce ve onursuzca yönetiliyor, bir şeyler yapalım, sözde Müslüman özde uşak ve paragöz işbirlikçiler vatanı satmaya başladılar…” diyenler ve bu amaçla toplananlar da AKP, ABD ve AB tarafından ortak bir yaklaşımla anında
“ Çeteciler faaliyette…” olarak nitelendiriliyor ve gözaltına alınıyorlar.
Değerli okurlar AB’nin son raporu ile resmen koruma altına alınan bu tırışkadan aydınların hepsini toplasanız 30’u geçmez. Bunlar Türkiye’nin ve Türk milletinin aleyhine her olayda yırtık dondan çıkar gibi ortaya çıkıp ön saflarda yer alırlar. Her konunun uzmanıdırlar. İşin ilginç tarafı, ( gerekirse tek tek sayarım ) bunların yarısı liseyi zor bitirmiş. Bazıları bitirememiş bile. Üniversite kazanacak zeka yapısına sahip değil. Çoğu “ Adam olamadı gazeteci olsun” diye gazetelere babası ya da akrabaları tarafından getirilmiş tipler. Türkiye coğrafyasında İstanbul’un barlarından ve meyhanelerinden başka yer bilmezler. En iğrenç olanı da AB’den Sevr dayatmacısı tipler geldiği zaman onların yanına yalakalık olsun diye giderler. Yarısı şorolo ya da lezbiyen olan bu zevatın Beyoğlu batakhanelerinde zil zurna sarhoş olup, bir gecelik partner ararken, gecenin ilerleyen saatlerine kadar bunların yanında yılışık yılışık konu mankenliği yaparlar. Çoğunun yabancı dili olmadığı için “Hıı hııı… Yess.. Gud gud.. Yaaa…Şön… Hah hah hah…” şeklinde pişmiş kelle gibi sırıtarak yağcılıklarına pek çok kez göz tanığı olan bir gazeteciyim. Tekrar ediyorum hem yerlileri hem de yabancıları isim isim sayarım... Kimseyi kandıramazlar! Şimdi soruyorum: Eğitimli, donanımlı, bilgili, vizyon sahibi, aile terbiyesi almış, satılmamış ve vatansever, akademisyenlerimiz, sanatçılarımız, dünya çapında bilim adamlarımız, araştırmacılarımız neden bu ülkede “Aydın” olarak anılmazlar ve medya patronları bunlara neden gitmez? Türkiye’de “Aydın” olmak için “vatan haini” mi olmak lazım?
Vedat Yenerer
maalesef durum bu