Ata'ya Şikayet

>ahm@t<

>HayalperesT
Altın Üye
Katılım
13 Nis 2009
Mesajlar
7,168
Reaction score
0
Puanları
0
Subay eşleri, 'Balyoz Planı' davası kapsamındaki tutuklamaları Ata'ya şikayet etti.
ATATÜRKÇÜ Düşünce Derneği (ADD) ve Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) üyesi bir grup, "Balyoz Planı" davası kapsamında gerçekleştirilen tutuklamaları Atatürk'e şikayet etmek amacıyla Anıtkabir'de buluştu.

Başta İstanbul olmak üzere Türkiye'nin çeşitli illerinden Ankara'ya gelen sanık aileleri, yakınları ve destek için gelenler Anıtkabir'e yürüdü. Aslanlı yoldan Anıtkabir'e ellerinde Türk bayraklarıyla giren yaklaşık 15 bin kişilik grup, Harbiye marşını söyleyerek "Türkiye laiktir, laik kalacak", "Askere uzanan eller kırılsın", "Mustafa Kemal'in askerleriyiz", "Vatan sana canım feda", "Ordu bizimdir", "Tayyip'in sonu Mübarek olacak", "Ordu halk el ele tam bağımsız Türkiye", "Orduya uzanan eller kırılsın" şeklinde slogan atarak dövizler taşıdı.

Mozeleye çelenk konulmasının ardından dev Türk bayrağı da açan grup, slogan atmaya devam ederken İstiklal Marşı'nı hep bir ağızdan okudu.

TESUD Başkanı Emekli Tümgeneral Melih Tunca Misak-ı Milli Kulesi'ndeki Anıtkabir Özel Defteri'ne yazdığı yazıda, “Türkiye Emekli Subaylar Derneği üyeleri olarak, Silahlı Kuvvetlerimize karşı yürütülmekte olan asimetrik savaşın etkilerini her geçen gün, ailelerimizle birlikte derin bir üzüntü içerisinde görüyor, yaşıyor ve esefle karşılıyoruz" dedi.

Atatürk'ün Afyonkarahisar'da 31 Temmuz 1920 tarihinde subaylara hitaben yaptığı konuşmada, “Ordunun hayat ve saadet kaynağı, bağımsızlığı takdir eden milletin, kuvvetin lüzumuna olan vicdanı, imanıdır. Orduyu imha etmek için mutlaka ordunun ruhu olan subayları mahvetmek, aşağılamak lazımdır" dediğini hatırlatan Tunca, Atatürk'ün konuşmasında, "Şahsi ve özel hayatları itibariyle subaylar, fedakarlar sınıfının en önünde bulunmak mecburiyetindedirler" direktifini verdiğini söyledi. Tunca, şöyle devam etti: "Siz, 'Hayatında bir an olsa bile subaylık yapmış, subaylık izzetinefsini, şerefini duymuş, ölümü küçümsemiş bir insan, hayatta iken kendisine reva görülen muamelelere katlanamaz. Onun yaşamak için bir çaresi vardır o da şerefini korumaktır' demiştiniz. Size ve milletimize bu güç şartlar altında layık olmanın inancı ve gayreti içerisindeyiz"

Daha sonra, eski 1. Ordu Komutanı ve emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın eşi Nilgün Doğan, bir gazetecinin duygularını sorması üzerine, kendilerine destek veren kişilere teşekkür ederek, “Bu aktivite bizim amatörce yaptığımız bir aktivitedir. Gururlu ve mutluyuz. Bence insanların buraya gelmesi önemli. Bu desteği görmek çok güzel bir duygu. Atatürk sevgimizin hiç bitmeyeceğine inanıyorum" dedi.

İstanbul'dan Anıtkabir'e Atatürk'e şikayet etmek amacıyla gelen subay eşleri arasında Donanma Kurmay Başkanı Tümamiral Semih Çetin'in eşi Nülifer Çetin, Tümamiral Ramazan Cem Gündeniz'in eşi Rengin Gündeniz, Tümamiral Soner Polat'ın eşi Sevgi Polat da basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

