AntidepresaN
New member
Avrupa Yolunda... İşlerim Yolunda...
* ''Avrupa Yolunda'' tanımlaması ne anlama geliyor?
* Bazı kişiler ve çevreler bu tanımlamayı neden sık sık kullanıyorlar?
Çok merak ediyorum, bu ifade onlar için neyi açıklar? Olaya çok tarafsız, fazla iyi niyetle ve biraz da ''safça'' bakmaya çalışalım.
1) Bu insanların bir kısmı ''Avrupa Yolunda'' derlerken ve bunu bir slogan olarak kullanırken belki de Türkiye'nin gerçekten AB'ye üye olma yolunda Brüksel'le görüşmeler yaptığına inanıyorlar. Peki, bu insanlar şu hususları hiç mi bilmiyorlar?
- Türkiye ile AB arasında görüşme sürecini belirleyen koşulların dengesiz, tek yanlı, üyelik için hiçbir güvence vermeyen; adeta, AB ile ''üyelik getirmesi imkânsız hale sokulan'' bir süreç olduğunun farkında değiller mi?
- Görüşmeler boyunca Türkiye'yi Lozan'dan Sevr'e taşıyacak bir sürecin fiilen başlatıldığını; Kıbrıs'ın bu yüzden gittiğini, Ege'nin gitmekte olduğunu; Kürdistan projesinin bir ayağının Brüksel kıskacı ve boyunduruğu ile gerçekleştirilmeye başlandığını göremiyorlar mı?
2) Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye yönelik politikalarını da bilmiyor olabilirler. AB'nin bizi almaya karar verdiğini; bu yüzden bizimle görüştüğünü; bütün kabahatin Türkiye'de olduğunu; bazen bizim başbakanların AB'yi elinin tersiyle ittiğini dahi sanabilirler.
Sivil darbecilerin sloganı
3) Türkiye-AB ilişkilerinin gerçek gidişini biliyorlarsa, Türkiye'nin AB'ye alınmadığının, AB'nin denetimi altına alındığının farkındaysalar ve buna rağmen ''Avrupa Yolunda'' sloganını kullanıyorlarsa o zaman başka şeyler düşünmemiz gerekir. Acaba ne gibi şeyler düşünmemiz söz konusu olur?
- Türkiye AB'ye alınmadan, AB'nin sömürgesi durumuna da gelse bu çevreler bundan yarar sağlayan azınlıktaki insanlar olabilirler. Türkiye'deki oligarşik düzenin ''yöneten kısmının'' içinde bulunan insanlar olmalılar. Batı tekellerinin Türkiye'deki ortakları, taşeronları, üst düzey çalışanları gibi...
- Daha belirgin olarak ''AB kurumlarından özel çıkar sağlayan çevreler'' olabilirler. Yardım alan kimi sivil toplum örgütlerinden bireysel getirilere kadar her şey bunun içine girer.
- Türkiye'deki bölücü eylemlerin AB'den medyatik, siyasal, parasal ve askeri destek alan örgütler ve sempatizanları için ''Avrupa Yolunda'' , vazgeçilmez bir slogandır.
- Bir de kimi İslamcı siyasileri unutmayalım; AB (ve ABD) ile aralarında bazı ortak noktalar var; Cumhuriyet ve Atatürk karşıtlığı bunların başında geliyor. Ordunun bu konulardaki geleneksel duyarlılığı, TSK'yi ortak hedefleri arasına almalarına yol açmıştır.
Sevgili okurlar, ''Avrupa yolunda...'' diyenleri iyi izleyiniz. Çünkü genellikle ''Avrupa yolunda... işlerim yolunda'' diyemedikleri için sadece iki sözcüğü söylüyorlar, diğerlerini ancak içlerinden, sessizce tekrarlıyorlar...
Sessiz ve sivil darbenin ortakları olarak...
Erol Manisalı
* ''Avrupa Yolunda'' tanımlaması ne anlama geliyor?
* Bazı kişiler ve çevreler bu tanımlamayı neden sık sık kullanıyorlar?
Çok merak ediyorum, bu ifade onlar için neyi açıklar? Olaya çok tarafsız, fazla iyi niyetle ve biraz da ''safça'' bakmaya çalışalım.
1) Bu insanların bir kısmı ''Avrupa Yolunda'' derlerken ve bunu bir slogan olarak kullanırken belki de Türkiye'nin gerçekten AB'ye üye olma yolunda Brüksel'le görüşmeler yaptığına inanıyorlar. Peki, bu insanlar şu hususları hiç mi bilmiyorlar?
- Türkiye ile AB arasında görüşme sürecini belirleyen koşulların dengesiz, tek yanlı, üyelik için hiçbir güvence vermeyen; adeta, AB ile ''üyelik getirmesi imkânsız hale sokulan'' bir süreç olduğunun farkında değiller mi?
- Görüşmeler boyunca Türkiye'yi Lozan'dan Sevr'e taşıyacak bir sürecin fiilen başlatıldığını; Kıbrıs'ın bu yüzden gittiğini, Ege'nin gitmekte olduğunu; Kürdistan projesinin bir ayağının Brüksel kıskacı ve boyunduruğu ile gerçekleştirilmeye başlandığını göremiyorlar mı?
2) Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye yönelik politikalarını da bilmiyor olabilirler. AB'nin bizi almaya karar verdiğini; bu yüzden bizimle görüştüğünü; bütün kabahatin Türkiye'de olduğunu; bazen bizim başbakanların AB'yi elinin tersiyle ittiğini dahi sanabilirler.
Sivil darbecilerin sloganı
3) Türkiye-AB ilişkilerinin gerçek gidişini biliyorlarsa, Türkiye'nin AB'ye alınmadığının, AB'nin denetimi altına alındığının farkındaysalar ve buna rağmen ''Avrupa Yolunda'' sloganını kullanıyorlarsa o zaman başka şeyler düşünmemiz gerekir. Acaba ne gibi şeyler düşünmemiz söz konusu olur?
- Türkiye AB'ye alınmadan, AB'nin sömürgesi durumuna da gelse bu çevreler bundan yarar sağlayan azınlıktaki insanlar olabilirler. Türkiye'deki oligarşik düzenin ''yöneten kısmının'' içinde bulunan insanlar olmalılar. Batı tekellerinin Türkiye'deki ortakları, taşeronları, üst düzey çalışanları gibi...
- Daha belirgin olarak ''AB kurumlarından özel çıkar sağlayan çevreler'' olabilirler. Yardım alan kimi sivil toplum örgütlerinden bireysel getirilere kadar her şey bunun içine girer.
- Türkiye'deki bölücü eylemlerin AB'den medyatik, siyasal, parasal ve askeri destek alan örgütler ve sempatizanları için ''Avrupa Yolunda'' , vazgeçilmez bir slogandır.
- Bir de kimi İslamcı siyasileri unutmayalım; AB (ve ABD) ile aralarında bazı ortak noktalar var; Cumhuriyet ve Atatürk karşıtlığı bunların başında geliyor. Ordunun bu konulardaki geleneksel duyarlılığı, TSK'yi ortak hedefleri arasına almalarına yol açmıştır.
Sevgili okurlar, ''Avrupa yolunda...'' diyenleri iyi izleyiniz. Çünkü genellikle ''Avrupa yolunda... işlerim yolunda'' diyemedikleri için sadece iki sözcüğü söylüyorlar, diğerlerini ancak içlerinden, sessizce tekrarlıyorlar...
Sessiz ve sivil darbenin ortakları olarak...
Erol Manisalı