Ayıyı Öldürmeyene Tavşan Gibi Koşmak Düşer

Vtnsvr

New member
Fatma Sibel Yüksek




AKP KAPATILMALI MI?

Şahsi görüş: Kesinlikle ve derhal..Çünkü AKP, 'demokrasi' kavramının içini boşaltarak ve anayasayı sürekli ihlal ederek ülkeyi tarihinin en büyük siyasi ve ekonomik kaosuna sürüklemiştir.

Sayın Başbakan, siz öyle çok hata üretmiş bir adamsınız ki… Sürekli 'ikilik yaratma" üzerinden siyaset yaptınız. Dindarlar-laikler, türbanlılar türbansızlar, millet- devlet, iki koyun güdebilenler ile bir terrier köpeği bile gezdiremeyenler vs. Yüzde 47 oy bile öfkeli, hırslı, gerginlikten beslenen kişiliğinizi dizginleyemedi. Sözü, daha fazla uzatmanın anlamı yok. Kendinize de, ülkeye de çok büyük zararlar verdiniz. Ülkeyi her türlü bölünmenin eşiğine getirdiğiniz gibi ekonomide istikrar sağladığınız da doğru değil...AKP'lisi, CHP'lisi vatandaş olarak hepimiz işsizlikten veya düşük ücretlerle çalışmaktan perişanız. Siz nasıl "milletten yanasınız "ki böyle bir sosyal güvenlik yasası içinize sinebildi?

Sayın Başbakan, AKP kapatılırsa kendi adıma, genel merkez binanızın önünde davul- zurna çaldıracağım. Fiyatları şimdiden araştırdım. Çinçin bağlarındaki meslek erbâbı, "İki kişi 50 YTL'ye geliriz abla, yalnız taksi parası senden" dediler..

PARTİ KAPATMAK ÇAĞDIŞI BİR DAVRANIŞ MIDIR?

Aksine, son derece 'çağiçi' bir davranıştır.

Her çağdaş ülkenin anayasasında siyasi partilerin kapatılması ile ilgili hükümler vardır. Türkiye'nin "batı demokrasisini özümsemediği" gerekçesi ile AB'ye alınmasına hep karşı çıkmış olan Avusturya, anayasaya aykırı söylemleri nedeniyle büyük bir oy potansiyeli yakalamış olan Heider'in partisini kapatmıştır.

Durup dururken parti kapatmak nasıl demokrasi ayıbıysa, anayasayı sürekli ihlal etmek ve Siyasi Partiler Kanunu'nu her gün çiğnemek de demokrasi ayıbıdır. Ayrıca Başbakan kendi ağzıyla söyledi, "Biz on altı milyon kişiyiz" diye. Seçmen sayısı 48 milyon olduğuna göre, geriye kaldı 32 milyon..Ayrıca, on altı milyon insanın on altı milyonu da size cumhuriyetin değerleri ile çatışın, ülkeyi satın diye oy vermedi.

YARGIYA SAVAŞ AÇMAK AKP'YE İYİ GELİR Mİ?

Gelmez. Tayyip Bey, boynunun damarlarını şişire şişire bağırmaktan artık vazgeçmelidir. Artık biraz istirahat etmeli ve "Ben niye bu kadar sinirliyim?" diye düşünmelidir. Yaşadığı ve yaşattığı gerilim, kendisini siyaset sahnesine çıkaranları bile hayatından bezdirmiştir.

"Bizi millet getirdi, millet gönderir"demek, demokrasiyi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ilkelerini hiç bilmemekle eş anlamlıdır. Türk milletinin tek değeri seçim sandığı değildir. Mahkemeler ve siyasi partileri izlemekle yükümlü savcılıklar da bu milletin kurumlarıdır.

Seçim sandığı millet iradesini temsil ediyor da, Anayasa Mahkemesi'nin kararları neyi temsil ediyor?

Unutmayın Sayın Başbakan, size siyasetin yolunu açan yargı kararları da "Türk milleti adına" ibaresi ile başlıyordu..Siz bu milletin kurumlarını 'millet adına' karşınıza alıp millet kavramını sadece "aldığın oy kadar konuş" meselesine indirgediniz.

Şunu da ekleyelim ki, 3,5 milyar maaşla çalışan Şanlıurfa doğumlu Sayın Başsavcı, "millet" kavramına oğulları ve damatları askerlik yapmayan, daha 28 yaşında armatör ve holding başkanı olanlardan daha yakın bir tiplemedir..