BU GÜNLERDE GEÇECEK
Sevgi Polat, "Haftada bir gün görüşümüz olacak, ancak camın arkasından olacak bu görüşme. Bu bizi çok üzecek. Bugünlerde geçecek her şey düzelecek. Bunun bir kabus olduğunu düşünüyorum. Bugüne kadar aklıma hiç böyle bir şey gelmemişti ve şu anda da o kabusu yaşıyorum" diye konuştu.
ELLERİNİ TUTARAK, SÖYLEMEK İSTEDİKLERİMİZİ SÖYLEYEMEYECEĞİZ
Rengin Gündeniz ise, "Sesimizi duyurabilmek bizi çok mutlu etti. Halkımızın desteğini görmek bizi mutlu etti. 5 gün önce yapılmış bir organizasyondu bu. Tamamen amatörce yapılmıştı. Bu kadar kalabalığı yağmur yağmasına rağmen biz de beklemiyorduk. Açık hava toplantılarının yenilerini yapacaz, ancak bir kaç gün önce basın mensuplarına duyurularımızı yapacağız. Herkes bir kez olmak üzere cezaevine giderek eşlerimizle görüştük. Sonuçta orası bir hapisane ve eşlerimizde o kurallara uyuyorlar. Bundan sonra ise, ayda dört defa arada cam olmak kaydıyla telefonla görüşeceğiz. Bizim için kolay değil bunlar. Daha öncede yaşadım ben bunları, eşim bir kez daha tutuklanmıştı. Ellerini tutarak söylemek istediklerini söylememek, tabiki dinliyorlar, cezaevi kurallarınca, bunları bilmek insanı üzüyor" dedi.
BİR ÇETE VAR BUNUN UZANTILARI BİZİM İÇERİMİZDE
Nülifer Çetin ise, "Benim eşim 6 aydır görevinin başında. Kimsenin bir yere kaçtığı yok. Arkadaşlarımız var yurtdışına gidip geldiler. Nasıl böyle bir ithamda bulunuyorlar anlamıyorum. Eşim donanma kurmay başkanı, delilleri karartma gibi bir ihtamda bulunamazlar. Bizi arama yapılmadan 4 saat önce haber verdiler. Ve oradan bir şeyler çıktı. İçimizde de hayinler var. Bir çete var, bunun uzantıları içeride, bizim içimizde de var, bunları kabullenmek lazım. Bir şekilde açık şekilde ortaya çıkmasını istiyoruz. Biz darbeyle suçlanmak istemiyoruz. Bizlerde darbeye karşıyız. Ordu eski ordu değil. Daha önce de oldu da, bu ordu yine yapacak diye bir şey yok" dedi.
 
Damat Ferit'in OsmanLıyı kurtarmak adına, Mustafa KemaL'i tutuklatma gayretleri masal değiL.Tarih kitapları bu konuda bir hazine.Bunları biLen bizLer o fiLmin tekrarını izLiyoruz.Bir üLkenin ordusunun en üst düzey komutanLarı içeriye aLındı.Kim başarıLı oldu? Damat Ferit'in askerLeri mi?Mustafa KemaL in askerLeri mi? O günkü akibet yakında tekrarLanacaktır. Bu günkü aktör,tek adam,davanın başsavcısı RTE'nin gücü ne bu orduyu eLe geçirmeye yetecek; ne de devLetin düzenini değiştirmeye yetecektir.Onun sonu da kaçmak oLacaktır.Damat Ferit gibi.TSK haLkın desteğiyLe zafere uLaşacaktır..

Bugün akp tarafından yaratıLmış oLan gaza geLen topLuLuk,tek adam diktası rte gittikten sonra aç,açıkta kaLacaktır..Gözü kapaLı orduya yapıLanLarı meşru görenLer tarihin baş sayfaLarında yerLerini aLacaktır.
 
yok yok yakında bende gidicem anıtkabire. ''atam sen kalk ben yatam'' diyeceğim. Vallahi artık yeter bukadar komedi. Bu ne yaa....
 
atasını çok seven ona bir fatiha bağışlar ve Allahtan günahları için af diler...

TÜRKİYE bu tür medyatik söylem ve eylemlere prim vermiyor artık.


çok çocuk hareketler bunlar...
 
Damat Ferit'in OsmanLıyı kurtarmak adına, Mustafa KemaL'i tutuklatma gayretleri masal değiL.Tarih kitapları bu konuda bir hazine.Bunları biLen bizLer o fiLmin tekrarını izLiyoruz.Bir üLkenin ordusunun en üst düzey komutanLarı içeriye aLındı.Kim başarıLı oldu? Damat Ferit'in askerLeri mi?Mustafa KemaL in askerLeri mi? O günkü akibet yakında tekrarLanacaktır. Bu günkü aktör,tek adam,davanın başsavcısı RTE'nin gücü ne bu orduyu eLe geçirmeye yetecek; ne de devLetin düzenini değiştirmeye yetecektir.Onun sonu da kaçmak oLacaktır.Damat Ferit gibi.TSK haLkın desteğiyLe zafere uLaşacaktır..

Bugün akp tarafından yaratıLmış oLan gaza geLen topLuLuk,tek adam diktası rte gittikten sonra aç,açıkta kaLacaktır..Gözü kapaLı orduya yapıLanLarı meşru görenLer tarihin baş sayfaLarında yerLerini aLacaktır.



Mustafa Kemal'in askerleri "Devlet-i Ebed Müddet" davası için Anadolu yollarına düştüler,şimdiki gibi halkın maddi manevi dayanaklarını provokatif eylemlerle harcayıp darbeye zemin hazırlamak için değil,

İçeriye alınanlarla amaç Ordumuzu yıpratmak değil,Ordumuzun içindeki kötü emelli insanları tespit ve tahliye etmektir.

İddia makamı bu devletin savcısı,yargılayan da bu devletin hakimleridir...

Hiç kimse bu insanların sütten çıkmış ak kaşık olduğunu iddia etmesin..

Amacım İktidar partisini savunmak değildir,sözlerimden katiyyen bu anlaşılmasın... Ana muhalefet partisinin de iktidar olduğu bir zamanda böyle bir tasfiye süreci başlasaydı desteklerdim...

Hanımefendilerin tepkisine saygı duyuyorum ama boş bir eylem olarak niteliyorum. Tahmin ediyorum ki gururla söyledikleri İstiklal Marşımızın yazarı Merhum Mehmed Âkif hayatta olsaydı O'da bu şekilde nitelerdi...
 
Geri
Üst