Atatürk Reklam Filmi Tarihsel Olarak Doğru mu?

digerkam

New member
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
23
Reaction score
0
Puanları
0
Konu oldukça cazip... “Balyoz operasyonu”na müdahale eden İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin’in ismi Balyoz Harekât Planı’nda geçiyormuş... Hem de, “yararlanılacak savcılar” listesinde.

Konu cazip ama ben Anadolu Sigorta Şirketi’nin Atatürk’lü reklamına takmış vaziyetteyim.

Engin Ardıç, “Bu iş, Atatürk’ü ticarete alet etmek değil midir erenler?” diye soruyordu.

Sorduğuyla kaldı.

Ben de, “Bu iş, iş değil” diyorum.

Hadi rekabet yasalarını, şunu bunu boş verelim... İşin “Atatürk sömürüsü” kısmını da es geçelim... “Alt tarafı bir reklam filmi” bile olsa, yanıltıcı bilgi vermek, tarihsel gerçekliği çarpıtmak koskoca sigorta şirketine yakışıyor mu?

Dün, Prof. Emine Gürsoy Naskali’den bir mektup aldım. Kendisi, 3. Cumhurbaşkanımız Celal Bayar’ın torunudur.

Tam da bu hususu dile getiriyordu Emine Hanım.

Okuyalım:

Reklam filminde aktarılan bilgi gerçeği yansıtmıyor. Anadolu Sigorta’yı büyükbabam Celal Bayar kurmuştur. İş Bankası’nı kurduktan 8 ay sonra... Atatürk’ün talimatıyla değil ama elbette Atatürk’ü bilgilendirerek, Atatürk’ün onayını alarak kurmuştur...

İş Bankası’nın kuruluşu da böyle olmuştur:

Hint Müslümanların Atatürk’e gönderdiği para ile Atatürk’ün kayınpederi Muammer Bey, Atatürk’ün de ortak olacağı bir dış ticaret şirketi kurmak istemiş. Büyükbabam Atatürk’ün ticaret işine karışmasının “mahsurlu” olacağını söyleyerek bu para ile bir banka kurmayı teklif etmiş ve bakanlık görevinden ayrılarak İş Bankası’nı kurmuştur.

Anadolu Sigorta’nın kuruluşuyla ilgili şöyle bir hatıra da var:

Şirketin, ayrıca, “hayat sigortası” alanına girmesine veriliyor. Tabii bütün bunlar o dönem için çok yeni şeyler.

Hayat sigortası yaptıracaklara teşvik ve emsal olsun diye
“1 numaralı müşteri” büyükbabam oluyor. Usul gereği bir doktor muayenesinden geçiyor. Doktor büyükbabamı sağlıklı buluyor.

Büyükbabam o yıllarda günde birkaç paket sigara içermiş. Doktora, sigara içtiğini söylüyor. Doktor da “sigarayı azaltın, mümkünse bırakın” diye tavsiyede bulunuyor.

O günlerde Atatürk Meclis’te Büyük Nutku irad edecek. Meclis salonunda sigara içilmiyor. Büyükbabam nutku kesintisiz dinleyebilmek için sigarayı o gün bırakıyor. Ve o günden sonra da hiç sigara içmiyor.

Resmi söylem, 27 Mayıs 1960 darbesinin etkisini üzerinden atamadığı için, topluma hâlâ “ambargolu” bir tarih dayatıyor. Anadolu Sigorta’nın ve daha birçok kurumun sayfasına girin, Bayar’ın adını telaffuz edemediklerini, bu kurumları Bayar’ın kurduğunu söyleyemediklerini görürsünüz...

Böyle diyor Emine Hanım...

Resmi söylem tarihi çarpıtabilir... Ama “gerçekler”, tabiri amiyane ile, kabak gibi ortada. Hiçbir elin, hiçbir darbe konvansiyonunun gücü onları ortadan kaldırmaya yetmez.