BAŞSAVCIYA YENİ YASALAR ÇIKARARAK ÇELME TAKILABİLİR Mİ?

Akıldan bile geçirmemekte fayda vardır.

AKP, siyasi amaçları için alelacele devreye soktuğu yasal düzenlemelerin hepsini eline yüzünü bulaştırmıştır. İşte türban, işte 11. cumhurbaşkanını halkın seçmesi ile ilgili madde, işte ortaya bir türlü çıkamayan yeni anayasa taslağı..Bunların hepsi, meclis çoğunluğunu kötüye kullanarak demokrasiye zarar vermenin halis örnekleridir.

Mesele "benim 16 milyon oyum var, sen kimsin?" meselesi değildir.Yargıya karşı girişilen siyasi ataklar, öncekiler gibi çarşafa dolanabilir. Meclis çoğunluğuna sahip olmak, Meclis'i babamızın çiftliğine çevirme hakkına sahip olduğumuz anlamına gelmez..

Sayın Devlet Bahçeli de AKP'yi böyle işlere yüreklendirmeden önce, destek verdiği türban yasasının hangi noktaya geldiğine bakmalıdır..

"KAPATMAYI LAİKLİĞE DAYANDIRMAK YANLIŞ" DİYENLER:"

"Savcının kapatma davasını laiklikten açması çok yanlış, yolsuzluktan vatana ihanetten açsaydı…" diye ahkâm kesenler, yeterince bilgi sahibi olmadan konuşmakta ve Bahçeli'nin düştüğü hataya düşmektedirler.

Parti kapatmanın hangi esaslara istinaden yapılabileceğini Anayasa'nın 68 ve 69. maddeleri düzenlemiştir. Erdoğan ve çeşitli bakanlarla ilgili olarak düzenlenmiş yüzlerce fezleke Meclis Başkanlığı'nın raflarında tozlanmaktadır. AKP çoğunluğunun elindeki Meclis, dokunulmazlıkları kaldırıp yargılanmalarını önünü açmadıkça, yapılabilecek hiçbir şey yoktur.

Ayrıca, "laiklik deyince millet rahatsız oluyor?" demek de ne anlama geliyor? Laiklik bu ülkenin çimentosudur. Demokrasinin en temel güvencesidir. Kimsenin laiklikten rahatsız olmaya hakkı olamaz, "Rahatsız olanlar var" diyerek halk goygoyculuğuna soyunamaz…

ANAYASA MAHKEMESİNİN KARARI NE OLUR?

Bilemeyiz.. "Hangi anayasa mahkemesi üyesini hangi cumhurbaşkanı atamıştı" diye listeler tokuşturmak da abesle iştigaldir.

Kapatma kararı AKP'yi daha da güçlendirebilir mi? Onu da bilemeyiz..Yargı, önündeki dosyaların siyasi sonuçları ile ilgilenmez. Biz, mahkeme kararını tartışıp durmaya devam ederiz ama AKP, kapatılınca da kapatılmış olur..Herkes önüne bakmak zorunda kalır..

Siyaset yeniden şekillenir. "Kapatılan her parti daha da güçlenerek gelir" diye bir şart da yoktur. RP kapatılınca Fazilet Partisi daha da güçlenerek mi geldi? AKP tarihimizde son derece 'özel' bir operasyondur. Bu operasyonun ne kadar "özel" olduğunu Sayın Başbakan bizzat BOP eşbaşkanı olduğunu söyleyerek, kendi ağzıyla açıklamıştır..Şimdi şartlar farklıdır. "BOP eşbaşkanının" bu görevi başarıyla ifa edip etmediği tartışmalıdır.

EN FECİ DURUM SENARYOSU:

Yüce mahkemenin işine karışılmaz ama, en feci karar, Cumhurbaşkanı olduğu için Gül'e dokunamayıp AKP'yi de kapatmamak, buna karşılık aralarında Erdoğan'ın da bulunduğu 60-70 kişiye siyaset yasağı getirmek olur.

Bu durumda, AKP Meclis'teki çoğunluğunu korur, uluslararası destekle Gül güçlenir.

Başkanlık sisteminin önü açılır. Federasyonlaşma ete kemiğe bürünür. Bu iş, küresel güçler açısından artık sorun teşkil etmeye başlayan Erdoğan'ın tasfiyesinden, yani "safraların atılmasından" başka bir işe yaramaz.

Gül'ü siyaset yasağı kapsamına sokan, buna karşılık AKP'yi kapatmayan bir karar da ortalığı başka türlü karıştırır.

