ATaTüRK ve DeMoKRaSi

Leke

Altın Üye
Katılım
25 Haz 2005
Mesajlar
9,652
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
40
Konum
DoĞDuĞuMDa O KaDaR ŞaŞıRDıM Ki , BiR BuÇuK SeNe Ko
Atatürk ve demokrasi
Atatürk bir diktatör olmakla, demokrasiyi yerleştirmemekle eleştiriliyor. "Yüzde doksanı köylerde yaşayan ve okuma yazma bilmeyen, on yılı aşkın süredir bir savaştan diğerine sürüklenen, aç, sefil ve perişan bir toplumda demokrasi nasıl kurulacaktı?" sorusu üzerinde fazla durulmuyor.
Her yönetim biçiminin belirli bir ekonomik, toplumsal ve kültürel tabanı vardır. Hiçbir yönetim boşlukta oluşmaz, salt kişilerin iradesine bağlı olarak kurulmaz ve yıkılmaz. O kişi Mustafa Kemal bile olsa. (Örneğin, 1974-1989 yılları arasında
demokratikleşen 31 ülkeden sadece iki tanesinde kişi başına düşen ulusal gelir 250 doların altındaydı. On bir tanesinde bu gelir 250-1000 dolar, on altısında 1000-3000 dolardı, iki tanesinde de
3000 doların üzerindeydi).
Atatürk, demokratik bir yönetim kuramasa bile, böyle bir yönetimin temellerini atmıştır. Dünyevi ve uhrevi güçlerin temsilcisi, Tanrı'nın gölgesi
olarak duran ve Tanrı'dan başka kimseye sorumlu olmayan Halife Sultan yerinde kalsa, demokrasi kurulabilir miydi?
Kadınların hukuki eşitliğini sağlayan reformlar olmadan demokrasi kurulabilir miydi?
Siyasal meşruluğun kaynağının ilah güçlerde değil de, halkta olduğunu veri olarak kabul eden laiklik kabul edilmeseydi, demokrasi kurulabilir miydi?
12 Eylül döneminde bakkal dükkânı kapatır gibi kapatılan Meclis'i en güç koşullarda, savaşın en kızgın ortamında, eleştiri ve muhalefetin en yaman ve acımasız olduğu bir dönemde bile açık tutan ve meşruluğu onda arayan Atatürk, sadece cumhuriyet için değil, demokrasi için de bir mesaj vermiş olmuyor muydu?
Atatürk, demokrasi özlemini zaman zaman dile de getirmişti. Bir Amerikalı gazeteciye, "Siz yeni dünyanın en eski demokrasisisiniz, biz eski dünyanın en genç demokrasisiyiz" diyordu.
1922 Aralık ayında şunları söyledi: "Şurası unutulmamalı ki, bu ibare tarzı bir bolşevik sistemi değildir. Çünkü biz ne bolşevik, ne komünist, ne biri, ne diğeri olamayız. Çünkü biz milliyetperveriz ve dinimize hürmetkârız. Hülasa bizim şekli hükümetimiz tam bir demokrat hükümettir ve lisanımızda bu hükümet 'halk hükümeti' diye yâd edilir."
Elbette Türkiye Cumhuriyeti'nin bir demokrasi olmadığını Atatürk de çok iyi biliyordu. Fakat, bu sözleriyle belli ki bir özlemi (belki de öngörüyü)

dile getiriyordu. Reformlarıyla altyapısını oluşturduğu demokrasinin bir gün yeşerip gelişeceğine ilişkin öngörüyü...
Sadece Türk demokrasisi için değil, insanlık için de çok uzaklara bakan bir insandı Atatürk: "Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünde yok olacak ve yerlerine uluslararasında hiçbir renk, din ve ırk ayrıcalığı gözetmeyen yeni bir uyum ve işbirliği çağı egemen olacaktır" demişti.Atatürk devrimleri bitmemiş bir projeydi.
Demokratikleşme hareketi, bu projenin devamı olmuştur.
Bütün bunların ne anlama geldiğini anlamak için, Cezayir, Libya, Suudi Arabistan, Suriye, Irak, İran, Afganistan, Sudan, Yemen, Pakistan... gibi ülkelerdeki yönetim biçimlerine şöyle bir bakın yeter. Ancak bu ülkelerdeki yönetimleri çok beğeniyor ve Türkiye'nin onlar gibi olması gerektiğine inanıyorsanız, Atatürk'ün yaptıklarının yanlış olduğunu söyleyebilirsiniz.


TüRKeR AlKaN 10 Kasım 1998 ( RaDiKaL'de YaZmıŞ )

Çok güzel özetlemiş . Herhalde Türkiyede demokrasi kavramının oturması için bir 50 sene daha geçebilir .
İnşallah Tam Bağımsız vede Tam Demokratik bir Türkiye'yi bende görebilirim .
 
güzel bir yazı teşekkürler
 
Geri
Üst