Bayar’ın hiç görülmeyen, hatta yok sayılan icraatları İş Bankası ve Anadolu Sigorta’yla mı sınırlı?

Hayır...

Biraz reklam olacak ama, bu satırların yazarı “Derin Roman” adlı naçiz eserinde bu konuyu (Bayar’ın çabalarını) teferruatıyla anlatmaktadır. Okuyun, kafalarımızın resmi söylemle nasıl iğdiş edildiğini bir kez daha görün.

AHMET KEKEÇ- Yalandan kim ölmüş!
 
Yalandan kim ölmüş :) Sadece kendi ceplerini düşünen kapitalist reklamcılar (ölmez).
 
Bu konu daha çok tartışılacak gibi...
 
Konu cazip ama ben Anadolu Sigorta Şirketi’nin Atatürk’lü reklamına takmış vaziyetteyim.

Engin Ardıç, “Bu iş, Atatürk’ü ticarete alet etmek değil midir erenler?” diye soruyordu.

Sorduğuyla kaldı.

Ben de, “Bu iş, iş değil” diyorum.

[/URL][/B]


Allah ile aldatıyorlar ,Allahı pazarlıyorlar sesiniz çıkmıyor mevzu Atatürkle ilgili olunca ne kadarda duyarlı oluyorsunuz böyle, vallahi takkıyenize yetişmek çok zor , görende bu duyarlılığınızdan dolayı Atatürkçü sanacak sizi.

Bırakın bunun muhasebesini Atatürkçüler yapsın haddinizi aşmayın, aşarsanız işte böyle takkıyeniz düşürülür...
 
Eğer ortada bir “tahammülsüzlük” olsaydı bunu dile yetireceğimiz en son yer “Atatürk'ün reklam filmlerinde oynatılması” olurdu. Zira girdiğiniz her devlet dairsinde, adımını attığımız her okulda, elinize aldığınız her ders kitabında, neredeyse hayatın her alanında Atatürk var. Eğer düşündüğünüz gibi olaydı en fazla bir hafta sürüp gidecek ve sonrasında unutulacak olan bir reklam filimi özerinden "tahammülsüzlüğümüzü" dile getirmek yerinde başka bir kılıfa sığınır ve yukarıda saydığımız; daha aktif daha çok göze çarpan Atatürk’le ilgili argümanlara saldırırdık.

Sandığınızın aksine; ne Atatürk düşmanıyız, nede onu TV'lerde görmeme gibi bir tahammülsüzlüğümüz var.Niyetimiz gayet samimi ve net.

Karşı durduğumuz birinci nokta -ki bence en önemlisi- Atatürk’ün kurmadığı söylenen bir şirketin Atatürk tarafından kurulduğu yönünde tarihsel bir çarpıtmayla "gelir" elde etme, ikinci nokta ise; Bizce böylesine tarihi bir şahsiyetin bir ticarethane haline getirilmemesidir.

Aslında biraz mantıklı düşündüğünüzde; Atatürk reklam filmlerine ilk başta Atatürk’e ve onun değerlerine gönül verdiğini söyleyen sizler tarafından karşı gelinmesi gerekirdi. Zira Atatürk’ün kurmadığı bir şirketi Atatürk kurmuş gibi reklam yaparak “gelir” elde etmeleri en fazla sizleri rahatsız etmeliydi. Yine karşı çıkmanızı gerektiren bir başka neden; Atatürk’ün kurduğu söylenen bir şirketin bu ülkeye ne verdiği yönünde gelebilecek bir eleştiriye vermekte zorlanacağınız cevapla ilgilidir. Öyle ya Anadolu halkı için kurulduğu söylenen ama şimdilerde Anadolu halkının kullanamadığı bir şirkete dönüşen ve bu şirketin ortalıkta dolaşmasına rağmen Anadolu haklın sefil ve perişan durumu, yine bu şirketin bu halka ne verdiği? Yönündeki sorular cevaplanması hayli zor sorular…
 
Geri
Üst