Ortaya çıkan yeni Meclis yapısı, yeni cumhurbaşkanını seçemez. Siyasi kriz çıkar, seçime gidilir. Seçime giderken Abdüllatif Şenen gibisinden bir siyasi aktöre parti kurdurup, Erdoğan'ın karizmasından artık yararlanamayacak olan AKP'nin oylarını bölebilirseniz ne âlâ…Yoksa yeniden oy kaybederek de olsa sandıktan birinci parti olarak çıkan bir AKP, yüzde 15'i yüzde 16"ya çıkaran bir CHP, yine aynı oranları alan bir MHP vs. gibi zayıf bir Meclis yapısı, bizi otuz yıl sürecek siyasi krizlere sürükleyebilir. Burası El Salvador gibi bir yer olur. Her hafta bir darbe yapılır. Darbe yapma sırası başçavuşlara kadar iner de siz Ergenekon'u, biz de Tayyip Erdoğan'ı mumla ararız! You tube'a "karşılıklı" verilen videolarla da çileli hayatlarımızı şenlendiririz…

DİLEK, TEMENNİ VE ENDİŞE BÖLÜMÜ:

Parti kapatmak pek hoşa giden ve sorunları çözen bir davranış olarak algılanmasa da, bu yola bizim adımıza da çıkmış olanların süreci sonuna kadar götürmekten başka çareleri yoktur.

Avcılıkta en tehlikeli iş, ayıyı yaralı bırakmaktır. Kimsede ikinci bir 27 Nisan bozgununu kaldıracak takat kalmamıştır. Arkasında neyin olduğu en azından benim tarafımdan iyi anlaşılamamış bu parti kapatma süreci, Anayasa Mahkemesi'nin ret kararıyla sonuçlanırsa, üste bir de Fethullah Gülen Türkiye'ye getirilirse, son barut da atılmış olur...

İşçiler, emekçiler AKP'nin küresellerin emriyle halk düşmanı yasalar çıkarmasına tepki göstermeye başlamışken, sendika başkanlarına "Parti kapatılmasına karşıyız" demeci vermek zorunda bırakanları, o zaman AKP'den önce bizim dövmemıiz icap eder..

Bu şartlarda, kapatılmaya "hayır" oyu veren üyeler dahil herkes kendine yaşayacak yeni bir ülke aramalıdır. Ben burada kalıp şerefimle çile çekmekten veya ölmekten yanayım…

NOT: "Taraf" gazetesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrrahman Yalçınkaya'nın yargılanması için kampanya başlatmış!

Taraf önce kendi tirajını üç-beş binden kurtarmak için kampanya başlatsın. Trilyonlar harcanan gazetenin tirajına bak! Bizim yazarlarımızın okunma sayısı kadar..Çok güldüm, Allah da Ahmet Altan'ı güldürsün...
 

sssubay

New member
Millet uyanamıyor,
iki üç televizyon dışında akpnin yanlışlarına gösteren kanal yok.
E uykudaki millette o iki üç kanalı zaten kara listesine almış ne dese adamlara yalan geliyor.
Kim uyandıracak bu milleti. ah şu medya bi sirkilse kendine gelse.
 

USLanmAZ™

FORMUN USLANMAZI
Millet uyanamıyor,
iki üç televizyon dışında akpnin yanlışlarına gösteren kanal yok.
E uykudaki millette o iki üç kanalı zaten kara listesine almış ne dese adamlara yalan geliyor.
Kim uyandıracak bu milleti. ah şu medya bi sirkilse kendine gelse.
arkadasım ıyı dıyosun guzel dıyosun da biz millet olarak uyanma niyetimiz yok ki.......İstersen HH ye bakıp gorebılırsın bunu......Bakın en cok yorum eklenmis , en cok goruntulenmıs konular hep YA TÜRBAN , YA LAİKLİK... burada en sucsuz medya....biz artık 30-40 dır tartısılıp cozume varılmamıs konulara pirim vermesek...kımse bunlara konusmaz....


Bir örnek daha...YURDUM İNSANINA ANKET YAPMISLAR

--EN COK SEVEREK İZLEDİGİNİZ TV PROGRAMLARI HANGISI DIYE??

yurdum insanı cevap vermıs

---%80 nin üzerinde BELGESEL cıkmıs..

AMA verilmeye baslanan belgesel programların izlenme oranları %5 in ustunde cıkmamıs...



Cümlemize iyi uykular.....
 

HTML

Üst