ATO,Halk Bankasının özelleştirilmesine karşı ikinci kez dava açtı!

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Ŧ ℓ ε ŧ ¢ ħ

ےσℓđ
Altın Üye
Katılım
3 Eki 2005
Mesajlar
13,708
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
37

ATO, hissedarı olduğu Halk Bankasının özelleştirilmesine karşı ikinci kez dava açtı.

Ankara Ticaret Odası (ATO), hissedarı olduğu Halk Bankasının özelleştirilmesine karşı ikinci kez dava açtı.

ATO'dan yapılan açıklamaya göre, Danıştay 13. Dairesinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı aleyhine açılan davada, idarenin özelleştirme işlemi ile ilgili 2007/8 sayılı tebliğinin yürürlüğünün durdurulması ve iptali istendi.

Dava dilekçesinde, bankanın kuruluş amacı gözetilmeden alınan özelleştirme kararının hukuka aykırı olduğu ve telafisi imkansız zararlara yol açacağı kaydedildi.

Bankanın kamu yararına faaliyet gösteren bir kurum olması özelliğinin, alınan özelleştirme kararıyla ortadan kaldırıldığı bildirilen dilekçede, "Halk Bankasının özelleştirilmesinde kamu yararı olmadığı gibi, ekonomik kalkınmaya yönelik bir yarar sağlanamayacağı, aksine sosyal dengeleri bozucu ve toplumsal barışı ortadan kaldıran gelişmelere yol açacağı" kaydedildi.

Dava dilekçesinde, ATO üyelerinin de Halk Bankasının müşterisi olduğu vurgulanarak, özelleştirme sonrasında kredi ilişkilerinin ne şekilde süreceği ya da tasfiye edileceğinin belli olmadığına dikkat çekildi.

Tebliğde, Halk Bankasının yüzde 25'ine kadar olan kısmının halka arz yoluyla özelleştirileceği, halka arz işleminin 2007 yılı sonuna kadar tamamlanacağı şeklinde "muğlak" ifadelere yer verildiği bildirilen dilekçede, "Halka arz edilecek oran kesin olarak belirlenmiş değildir. Halka arz ile ilgili oranın net bir biçimde tebliğde yer almamış olması, idarenin yaptığı bu işlemin objektif sınırlar içinde ortaya konulmadığının da göstergesidir" denildi.

Bankanın özelleştirilmesi öncesinde yeniden yapılandırmanın yasal bir zorunluluk olduğu vurgulanırken, yeniden yapılandırma işleminin Banka Genel Kurulu'nda kabul edilen plan doğrultusunda ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalara uygun olarak yapılıp yapılmadığı konusunda bilirkişi incelemesi talep edildi.

ATO Başkanı Sinan Aygün de oda üyelerinin ve ülke ekonomisinin özelleştirme işleminden olumsuz etkileneceğini belirterek, hissedarı olarak odanın, Halk Bankasının müşterileri olan ATO üyelerinin ve ülke ekonomisinin çıkarlarını korumak için bu davayı açtıklarını bildirdi.

Aygün, Halk Bankasının Uluslararası Para Fonunun (IMF) ve Avrupa Birliği'nin (AB) isteği doğrultusunda satılmak istendiğini iddia etti.

KAYNAK
 
ulusal sermayelerimizi bazılarına peşkeş çekenlere SİNAN AYGÜN ve onun gibi birkaç insan karşı çıkıyor lütfen ülkesini seven bütün vatandaşlarımız ulusal sermayenin arkasında dursun ve onların arkasında destekçileri olsunlar
 
Böyle bir konu açılmışken mülk satışlarınada değinmek gerektiğini düşünüyorum..

Geçen yıl, Cumhuriyet tarihinin en yüksek gayrimenkul satışı yapıldı. Cumhuriyet öncesi de dahil olmak üzere yaklaşık 66 bin mülk yabancılara satıldı ve bunun yüzde 51'i son 4 yılda gerçekleşti. Türkiye genelinde 2003 yılında Tapu Kanunu'nda yapılan değişiklikten sonra (4916 sayılı yasa yürürlüğe girdikten sonra) taşınmaz mal edinen yabancı ticaret şirketlerinin sayısı da arttı. Türkiye genelinde 10 adet yabancı ticaret şirketi, Çanakkale, İstanbul, Muğla'da 13 adet taşınmaz mal ediniminde bulunuyor. Bunların dışında İzmir'in Bornova İlçesi'nde 127 adet mesken üzerinde bir adet yabancı ticaret şirketi 49 yıllığına üst hakkı kurdu.


Kemal unakıtan => ''Babalar gibi satarım''
Tecep Tayyp Erdoğan => ''Ben ülkeyi pazarlamakla mükellefim''


Savaşılarak kan dökülerek kurtarılan vatanı para karşılığı satıyorsunuz ya yazıklar olsun!!!!Bu ihanettir.!!!

ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ

Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyet'ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetln imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dagıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hiyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır!

Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur
!

20 Ekim 1927

************************************************************

Necip Türk Milletine ve nesl-i atîye tavsiyem şudur ki, sinesinde yetiştirerek başına geçireceği kişilerin kanındaki ve vicdanındaki cevher-i asliyeyi tahlil etmekten bir an feragat etmesin. Kemal ATATÜRK
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Geri
Üst